[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2020, Cilt 34, Sayı 1, Sayfa(lar) 063-067
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Endoskopi Yapılan Çocuklarda Helicobacter pylori Enfeksiyonu Sıklığı
Uğur DEVECİ1, Ufuk ACAR2
1Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Elazığ, TÜRKİYE
2Şanlıurfa Suruç İlçe Sağlık Müdürlüğü, Halk Sağlığı, Şanlıurfa, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Helicobacter pylori, endoskopi, prevalans, çocuk
Özet
Amaç: Helicobacter pylori dünyada sık görülen bir enfeksiyon etkenidir. Erken tanı ve tedavi ile morbidite ve mortalite önlenebilir. Bu çalışmada, üst gastrointestinal sistem endoskopisi yapılan hastalarda Helicobacter pylori (H. pylori) enfeksiyonu sıklığının araştırılması amaçlandı.

Gereç ve Yöntemler: Ocak 2017 ile Mayıs 2018 tarihleri arasında Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji Bölümünde farklı nedenlerle üst gastrointestinal sistem endoskopisi yapılan 428 hastanın endoskopi ve patoloji raporları geriye dönük olarak değerlendirildi. H. pylori enfeksiyonu tanısı biyopsi örneklerinin histopatolojik incelemesine kondu.

Bulgular: Hastaların %60.7’si kız olup, yaş ortalaması 9.8±4.6 (1-18) yıl idi. Endoskopi endikasyonları arasında büyüme geriliği, çölyak hastalığı şüphesi ve karın ağrısı ilk üç sırada yer almaktaydı. Olguların %67.1’inde H. pylori pozitifliği saptandı. H. pylori sıklığı ile cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki olmamasına rağmen, yaş büyüdükçe H. pylori sıklığının arttığı gözlendi.

Sonuç: H. pylori enfeksiyonu, ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Enfeksiyonun daha çok çocukluk yaş grubunda kazanıldığı düşünüldüğünde, ileri yaşlarda ciddi morbidite yapmadan erken dönemde tanı ve tedavisinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Helicobacter pylori (H. pylori), ilk defa 1983 yılında Marshall ve Warren tarafından tanımlanan Gram negatif, mikroaerofilik, spiral şekilli ve hareketli bir mikroorganizmadır. Bu etkenin gastrit, tekrarlayan mide ve duodenal ülserler, fonksiyonel dispepsi, mide kanser ve MALT (Mukozaya Özgün Lenfoid Dokudan Gelişen) lenfomasına neden olduğu kanıtlanmıştır 1,2. H. pylori, dünya üzerinde yaygın olan ve sık rastlanan bir enfeksiyon etkeni olup daha çok çocukluk yaş gurubunda bulaştığı düşünülmektedir 3,4. Ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde ise H. pylori prevalansının çocukluk yaş grubunda %60-70, yetişkinlerde %85-90 düzeylerinde olduğu bildirilmiştir 5,6.

    Bu çalışmada, farklı nedenlerle üst gastrointestinal sistem (GİS) endoskopisi yapılan hastalardaki endoskopik ve alınan biyopsilerin histopatolojik bulguları, dosya kayıtlarından geriye dönük olarak araştırıldı. Hastalarda H. pylori sıklığı, yaş gruplarına, cinse ve endoskopi endikasyonlarına göre değerlendirilip tartışıldı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Fırat Üniversitesi Girişimşel Olmayan Araştırmalar Etik Kurulu Başkanlığı 22.03.2018 tarih ve 06/14 toplantı karar no ile etik kurulu onayı alındı. Bu çalışma Ocak 2017 ile Mayıs 2018 tarihleri arasında Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji Bölümünde gerçekleştirildi. Herhangi bir nedenle üst gastrointestinal sistem (GİS) endoskopisi yapılıp mide korpusundan ve antrumundan biyopsi alınan hastaların endoskopi ve patoloji raporları geriye dönük olarak incelendi. Hastaların endoskopi endikasyonları ve bazı tanımlayıcı özellikleri değerlendirildi. Endoskopik işlemler aynı gastroenterolog tarafından Fujinon EG-530FP marka videoendoskop (Japan) kullanılarak yapıldı. Endoskopi sırasında mide mukozasında eritem ve kızarıklık gastrit olarak kabul edildi. Hastaların yaş, cinsiyet ve başvuru yakınmaları kaydedildi. H. pylori’ye yönelik eradikasyon tedavisi almış olduğu bilinen hastalar çalışma dışı bırakıldı. Çalışmamızda hastaların antrum ve korpus biyopsi preperatları hemotoksilen eosin ve modifiye Giemsa boyaları ile boyanarak ışık mikroskopisinde aynı patolog tarafından incelendi. Sydney klasifikasyonu esas alınarak preparatlar bakteri yoğunluğuna göre; yok (-), düşük (+), orta (++) ve yüksek (+++) şeklinde değerlendirildi. Hastaların yaş gruplarına ve cinsiyetlerine göre H. pylori pozitifliği yönünden karşılaştırıldı. Hastalar 1-6 yaş, 7-12 yaş ve 13-18 yaş olmak üzere 3 farklı yaş grubuna ayrıldı.

