[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi
2017, Cilt 31, Sayı 3, Sayfa(lar) 231-234
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Sığırlarda Ultrasonografinin Seksüel Pre-Seleksiyon Amacıyla Kullanılması
Sait ŞENDAĞ1, Barış Atalay USLU2, Nebi ÇETİN1
1Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı, Van, TÜRKİYE
2Cumhuriyet Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Dölerme ve Suni Tohumlama Anabilim Dalı, Sivas, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Süt sığırcılığı, prenatal fötal cinsiyet, ultrasonografi
Özet
Bu çalışmanın amacını gebe süt sığırlarında prenatal fötal cinsiyetin real-time transrektal ultrasonografi ile belirlenmesi oluşturdu. Bu amaç için 100 baş sütçü gebe sığır kullanıldı. İntrauterin fötal cinsiyetin belirlenmesinde, genital çıkıntıların pozisyonları (gebeliğin 55.–59. günleri arasında, n: 21) ayrıca eksternal genital yapılar (gebeliğin 60.–85. günleri arasında, n: 79) değerlendirildi. Belirlenen prenatal ultrasonografik fötal cinsiyetler, doğan buzağı cinsiyetleri ile karşılaştırıldı. Sonuç olarak ultrasonografi ile %100’e oldukça yakın bir doğruluk oranıyla seksüel pre-seleksiyon yapılabileceği kanıtlanmış oldu. Diğer taraftan sunulan bu çalışma, Türkiye’deki süt işletmeleri sürü yönetimi kapsamında, ultrasonografik seksüel pre-seleksiyon programının da olması gerekliliği tezini ortaya atmıştır. Gebe ineklerde buzağı cinsiyet kimliğinin bilinmesi hem doğum yönetimi hem de yetiştiricinin pazar ve üretim hedeflerine ciddi katkılar sağlayacaktır. Sunulan bu çalışma reprodüktif sürü idaresiyle ilgili ortaya attığımız bu yenilikçi yaklaşımların hem ulusal hem de uluslararası seviyelerde dikkate alınacağı kanaatini destekleyecektir.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Seksüel pre-seleksiyon fötal cinsiyetin doğumdan önce bilinmesine olanak sağlar. Böyle bir teknoloji sürü idaresinde birçok avantajı beraberinde getirir 1. Çünkü yetiştiriciler sadece ihtiyaçları olan ya da pazarda daha çok talep edilen buzağı cinsiyetini üretebilirler. Bu şekilde seksüel pre-seleksiyon, işletme sermayesinin hedeflere uygun bir yatırıma dönüşümüne güçlü bir katkı sağlar.

    Prenatal fötal cinsiyet temelde fertilizasyon ya da implantasyondan önce, spermatozoa 2,3 ya da embriyo 4 üzerindeki manüplasyonlarla, belirlenebilir. Ancak bu tür manüplasyonlar için donanımlı laboratuvar ve uzmanlaşmış personele ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye’de sığırlarda fötal cinsiyetin belirlenmesiyle ilgili akademik ve pratiğe yönelik çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bir taraftan embriyo üretimiyle ilgili yasal kısıtlama ve zorluklar diğer taraftan da embriyo üretimiyle ilgili yetersiz saha talepleri, konunun Türkiye’de gelişmemesinde temel problemler olarak görülebilir. Yine, cinsiyeti belirlenmiş spermatozoa üretiminin yurt dışı patentli olduğu ve ticaretinin de bazı özel firmalar tarafından yapıldığı unutulmamalıdır.

    Sığırlarda reprodüktif ultrasonografi, erken gebelik tanısının yanında, fötüsün intrauterin ayrıntısını her türlü saha şartlarında, kısa süre içerisinde ve gerçek zamanlı olarak ortaya koyabilmektedir. İlk kez Müller ve Wittkowski 5, 1986 yılında sığırlarda ultrasonografi ile fötal cinsiyetin belirlenebileceğini ortaya atmışlardır. Bu araştırıcılar prenatal cinsiyeti, gebeliğin 70-120. günleri arasında erkek cinsiyette skrotum, dişi cinsiyette ise meme bezi ile belirleyebilmişlerdir. Üç yıl sonra Curran ve ark. 6, ultrasonografik cinsiyet tayinini gebeliğin daha erken dönemine çekmeyi başarmışlardır. Bu ekip, gebeliğin 55–65. günleri arasında genital çıkıntı ile de erkek cinsiyette penis dişi de ise klitoris, seksüel pre-seleksiyonun yapılabileceğini göstermişlerdir.

