Hipokampus lateral ventrikülün alt boynuzu boyunca uzanan serebral korteks parçasıdır. Yaklaşık 5 cm uzunluğunda olan bu yapı kesitlerinde C harfine benzemektedir
1. Limbik sistemin önemli bir parçası olan hipokampus; duygulanım, öğrenme ve hafıza fonksiyonları üzerinde önemli role sahiptir. Bu yüzden beynin birçok bölgesinden hipokampus'a duyu lifleri gelmektedir. Bu duyular, miyelinli liflerden oluşan forniks aracılığıyla talamus, hipotalamus ve septal sahaya ulaştırılmaktadır. Ayrıca hipokampus subkortikal alanlarla olan bağlantısı sayesinde, beyinde birçok bölge ile iletişim halindedir
1,2. Hipokampus yeni elde edilen bilgilerin depolanması ve anıların kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya geçirilmesinde fonksiyon görmektedir. Kısa süreli belleğin uzun süreli belleğe dönüştürülebilmesi için pekiştirilmesi gerekir. Hipokampus bilginin hafızada pekiştirilmesini sağlar. Hipokampus'u çıkarılmış kişiler, anıları kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçirme yeteneklerini kaybederler. Hatta orta süreli bellek depolama fonksiyonları bile kaybolur. Bu kişiler, hem zekanın temelini oluşturacak yeni ve uzun süreli bellekler oluşturamazlar, hem de geçmişe ait anıların orada olduklarının bilinmesine rağmen hatırlama yeteneğini kaybederler
3.
Formaldehit (FA) bulunduğu her ortamdan oda sıcaklığında gaz haline geçebilen, suda çok iyi çözünen reaktif bir maddedir. Aldehit ailesinin basit bir üyesi olan FA (CH2O) renksiz, keskin kokulu ve mukoz membranlar için irritandır4. Sıvı olarak metanolün oksidasyonundan elde edilir. FA vücuda alındıktan sonra karaciğer ve eritrositlerde formaldehit dehidrogenaz enzimi (FDH) katalizörlüğünde formik aside metabolize olur. FDH enzimi bu reaksiyonu gerçekleştirirken kofaktör olarak glutatyona ihtiyaç duyar. Dolayısıyla bir antioksidan olan glutatyonun azalması FA toksisitesini artırmaktadır4,5.
Endüstriyel sahada FA yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Boya ve plastik sanayi, yapı izolasyon malzemeleri, tekstil endüstrisinde, kontaplak sanayisinde, halı, mobilya, duvar kaplamalarında ve ev temizlik ürünlerinde kullanılmaktadır6. Tıp alanında ise, FA'nın kullanımı laboratuvarlarda yoğunlaşmaktadır. Anatomide kadavra ve organların tespiti, bozulmadan uzun süre saklanması FA havuzlarında yapılmaktadır. Yine diseksiyon yapan anatomistler ve tıp fakültesi öğrencileri FA'dan etkilenmektedir. Histoloji ve patoloji labaratuvarlarında dokuların fiksasyon aşamasında kullanılmaktadır7. Diş hekimliğinde kaplamaların yapısında, klinikte inatçı sistit tedavisinde ve bazı ilaçlarda da koruyucu madde olarak FA'dan faydalanılmaktadır. Ayrıca hemodiyaliz solüsyonları da formalin içermektedir. Sigara dumanının da formaldehit içerdiği bilinmekte ve her pakette ortalama olarak 0.38 mg kadar alınmaktadır. Dizel araçların eksoz dumanında, fuel-oil, benzin ve doğal gazda, ağaç ve odunun yanmasıyla ortaya çıkan FA, hava kirliliğinin sebepleri arasında gösterilmektedir8,9.
FA toksik etkilerini nonenzimatik yolla DNA, RNA, protein ve doymamış yağ asitleri ile güçlü bir şekilde birleşerek gerçekleştirme eğilimindedir10. FA'nın nörotoksik etkileri erken dönemde baş ağrısı, baş dönmesi, keyifsizlik, uykusuzluk ve iştahsızlık şeklinde kendini göstermektedir. Daha uzun süreli etkilenmelerde ise, duygu-durum bozuklukları, davranış bozuklukları ve epilepsi belirtileri ortaya çıkabilmektedir. Yine yapılan deneysel çalışmalarda sistemik uygulanan FA'nın motor hareketlerde yavaşlama, davranış bozukluğu, öğrenme testlerinde bozukluk ve ruhsal dengesizlik yaptığı bildirilmiştir11,12.
Eikozapentaenoik asit (EPA), dokozaheksanoik asit (DHA) ve α-linolenik acid (ALA) omega-3 (ω-3) yağ asiti olarak sınıflandırılmaktadır. DHA ve EPA poliansatüre yağ asidi (PUFA) bileşenidirler ve balık yağında bol miktarda bulunurlar. ALA ise, bitkisel kaynaklı yağ asidi olup, soya, ceviz, keten tohumu ve yeşil yapraklı sebzelerle alınır13,14. Birkaç enzimatik reaksiyon sonucunda ALA'dan EPA üretilebilmektedir. EPA'dan da, DHA sentezlenebilmektedir. Fakat ALA'nın sadece % 5'i yukarıda bahsedilen metabolik enzim zincirine girebilir. ALA diyet ile alındığında DHA seviyesi değişmediği halde dokudaki EPA seviyesi artar15. DHA, özellikle beyin, retina ve diğer nöral dokularda yoğun olarak bulunan ve hücre membranının yapısına katılan bir yağ asitidir. Sinir sisteminin gelişiminde önemli role sahip DHA, serebral korteks yağ içeriğinin % 15-20'sini oluşturur. Ayrıca DHA aksonal yapıyı koruyarak elektriksel uyarıların iletilmesine katkıda bulunur16.