    Elde edilen verilerin istatistiksel analizinde IBM-SPSS 22 paket programı kullanıldı. İstatistiksel değerlendirmede değişkenlerin özelliklerine göre yüzde, ortalama ve ki-kare testleri kullanıldı. Sürekli ve sıralanabilir değişkenler ortalama ± standart sapma (minimum-maksimum), kategorik değişkenler ise “%” olarak ifade edildi. P<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışma kriterlerine uyan 428 olgunun %39.3’ü erkek, %60.7’si kız idi. Olguların yaş ortalaması 9.8±4.6 (min:1, maks:18) yıl idi. Yaş gruplarına göre, olguların 125’i (%29.2) 1-6 yaş, 146’sı (%34.1) 7-12 yaş ve 157’si (%36.7) ise 13-18 yaş grubundaydı (Tablo 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Olguların tanımlayıcı özellikleri ve klinik bulgularına göre H. pylori sıklıkları

    Endoskopi endikasyonları arasında büyüme geriliği, çölyak hastalığı ön tanısı ve karın ağrısı ilk üç sırayı almaktaydı. H. pylori pozitifliği tüm hastaların %67.1’inde saptandı(Şekil 1). Bununla birlikte, klinik bulgulara göre H. pylori pozitifliği sırasıyla en sık gastrointestinal sistem kanaması, bulantı, kusma ve karın ağrısı olan hastalarda tespit edildi (Tablo 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Çalışma grubunda H. pylori prevalansı

    Endoskopik incelemede, özofajit, gastrit, duodenit, mide ülser ve duodenal ülser gözlenen hastalardaki H. pylori sıklığı sırasıyla %64.4, %75.3, %68.8, %80.0 ve %66.7 idi. Endoskopik incelemede, yalnız gastrit ile H. pylori pozitifliği arasında anlamlı bir ilişki olduğu saptandı (Tablo 2). Patoloji sonuçları Sydney sınıflamasına göre değerlendirildiğinde hastalarımızın hiçbirinde intestinal metaplazi ve mide mukoza atrofisi yoktu.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Endoskopik bulguların H. pylori sıklığına göre dağılımı

    Endoskopik bulguların cinsiyete göre dağılımı incelendiğinde, gastrit ve duodenit tablolarının kız cinsiyette, mide ülserin ise erkek cinsiyette daha sık olduğu belirlendi (Tablo 3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Endoskopik bulguların cinsiyete göre dağılımı

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Farklı nedenlerle endoskopi yapılan hastalarda H. pylori pozitifliğini %67.1 oranında bulduk. Ülkemizden Kara ve ark. 7, kronik karın ağrısı olan 358 çocuğun endoskopik mide mukoza biyopsi incelemelerinde H. pylori sıklığını %59.8 olarak bildirmişlerdir. Uğraş ve ark. 8, Afyonkarahisar’da endoskopi yapılan 138 çocuğun histopatolojik incelemesinde %97.1 oranında H. pylori pozitifliği saptamışlardır. İstanbul’da Emiroğlu ve ark.’nın yaptığı çalışmada 9, 206 çocuğun endoskopik mide mukoza biyopsi incelemesinde %35 oranında H. pylori pozitifliği bildirilmiştir. Elazığ’da Özbey ve ark. 10, endoskopi yaptıkları 95 çocuk hastanın histopatolojik incelemesinde %63.2 oranında H. pylori pozitifliği saptamışlardır. Bu çalışmamda H. pylori sıklığının yüksek olması i) Şanlıurfa’nın ülkemizin doğurganlık oranının en yüksek ili olması, ii) hastaların düşük sosyoekonomik düzeye sahip olması, iii) ailelerde çocuk sayısının fazla olması ve iv) hastanemizin şehrin yeni yerleşime açılan ve çok göç alan bir yerleşim yerinde olmasına bağlı olabilir.

