Pnömatozis intestinalis tablosu, ilk olarak 1730'da tanımlanmış olup o zamandan beri pnömatozis intestinalis, pneumatosis coli, intestinal lenfokist ve intestinal amfizem gibi farklı isimler kullanıldı . Bunlar arasından Pİ günümüzde çoğu yazar tarafından tercih edilmektedir . Pİ terimi ilk olarak 1946'da kullanıldı
6 Theisen'in yaptığı bir otopsi serisinde 6553 vakada yalnızca 2 Pİ vakası bildirilmiştir
7.
Pİ submukozal ya da subserozal katmanlarda, kistik oluşumlar içerisinde gaz koleksiyonu ile birlikte pnömoperitoneum veya pnömoretroperitoneum ile karakterizedir. Bu kistler hidrojen, nitrik oksit, propan veya metan karışımı içerir. Bu kistik yapılar en çok ince bağırsaklarda gözlenir ancak ağızdan anüse kadar tüm gastrointestinal sistem tutulabilir ve yaklaşık %40'ı kolonda görülür7,8. Bir çalışmada, olguların %42 sinin ince barsak, %36 sının kolon, %22'sinin hem mikst hem de omentum ve mesenter gibi ekstraintestinal tutulum gösterdiği bildirilmiştir9.
Pİ prognozu, tamamen altta yatan nedene bağlı olarak peritonit bulguları olmadan yalnızca pnömoperitoneum veya pnömoretroperitoneum tablosunun olduğu iyi bir gidişattan, peritonit veya sepsisin olaya eşlik ettiği ölümcül bir tabloya kadar değişebilir. İskemik bağırsak hastalığı, perforasyon, peritonit veya abdominal sepsis gibi duramlarda acil cerrahi müdahale gerekir. Bu gibi durumlar dışında oksijen verilerek yapılan konservatif tedavi, perforasyon harici nedenle oluşmuş pnömoperitoneumda genellikle yeterli olmaktadır. Bunun yanında pnömatozis intestinalis nedeniyle takip edilen ve cerrahi müdahale uygulanmayan hastalarda mortalite oranının % 18'lere kadar çıktığı iddia edilmiştir10,11.
Bizim vakamızda Pİ kolonoskopi sonrası gelişmiş olup bağırsak duvarında herhangi bir perforasyon alanı gözlenmemiş ve operasyon sonrası da hastada peritonit veya sepsis tablosu gözlenmemiştir. Bu tablo Pİ patogenezinde en çok kabul gören ve intraluminal basınç artışı ve mukozal hasar şeklinde ifade edilen mekanik teoriye uymaktadır.
Kolonoskopiye bağlı iatrojenik kolon perforasyonu yaklaşık %3 oranında görülür ve oldukça ciddi bir durumdur ve acil operasyon endikasyonudur12. Kolonoskopi sonrası kolon perforasyonu ve peritonit bulgusu olmadan görülen pnömatozis tablosu ise oldukça nadirdir ve konservatif tedaviye iyi cevap verir4,12. Ancak pnömoperitoneum tablosu her zaman cerrahı alarma geçirir ve Pİ primer olarak düşünülse bile çoğu durumda eksplorasyon tercih edilir. Bu nedenle altta yatan nedenin ortaya konulması tedavide ve acil müdahale gerektiren vakaların belirlenmesinde oldukça önemlidir.