Bu çalışma ile ilk defa Hasak tipi koyunlarda
neurocranium’un makroanatomik yapısı hakkında
bulgular sunulmuştur. Neurocanium, cranium’un beyni
çevreleyen ve koruyan önemli bir parçası olup,
neurocranium’un caudal kısmı os occipitale, lateral kısmı
os parietale, kısmen lateral kısmen de ventral kısmı os
temporale, tabanı os sphenoidale, tavanı os frontale
tarafından oluşturulmuştur. Beyin boşluğunu burun
boşluğundan ayıran sınırda da os ethmoidale
bulunmaktadır. Evcil koyunlar ve yaban koyunlarına ait
kafa kemiklerinde belirli morfolojik benzerliklerin yanında,
dikkat çekici kısmi bazı makro-anatomik farklılıkların da
bulunduğu bildirilmiştir
8-12. Anadolu yaban koyunu ve
Akkaraman koyununa ait kafa kemiklerinin ventral
yüzündeki farklılıkların dorsal yüzden daha fazla
olduğunu bildirmişlerdir. Çalışmada da aynı bulgular
gözlendi.
Os frontale’nin dış yüzeyinin Anadolu yaban
koyunlarında Akkaraman koyunundan daha düz olduğu
bildirilmiştir11. Çalışmada Hasak koyun tipine ait
kemiklerde bu yüzeyin daha dışbükey olduğu tespit
edildi. Sarma13, Kagani keçisinde sutura
interfrontalis’in tüm uzunluğunca testere dişi şeklinde
olduğunu bildirmiştir. Çalışmada interfrontal sutura’nın
caudal yarımda testere dişi şeklinde, cranial yarımda ise
düz bir çizgi şeklinde olduğu gözlendi. Evcil ve yabani
koyun ve keçilerde sutura frontonasalis’in V şeklinde
olduğu bildirilirken10,13-15, HASAK’ta bu suturanın U
şeklinde olduğu gözlendi. Kagani keçisinde foramen
supraorbitale’lerin her iki yarımda da tek olduğu, sutura
interfrontalis’e eşit uzaklıkta dorsolateral yüzde ve
orbita’nın dorsal kenarından yaklaşık 2 cm uzakta
yerleştikleri bildirilmiştir13. Borthakur16 Assam
keçisinde for. supraorbitale’nin 2 adet olduğunu ve bunun
da tür varyasyonundan kaynaklandığını belirtirken, May17 koyunlarda for. supraorbitale’nin her iki yarımda da
tek olarak bulunduğunu bildirmiştir. Çalışmada foramen
supraorbitale’lerin her iki yarımda tek olduğu ve sutura
interfrontalis’e eşit uzaklıkta bulundukları gözlendi. For
supraorbitale'nin orbita içine açılan ağzı ile orbita
dışındaki ağzı, karaca’da aynı transversal düzlem
üzerinde bulunduğu halde18, Hasak’ta orbita içindeki
ağzının daha geriye kaymış olarak bulunduğu gözlendi.
Yalçın ve Lök11 Anadolu yaban koyunlarında sulcus
supraorbitalis’in oldukça belirgin, orbita’nın ise büyük
olduğunu ifade etmişlerdir. Os frontale'nin proc.
zygomaticus'unun teşkil ettiği orbita kenarının karacada
nisbeten düz olduğu bildirilirken18, Hasak’ta diğer
küçük ruminantlardaki gibi aynı kenarın bariz bir şekilde
çentikli olduğu gözlendi.
Crista occipitalis externa’nın yabani koyunlarda genel
olarak düz ve belirsiz olmasına karşın, evcil koyunlarda
genelde dorsal düzeyde ve daha belirgin olduğu
gözlenmiştir. Bunun yanında evcillerde dorsal’den for.
magnum’a uzanan ucunun belirsiz olduğu bildirilmiştir11. Çalışmada bu oluşum dorsal’de daha keskin bir
crista halinde gözlenirken orta kısımda hafifçe kalınlaştığı
ve for. magnuma doğru belirsizleşmeye başladığı
gözlendi. Protuberantia occipitalis externa koyunda geniş
ve küt17, keçide keskin ve sivri13 leoparda küçük ve
çift19 olarak squama occipitalis’in external lamina
externa’sı üzerinde bulunmaktaydı. Çalışmada bu çıkıntı
küçük ve küt olarak squama occipitalis üzerinde
bulunmaktaydı.