    Türkiye’de ultrasonografinin beşeri hekimlikte prenatal bebek cinsiyeti tayinine yönelik kullanımı oldukça rutin ve yaygın olmasına rağmen, bu konu süt ineklerinde henüz pratiğe aktarılmamıştır. Üstelik Türkiye’de ultrasonografinin seksüel pre-seleksiyon amaçlı kullanımına yönelik bugüne kadar sadece, bildiğimiz kadarıyla, Dinç ve ark. 7’ın çalışması dikkat çekmektedir. Ancak 2002 yılında Türkiye’de yapılan bu ilk çalışmada, prenatal fötal cinsiyetin ultrasonografi ile doğru olarak belirlenme oranı ancak %50.43’de kalmıştır. Bu oran oldukça düşük olup, Dinç ve ark. 7’nın çalışmalarında karşılaştığı birçok olumsuzluğun varlığını yansıtmaktadır. Tüm bu sonuçlar, bu çalışmamızın planlanasına neden gösterilebilir. Bu nedenle, sunulan araştırmamızın amacını gebeliklerinin 55–85. günleri arasında olan süt ineklerinde, prenatal fötal cinsiyetin ultrasonografi ile belirlenmesi oluşturdu.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışma materyalini özel bir işletmeye ait, gebe 95 inek (7 Holştayn, 88 İsviçre Esmeri) ve 5 İsviçre Esmeri düve oluşturdu. Bu hayvanlarda fötal cinsiyet tayini için, sun’i tohumlama kayıtlarına göre, gebeliğin 55–85. günleri arası tercih edildi. Ultrasonografik muayeneler 5 MHz`lik linear prob ile transrektal olarak gerçekleştirildi. Fötal cinsiyet, hareketsizlikleri sağlanmış hayvanlarda, gebeliğin olduğu kornuda, probun transversal ya da horizontal uygulamalarıyla, her zaman aynı operatör tarafından, belirlenmeye çalışıldı. Bu manüplasyonlar için, rektumun boşaltılmasından sonra, en fazla 10 dakikalık bir süre kullanıldı. Fötal cinsiyet belirlenirken, gebeliğin 60-85. günleri arasında (n= 79) sekonder seks organları/eksternal genital yapılar (arka bacaklar arasında skrotum ya da meme bezi), 55-59.günleri arasında ise (n= 21) genital çıkıntının pozisyonu (göbek kordonunun kaudalinde penis ya da klitoris) dikkate alınarak karar verildi 5,6. Yapılan tek muayeneler sonucu elde edilen ultrasonografik fötal cinsiyet bulguları, doğum sonrası buzağı cinsiyetleriyle karşılaştırıldı. Doğruluk oranları (%) istatistiksel olarak hesaplandı (Tablo 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Ultrasonografik prenatal fötal cinsiyet bulgularının postnatal buzağı cinsiyetleriyle karşılaştırılması

