Orta büyüklükteki yumurtalar küçük ve büyük yumurtalara göre daha iyi kuluçka özelliklerine sahiptir
8. Anaç yaşının ilerlemesine bağlı olarak yumurtaların büyüklüğü ve ağırlığı artar, döllülük oranları düşer
9,14-16,19. Büyük yumurtalarda kabuk ve ak kalitesine ait özellikler bozulur. Bu yumurtalarda gerçek su kaybı fazla olmasına karşın, oransal su kaybı daha azdır. Bu durum büyük yumurtalarda kuluçka sonuçları ve embriyo ölümleri üzerine olumsuz etki yapar. Ayrıca ağır yumurtaların ürettiği ısı miktarının diğer yumurtalardan yüksek olduğu ve özellikle kuluçkanın son dönemlerinde yüksek ısı stresininin embriyo tarafından tolere edilemediği dolayısıyla da ağır yumurtalarda bu dönemde embriyo ölümlerinin arttığı tespit edilmiştir
20,21. Yumurta ağırlığının artmasına bağlı olarak yumurta kabuk ve ak kalitesindeki bozulmalar ağır yumurtaların kontaminasyon riskini de artırmakta ve kontamine yumurta oranı ağır yumurtalarda daha yüksek çıkmaktadır
1. Araştırmalar paralelinde sonuçlanan bu araştırmada, yüksek anaç yaşına sahip (60 haftalık) yumurtalarda yumurta ağırlığı artmış, bu yumurtalarda döllülük oranı düşük bulunmuştur. Ayrıca bu yumurtalarda embriyo ölümlerinde artış tespit edilmiş, kuluçka randımanı ve çıkım gücü düşmüş, ıskarta civciv oranı artmıştır. Yüksek anaç yaşına sahip ağır yumurtalarda (~75 g) kuluçka sonuçlarına ait ortalamalar, yumurtaların döllülük özelliği, kabuk ve ak kalitesindeki bozulma ve embriyonun çevreye adaptasyonunun azalması ile ilişkilendirilmiştir
19-21. Farklı anaç yaşına sahip yumurtalarda, ayıklama işleminin geç dönem embriyo ölümleri, ıskarta civciv oranı ve dolayısıyla da kuluçka randımanı ve çıkım gücünü etkilediği saptanmıştır. Özellikle çıkım gücü, geç dönem embriyo ölümleri ve ıskarta civciv oranı üzerine anaç yaşı ve ayıklama işleminin birlikte etkileri (Yxİ), ayıklamanın kuluçka sonuçları üzerine olan etkisinde anaç yaşının önemli rol oynadığını göstermektedir. Ayrıca 60 haftalık anaçlardan elde edilen ve ayıklama işleminin yapılmadığı yumurtalarda kuluçka sonuçlarına ait ortalamaların diğer gruplardan daha düşük, embriyo ölümleri ve ıskarta civciv oranının daha yükek olması bu etkinin göstergesi olabilir. Benzer şekilde, Leonor ve Reis
22, ayıklama işleminin kuluçka sonuçları üzerine etkisini inceledikleri araştırmada, anaç yaşının artmasına bağlı olarak ayıklanmamış yumurtalarda ıskarta civciv oranının önemli derecede yükseldiğini bildirmişlerdir. Elibol
3, yumurta tepsisinde döllülük oranını yükseltmek amacıyla dölsüz yumurtaları inkübasyonun 18. gününde ayıklamış, ayıklanan yumurtalar yerine döllü yumurta bırakarak yumurta tepsisindeki döllülük oranını %97.9'a çıkarmıştır. Yumurta tepsisindeki döllülüğün artırılması işlemi, döllülük oranı %57.1 olan gruba göre son dönem embriyo ölümlerini önemli ölçüde düşürmüş, çıkım gücünü belirgin olarak artırmıştır. Kuluçka ortamında yumurta başına düşen O
2 ve hava sirkülasyonunun kuluçka sonuçlarını ve civciv kalitesini olumlu yönde etkileyeceği düşüncesiyle
14,23, bu araştırmada, ayıklanan yumurtalar yerine yumurta koyulmamış böylelikle diğer yumurtalara çıkım ünitesinde daha fazla yer ve daha iyi çevresel koşullar sağlamıştır. Bu uygulama ile ağır yumurtaların ürettiği fazla ısının etkisi dolayısıyla da embriyo üzerinde oluşabilecek ısı stresi de azaltılmaya çalışılmıştır. Bu kanımızı destekleyen French
24, ağır yumurtalarda inkubasyonun ikinci yarısında sıcaklığın 37.5 °C den 36.5 °C düşürülmesinin çıkış gücünü iyileştirdiğini fakat aynı etkinin küçük yumurtalarda tespit edilemediğini bildirmiştir. Elibol ve Brake
14, inkübatör fanına farklı uzaklıklarda yerleştirilen ağır (~68.9 g), orta ağırlıkta (~65.4 g) ve hafif (~62.4 g) yumurtalarda, ağırlık arttıkça geç dönem embriyo ölümlerinde ve çıkım gücünde düşüş olduğunu, ağır yumurtaların inkübatör fanına olan uzaklıktan negatif yönde daha fazla etkilediğini ortaya koymuşlardır.
Novo ve ark.12, genç sürülerde (46 haftalık) yaptıkları araştırmada, ovipozisyon zamanının döllülük oranı, erken ve geç dönem embriyo ölümleri üzerine etkili olmadığını belirtmişlerdir. Yapılan diğer bir araştırmada13, benzer şekilde ovipozisyon zamanının yumurtanın döllülük oranı ve embriyo ölümlerini etkilemediği tespit edilmiştir. Bu araştırmada, 43 haftalık sürülerden elde edilen sabah ve öğleden sonra yumurtalarında, yumurtlanma zamanının kuluçka sonuçları üzerine etkisi istatistiki olarak önemli bulunmamıştır. Genç anaçların yumurtalarının kabuk ve ak kalitesinin iyi olması ve çevresel değişiklikleri iyi tolere edebilmesi20, ayrıca genç anaçlarda yumurta tepsisindeki döllü yumurta oranının yüksek, embriyoların güçlü olması ayıklama işleminin bu yumurtalarda etkisini azaltan faktörler olabilir3,21.
Sonuç olarak, araştırmada ede edilen bulgular doğrultusunda döllülük oranı düşük, erken ve orta dönem embriyo ölümlerinin yüksek, kabuk kalitesinin iyi olmadığı yaşlı sürülerde lamba kontrolüyle kuluçkalık değeri olmayan yumurtaları ayıklayarak çıkım ünitesinde geri kalan yumurtalara daha fazla yer ve daha iyi çevresel şartların sağlanması işlemi embriyo ölümlerini dolayısıyla da çıkım gücü ve civciv kalitesini olumlu yönde etkilediği söylenebilir. Döllülük oranın yüksek, embriyo ölümlerinin düşük, kabuk kalitesinin iyi olduğu genç sürülerde ise kuluçkalık değeri olmayan yumurtaların ayıklanması işlemi kuluçka sonuçlarını istatistiki olarak etkilememektedir. Elde edilen bulgular iyi kalitede kuluçkalık yumurtalara sahip işletmeler için önemli olabilir. Bu konuda yapılacak ekonomik analizler ile kar-zarar durumlarının ortaya koyulmasının, üretimde yönlendirici olacağı hususunda önemli olduğu düşünülmektedir.
Teşekkür
Bu araştırmayı destekleyen Öznesil tavukçuluk işletmesine teşekkür ederiz.