BHV-1 tarafından oluşturulan IBR, Uluslararası
Epizootiler Ofisinin (OIE) B Listesinde yer alan
enzoonotik bir enfeksiyondur
22
Türkiye’de sığırlarda BHV-1 in sebep olduğu IBR
enfeksiyonu üzerine yapılan ilk çalışma Gürtürk ve arkadaşları tarafından23 gerçekleştirilmiş, çalışmadaki
serolojik testler sonucu, bu araştırmaya benzer olarak
sığırlarda %54.5 ve %62.5 oranlarında seropozitiflik
saptanmıştır. Çabalar24 tarafından yapılan bir diğer
çalışmada ise fertilite problemli ineklerde IBR/IPV virus
enfeksiyonu yönünden %68.1 oranında bir seropozitiflik belirlenmiştir. Ayrıca gerek kamu gerekse halk elinde
bulunan sığırlarda yapılan araştırmalar6,15-20 bu
enfeksiyonun yüksek bir prevalansta seyrettiğini ve klinik
olarak metritis, abort ve döl tutmama gibi infertilite
olgularında virusun rolü olduğunu göstermiştir. Bugüne
kadar Türkiye’de BHV-1 enfeksiyonu üzerine
gerçekleştirilmiş en kapsamlı çalışma Alkan ve ark.16
tarafından yapılmıştır. 31 adet süt sığırcılığı
işletmesindeki sığırlarda yapılan bu serolojik çalışmada
sürülerin %97 inde enfeksiyon varlığı saptanmıştır.
Sürülerin seropozitiflik oranlarının ise %0.5 ile %79.5
arasında değiştiği vurgulanmıştır. Bu çalışmada da
Kayseri yöresindeki sığır populasyonlarında BHV-1
enfeksiyonuna karşı oluşan antikor oranı % 51.63
düzeyinde bulunmuştur.
BHV 1 tüm dünyada sığırlarda yaygın olarak görülen
bir enfeksiyondur. Belçika’da yapılan BHV-1
araştırmasında25 sığırlarda %62 oranında
seropozitiflik saptamışlardır. Kuzey İtalya’da yapılan bir
serolojik araştırmada26 ise 6979 sığır serumu serum
nötralizasyon testi ile taranmış ve seçilen çiftliklerin
%84.31 inde seropozitiflik bulunmuştur. Solis ve ark.27, Meksika’da, daha önce aşılanmamış 564 sığır
üzerine yaptıkları araştırmada seroprevalans değerini
%54.4 olarak saptamışlar ve bu değerin populasyon için
bir risk faktörü taşıdığını vurgulamışlardır. İskoçya’da
1152 sığırda yapılan serum nötralizasyon testi
sonucunda %12 oranında BHV-1 antikor varlığı tespit
edilmiştir28. Hollanda’da aşılanmamış sığırlar üzerine
yapılan çalışmalarda29 seropozitiflik %93, başka bir
grupta ise %36 düzeyinde bulunmuş, antikor
prevalansının % 0-100 arasında değişebileceği
vurgulanmıştır.
Bu araştırmada ilçelere göre elde edilen test
sonuçları değerlendirildiğinde; İncesu’da 17 adet (23.94),
Yeşilhisar’da 45 adet (%50.56), Felahiye-Özvatan’da 32
adet (71.11), Tomarza’da 48 adet (%80), Talas’da 16
adet (%50), Akkışla’da 46 adet (%54.76), Bünyan’da 28
adet (%49.12) ve Sarız’da 53 adet (%46,49) sığır serumu
BHV-1 e karşı antikor pozitif olarak tespit edilmiştir.
Yerleşim yerlerine bakıldığında BHV-1 enfeksiyonu
seroprevalansı en fazla Kayseri Tomarza’da (%80)
gözlenmiş, bunu Felahiye-Özvatan (%71.11) ve Akışla
(%54.76) ilçelerinin izlediği belirlenmiştir. Bu ilçelerde
yapılan çalışma sırasında hayvanların bakım ve barınma
şartlarının yetersiz olduğu göze çarpmıştır. Ayrıca bu
bölgeler de halkın hala doğal tohumlama yöntemini
kullanmalarının antikor prevalansının yüksek seviyelere
çekilmesinde etkili olduğu düşünülmektedir. Nitekim
enfeksiyonun yayılmasında spermanın önemli rol
oynadığı, seropozitif olan boğaların epidemiyolojik
açıdan virus taşıyıcı ve saçıcısı olarak kabul edildiği
bildirilmiştir6.