    Bu çalışmada endoskopi yapılma nedenleri arasında büyüme geriliği, çölyak hastalığı şüphesi ve karın ağrısı bulunmaktaydı. Uğraş ve ark.’nın yaptıkları çalışmada 11, endoskopi endikasyonlarının kronik karın ağrısı, epigastrik ağrı ve büyüme geriliği olduğu rapor edilmiştir. Arik ve ark. 12, çalışmalarında endoskopi endikasyonlarının en sık karın ağrısı ve çölyak hastalığı şüphesi olduğunu bildirmişlerdir.

    Bu çalışmada, H. pylori sıklığı cinsiyete göre anlamlı bir fark göstermemekteydi. Biernat ve ark.13, erkek ve kız çocuklar arasında benzer H. pylori prevalansları rapor etmişlerdir. Yaş gruplarına göre değerlendirildiğinde, 1-6 yaş grubundaki olguların %48’inde, 7-12 yaş grubunda olguların %72.6’ında ve 13-18 yaş grubunda olguların ise %77.1’inde H. pylori pozitifliği saptandı. Bu çalışmada yaş büyüdükçe H. pylori sıklığının artığı belirlendi. Buna göre, H. pylori sıklığının 13-18 yaş arası olgularda en yüksek olduğu gözlendi. Özbey ve ark. 10’nın Elazığ İlinde yaptıkları çalışmada, 13-18 yaş grubu çocuklarda H. pylori enfeksiyon görülme sıklığının %75.8 düzeyinde olduğu bildirilmiştir. Yapılan çalışmalarda 7,14,15 H. pylori enfeksiyonuyla karşılaşmanın yaşla artığı gösterilmiştir. Buna göre, çalışma verileri literatürle uyumlu olduğu görülmektedir.

    H. pylori’nin kronik karın ağrısı yaptığına dair veriler tartışmalıdır 16. Özbey ve ark. 10, karın ağrısı ile H. pylori enfeksiyonu arasında ilişki olmadığını rapor etmişlerdir. Benzer şekilde, bu çalışmada da H. pylori pozitifliği ile karın ağrısı arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı. Buna karşın, bu çalışmada bulantı, kusma ve kanaması (n: 12, %92.3) olan çocuklarda anlamlı oranlarda H. pylori pozitifliği saptandı. Dore ve ark. 21’nın yaptıkları sero-epidemiyolojik bir çalışmada, H. pylori enfeksiyonun bulantı ya da kusmayla anlamlı ilişkisinin olduğu bildirilmiştir. H. pylori enfeksiyonu kronik mide inflamasyonuna, mide ülseri ve duodenal ülsere yol açmaktadır 1. Çocukluk çağındaki gastrointestinal sistem kanamalarının en sık nedenleri arasında gastrit ile mide ve duodenal ülserler bulunmaktadır.

    Olguların endoskopik incelemelerinde özofajit, gastrit, duodenit, mide ve duodenal ülserler görüldü. Bu bulguların cinsiyete göre dağılımına bakıldığında erkek ve kız cinsiyet arasında anlamlı bir fark bulunmadı.

    Çölyak hastalığı tanısı alan 187 olgunun %62.6’sında H. pylori pozitifliği saptadık. Aydoğdu ve ark.’nın İzmir’de 96 çölyaklı hastada yaptıkları çalışmada, H. pylori sıklığının %21.8 oranında olduğu bildirilmiştir 18. Çalışmada H. pylori sıklığının daha yüksek olması bölgenin coğrafik konumu ve düşük sosyoekonomik düzeyi ile ilişkili olabilir.

