[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2005, Cilt 19, Sayı 3, Sayfa(lar) 221-226
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
HİPERTİROİD HASTALARDA TEDAVİ ÖNCESİ VE SONRASI MALONDİALDEHİT VE ANTİOKSİDAN ENZİM DÜZEYLERİ
Biray GÜR1, İhsan HALİFEOĞLU1, Selda TELO1, Fatma İnanç TOLUN2
1Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, Elazığ – TÜRKİYE
2Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, Kahramanmaraş – TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Hipertiroidizm, Lipid peroksidasyonu, Antioksidan enzimler
Özet
Hipertiroidizm, artan oksijen kullanımının eşlik ettiği ve reaktif oksijen ürünlerinin meydana gelmesi sonucunda antioksidatif faktörlerde değişikliklerin görüldüğü bir hipermetabolik durumdur. Bu çalışma, hipertiroidili hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası eritrosit antioksidan enzim aktivitelerinin ve serum malondialdehit düzeylerinin tespit edilerek kontrol ile karşılaştırılması düşüncesiyle amaçlanmıştır. Bundan dolayı, 22 hipertiroidli hastada (tedavi öncesi ve tedavi sonrası) ve 32 sağlıklı kontrolde tam kan glutatyon peroksidaz (GSH-Px), eritrosit süperoksit dismutaz (SOD) ve katalaz (CAT) aktiviteleri ve serum malondialdehit (MDA), total-T3, total-T4, serbest-T3, serbest-T4 ve tiroid uyarıcı hormon (TSH) düzeyleri tayin edildi. Serum tiroid hormonları ve malondialdehit düzeyleri, eritrosit süperoksit dismutaz ve katalaz aktiviteleri kontrol ile mukayese edildiğinde yüksek, glutatyon peroksidaz aktivitesi ise azalmış bulundu. Propiltiyoürasil tedavisinden sonra katalaz hariç bütün parametreler normal bulundu. Tedavi sonrası katalaz düzeyindeki hafif azalma kontrol ile karşılaştırıldığında anlamlı bulunmadı. Bulgularımız göstermektedir ki hipertiroidizmde artmış oksidatif stres ve azalmış antioksidan aktivite propiltyoürasil gibi antitiroid ilaçlarla önlenmektedir.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Tiroid hormonları birçok memeli türünde dokulardaki bazal metabolik oranı ve enerji metabolizmasını hızlandırmaktadır 1,2. Tiroid hormonları enerji metabolizması üzerindeki bu etkisini oksijen tüketimini, oksidatif fosforilasyonu içeren bazı mitokondriyal fonksiyonları ve bazı mitokondriyal solunum zinciri komponentlerinin aktivite ve sayısında birçok değişiklik yaparak, mitokondriyal solunumu arttırarak göstermektedir 1,3. Tiroid hormonu ile indüklenen hipermetabolik durumun sebep olduğu hızlanmış mitokondriyal elektron transportu ubikinon bölgesinde süperoksit oluşumunda artış ile sonuçlanır. Oluşan süperoksit radikalleri lipid peroksidasyonunun serbest radikal sürecini hızla başlatan hidroksil radikallerini de içeren birçok reaktif türlerin oluşumuna öncülük eder 1,4,5. Artmış oksijen radikallerinin, hastalığın patogenezinden ve daha sonra gözlenen komplikasyonlarından lipid peroksidasyonu aracılığı ile sorumlu olduğu ileri sürülmüştür 4,5.

