Buzağılarda ishal ve buna bağlı ölüm olayları genellikle doğumu takiben ilk birkaç gün içinde şekillenmektedir. Bu nedenle buzağılar için kritik olan bu dönemde maternal antikorlar hayati öneme sahiptir. Düşük antikor ve IgG seviyelerine sahip buzağılarda ölüm oranlarının yüksek olması nedeniyle buzağılarda kolostrol antikorlar aracılığıyla bağışıklık oluşturulması hayati öneme sahiptir. Gebe sığırların aşılanması sonucu buzağılardaki neonatal ishallere bağlı ishal ve ölüm oranlarında önemli düşüşler kaydedilmiştir
9.
Gebelik dönemlerinde aşılanmamış sığırlardan doğan ve annelerinden maternel antikor almayan buzağıların neonatal dönemde aşılanmalarında daha düşük başarılar elde edilmiştir. Bu nedenle neonatal ishallerin önlenmesinde gebe ineklerin farklı dönemlerde aşılanması oldukça önemlidir 9
Bu amaçla rotavirus, coronavirus ve E.coli’nin farklı antijenik suşlarından oluşturulan kombine aşı seçenekleri kullanılarak hazırlanan ticari aşıların etkinliğini belirlemek için çok sayıda araştırma yapılmıştır. Araştırmaların bazılarında antikor titresinde artış sağlanmasına karşın, buzağı ishallerinin ve ölümlerin önlenmesine yönelik, koruyuculuk elde edilememiştir. Yapılan bazı çalışmalardan ise başarılı sonuçlar alınmıştır. Bununla birlikte, tek doz aşılamada antikor seviyelerinin düşük olduğu, iki doz aşı yapılan hayvanlarda kan serumu ve kolostrumda antikor düzeyinin kontrol gruplarına göre istatiksel olarak yüksek olduğu bildirilmiştir.
Bu çalışmada, gebeliklerinin farklı dönemlerinde (doğuma 45 gün ve 24 gün kala) tek ve iki doz şeklinde inaktif rotavirus, koronavirus ve E.coli K99 aşısı ile aşılanan sığırların kan serumlarında, kolostrumlarında ve bu kolostrumla beslenen buzağıların kan serumlarında antikor seviyeleri ELISA ile ölçülmüştür. ELISA verileri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında aşılanan sığırlarda oluşan antikor seviyelerinin yüksek olduğu, buzağılara pasif transferin gerçekleştiği, özellikle iki doz aşılama sonrası şekillenen antikor titresinde tek doz aşı ve kontrol grubuna göre önemli derecede artış olduğu (P<0.001) belirlenmiştir.
Birçok araştırmacı, inaktive aşılarla aşılamanın fetal enfeksiyona karşı tatmin edici koruma sağlamadığını belirtmektedir. Buna karşın, Thurber ve ark. 10 tarafından yapılan bir çalışmada aşının, buzağılarda tam koruma sağlayabildiği bildirilmiştir. Diğer bir araştırmacı, BRV ile aşılanmış ineklerin kolostrumunu alan ve ayrıca, doğumdan sonra BRV ile aşılanan buzağılarda ishale karşı yüksek koruma sağlandığını bildirmiştir 11. Chambers ve ark. 12, BRV, BCV ve E.coli etkenlerine karşı aşılanmış ineklerin kolostrumunda aşıya özgü immünoglobulin ile birlikte aşıya özgü olmayan immünoglobulin M düzeylerinin de yüksek oranda arttığını ve bu artışın buzağı ishallerini kontrol etmede önemli ölçüde etkili olduğunu ifade etmişleridir. Yapılan diğer bir çalışmada yeni doğan buzağılara zayıflatılmış BCV aşısı yapıldıktan 96 saat sonra virülent virüs ile tekrar aşılanmış buzağıların klinik olarak hiçbir belirti göstermediği ve aşının önemli düzeyde koruma sağladığı bildirilmiştir 13.
Saif ve ark. 14 yaptıkları bir çalışmada, modifiye canlı sığır rotavirüsü ile aşılanan ineklerde serum ve kolostrum rotavirüs antikor titrelerinin önemli ölçüde arttığını bildirmişlerdir.
Hem enteropatojenik virüslerin hem de enterotoksijenik escherichia'nın neden olduğu ishallerin görüldüğü sürülerdeki 32 buzağı ve 38 inekte 2 ml inaktive aşı uygulamasından sonraki antikor tepkisinin güçlü olduğu belirtilmiştir 15.
Sonuç olarak Rocodoll ile aşılanan gebe hayvanlarda, aşının etkenlerine karşı antikor oluştuğu, bu antikorların yüksek düzeyde kolostruma geçtiği görülmüştür. Kolostrumu alan yavrularda koruyuculuk oluştuğu yapılan serolojik testlerde tespit edilmiştir. Yapılan etkinlik çalışmaları sonucunda aşının etkin olduğu kanaatine varılmıştır.
Teşekkür Bu çalışmada sarf malzeme teminindeki katkıları ve laboratuvar çalışmalarındaki destekleri için Dollvet A.Ş’ye teşekkürlerimi sunarım.