    Endokopik incelemede özofajit saptanan 45 olgunun %64.4’ünde H. pylori pozitif bulundu. Emiroğlu ve ark. 9 çalışmasında da, erozif özofajit ile H. pylori enfeksiyonu arasında ilişki saptanmamıştır. Uğraş ve ark. 11 ise, endoskopi yaptıkları hastaların %10.6’sında özofajit rapor etmişlerdir.

    Bu çalışmada endoskopik olarak gastrit saptanan 376 hastanın %75.3’ünde H. pylori pozitif bulundu. Buna göre, H. pylori pozitifliği ile gastrit varlığı arasında anlamlı ilişki vardı. Uğraş ve ark. (11)’nın, endoskopi yaptıkları olgularda en sık nodüler gastrit (%59.6) saptadıklarını rapor etmişlerdir. Motamed ve ark. 14, H. pylori pozitif olgularda %24.8 oranında gastrit ve %47.4 oranında ise midede nodülarite bildirmişlerdir. Özbey ve ark. 10, H. pylori enfeksiyonu olan çocuklarda %54.5 oranında nodüler gastrit rapor etmişlerdir. Kara ve ark. 7’nın İstanbul’da yaptıkları bir çalışmada, H. pylori enfeksiyonu pozitif olgularda yüksek oranda antral gastrit bildirmişlerdir. Bu çalışmada, duodeniti olan 301 olgunun %68.8’inde H. pylori pozitifliği saptandı. Buna göre, H. pylori pozitif ve negatif olgular arasında duodenit görülmesi yönünden anlamlı fark yoktu. Arik ve ark. 12, endoskopi yaptıkları 2772 çocuğun 352’sinde duodenit saptamışlardır. Buna göre, duodeniti olan olguların %6’sında H. pylori pozitifliği bulunmaktaydı.

    Bu çalışmada, mide ve duodenal ülser 11 hastada gözlendi. Mide ülserli 5 hastanın 4’ünde (%80), duodenal ülserli 6 olgunun 4’ünde (%66.7) H. pylori pozitifliği saptandı. Koca ve ark. 19, mide ülserli hastaların %40’ında, duodenal ülserli hastaların ise %71.5’inde H. pylori pozitifliği rapor etmişlerdir. Özbey ve ark. 10, mide ülserli olgularının %83.3’ünde H. pylori pozitifliği bildirmişlerdir. Uğraş ve ark. 20, mide ülserli olguların %85.2’sinde ve duodenal ülserli hastaların %76.9’unda H. pylori pozitifliği rapor etmişlerdir. Hastalarımızın patolojik sonuçları Sydney sınıflamasına göre değerlendirildiğinde, hiçbir hastada intestinal metaplazi ve gastrik atrofi saptanmadı. Uğraş ve ark. 20, endoskopi yaptıkları 340 çocuk hastanın patolojik incelemesi sonucunda sadece 2 hastada intestinal metaplazi bildirmelerine karşın bu hastaların hiçbirinde mide mukoza atrofisi gözlemlememişlerdir.

    H. pylori enfeksiyonu, dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. H. pylori, Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı tarafından birinci derecede kanserojen olarak tanımlanmıştır 21. Çocukluk çağında H. pylori enfeksiyonu ülkemizde halen yüksek oranda görülmektedir. Enfeksiyonun daha çok çocukluk yaş grubunda kazanıldığı düşünüldüğü zaman, erken tanı ve tedavinin ne derece önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Sonuç olarak; kronik karın ağrısı, büyüme geriliği, gastrointestinal sistem kanaması gibi nedenler ile getirilen çocuk hastaların rutin tetkikler sonrası pediatrik gastroenterologlar tarafından değerlendirilmesi ve eğer gerek görülürse endoskopik olarak incelenmesi uygun olacaktır. Ayrıca, hastalıktan korunmak için risk faktörlerinin belirlenmesi, uygun sağlık politikalarının geliştirilmesi ve toplumsal bilincin oluşturulması önem arz etmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Marshall BJ, Warren JR. Unidentified curved bacilli in the stomach of patients with gastritis and peptic ulceration. Lancet 1984; 1: 1311-1315.

    2) Suerbaum S, Michetti P. Helicobacter pylori infection. N Engl J Med 2002; 347: 1175-1186.

