Hayvanların doğal yaşam ortamında bulunan Pb’ye toksik dozda maruziyeti, oksidatif stres ve apoptozis gibi hücresel hasarlara neden olabilmekte ve bu durum üreme ve performansta düşüşler, hatta ölüme neden olabilmektedir
1,6,7. Nitekim yumurtacı bıldırcınların rasyonuna 8 hafta süreyle 100 mg/kg Pb ilavesinin performans ve yumurta kalite parametrelerini
7, benzer şekilde rasyona 200 mg/kg Pb ilavesinin broyler piliçlerin performansını
8,9 olumsuz yönde etkilediği bildirilmiştir.
Arpa yulaf ve çavdar gibi tahıllardan elde edilen beta-glukanlar suda çözünürken, mantar ve maya orijinli beta-glukanlar suda çözünmezler. Özellikle suda çözünmeyen beta-glukanlar bağışıklığı desteklediği bildirilmiştir. 4. Ayrıca oksidatif savunma mekanizmalarının Saccharomyces cerevisiae bileşenleri olan mannan-oligosakkarit (MOS) ve beta-glukanlar tarafından uyarılabileceği ve bu sayede istenmeyen bakterileri ortadan kaldırmak yerine bağırsakları koruyabileceği bildirilmiştir 20,21. Maya hücre duvarındaki MOS ince bağırsak mukozasına hastalık yapıcı bakterilerin tutunmasını önleyerek, beta-glukanlar ise monosit ve makrofaj gibi bağışıklık hücrelerini uyararak bakterisidal veya bakteriostatik etki gösterebilmektedir 22. Dolayısıyla maya hücre duvarı elemanlarının esas etkisinin yararlı mikroorganizmalar üzerine olmadığı, ancak zararlı mikroorganizmaların ortamdaki etkinliğinin azaltılması şeklinde etkilerini gösterdikleri görülmektedir 23. Helal ve ark. 24, antibiyotik büyütme faktörüne alternatif olarak broyler rasyonuna 0.5 g/kg Saccharomyces cerevisiae hücre duvarından elde edilmiş ve bileşiminde %11.7 MOS, %9.2 beta-glukanlar içeren prebiyotik ilavesinin deneme sonu duodenum, jejunum ve ileumda en yüksek villus uzunluğuna neden olduğu, 21. ve 42. günlerde toplam aerobik sayısı, sadece 21. günde ise toplam koliform sayısının kontrol grubuna benzer olduğu, ancak 42. gün koliform sayısının kontrol grubundan düşük olduğunu bildirmişlerdir. Benzer şekilde, Ceylan ve ark. 25, broyler piliçlerin rasyonuna büyütme faktörü olarak probiyotik (%0.25), humik asit (%0.25) ve maya hücre duvarlarından elde edilmiş prebiyotik (0-3. hafta %0.2 ve 4-6. hafta %0.1) ilavesinin bağırsak mikroflorası üzerine etkilerini incelediği araştırmada 2. ve 6. haftalarda ince bağırsak örneklerinde aerobik bakteri, toplam maya, koliform, E.coli ve enterekok sayılarının tüm gruplarda benzer olduğunu bildirmişlerdir. Yine kanatlılarda maya hücre duvarı ilavesinin sekum Bifidobakter, E.coli ve Clostridium perfringens popülasyonları ile pH üzerinde tutarlı bir etkisi olmadığı, ancak %2 ve 4 düzeylerinde prebiyotik (Grobiotic) ile beraber %0.2 maya hücre duvarı ilaveli gruplarda Laktobasillerin sayısının (log10 kob/g) kontrolden düşük olduğu bildirilmiştir 26. Japon bıldırcınlarının (Coturnix coturnix japonica) rasyonuna humat (2 g/kg) ve Saccharomyces cerevisiae orijinli 200 g beta-glukan ve 180 g MOS içeren maya hücre duvarı ekstraktı (2 g/kg) ilavesinin yapıldığı araştırmada, humat ve maya hücre duvarı ekstraktlarının tek başına ya da birlikte ilavesinin sekum koliform, lactobacillus ve E.coli bakteri