PSİ gastrointestinal sistem dışı tutulumu oldukça ender olan bir hastalık olup erkeklerde ve 30-50 yaş arasında daha sık görülmektedir
4,5. Olgumuz 29 yaşında kadın hasta olup ileum tutulumu göstermekteydi. Apandisit, pilor stenozu, inflamatuar barsak hastalığı, nekrotizan enterekolit, gastroduedonal ülser, sigmoid volvulus gibi gastrointestinal sistem hastalıkları, tıkayıcı akciğer hastalıkları, bağ dokusu hastalıkları (Poliarteritis nodoza, dermatomiyozit, polimiyozit, romatoid artrit, sistemik lupus eritematozis) ile birlikte görülebilmektedir. Ayrıca jejuno-ileal by-pass, endoskopi, transplantasyon, hemotolojik malignensiler, AIDS, steroidler ve bazı ilaç (sorbitol, laktuloz) tedavilerinden sonra da ortaya çıkabilmektedir
4,6-7,9-11. Olgumuza 1 ay önce endoskopi yapıldığı bilinmektedir.
Genellikle asemptomatik olan PSİ diyare, konstipasyon, tenesmus, kilo kaybı, rektal kanama, distansiyon, karın ağrısı gibi semptomlar ile ortaya çıkabilir. Ayrıca %3 oranında volvulus, intestinal obstrüksiyon, pnömoperiton, intestinal perforasyon görülebilir 1,12. Olgumuzda karın ağrısı, kilo kaybı, kabızlık şikayetleri ile pnömoperiton görüldü. Tanıda direkt karın grafisi ve abdominal bilgisayarlı tomografi yardımcıdır. Radyolojik olarak ince barsak duvarında konsantrik gaz halkaları fulminan PSİ için diagnostiktir. Gazla dolu kistler lümen içine doğru çıkıntı yapabilir, polipler, karsinom ve lenfoma ile karıştırılabilir 4,7,14. Olgumuz bilgisayarlı tomografide pelvis ve jejunal anslarda serbest hava görülmesi ve akut karın bulguları olması nedeniyle operasyona alındı. Rezeksiyon materyalleri makroskobik olarak incelendiğinde barsağın dış yüzeyinde birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişen subserozal kistler görülmektedir. Serozal veya submukozal yerleşimli kistlerde palpasyonla çıtırtı hissedilebilir. Histolojik olarak kistler basit, genellikle havayla dolu submukozal boşluklar olarak görülür. Kistlerin çevresinde akut, kronik iltihap hücreleri (polimorf nüveli lökosit, eozinofil, plazma hücresi ve makrofaj infiltrasyonu) yada granülom yapıları bulunabilir 13. Mukozada kript abseleri, kronik inflamasyon ve granülomlar görülebilir 14. Olgumuzda makroskobik olarak serozada yerleşmiş çok sayıda gazla dolu kistik yapı izlendi.
Pnömotosis sistoides intestinalis olgularının yarısında kendiliğinden iyileşme görülebilmekle birlikte operasyon sonrası tekrarlayabilmektedir. Asemptomatik olgularda tedavi nonspesifik olmasına rağmen semptomatik olgularda komplikasyon gelişmemiş ise hiperbarik oksijen tedavisi uygulanır 1,15. Anaerobik bakteri tutulumunun eşlik ettiği vakalarda antibiyotik tedavisine cevap alındığı bildirilmiştir 4,16.Olgumuzda olduğu gibi bazen cerrahi tedavi gerekmektedir.
Sonuç olarak PSİ'nin birçok hastalıkla birlikte görülebileceği, immünsüpresif ve kemoterapotik ilaç tedavisi alan olgularda ortaya çıkabileceği unutulmamalı, akut batın tablosuyla başvuran olgularda direkt batın grafisinde batında serbest hava izlendiğinde Pnömatosis sistoides intestinalis ayırıcı tanıda düşünülmelidir.