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışma sonuçları Tablo 1’de özetlenmiştir. Bu sonuçların istatistiki yorumlanmasında basit yüzde oranları kullanılmıştır. Bu sonuçlara göre, prenatal fötal cinsiyet 97 hayvanda doğru (%97), 3 hayvanda ise yanlış (%3) olarak belirlendi. Transrektal ultrasonografinin, gebeliklerinin 55–85. günleri arasında olan süt sığırlarında, hemen hemen %100’lük bir başarı oranı dikkat çekiciydi. Fötal cinsiyet tanısı için, 21 olguda genital çıkıntı (18 doğru, 3 yanlış), 79 olguda (79 doğru) ise sekonder cinsiyet organlarına bakılarak karar verildi. Genital çıkıntının gözlenmesiyle fötal cinsiyet tayini gebeliğin yaklaşık 2. ayından itibaren mümkün olmaktadır. Bu dönemde, aktif hareketleri nisbeten daha az olan fötüsün göbek kordonunun kaudalinin gözlenmesi yeterli olmaktadır. Erkek fötüslerde bu bölgede hiperekojen penis bulunurken, dişi fötüslerde böyle bir ekojenite bulunmamaktadır. Gebeliğin 2. ayından sonra, sekonder cinsiyet organları ile fötal cinsiyet tayini daha kolay olmaktadır. Çünkü bu dönemde sekonder cinsiyet organları, genital çıkıntılara göre anatomik olarak büyüdüğü görülmektedir. Erkek fötüste skrotum, dişi fötüste de meme bezi ve başları arka bacaklar arasında hiperekojen olarak izlenebilmektedir. Ancak bu dönemde fötüsün oldukça hareketli olması, arka bacaklar arasının izlenme süresini kısaltabilmektedir. Yine fötüste ön bacakların arası, yanlışlıkla arka bacaklar gibi algılanabilmektedir. Özellikle fötal kalp atımları ile abomasum ön ve arka bacakların ayırt edilmesinde yardımcı olabilmektedir. Kalp atımlarına yakın olan bacaklar ön, abomasuma yakın olan bacaklar da arka bacak olarak değerlendirilebilir.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Bu çalışmada süt sığırlarında prenatal fötal cinsiyet, transrektal ultrasonografi ile yaklaşık %100’lük bir doğruluk oranıyla belirlenebildi. Araştırma sonuçları bir taraftan literatürlerin 6,8-10 vurguladığı ultrasonografinin seksüel pre-seleksiyondaki etkinliğini kanıtlarken, diğer taraftan da Dinç ve ark. 7’nın düşük doğruluk oranlarına neden olan metodolojik eksiğini açığa çıkarmıştır. Araştırmada gebeliğin 55–85. günlerinin, fötal cinsiyet tayini için gayet ideal bir dönem olduğu saptandı. Ancak Dinç ve ark 7’nın, 91–120. günler gibi, fötüse ulaşmanın güç olabileceği, ileri bir gebelik dönemini kullanmış olmaları başarı oranlarını sadece %50’lerde tutmuştur. Çünkü bu araştırıcılar çalışmalarında, 41 olguda fötüsü uterusun pelvis boşluğuna sarkma derecesine bağlı olarak, tam olarak görüntüleyememişlerdir. Yine aynı gebelik dönemi aralığında da 16 kez yanlış tanı koymuşlardır. Ultrasonun süt sığırlarındaki böyle bir endikasyonu, özellikle yurtdışında kısrak, manda, koyun ve keçi gibi hayvanlarda da yaygınlaşma eğilimindedir 6,11-13. Türkiye’de sığırlar dışında, koyunlarda da prenatal fötal cinsiyetin belirlenmesine yönelik, 2007 yılında, Şendağ ve ark. 14’nın yapmış oldukları bir araştırma dikkat çekmektedir.

    Çalışma sonuçları Türkiye süt inekçiliğine yönelik yeni bir reprodüktif programın geliştirilmesine katkı verebilecektir (Şekil 1). Bu program, klasik erken gebelik muayenelerinin yanında, seksüel pre-seleksiyonu da kapsayacaktır. Modifikasyonu sun’i tohumlama sonrası bir kızgınlık gözlemi ve iki kez de ultrason muayenesi oluşturacaktır. Kızgınlık gözlemleri, sun’i tohumlamadan sonraki kızgınlık döneminde yapılarak, dönen hayvanlar belirlenecektir. Dönmeyen hayvanlarda ise sun’i tohumlama sonrası 30. günde ilk ultrason muayeneleri yapılarak, gebe hayvanlar belirlenebilecektir. İkinci ultrason muayeneleri gebelikleri doğrulanmış hayvanlarda, 55.–85. günlerde yapılarak “Buzağı Cinsiyet Kimliği” belirlenecektir. Bu ikinci ultrason muayeneleri embriyonik ölümlerin belirlenmesine de dolaylı olarak katkı sağlayabilecektir. Bu şekilde, dönen hayvanlar, erken gebeler ve gebe hayvanlarda “Buzağı Cinsiyet Kimliği” belirlenmiş olacaktır. Gebe ineklerde buzağı cinsiyet kimliğinin bilinmesi yetiştiriciye iki önemli avantajı beraberinde getirecektir. Birincisi, yetiştirici hedefine uygun ya da pazarda tercih edilen buzağı cinsiyetine yönelerek, sermayesini etkili bir şekilde kullanabilecektir. Diğer taraftan, gebe ineklerde buzağı cinsiyetinin bilinmesi doğum menejmentine de katkılar sağlayacaktır. Çünkü buzağı cinsiyeti doğumun şekline etki eden önemli bir faktördür. Araştırıcılar 15,16, erkek buzağılarda, güç doğum (Dystocia) riskinin, dişi buzağılara nazaran, daha yüksek olduğu konusunda ortak görüşe sahiptirler. Bunun nedeni, erkek buzağıların daha büyük ve doğum ağırlıklarının da daha fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Düvelerde güç doğum insidensi dişi buzağılarda %7 iken, erkek buzağılarda bu oran %15.9’e kadar çıkabilmektedir 15.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Reprodüktif sürü menejmentinde ultrasonografik seksüel pre-seleksiyon programı