sayıları ile grupların ölüm oranlarını etkilemediği bildirilmiştir 23. Bu bildirişler, mevcut araştırma bulgularımızdaki laktik asit bakteri sayısının gruplar arasında önemli bir değişime uğramamış olması ve beta-glukan grubunun sekum koliform bakterileri ve mortalite üzerine etkisinin kontrol grubu ile benzer olması ile uyumludur (Tablo 2). Yine bıldırcın rasyonuna %28 MOS ve %34 beta-glukan kaynağı olarak temel rasyona 0.50 ve 0.75 g/kg Glycomoss ve Mox ilave edilmiş, 6 hafta süren deneme sonunda tüm katkılı gruplarda kontrol grubuna kıyasla toplam anaerobik ve E.coli bakteri sayılarının önemli ölçüde düştüğü, faydalı bakteri (lactobacilli) sayısını ise yine önemli derecede arttığı bildirilmiştir 27. Bu durum beta-glukanın yüksek dozda kullanılmasına bağlanabilir. Çalışmamıza benzer olarak broyler rasyonuna avilamisin (%0.1), 0-3. ve 4-6. haftalarda sırasıyla %0.05 ve 0.025 organik asit, %0.2 ve 0.1 prebiyotik (%30 mannan ve %30 glukan), %0.06 ve 0.03 bitki ektraktı ve %0.1 ve 0.05 probiyotik ilavesinin toplam aerobik, koliform ve maya sayılarında kontrol grubu ile benzer sonuçlara sahip olduğu bildirilmiştir 28.
Pb maruziyetinin kekliklerde nonkoliform’u arttırdığı ve koliform gram-negatif bağırsak bakterilerinin sayısını ise azalttığı bildirilmiştir 29. Albino Wistar ratların içme suyuna %0.1 düzeyinde Pb ilavesinin duodenum, ileum, sekum ve kolon koliform sayılarını kontrol grubundan daha düşük bir seviyeye getirdiği bildirilmiştir 30. Bu bildirişlere ilaveten, Nain ve Smits 31 içme suyu yoluyla 5 veya 50 mg/kg subkronik Pb maruziyetinin Japon bıldırcınlarında E.coli’ye karşı morbidite ve mortalitenin azaldığını, bu durumun subkronik Pb maruziyetinin baskılayıcı olmaktan çok immun sistemi uyarıcı etkisine bağlanmıştır. Mevcut araştırmamızda da koliform sayısının Pb ilavesi ile önemli derecede düştüğü ve Pb+beta-glukan gurubunun koliform sayısının da yine Pb’nin etkisiyle beta-glukan ve kontrol gruplarından önemli derecede düşük olduğu tespit edilmiştir (Tablo 2). Broyler rasyonuna 42 gün süreyle 200 mg/kg Pb ilavesinin broylerin mortalitesi üzerinde önemli bir fark oluşturmadığı bildirilmiştir 9.
Broyler piliçlerin rasyonuna 200 mg/kg Pb ilavesinin kontrol grubuna kıyasla KM ve HY sindirimini etkilemediği, ancak ham kül, organik madde ve HP sindirimini ise önemli derecede düşürdüğü bildirilmiştir 9. Bu bildiriş mevcut araştırma sonuçlarımız ile uyumludur (Tablo 3). Japon bıldırcınlarının (Coturnix japonica) kronik Pb maruziyetinde (0, 50 ve 1000 mg/kg) sekal histoloji, mikrobiyal topluluklar ve bağışıklık üzerindeki etkilerinin incelendiği araştırmada, Pb’ye maruz kalmanın, sekal histopatolojik değişiklikler, mikrobiyota disbiyozu ve sekal immun bozukluğu yoluyla bağırsak sağlığına zarar verebileceği bildirilmiştir 32. İçme suyuna 25 g/L MOS ve 30 g/L beta-glukan karışımı ilavesinin büyüme performansını iyileştirdiği, lipid metabolizmasını düzenlediği, humoral ve hücresel bağışıklığı geliştirdiği bildirilmiştir 33. Coskun ve ark. 34, odun talaşından oluşan altlık sisteminde yetiştirilen bıldırcınların rasyonuna 88 g/kg MOS, 96 g/kg beta-glukan ve 