    3) Ozen A, Ertem D, Pehlivanoglu E. Natural history and symptomatology of Helicobacter pylori in childhood and factors determining the epidemiology of infection. J Pediatr Gastroenterol Nutr 2006; 42: 398-404.

    4) Malaty HM, Haveman T, Graham DY, Fraley JK. Helicobacter pylori infection in asymptomatic children: impact of epidemiologic factors on accuracy of diagnostic tests. J Pediatr Gastroenterol Nutr 2002; 35: 59-63.

    5) Göral V. Özdal B. Kaplan A. Şit D. Danış R. Diyarbakır ilinde Helicobacter pylori antikor prevalansı. Akademik Gastroenteroloji Dergisi 2005; 5: 47-50.

    6) Yucel T, Aygin D, Sen S, Yucel O. The prevalence of Helicobacter pylori and related factors among university students in Turkey. Jpn J Infect Dis 2008; 61: 179-183.

    7) Kara N, Urganci N, Kalyoncu D, Yilmaz B. The association between Helicobacter pylori gastritis and lymphoid aggregates, lymphoid follicles and intestinal metaplasia in gastric mucosa of children. J Paediatr Child Health 2014; 50: 605-609.

    8) Uğraş M, Miman Ö. Helicobacter pylori gastriti olan çocuklarda intestinal parazit sıklığının retrospektif olarak araştırılması. Turkiye Parazitol Derg 2013; 37: 245-248.

    9) Emiroglu HH, Sokucu S, Suoglu OD, Gulluoglu M, Gokce S. Is there a relationship between Helicobacter pylori infection and erosive reflux disease in children? Acta Paediatr 2010; 99: 121-125.

    10) Ozbey G, Dogan Y, Demiroren K, Ozercan IH. Prevalence of Helicobacter pylori in children in eastern Turkey and molecular typing of isolates. Braz J Microbiol 2015; 46: 505-511.

    11) Uğraş M, Alan S. Çocuklarda yapılan üst gastrointestinal sistem endoskopilerinin sonuçlarının değerlendirilmesi. FÜ Sağ Bil Tıp Derg 2012; 26: 31-34.

    12) Alper A, Hardee S, Rojas-Velasquez D, et al. Prevalence and clinical, endoscopic, and pathological features of duodenitis in children. J Pediatr Gastroenterol Nutr 2016; 62: 314-316.

    13) Biernat MM, Iwańczak B, Bińkowska A, Grabińska J, Gościniak G. The prevalence of Helicobacter pylori infection in symptomatic children: a 13-year observational study in the Lower Silesian Region. Adv Clin Exp Med 2016; 25: 303-308.

    14) Motamed F, Doroudian R, Najafi M, et al. Helicobacter pylori infection: clinical, endoscopic and pathological findings in Iranian Children. International Journal of Pediatrics 2014; 2: 10-17.

    15) Rowland M, Daly L, Vaughan M, et al. Age-specific incidence of Helicobacter pylori. Gastroenterology 2006; 130: 65-72.

    16) Hestvik E, Tylleskar T, Kaddu-Mulindwa DH, et al. Helicobacter pylori in apparently healthy children aged 0- 12 years in urban Kampala, Uganda: A community-based cross sectional survey. BMC Gastroenterol 2010; 10: 62.

    17) Dore MP, Fanciulli G, Tomasi PA, et al. Gastrointestinal symptoms and Helicobacter pylori infection in school-age children residing in Porto Torres, Sardinia, Italy. Helicobacter 2012; 17: 369-373.

    18) Aydogdu S, Cakir M, Yuksekkaya HA, et al. Helicobacter pylori infection in children with celiac disease. Scand J Gastroenterol 2008; 43: 1088-1093.

    19) Koca T, Serdaroglu F, Dereci S, Akcam M. Peptic ulcers and erosions in children at a pediatric unit in Turkey. Indian Pediatr 2016; 53: 692-694.

    20) Uğraş M, Pehlivanoğlu E. Helicobacter pylori infection and peptic ulcer in eastern Turkish children: is it more common than known? Turk J Pediatr 2011; 53: 632-637.

    21) Correa P. The biological model of gastric carcinogenesis. IARC Sci Publ 2004; 157: 301-310.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]