    Moleküllerin oksidatif hasarı sonucunda ortaya çıkan serbest oksijen radikalleri (SOR) nörodejeneratif bozukluklar, diabetes mellitus, kalp damar hastalıkları ve farklı kanser tiplerini içeren birçok hastalığın patogenezinde rol oynamaktadır. Oksijenin reaktif yapısı ve ara ürünlerinin bazı tiroid hastalıkları gibi endokrin bezlerin otoimmün hastalıklarına katıldığı düşünülmektedir. Bunlar; içerisinde en sık görüleni tiroid stimule edici antikorlarla tiroid uyarıcı hormon (TSH) reseptörlerinin sürekli stimulasyonu sonucu, aşırı tiroid hormon sentezi ile karakterize Graves’ hastalığıdır. Bu hastalığın patogenezinde oksidatif stresin rol oynadığı düşünülmektedir 6,7. Bazı araştırmacılar da endemik kretinizm bölgelerinde eritrositlerde glutatyon peroksidaz (GSH-Px) aktivitelerinin azaldığını bulmuşlar ve serbest radikallerin endemik kretinizm gelişiminde de rol oynayabileceğini ileri sürmüşlerdir 8. Yapılan araştırmalar artan tiroid hormon düzeylerinin normale dönmesi ile lipid peroksidasyon düzeylerinin azalma gösterdiğini ve antioksidan vitaminlerin bu etkiyi hızlandırdığını göstermiştir 4,9.

    Tiroid hormonlarının, metabolik yollardaki etkileri iyi bilinmektedir ancak, bu güne kadar yapılan çalışmalarda tirod hormon eksikliğinin veya fazlalığının lipid peroksidasyonu ve antioksidan sistem üzerine etkileri net olarak ortaya çıkarılamamıştır. Bu konuda yapılan çalışmalarda çelişkili sonuçların varlığı, insanlar üzerinde yapılan çalışmaların sayılarının sınırlı olması konunun daha kapsamlı bir şekilde araştırılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmada hipertiroidili hastalarda tedavi öncesi ve tedavi sonrası oksidan ve antioksidan sistemler arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışma kapsamına alınan hastalar Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Endokrinoloji Polikliniğine başvuran, daha önce tedavi almamış veya tedaviye çok uzun bir süre ara vermiş kişiler arasından seçilmiştir. Hastaların herhangi bir sistemik hastalığı yoktu, alkol ve sigara kullanmıyorlardı. Hastaların klinik özellikleri ve fizik muayenelerine ek olarak tedavi öncesi ve tedavi sonrası dönemde serum tiroid uyarıcı hormon (TSH), serbest T3 (fT3), serbest T4 (fT4), total T3 (TT3) ve total T4 (TT4) düzeylerinin tayini ile tanı desteklendi. 22 hasta hipertiroidizm (11 erkek ve 11 kadın, yaş ortalaması 35.6±13 yıl) [Toksik diffüz guatr (TDG) 10, Toksik multi nodüler guatr (TMNG) 8 ve Toksik noduler guatr (TNG) 4] tanısı ile izlendi. Hastalardan farmakolojik tedavi başlangıcından önce ve tedavi sonrasında hastalar ötiroid hale geldikten sonra, oksidan ve antioksidan aktivitelerin tayini için kan örnekleri alındı. Hipertiroidili hastalar propiltiyourasil ile tedavi edildi (6-12 ay). Sigara ve alkol kullanmayan 32 sağlıklı birey (16 kadın ve 16 erkek, yaş ortalamaları 30 ± 7.37 yıl) kontrol grubunu oluşturdu. Hastalardan ve kontrol grubundan 12 saatlik açlığı takiben venöz kan örnekleri heparinli, EDTA’lı (her bir tüpe 2ml) ve antikoagülan içermeyen tüplere (6 ml) alındı. Heparinli tüpe alınan 2 ml tam kan GSH-Px tayininde kullanılmak üzere -20ºC’de saklandı. Antikoagülan içermeyen tüplere alınan kanlar 30 dakika içerisinde santrifüj edilerek serumlar kırmızı hücrelerden ayrıldı. Elde edilen serumlar analiz edilinceye kadar -20ºC’de saklandı. Bu çalışmada katalaz dışındaki parametreler için hazır ticari kitler kullanıldı. Tiroid hormonları Hitachi marka E170 (Elecsys module) immunoassay analizöründe elektrokemilüminessans immunoassay "ECLIA" yöntemi kullanılarak (Roche Diagnostics GmbH, Mannheim, Germany), kan hemoglobin miktarı Drabkin yöntemi 10 ile tespit edildi.