4×1012 kob/kg Saccharomyces cerevisiae içeren simbiyotik ilaveli grubun en yüksek villli uzunluk ve genişliğine sahip olduğunu, duodenum histomorfolojik parametrelerini ve sindirim sistemini geliştirerek bıldırcınlara daha iyi büyüme performansı sağladığını bildirmişlerdir. Mısır-soya küspesi temelli diyetle beslenen piliçlerin rasyonuna %2 düzeyinde maya hücre duvarı elemanlarının %2 ve 4 GroBiotic ile birlikte ilave edilmesi durumunda, 7. gün analizlerinde tüm grupların aminoasit sindirilebilirliğinin benzer olduğu, ancak 21. Günde %2 düzeyinde maya hücre duvarının %1.5 glukonik asit ile birlikte uygulandığı grup hariç sadece arjinin sindirilebilirliğinin kontrole kıyasla önemli derecede yükseldiği bildirilmiştir. Ayrıca, 7. ve 21. gün aminoasit sindirilebilirlik değerleri arasındaki fark incelendiğinde arjinin dışındaki aminoasitlerin (sistin, izolösin, lizin, metiyonin, treonin ve valin) sindirilebilirliğinin önemli derecede arttığı bildirilmiştir 26. Sütten kesilmiş domuzların diyetine 5 hafta süreyle %0.01, 0.02, 0.03 ve 0.04 düzeylerinde (deneme 1) ve ayrıca 8 hafta için %0.02 beta-glukan ilavesinin antibiyotik ile karşılaştırılmasını (kontrol-T1, %0.02 beta-glukan-T2, antibiyotikler-T3 ve antibiyotikler+%0,02 beta-glukan-T4) yapıldığı (deneme 2) iki aşamalı araştırmada; diyet beta-glukan konsantrasyonu arttıkça KM, HP, HY, Ca ve P sindirilebilirliğinin de doğrusal olarak arttığı bildirilmiştir. Ayrıca araştırmanın 2. safhasında kontrole kıyasla beta-glukan ilavesinin KM, HP, HY ve Ca sindirimini arttırdığı bildirilmiştir 35. Broyler piliçlerin rasyonuna farklı seviyelerde maya glukanı ilavesinin (0.05, 0.1, 0.15 ve 0.2 g/kg) sindirilebilirlik üzerine etkilerinin incelendiği araştırmada beta-glukan ilavesinin (özellikle 0.1 g/kg) gross enerji, protein ve nişasta sindirimini rakamsal olarak iyileştirdiği bildirilmiştir 36. Benzer şekilde broyler rasyonuna alglerden (Euglena gracilis) elde edilmiş 100 ve 200 g/ton düzeyinde beta-glukan ilavesinin sadece sıcaklık stresi grubun enerji sindirimini istatistiksel olarak, KM ve nitrojen sindirimini ise rakamsal olarak yükselttiği bildirilmiştir 37. Mevcut araştırmada rasyona 100 mg/kg beta-glukan ilavesi, kontrole göre KM ve HY sindirimini etkilemediği, HP sindirimini ise düşürdüğü görülmektedir (Tablo 3). Bu durum probiyotik ve prebiyotiklerin veya simbiyotik olarak kullanım etkinliğinin genetik, çevresel ve farklı stres koşulları, elde edildikleri kaynak ve üretim yöntemleri ve kullanım miktarlarına bağlı olarak değişebileceğine bağlanmıştır.
Sonuç olarak, yumurtacı bıldırcın (Coturnix coturnix japonica) rasyonuna 100 mg/kg Saccharomyces cerevisiae orijinli beta-1,3/1,6-glukan ilavesinin sekum koliform ve laktik asit bakterileri ile besin madde sindirilebilirliği üzerinde olumsuz bir etkiye neden olmadığı, ayrıca rasyona ilave edilen 100 mg/kg Pb’nin olumsuz etkilerinin iyileştirilmesinde yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle genellikle bağışıklık üzerindeki etkilerinin incelendiği beta-glukanın sindirim gibi diğer sistemler üzerindeki etkilerinin de irdelenmesine ihtiyaç vardır.