Araştırmada incelen hayvan populasyonu arasında
en fazla döl tutmama ve abort şikayetleri gözlenmekte,
Türkiye’de daha önce yapılmış olan araştırmalar6,15
IBR/IPV virusunun sağlıklı görünüşe sahip sığırlar
arasında yüksek prevalansta seyredebileceğini ve infertil sığır olgularında virusun etken olarak rol alabileceğini
göstermektedir.
Bu araştırmada BHV-1’e karşı antikor içerdiği
belirlenen 285 serumun SN 50 testine tabii tutulması
sonucu 1/2 – ≥1/64 arası antikor titresine sahip oldukları
tespit edilmiştir. Seropozitif hayvanların titre değerleri
karşılaştırıldığında %25.26 (72 adet) sığırın 1/2 ‘lik bir
antikor titresi taşıdığı belirlenmiştir.
BHV-1 enfeksiyonunda koruyucu bir antikor
titresinden bahsetmek mümkün olmasa da antikor
seviyesi yüksek olan hayvanlarda enfeksiyonun klinik
görünümünün şiddeti azalmakta ve buna bağlı olarak
ekonomik kayıpların önüne geçilebilmektedir5,30. Bu
araştırmada elde edilen sonuçlar koruyucu olabilecek
titre düzeyi açısından değerlendirildiğinde 38 adet sığırın
(%13.33), 1/32 lik titre değeri ile en yüksek populasyonu
oluşturduğuş, bunu 1/64 de 29 adet (%10.17), 1/48 de 20
adet (%7.01) sığırın takip ettiği belirlenmiştir.
Yapılan önceki çalışmalarda5,30,31 IBR
enfeksiyonu sonrasında gelişen antikorların, viral
genomun latentliği ve saçılımını tamamen önleyemediği
ve buna bağlı olarak yinede ekonomik kayıpların
oluşabildiği bildirilmiştir. Collings ve ark.32 yaptıkları
çalışmada solunum ve genital sistem semptomlarını
birlikte gösteren bir sığır sürüsünde genital mukozadan
virus izole edememelerine rağmen yüksek BHV-1
seropozitifliği tespit etmişlerdir.
İsviçre’de 1978-1988 arasında yapılan 10 yıllık bir
eradikasyon programıyla IBR hastalığı ülkeden eradike
edilmiş ve bu kapsamda BHV-1 antikor pozitif olan
toplam 51.911 hayvan kesime gönderilmiştir. Bugün
İsviçre, Danimarka ve Finlandiya gibi ülkelerde hastalık
tamamen eradike edilmiş durumdadır. Türkiye’de ise
gerekli antikor taramaları yapılarak BHV-1
eradikasyonunu sağlayacak programların
oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Ülkemizde marker
aşılardan önce kontrol programlarının düzenli olarak
uygulanması önemlidir. Ülkeye hayvan alımında BHV-1
(-) olanların tercih edilmesi ve hayvanların mümkünse
sürüye dahil edilmeden önce kan örneklerinin alınıp
merkezi viroloji laboratuarında BHV-1 antikorları
yönünden incelenmesi üzerinde durulmalıdır33.
Kayseri yöresindeki sığır populasyonlarında BHV-1
enfeksiyonuna karşı oluşan antikor oranının % 51.63
düzeyinde bulunması sığır populasyonu için bir risk
faktörü olduğunu göstermektedir.
Türkiye’de BHV-1 enfeksiyonu oldukça yaygındır.
Hastalıkla mücadelede marker aşı uygulanması
önemlidir. Ülkemizde enfeksiyonla mücadelede öncelikle
sürüde bulunan hayvanların düzenli olarak BHV-1
yönünden kontrollerinin yaptırılması, doğal ve suni
tohumlamada kullanılacak hayvanların BHV-1 yönünden
düzenli kontrol edilmesi gerekmektedir. Sürüye yeni
katılacak hayvanlarında yine kontrollerinin yapılması
önemli görülmekte ve antikor taraması enfeksiyonun
kontrol altına alınmasında uygulanacak kontrol
programlarının başında yer almaktadır.