Schaffer ve Reed20, yaban koyunlarının genelde
cranial kemiklerinin ve bunun yanında boynuz, os
frontale, ve sinus cornualis’ler açısından, evcil formlara
göre morfolojik açıdan daha büyük olduğunu ileri
sürmüşlerdir. Yalçın ve Lök11 erkek yaban
koyunlarındaki boynuz yapısının supra-cervical
pozisyonda olduğunu ve dişi yaban koyunlarında bu
düzeyde bir tümsek yapısının, dişi evcil koyunlarda ise
aynı düzeyde bir fossa yapısının bulunduğunu,
Akkaraman ırkı koyunların genelde erkeklerinin
boynuzlu, dişilerinin ise boynuzsuz olduğunu
bildirmişlerdir. Çelik21 evcil koyunlara nazaran, yabani
koyunların boynuzlarındaki morfolojik farklılıkların
sebebinin, muhtemelen erkeklerinin kavgaları esnasında
beynin dış travma etkilerinden korunması açısından
avantaj sağlaması olduğu görüşünü savunmuştur. Evcil
koyunlarda bu davranış şekillerinin daha az gözlendiği
bildirilmiştir. Bu çalışmada Hasak koyununun boynuzsuz
olup boynuz çıkıntısının yerinde bir fossa yapısının
bulunduğu gözlendi.
Akkaraman koyununda, fossa condylaris dorsalis ve
ventralis’in her ikisinin de oldukça derin ve belirgin
olduğu, fossa condylaris ventralis’in lateral’i düzeyindeki
incisura jugularis’in ise belirgin olarak gözlendiği
bildirilmiştir11. Çalışmada fossa conylaris ventralis’in,
fossa condylaris dorsalis’e göre daha derin ve belirgin
olduğu gözlendi. Fossa condylaris ventralis’in lateral’i
düzeyindeki incisura jugularis ise oldukça belirgin olarak
gözlenmekteydi. Karacada proc. jugularis'in dorsal
yarımının cranial kenarının, proc. styloides ile temas halinde bulunduğu, koyun ve keçide ikisinin (proc.
styloides ile proc. jugularis) arasına buIla tympanica'nın
caudal kısmının girmiş olduğu ve karacada proc.
jugularis'lerin serbest ucunun, küçük
ruminant’larınkinden daha sivri olduğu bildirilmiştir18.
Çalışmada Hasak’ta proc. jugularis ve proc. styloideus
arasında temas olmadığı, ikisinin arasına bulla
tympanica'nın caudal kısmının girmiş olduğu gözlendi.
Kafa kemiklerinin cavum cranii yüzünde özellikle pars
petrosa’nın Anadolu yaban koyunlarında oldukça büyük
olduğu bildirilmiştir. Crista tentorica’nın, Akkaraman
koyunlarında keskin ve yay tarzında bir şekle sahip
olduğu ifade edilmiştir11. Çalışmada da benzer
bulgular elde edildi. Bulla tympanica’nın O. g. anatolica
örneklerinde, evcil koyun formlarına nazaran daha büyük
ve net bir şekilde gözlendiği, aynı zamanda bu yapının
Anadolu yaban koyunlarında biraz daha şişkince olduğu,
O. aries örneklerinde ise daha yassı bir morfolojik özellik
gösterdiği bildirilmiştir11. Çalışmada aynı oluşumun
Hasak’ta yassı bir yapıya sahip olduğu gözlendi.
Karacanın fossa temporalis'ine caudal’den bakılacak
olursa, dış yana doğru çok konveks olduğu, adeta equide
ve carnivor’larda olduğu gibi çok kabarık, oval bir kase
teşkil ettiği bildirilmiştir18,22. Hasak’ta ise aynı yerin
dış yana doğru kuvvetli bir konveksite göstermediği hatta
hemen hemen düz denecek bir halde olduğu gözlendi.
Fossa temporalis’in yak’ta derin23, öküzde daha geniş22, Buffaloda derin fakat kısa24, Kagani keçisinde
derin ve geniş13, Assam keçisinde ise16 sığ ve
uzamış olduğu bildirilmiştir. Çalışmada fossa
temporalis’in derin olduğu gözlendi. Kagani keçisinde
fossa temporalis’in caudomedial yüzü üzerinde sağ
tarafta bir, sol tarafta iki adet delik13, minthun (Bos
Frontalis)’da ise temporal kanala açılan 4-5 adet delik25 bulunduğu bildirilmiştir. Çalışmada Hasak’ta fossa
temporalis üzerinde 2 adet delik tespit edilmiştir.
Araştırmacılar, fossa mandibularis’in evcil koyun
ırklarında daha çukur olduğunu ve facies articularis’in
evcil koyunlarda daha dış bükey olmasına karşın, yabani
koyunlarda daha düz olduğunu gözlemlemişlerdir.