    Eritrosit SOD ve GSH-Px aktiviteleri Randox firmasına ait ticari kitler (Randox Laboratories, Diamond Road, Crumlin, Co. Antrim, United Kingdom, BT29 4QY) kullanılarak ölçüldü. Eritrosit katalaz düzeyi ise 240 mn dalga boyunda maksimum absorbans veren hidrojen peroksidin azalan absorbansı ölçülerek 11, serum malondialdehit (MDA) düzeylerinin ölçümü Satoh 12 ve Yagi’den 13 modifiye edilen bir yöntemle spektrofotometrik olarak ölçüldü.

    Bu çalışmada istatistiki analizlerde SPSS 10 (Statistical Program for Social Sciences) paket programı kullanıldı. Bütün sonuçlar aritmetrik ortalama ± standart sapma şeklinde ifade edildi. Anlamlılık derecesi p<0.05 alınarak, ortalamalar arasındaki farkların anlamlı olup olmadığını belirlemek için Student’s t testi ile eşleştirilmiş-t testi ve korelasyon analizlerinde Pearson korelasyon testleri kullanıldı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Tablo 1’de hipertiroidili hastalara ait parametreler kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, tedavi öncesi hipertiroidili hastalarının TT3, TT4, fT3, fT4 düzeyleri yüksek TSH düzeyleri ise düşük bulundu (p<0,05). Tedavi sonrası hipertiroidili hastaların TSH düzeyleri normal sınırlar içerisinde olmakla birlikte kontrolden daha yüksek bulundu. TT3, TT4, fT3, fT4 düzeyleri kontrol grubu ile benzer düzeylerde bulundu. Hipertiroidili hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası değerleri kendi aralarında karşılaştırıldığında tedavi sonrası TT3, TT4, fT3, fT4 düzeyleri tedavi öncesine göre düşük, TSH düzeyleri ise yüksek bulundu (p<0,05).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hipertiroidili hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası tiroid fonksiyon testlerinin düzeyleri ve kontrol grubu ile karşılaştırılmaları. Sonuçlar aritmetrik ortalama ± standart sapma olarak verilmiştir.

    Tabloda 2 de hipertiroidik hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası eritrosit antioksidan enzim düzeyleri ile serum MDA düzeyleri sağlıklı kontrol grubunun verileri ile karşılaştırılmıştır. Kontrol grubuna göre tedavi edilmemiş hipertiroidili hastaların katalaz (CAT) ve SOD düzeylerinde artış, GSH-Px düzeylerinde ise azalma gözlendi (p<0,05). Tedavi sonrası dönemde CAT ve SOD düzeylerindeki azalma gözlenirken, GSH-Px düzeyinde artış görüldü. Tedavi öncesi kontrole göre yüksek olan MDA düzeyi (p<0,05), tedaviden sonra kontrol değerlerine yakın bulundu.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Hipertiroidili hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası eritrosit antioksidan enzim ve serum MDA düzeyleri ve kontrol grubu ile karşılaştırılmaları. Sonuçlar aritmetrik ortalama ± standart sapma olarak verilmiştir.

    Hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası verileri kendi arasında karşılaştırıldığında, tedavi sonrası dönemde serum MDA düzeylerinde anlamlı bir azalma tespit edildi (p<0.05). GSH-Px ve SOD düzeylerinde anlamlı bir değişiklik bulunmazken, katalaz aktivitesinde belirgin bir azalma olduğu gözlendi (p<0.05). Hipertiroidili hastaların antioksidan enzim aktiviteleri ile hormon düzeyleri arasındaki ilişki incelendiğinde; hastaların tedavi öncesi TSH düzeyleri ile eritrosit katalaz aktiviteleri arasında bir korelasyon bulunmazken, tedavi sonrası dönemde TSH ile eritrosit katalaz düzeyleri arasında kuvvetli negatif bir korelasyon görülmektedir (r=-0,579, p<0.005). Tedavi öncesi dönemde TT4 ile MDA arasında anlamlı olmayan korelasyon tedavi sonrasında pozitif olmaktadır (r=0,426, p<0.048).

