Hipokalemi, klinik tıpta en sık görülen sıvı ve elektrolit anormalliklerinden biridir ve akut flask paralizinin önemli sebeplerindendir
5. Hipokalemik paralizi nedeniyle değerlendirilen bir olguda TPP her zaman akılda tutulmalıdır
6. TPP erişkinde sonradan kazanılan akut flask paralizinin en sık görülen nedenidir. Çoğunlukla hayatının ikinci ve üçüncü dekatında hipertroidi tanısı olan Asyalı erkekleri etkileyen sporadik bir hastalıktır. Son zamanlarda batı ülkelerine artan küresel göç nedeniyle bu ülkelerde görülme sıklığı artmaktadır
7. Kas paralizisi, hipertiroidinin ortaya çıkışında ilk belirteç olabilir ya da normal tiroid hormon düzeyleri varlığında da ortaya çıkabilir. TPP vakalarının çoğunluğu Graves hastalığına bağlı olsa da, TPP herhangi bir tirotoksikoza neden olan hastalık durumunda görülebilir
3. TPP'nin teşhisi, esas olarak alt eklemleri etkileyen, tekrarlayan proksimal kas güçsüzlüğü öyküsü olan bir hastada hipertiroidinin ve hipokaleminin klinik ve biyokimyasal kanıtlarına dayanır. Bu hastalıkta aile öyküsü yoktur. Atakların şiddeti, hafif güçsüzlükten kuadripleji veya total paraliziye kadar değişir. Solunum ve göz kasları nadiren etkilenirken, mesane ve bağırsak fonksiyonları çoğunlukla etkilenmez. Çoğu hastada derin tendon refleksleri belirgin şekilde azalmış veya kaybolmuştur. Bilişsel ve duyusal işlevler normaldir. TPP'nin teşhisinde yardımcı olabilecek bazı elektrokardiyogram özellikleri; sinüs taşikardisi, uzun QT ve tirotoksikozdan dolayı paradoksik olarak uzamış PR aralığından oluşan üçlü triaddır
4,8. Uzamış QT, özellikle Torsades de Pointes olmak üzere, artmış ventriküler aritmi riski ve ani ölüm riski ile ilişkilidir. Bu yüzden hipopotasemi saptanan hastaların yakın takibi önem arz etmektedir. Ataklar birkaç saatte sonlanabileceği gibi 72 saate kadar uzayabilir
9.
Aşırı karbonhidratlı yiyecekler, yorucu egzersiz, travma, aşırı tuzlu diyet, duygusal stres, soğuğa maruz kalmak, alkol alımı, menstrüasyon, kortikosteroidler, epinefrin, asetazolamid ve nonsteroid anti-inflamatuar ilaçlar gibi ilaçların kullanımının TPP ataklarını tetikleyebileceği bildirilmiştir 10. Bu ataklar genellikle sabahın erken saatlerinde veya akşam saatlerinde meydana gelir 11.
TPP atakları ile ilgili olarak önceki çalışmalar 1,4,12 şu hipotezi öne sürmektedir, ekstraselüler sıvı ve potasyum hızla kas hücreleri içine girerek ekstraselüler potasyumda azalma ve intrasellüler potasyum seviyesinde sıvı girişiyle birlikte nispi azalma olduğu ve depolarizasyonun başarısızlığa uğradığı hipotezini desteklemektedir. Bu şiftin tam mekanizması bilinmemekle birlikte, membran -Na-K-ATPaz aktivitesini stimüle eden tiroid hormonun direkt etkisi hücre içi potasyum şiftine neden olabilir. Na-K-ATPaz pompası insülinle de aktive edilir; buda paralitik atakların ağır karbonhidratlı yemeklerin tüketimiyle bağlantısını açıklayabilir. Bazı hayvan çalışmaları, Na-K-ATPaz aktivitesinin androjenler tarafından uyarıldığını ve östrojenler ve progesteronlar tarafından suprese edildiğini göstermiştir. Bu da erkekler arasında neden daha yaygın olduğunu açıklar 10,13. Ayrıca serum magnezyum ve fosfat seviyeleri de azalabilir ve bu da hücre içi şift ile ilişkilidir 9.
TPP'nin akut yönetimi potasyum klorid takviyesi, dikkatli gözlem ve seri potasyum takibi ile potasyum konsantrasyonun yakından izlenmesinden oluşur. Potasyumun olağan dozu ilk 24 saate yayılan 130 mEq'dir ve daha sonra potasyum ölçümlerine göre belirlenen dozlar yapılır. Hasta kalp ritm bozukluğu gösteriyorsa, solunum sıkıntısı çekiyorsa veya oral ilaç kullanamıyorsa intravenöz potasyum tedavisi gerekir. Ancak bu hastalarda aşırı potasyum replasmanından kaçınılmalıdır. Çünkü hastalarda net bir potasyum kaybı yoktur6. Hipertiroidi ise I-131, antitiroid ilaçlar veya cerrahi ile tedavi edilmelidir 13.
TPP nadir görülen bir hastalıktır. Ancak uygun tedavi ile tamamen düzelme olması ve tedavi edilmediği takdirde hayatı tehdit edebilecek komplikasyonların gelişebileceği göz önünde tutulmalıdır. Ayrıca özellikle batı nüfusunda seyrek görülmesi nedeniyle kolayca tanınamamaktadır. Bu nedenle, şiddetli kas güçsüzlüğü ve hipopotasemi atakları geçiren tüm genç ya da orta yaşlı erkeklerde tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesi önem arz etmektedir.