Paralel olarak, fossa mandibularis’in posterior kısmını
sınırlayan proc. retroarticularis’in de evcil koyunlarda çok
daha belirgin olduğunu bildirmişlerdir11. Çalışmada
fossa mandibularis derin olmasına karşın facies
articularis’in daha düz olduğu gözlendi. Processus
retroarticularis'in gerek medial, gerek lateral yarımının,
karacada hemen hemen aynı yükseklikte olduğu18,
koyunda lateral’dekinin medial’dekinden biraz daha
alçak; keçide ise aynı kısmın (lateral yarım) çok daha
alçak adeta bir linea halinde olduğu bildirilmiştir26.
Çalışmada lateral yarımın medial’den daha alçak bir
çıkıntı şeklinde olduğu gözlendi.
Meatus acusticus extermus'un ekseninin yönünün
karacada caudolateral ve dorsal; koyun ve keçide ise
lateral ve pek hafif öne doğru olduğu bildirilmiştir18,26.
Hasak’ta lateral ve hafif öne doğru olduğu gözlenmiştir.
Koyun ve keçide meatus acusticus extermus'un her
tarafının kapalı olduğu, karacada caudo-dorsal tarafının
açık olduğu ve proc. retrotympanicus tarafından kapatıldığı bildirilmiştir18,26. Hasak’ta da meatus
acusticus externus’un tamamen kapalı olduğu ancak
caudal kısmının nispeten daha kısa olduğu gözlenmiştir.
Karacada meatus acusticus externus’un yönü lateral ve
hafif caudodorsal18, Hasak’ta ise lateral fakat aynı
zamanda hafif oroventral’di.
Tuberculum musculare yaban koyunlarına nazaran
evcil koyunlarda synchondrosis sphenoocipitalis
düzeyinde dikkat çekici bir şekilde ve çok daha belirgin
bir anatomik yapı olarak gözlenmiştir. Ancak bunun
yanında os occipitale’nin pars basilaris’i ile condylus
occipitalis’leri arasında, tuberculum musculare’nin hemen
posterior’u ve bulla tympanica’nın posterio-medial’i
düzeyinde her iki yönlü bir tuberculum yapısı da
bildirilmiş ve bu oluşumun Anadolu yaban koyunlarında
çok daha belirgin olduğu tespit edilmiştir11. Ancak bu
median tuberkül yapısı’nın, tuberculum pharyngeum
adıyla sadece carnivorlarda6 ve insanlarda27
bulunduğu bildirilmiştir. Diğer yandan May179, bu
oluşumun evcil koyunlarda mevcut olduğunu ve basilar
bir tuberkül tarzında gözlendiğini bildirmiştir. May17’in
bu sonuçları, bu çalışmadaki bulgularla uyum
içerisindeydi. Yalçın ve Lök11 bu tuberkülum’un tam
ortası düzeyinde, for. magnum’dan anterior olarak
uzanan longitudinal bir sulcus yapısının gözlendiğini ve bu oluk yapısının evcil koyunlarda yabani formlara göre
biraz daha belirgin olduğunu bildirmişlerdir. Bu çalışmada
da bu tuberkül ile tuberculum musculare arasında
belirgin bir sulcus yapısı gözlendi.
Evcil koyunlarda for. ovale ve for.
sphenopalatinum’un, yabani koyunlarda ise for.
orbitorotundum’un daha büyük olduğu ifade edilmiştir11. Çalışmada for. orbitorotundum’un daha büyük
olduğu gözlendi. Yalçın ve Lök11 inceledikleri
Akkaraman koyununa ait kafa örneklerinden sadece iki
tanesinde (ergin), for. ovale’nin lateral ve medial
düzeylerinde iki adet küçük çıkıntı bulunduğunu, for.
ovale’nin genel şekli ve büyüklüğü itibariyle, hemen
hemen Akkaraman koyunu örneklerinin hepsinde
bireysel morfolojik varyasyonlar gösterdiğini
gözlemlemişlerdir. Çalışmada os basisphenoidale’nin os
ala’sı düzeyinde yuvarlak şekilli bir for. ovale gözlendi.
Hasak melez koyun tipi ile ilgili herhangi bir makroanatomik
çalışma mevcut değildir. Çalışmada bu koyun
tipine ait neurocranium’ların makro-anatomik yapısı
incelenerek, Hasak koyun tipi ile diğer koyun ırklarının
neurocaranium’ları arasındaki benzerlik ve farklılıklar
karşılaştırılmıştır. Bu çalışmanın daha sonraki
araştırmalara kaynak teşkil edeceği görüşüne varılmıştır.