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Serbest oksijen radikalleri birçok patolojik durumda doku tahribatının patogenezinde, membran fosfolipidlerinin peroksidasyonuna neden olur 4. Özellikle tiroid hormonları ile indüklenen serbest oksijen radikallerinin oksidatif strese neden olduğu ve sonuçta lipid peroksidasyonunu arttırdığı belirlenmiştir. Bu durumun fizyopatolojik sonuçları henüz tam olarak açıklanamamasına rağmen bu biyokimyasal değişimin hipertiroidizmin bazı komplikasyonlarından sorumlu olduğu düşünülmektedir 6. Hipertiroidli hastalarda artan serbest radikalerin oluşturduğu lipid peroksidasyonu doku hasarları ve hastalıkların meydana gelmesine yol açmaktadır 14. Tiroid hormonlarının lipid peroksidasyonu üzerine olan etkileri birçok laboratuvarda araştırma konusu olmuş ve çelişkili sonuçlar elde edilmiştir 1,6. Methimazol verilerek hipotiroidi oluşturulan ratların karaciğer, kalp ve iskelet kaslarında lipid peroksidasyonu düzeyinde anlamlı bir değişiklik olmadığı gözlenirken, buna karşılık triiyodotironin verilerek hipertiroidi oluşturulan ratların kalp ve karaciğerinde lipid peroksidasyonu düzeyinde anlamlı bir artış olduğu gösterilmiştir. Tiroid hormonlarının en önemli etkilerinden birinin mitokondriyal solunum zinciri komponentlerinin aktivitesinde ve sayısında değişiklik yaparak mitokondriyal solunum hızını artırmaktır. Bu durumda hızlanmış mitokondriyal elektron transportu ubikinon bölgesinde süperoksid oluşumunu arttırmakta ve oluşan bu süperoksid radikallerinin hidroksil radikallerini de içeren birçok reaktif türlerin oluşumuna öncülük ettiği ileri sürülmüştür 1. Başka bir çalışmada ise hem hipertiroidizm hem de hipotiroidizmde plazma lipid peroksidasyonu düzeylerinin arttığı belirtilirken 15, her iki hasta grubunda da plazma lipid peroksidasyonu düzeylerinin anlamlı derecede azaldığını 16, hipertiroid hastalarda yüksek olan plazma MDA düzeylerinin 4-6,17-22 tedavi sonrasında anlamlı derecede düştüğünü 4,6,17,18,20-22 gösteren çalışmalar mevcuttur.

    Bu çalışmada; tedavi almamış hipertiroid hastaların serum MDA düzeyleri kontrol grubu ile karşılaştırdığında anlamlı derecede yüksek bulundu. Antitiroid ilaçlarla tedaviyi takiben serum MDA düzeylerinde anlamlı bir azalma tespit edildi. Bulgularımız yukarıdaki referanslardan biri hariç 16, diğer çalışmalar ile uyum göstermektedir. Bunun yanı sıra tedavi öncesi dönemde total T4 ile MDA arasında anlamlı bir korelasyon görülmezken tedavi sonrasında pozitif bir korelasyona dönüşmektedir. Yeni tanı almış hipertiroid hastalarda serbest radikal aracılı lipid peroksidasyonunun artışı, artmış metabolizmanın bir sonucu olabilir. Lipid peroksidasyonu hücre zarlarının permeabilitesini değiştirmekte ve enzimler ile membrana bağlı reseptörlerin inaktivasyonuna neden olmaktadır 6,23. Diğer taraftan elde edilen bu sonuçlar antitiroid tedavi ile oluşturulan ötiroid durum sonrasında lipid peroksidasyon düzeylerinde anlamlı bir düşüş olduğunu göstermektedir. Bu sonuç antitiroid tedavinin in vivo bir serbest radikal temizleyicisi olabileceğini düşündürmektedir.

