Epistaksis her yaş grubunda önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Neyse ki çoğunluğunun anteriordan kaynaklanması tedaviyi kolaylaştırmaktadır ve konservatif, cerrahi olmayan yaklaşımların başarısını artırmaktadır. Tedavide öncelikle nedenin ortaya konması gerekmektedir bununla birlikte birçok hasta idyopatik olarak sunulmaktadır
7. Burun içi mukozal kabuklanma, digital travma, yabancı cisimler ve Staphylococcus aureus kolonizasyonu pediatrik hasta popülasyonunda spesifik nedenler olarak göze çarpmaktadır. Nadiren geç adölesan dönemde juvenil nazofaringeal anjiofibroma etyolojide rol oynar
8. Yaşın ilerlemesiyle birlikte epistaksis etyolojisinin değiştiği görülmektedir. Hipertansiyon, idyopatik nedenlerin yerini almaktadır
9,10.
Pediatrik hastalarda burun kanamalarına yaklaşımla ilgili 32 çalışmanın derlendiği bir makalede burun içi lokal anestezik ve dekonjestan uygulanmasının 6 yaş üzeri hastalarda uygun olduğu vurgulanmıştır. Yine anterior rinoskopide görülen aktif kanamalarda kimyasal koterizasyonun elektrokoterizasyona ve anterior nazal tampona tercih edildiği, aktif olmayan ve tekrarlayan idyopatik kanamalarda ise çoğunlukla burun içi antiseptik krem uygulamasının mantıklı yaklaşım olduğu görülmüştür 8.
Nazal tampon, uzman olmayan kişilerin de kolayca uygulayabildiği ilk basamak tedavidir. Bununla birlikte toksik şok sendromu, östaki tüp disfonksiyonu, epifora, vagal reaksiyon gibi olumsuz etkileri göze alınmalıdır 9,10. Traneksamik asit, 6, ankaferd 11 gibi basit girişimler nazal tamponla karşılaştırıldığında daha iyi sonuçlar rapor edilmiştir. Nazal tamponun yukarıda sayılan komplikasyonları düşünüldüğünde gümüş nitrat ile kimyasal koterizasyon %80’in üzerinde başarı oranı olan iyi bir alternatiftir 7,9,12. Bu çalışmada da benzer şekilde gümüş nitrat koterizasyonu ile %85 gibi yüksek başarı oranı elde edildi. Epistaksis tedavisinin retrospektif olarak değerlendirildiği bazı çalışmalarda, özellikle gençlerde ve septumun ön kısmındaki kanamalarda elektrokoterizasyonun çok fazla kullanılmadığını görülmektedir 9,10. Bununla birlikte elektrokoterizasyon tedavisini uyguladığımız hastalarda %83’lük bir başarı oranı elde edildi Johnson ve ark. 13 retrospektif olarak, iyileşmenin değerlendirilmediği, gümüş nitrat ile bipolar elektrokoterizasyonun sadece kanama üzerine olan etkinliğini değerlendirdiği çalışmada elektrokoterizasyonun daha etkili olduğunu gördü. Bu çalışmadan farklı olarak sunduğumuz çalışmada iki yöntemin başarı oranı arasında fark görmedik ama gümüş nitrat ile koterizasyondan sonra burun mukoza iyileşmesinin daha hızlı olduğunu belirlendi.
Shay ve ark. 14 acil servise epistaksis nedeniyle başvuran 18.745 pediyatrik hastayı değerlendirdiğinde sadece %6.9’una müdahale yapıldığını gördü. Bu sonuç mukozal koterizasyonun çok gerekli olmadığı kanısına neden olabilir. Bu çalışmada sadece aktif mukozal kanaması olan bir popülasyonu seçildi ve farklı iki mukozal koterizasyon tekniğini değerlendirildi. Bu nedenle epistaksise yaklaşımda takip de dahil olmak üzere bütün tedavi yaklaşımlarının prospektif randomize bir çalışmayla değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Yine Shay ve ark. 14’na göre hastaların çoğunluğu bahar ve yaz aylarında acil servise başvurmuştur. Bu hastalar içinde müdahaleye gereksinim duyulanların çoğunu sosyoekonomik durumu kötü olanlar içeriyordu. Benzer şekilde hastalarımızın 86’sı Haziran ve Eylül ayları arasında, iklim şartlarının kuru-sıcak olduğu dönemde kaydedildi. Yu ve ark. 15 pediatrik hasta grubunda yapmış olduğu çalışmada artan sıcaklık ve burun kanamaları ile güçlü bir korelasyon buldu. Bununla birlikte artan nem oranının burun kanamalarını azalttığını fakat bu korelasyonun zayıf olduğunu vurguladı. Sosyoekonomik bir değerlendirmenin yapılmadığı çalışmamızda kalabalık ortamlarda yaşamanın predispozan faktör olduğu inflamatuar sinüs hastalığı oranı %13.9 idi. Bununla birlikte hastalarımızın çoğunluğunu tanı konulamayan, idyopatik grup oluşturuyordu.
Kulak Burun Boğaz polikliniklerine burun kanaması nedeniyle başvuran hasta sayısı kuru ve sıcak hava koşullarında artmaktadır. Epistaksisli hastaların tedavisinde birçok alternatif olmakla birlikte özellikle hastaların büyük çoğunluğunda kanamanın anterior septal bölgede 16 olduğu düşünülürse aktif kanamaların tedavisinde koterizasyon planlanmışsa gümüş nitrat ile yapılan koterizasyonun elektrokoterizasyona nazaran daha hızlı iyileşme oranına sahip olması nedeniyle mantıklı bir seçenek olduğunu düşünmekteyiz.