    Sonuç olarak, bu çalışma konunun pratikte yaygınlaşmasına, yetiştiricilerin veteriner hekimlerden bu tür taleplerde bulunmalarına, konuyla ilgili pratik kursların organize edilmesine katkılar sağlayacaktır. Gebe ineklerde buzağı cinsiyet kimliğinin bilinmesi hem doğum menejmenti hem de yetiştiricinin pazar ve üretim hedeflerine ciddi katkılar sağlayacaktır. Çalışma sonuçları, ultrasonografik seksüel pre-seleksiyon programını, reprodüktif sürü menejmenti içerisinde bulunması gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Ancak Türkiye’de tüm bölgelere yayılabilen, böyle bir programın geliştirilebilmesi için gelecekteki kontrollü çalışmalara ihtiyaç duyulacaktır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Seidel GE Jr. Overview of sexing sperm. Theriogenology 2007; 68: 443-446.

    2) DeJarnette JM, Nebel RL, Marshall CE. Evaluating the success of sex-sorted semen in US dairy herds from on farm records. Theriogenology 2009; 71: 49-58.

    3) Garner DL. Flow cytometric sexing of mammalian sperm. Theriogenology 2006; 65: 943-957.

    4) Hirayama H, Kageyama S, Moriyasu S, et al. Embryo sexing and sex chromosomal chimerism analysis by loop mediated isothermal amplification in cattle and water buffaloes. The Journal of Reproduction and Development 2013; 59: 323-326.

    5) Müller E, Wittkowski G. Visualization of male and femal e characteristic of bovine fetuses by real-time ultrasonics. Theriogenology 1986; 25: 571-574.

    6) Curran S, Ginther OJ. Ultrasonic determination of fetal gender in horses and cattle under farm conditions. Theriogenology 1991; 5: 809-814.

    7) Dinç DA, Şendağ S, Çelik HA, et al. İnek ve düvelerde real-time, B-mode ultrasonografi ile fötal cinsiyetin belirlenmesi. Veteriner Bilimleri Dergisi 2002; 18: 5-11.

    8) Cenariu M, Pall E, Parlapan L, Groza I. Ultrasonographic determination of fetal sex in cattle. Veterinary Medicine 2012; 69: 1-2.

    9) Curran S, Kastelic JP, Ginther OJ. Determining sex of the bovine fetus by ultrasonic assessment of the relative location of the genital tubercle. Anim Reprod Sci 1989; 19: 217-227.

    10) Tainturier B, Tainturier D, Bencharif D. Fetal sex determination in cattle by ultrasonography. Journal of Animal and Veterinary Advances 2004; 3: 136-141.

    11) Ali A, Fahmy S. Ultrasonographic fetometry and determination of fetal sex in buffaloes (Bubalus bubalis). Anim Reprod Sci, 2008; 106: 90-99.

    12) Bürstel D. Untersuchungen zur intrauterinen Geschlechtsfeststellung bei Feten kleiner Wiederkäuer mittels Ultrasonographie. Hannover: Diss Med Vet, 2002.

    13) Amer HA. Ultrasonographic assessment of early pregnancy diagnosis, fetometry and sex determination in goats. Anim Reprod Sci 2010; 117: 226-231.

    14) Şendag S, Celik HA, Aydın İ, et al. Sonographische Geschlechtsfeststellung bei Schaffeten unter Feldbedingungen durch einmalige Untersuchung. Tierärztl. Prax 2007; 35: 197-201.

    15) Heins BJ, Hansen LB, Seykora AJ. Calving difficulty and stillbirths of pure Holsteins versus crossbreds of Holstein with Normande, Montbeliarde, and Scandinavian Red. J Dairy Sci 2006; 89: 2805-2810.

    16) Newman S, MacNeil MD, Reynolds WL, Knapp BW, Urick JJ. Fixed effects in the formation of a compositeline of beef cattle: Experimental designand reproductive performance. J Anim Sci 1993; 71: 2026-2032.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]