    Katalaz esas olarak peroksizomlarda bulunan antioksidan bir enzimdir ve selüler sistemde süperoksid radikallerinin SOD enzimi tarafından dismutasyonu ile oluşturulan H2O2’nin katalizlenmesinde GSH-Px ile birlikte görev alır 24. Özellikle yüksek konsantrasyonlardaki H2O2 katalaz tarafından yıkılır 25. Yapılan çeşitli çalışmalarda görülmektedir ki, tedavi edilmemiş hipertiroidili hastaların eritrosit katalaz aktivitesi kontrol grubundan anlamlı derecede yüksek bulunmuştur 6,14,17,20-22,26,27. Tedavi sonrasında ise tedavi öncesi duruma göre katalaz aktivitesinde anlamlı bir azalma saptanmıştır 6,17,20-22,27.

    Çalışmamızda; hipertiroid hastaların katalaz aktivitesi, yukarıda bahsedilen çalışmalarla paralellik göstermekte olup, kontrol grubundan yüksek bulundu. Tedaviyi takiben katalaz aktivitesinde belirgin bir azalma gözlenmesine rağmen elde edilen değer ile kontrol grubu katalaz düzeyleri arasında anlamlı bir yükseklik mevcuttur. Tedavi sonrası katalaz düzeyi tedavi öncesi katalaz düzeyi ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir azalma görülmektedir. Tedavi öncesi TSH ile katalaz arasında anlamlı bir korelasyon mevcut değilken, tedavi sonrasında bu iki parametre arasında negatif bir korelasyon oluşmaktadır.

    Eritrosit katalaz aktivitesindeki bu artış olasılıkla, hipertiroidizmde tiroid bezi tarafından üretilen H2O2’in ve serbest oksijen radikallerinin enzimin biyosentezini ve indüksiyonunu arttırmış olmasından kaynaklanmaktadır. Tedavi sonrasında H2O2’deki azalmaya paralel olarak eritrosit katalaz aktivitesinde azalma beklenen bir sonuçtur. Ancak hastalarda tedavi süresinin yeterli olmaması ve ilaç kullanımındaki aksaklıklar nedeni ile tedavi sonrasında katalaz aktivitesindeki düşüş beklenenden daha düşük seviyelerde gerçekleşmiş olabilir.

    Hipertiroidili kişiler üzerinde yapılan çalışmalarda çelişkili sonuçlar elde edilmiştir. Hipertiroidili hastalarda eritrosit GSH-Px aktivite düzeyini kontrol grubundan düşük 5,14,15,20-22,28 bulan çalışmalar olduğu gibi, hipertiroidli hastaların GSH-Px düzeylerinin kontrole göre yüksek olduğunu 6,27 ve bu artışın enzimin indüksiyonu sonucu meydana geldiğini gösteren çalışmalar da mevcuttur. Bulgularımıza göre hipertiroidili kişilerde GSH-Px değerlerinde kontrole göre bir azalma meydana gelmektedir. Tedaviyi takiben ise bir artma görülmekte ancak bu değerde kontrole göre düşüktür. Benzer çalışmalarda 17,20-22,28 tedaviden sonra GSH-Px düzeyleri artış göstermektedir.

    Normal koşullarda hücrelerde bulunan H2O2’in detoksifikasyonundan sorumlu olan GSH-Px, lipid peroksidasyonunun başlaması ve gelişmesini engelleyici bir enzimdir 29. Ancak yüksek konsantrasyonlardaki H2O2’in detoksifikasyonunu esas olarak katalaz üstlenmektedir 25. Enzim aktivitesindeki bu azalma olasılıkla artmış H2O2’in ortamdan uzaklaştırılası sırasında enzimin oksidatif strese verdiği yanıttan kaynaklanmaktadır. Hipertiroidili hastalarda enzim aktivitesinin düşük olması, tiroid hormonlarının eritrosit GSH-Px aktivitesi üzerine doğrudan bir etkisinin olabileceğini de düşündürmektedir. Tiroid hormonları etkisini gen ekspresyonu üzerinden gösterdiğinden etkilerinin tam olarak ortaya çıkabilmesi için belirli bir sürenin geçmesi gerekmektedir. Tedavi sonrasında GSH-Px aktivitesindeki düşüklüğün devam etmesi muhtemelen hastaların ötiroidik durumda kalma sürelerinin yeterince uzun olmamasından kaynaklanmış olabilir.

