Hormonlar ve büyüme faktörlerinin kemik gelişiminde, özellikle proliferasyon, diferansiyasyon, kemotaksis ve morfogenez gibi hücresel olayların düzenlenmesinde önemli rolleri bulunmaktadır
15.
Yapısında birçok büyüme faktörü bulunan TZF'nin yara iyileşmesinde etkili olduğu belirtilmektedir4-6,8. Platelet aktivasyonundan yaklaşık 10 dakika sonra, α granüllerindeki büyüme faktörlerinin salgılandığı, yaklaşık 1 saat içinde de, %95'inin yara bölgesine iletilerek iyileşme sürecinin başladığı bildirilmektedir7-11. Bu faktörlerden PDGF'nin yara bölgesindeki hücre proliferasyonu, vaskülarizasyon ve yeniden yapılanmayı hızlandırdığı bildirilmektedir16-18. Choukroun ve ark.4 TZF'nin yumuşak ve sert dokularda hemostaz ve yara iyileşmesinde önemli avantajları olduğunu belirtmişlerdir. TZF'nin yapısındaki interlökinlerin defekt ve çevresinde yangıyı baskılamasının yara iyileşmesine yardımcı olduğu düşünülmektedir5,6.
Plazma ve fibrin yapıştırıcılara göre daha doğal ve etkili olduğu belirtilen TZF'nin osteogenezi uyarma yeteneğinin araştırılabileceği ve kaynak oluşturacağı düşünülerek bu çalışmanın yapılması planlanmıştır.
TZF elde edilecek kanın 10 dk 400 g'de, düşük hızda santrifüjü ile oluşan ve doğal fibrin ağına çok benzeyen fibrin ağı içindeki yoğun olarak bulunan trombositlerin ortama aktardığı sitokinlerin yara bölgesinde sürekli olarak doku uyarımını sağladığı ve yara iyileşmesini hızlandırdığı belirtilmiştir7-11.
Bu çalışmada, TZF hazırlanırken alınan 8 mL kan 400 g'de 10 dk sanrifüje edilerek trombositten zengin fibrin hazırlandı. Düşük hızda gerçekleştirilen santrifüj işlemi ile elde edilen TZF'nin doğal fibrin ağına benzemesi amaçlandı.
Histopatolojik değerlendirmelerde kemikleşmenin 1.-2. haftalarda başladığı, 6.-8. haftalarda defektlerin reorganize olarak dolduğu bildirilmektedir2,3,11. Yapılan bu çalışmada TZF'nin kemik iyileşmesindeki etkinliğinin histopatolojik olarak araştırılması amacı ile dönemler 30 ve 60. günler olarak belirlenmiştir.
Kemik defektlerindeki iyileşmenin büyük oranda defektin büyüklüğüne bağlı olduğu, greftin osteojenik potansiyelinin tam olarak değerlendirilmesi için defektin, spontan iyileşmeye engel olacak kadar büyük olmasının önemi belirtilmiştir19,20. Bu özelliklere sahip deneysel kemik defekti kritik boyut defekti (KBD) olarak adlandırılmış ve osteojenik materyallerin değerlendirilmesinde standart bir model olarak Hollinger ve Kleinschmidt20 tarafından önerilmiştir. KBD, türlere ve ilgili bölgeye göre farklı olmak üzere hayat boyunca spontan olarak iyileşemeyecek en küçük intraosseöz yara olarak tanımlanmıştır. Bununla birlikte pek çok çalışmada sürenin sınırlı olması ve deneylerin hayvanın tüm hayatı boyunca sürdürülememesinden dolayı hayvan araştırmalarında KBD'nin deneme süresi boyunca iyileşemeyen defektleri ifade ettiği bildirilmiştir19-21.
Tavşanlarda yapılan çalışmalarda 0.5-8 mm gibi çok çeşitli defekt büyüklükleri uygulandığı bildirilmekle beraber diyafiz genişliğini aşan defektlerde özellikle 4 mm ve daha geniş olanlarda kırık oluştuğu bildirilmiştir20. Tavşanlardaki tibia diyafiz genişliği dikkate alınarak 3.5 mm'lik bir defektin bu çalışma için uygun olacağı ve 2 aylık erken dönem kemik iyileşmesi için KBD olduğu düşünülmüştür.
Bu çalışmada, TZF uygulanan kemik defektlerindeki kallus oluşumunun zamanla artması ve radyografik muayenelerde kemik defektlerinin büyük oranda yeni oluşan kemik dokusu ile doldurulmasının gözlenmesi TZF'nin kemik iyileşmesini stimüle edici özelliğini göstermektedir.
Kemik iyileşmesinin incelenmesinde hücresel düzeydeki değişimlerin izlenebilmesi için histolojik kontrollerin de yapılması gereklidir11,21. Bu çalışmanın histopatolojik incelemelerinde kontrol grubunda 30. günde sadece granülasyon dokusu izlenmesi ve 60. günde fibröz kallus içinde çok az kemik izine rastlanması ve defektlerin hiç birinin tam olarak kapanmaması Hollinger ve Kleinschmidt20'in bildirdikleri ile uyumlu olup, yeni kemik oluşumunu artırmak için kemik grefti uygulamasının gerekliliğini göstermiştir. Otuz ve 60. günlerde TZF grubundaki yeni kemik oluşumunun kontrol grubuna göre daha iyi olması TZF'nin kemik doku oluşumu üzerine olumlu etkisini göstermektedir.
Sonuç olarak, bu çalışmadan elde edilen radyografik ve histopatolojik bulgular ekstremite kemiklerindeki defektlerde TZF'nin iyi bir greft materyali olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
Teşekkür
Histopatolojik muayenelerinin gerçekleştirilmesindeki katkılarından dolayı Doç.Dr. Ali Osman ÇERİBAŞI'na teşekkür ederiz.