    Yeni tanı almış hipertiroid hastalarda eritrosit Cu/Zn-SOD aktivitesi kontrol grubundan düşük 30 olduğunu gösteren çalışma olduğu gibi, bazı çalışmalarda da yükselmiş olan SOD aktivitesinin 14,20-22,31 tedavi sonunda azaldığı belirtilmektedir 17,20-22,30. Çalışmamızda eritrosit Cu/Zn-SOD aktivitesi kontrolden daha yüksek bulundu ve bu yükseklik tedaviyi takiben azalma göstermesine rağmen kontrolden yüksekti. Devam eden bu yükseklik, muhtemelen artan süperoksit radikaline bir cevap olarak, enzim indüksiyonu sonucu olabilir.

    Sonuç olarak, hipertiroidili hastalarda eritrosit antioksidan enzimlerinden SOD ve CAT düzeylerindeki artış tedavi sonrasında belirgin olarak azalırken, GSH-Px düzeyinde ise artış meydana gelmektedir. Hipertirodili hastalarda yüksek olarak seyreden serum MDA düzeyi tedaviyi takiben düşmektedir.. Eğer bu hastalar tedavilerine itina gösterirlerse elde ettiğimiz bu sonuçların daha berrak olacağına ve bu kişilerin yaşam kalitelerinin daha iyi olacağı kanaatindeyiz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Venditti P, Balestrieri M, Di Meo S, De Leo T. Effect of thyroid state on lipid peroxidation, antioxidant defences and susceptibility to oxidative stress in rat tissues. J Endocrinol 1997; 155: 151- 157.

    2) Goswami K, Nandakumar DN, Koner BC, Bobby Z, Sen SK. Oxidative changes and desialylation of serum proteins in hyperthyroidism. Clin Chim Acta 2003; 337: 163-168.

    3) Das K, Chainy GB. Modulation of rat liver mitochondrial antioxidant defence system by thyroid hormone. Biochim Biophys Acta 2001; 1537: 1-13.

    4) Bianchi G, Solaroli E, Zaccheroni V, et al.. Oxidative stress and anti-oxidant metabolites in patients with hyperthyroidism: effect of treatment. Horm Metab Res 1999; 31; 620-624.

    5) Konukoğlu D. Hiper- ve hipotiroidizmde oksidatif stres. Endokrinolojide Yönelişler 2000; 9:4: 156-159.

    6) Komosinska-Vassev K, Olczyk K, Kucharz EJ, et al. Free radical activity and antioxidant defense mechanisms in patients with hyperthyroidism due to Graves' disease during therapy. Clin Chemi Acta 2000; 300 107-117.

    7) Guerra LN, Rios de Molina MC, Miler EA, Moiguer S, Karner M, Burdman JA. Antioxidant and methimazole in the treatment of Graves’disease:effect on urinary malondialdehyde levels. Clin Chim Acta 2005; 352: 115-120.

    8) Sugawara M, Kita T, Lee ED, et al. Deficiency of superoxide dismutase in endemic goiter tissue. J Clin Endocrinol Metab. 1988; 67: 1156-1161.

    9) Erkılıç A, Erkılıç M, Gümüşlü S, Yücel G, Özben T. Vitamin E levels in thyroid diseases. Turk J Med Sci 1996; 26: 7-9.

    10) Halifeoğlu İ. İnsan Karaciğerinde, Eritrosit Ve Uterus Doku Arginazının Kinetik Özellikleri. Doktora Tezi, Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi. Biyokimya Anabilim Dalı, 1993.

    11) Aebi H. Catalase in vitro. Methods Enzymol 1984; 105: 121-126.

    12) Satoh K. Serum lipid peroxide in cerebrovascular disorders determined by a new colorimetric method. Clin Chim Acta 1978; 90; 37-43.

    13) Yagi, K. Assay for blood plasma or serum.Methods Enzymol 1984;105:328-331.

    14) Alıcıgüzel Y, Özdem SN, Özdem SS, et al. Erythrocyte, plasma, and serum antioxidant activities in untreated toxic multinodular goitre patients. Free Radic Biol Med 2001; 30: 665-670

    15) Dumitriu L, Bartoc R, Ursu H, Purice M, Ionescu V.. Significance of high levels of serum malonyl dialdehyde (MDA) and ceruloplasmin (CP) in hyper- and hypothyroidism.Endocrinologie. 1988;26:35-38.

    16) Krishnamurthy S, Prasanna D. Serum vitamin E and lipid peroxidation in malnutrition, hyper-and hypothyroidism. Acta Vitaminol Enzymol 1984;6:17-21.

    17) Adalı M, Inal-Erden M, Akalın A, Efe B. Effects of propylthiouracil, propranolol, and vitamin E on lipid peroxidation and antioxidant status in hyperthyroid patients.Clin Biochem. 1999;32:363-7.

    18) Videla LA, Sir T, Wolff C. Increased lipid peroxidation in hyperthyroid patients: suppression by propylthiouracil treatment. Free Radic Res Commun. 1988;5:1-10.

    19) Mohan Kumar KM, Bobby Z, Selvaraj N, et al. Possible link between glycated hemoglobin and lipid peroxidation in hyperthyroidism. Clin Chim Acta. 2004;342:187-192.

    20) Bednarek J, Wysocki H, Sowinski J. The effect of one-month antithyroid therapy on peripheral metabolism of reactive oxygen species in Graves' disease with infiltrative ophthalmopathy. Przegl Lek. 2004;61:841-4.

    21) Bednarek J, Wysocki H, Sowinski J. Oxidation products and antioxidant markers in plasma of patients with Graves' disease and toxic multinodular goiter: effect of methimazole treatment. Free Radic Res. 2004 ;38:659-64.

    22) Bednarek J, Wysocki H, Sowinski J. Peripheral parameters of oxidative stress in patients with infiltrative Graves' ophthalmopathy treated with corticosteroids. Immunol Lett. 2004 ;93:227-32.

    23) Pereira B, Rosa Costa LFBP, Safi DA, Bechara JH, Curi R. Control of superoxide dismutase, catalase and glutathione peroxidase activities in rat lymphoid organs by thyroid hormones. J Endocrinol 1994; 140: 73-77.

    24) Halliwell B. Gutterıdge JM. Free Radicals in Biology and Medicine.2nd.Ed. Clarendon Pres, Oxford, 1989.

    25) Girgin F. Biyolojik yükseltgenme-indirgenme tepkimeleri, elektron taşıyıcıları ve redoks enzimleri. Onat T, Emerk K, Sözmen ET (editörler). İnsan Biyokimyası. 1.Baskı, Ankara: 2002; 67-77.

    26) Kurasaki M, Saito T, Kaji H, Kojima Y, Saito K. Increased erythrocyte catalase activity in patients with hyperthyroidism. Horm Metab Res 1986; 18: 56-59.

    27) Bednarek J, Wysocki H, Sowinski J. Oxidative stres peripheral parametrs in Graves’ disease: the effect of methimazole treatment in patients with and without infiltrative ophthalmopathy. Clin Biochem 2005; 38: 13-18.

    28) Asayama K, Dobashi K, Hayashibe H, Kato K. Effects of beta – adrenergic blockers with different ancillary properties on lipid peroxidation in hyperthyroid rat cardiac muscle. Endocrinol Japon 1989; 36 : 687-694.

    29) Seven A, Candan G. Antioksidan savunma sistemleri. Cerrahpaşa J Med 1996; 27: 41-50.

    30) Wilson R, Chopra M, Bradley H, Mckillop JH, Smith WE, Thomson JA. Free radicals and graves’ disease: the effects of therapy. Clin Endocrinol 1989; 30; 429-433.

    31) Iwase K, Kato K, Otani S, Tsujimura T, Inagaki A, Miura K. Study of the localization and the concentration of superoxide dismutase in various thyroid disorders. Nippon Geka Gakkai Zasshi 1993; 94: 1112-1117.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]