[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2020, Cilt 34, Sayı 2, Sayfa(lar) 155-160
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Preoperatif Klopidogrel Kullanımının Acil veya Erken Koroner Bypass Yapılan Hastalarda Postoperatif Kanama Üzerine Etkisi
Sadettin CÖHCEN1, Sadiye Deniz ÖZSOY2, Mehmet Ali YEŞİLTAŞ3, Ayhan UYSAL4, İsmail HABERAL2
1Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi İstanbul, TÜRKİYE
2İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa, Kardiyoloji Enstitüsü, Kalp ve Damar Cerrahisi İstanbul, TÜRKİYE
3Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Dr.Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi İstanbul, TÜRKİYE
4Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı, Elazığ, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Klopidogrel, kanama, koroner bypass
Özet
Amaç: Koroner arter bypass cerrahisinde tüm gelişmelere rağmen; kanama, önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. İskemik kardiak olayları azalttıkları birçok klinik çalışmayla ispatlanan antiagregan ilaçlar yoğun olarak kullanılmaktadır. Bu ilaçlardan klopidogrel kullanırken, acil ve erken koroner arter bypass greftleme (KABG) ameliyatına alınan hasta grubu sayısı da artmaktadır. Bu çalışmada; preoperatif klopidogrel kullanımının acil ve erken KABG ameliyatı yapılan hastalarda, postopereatif kanama üzerine etkisini araştırıldı.

Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada farklı ekipler tarafından 2015–2017 tarihleri arasında ek kardiyak hastalığı olmayan ve ek cerrahi prosedür geçirmeyen, koroner arter hastalığı nedeniyle klopidogrel kullanırken acil ve erken operasyona alınan 66 hasta ile, klopidogrel kullanmayan, elektif şartlarda operasyona alınan 68 hasta, kanama miktarı, kullanılan kan transfüzyonu türü ve miktarı, revizyon sayısına göre karşılaştırıldı.

Bulgular: Çalışmamıza alınan 134 hastanın %75.4’ü (n:101) erkek, %24.6’sı (n:33) kadındı. Hastaların %49.3’ü (n:66) klopidogrel kullanıyor, %50.7’si (n:68) klopidogrel kullanmıyordu. klopidogrel kullanan grubun postop drenaj miktarı 410(150-1300) mL iken, diğer grubun postop drenaj miktarı 640(150-2750) mL idi. Klopidogrel kullanmayan grupta, postop drenaj miktarı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur (P<0.001). Kullanılan taze donmuş plazma ve trombosit süspansiyonu miktarları değerlendirildiğinde klopidogrel kullanan grubun anlamlı olarak daha yüksek olduğu gözlenmiştir (P<0.001;<0.001). 134 hastanın %4.6’sında (n:3) revizyon gözlenmiştir. Bu 3 hastadan 1’i klopidogrel kullanıyorken 2’si klopidogrel kullanmayan gruptaydı. Fisherexact testine göre aralarında istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmedi (P:0.616).

Sonuç: Klopidogrel tedavisi altında acil ve erken koroner bypass operasyonları dikkatli kanama kontrolü ve yoğun trombosit kullanımı ile kabul edilebilir sonuçlarla yapılabilmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Koroner arter hastalığı son yıllarda; sigara, kötü beslenme, hareketsiz yaşam ve psikososyal stres gibi nedenlerle hızla artış göstermektedir. Bu hastalarda trombosit aktivasyonu, trombosit agregasyonuna ve ardından patolojik trombüs oluşumuna ve iskemik olaylara yol açan hasarlı ve fonksiyon kaybı olan vasküler endotelyum tarafından tetiklenir 1. Bu nedenle; antitrombosit tedavi, kardiovasküler hastalık tedavisinin ve ikincil korunmasının temelini oluşturur. Tedavide kaydedilen yeni gelişmelere paralel olarak klopidogrel gibi antiagregan ilaçların kullanımı tedavide yerini almıştır. Anormal kanama, kardiyopulmoner bypass (KPB) ile kalp cerrahisinin önemli bir komplikasyonudur 2-3. Özellikle klopidogrel gibi antiagregan ilaçların etkisi altındayken, acil ve erken koroner arter bypass greftleme operasyonu geçirmek zorunda kalan hastalarda postoperatif kanamanın kontrol altına alınması, transfüzyona bağlı komplikasyonlardan korunmak ve maliyet gibi nedenlerle kan ve kan ürünleri kullanımının azaltılması, çözülmesi gereken önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmıştır 4.

    Bu çalışmada; koroner arter hastalığı nedeniyle klopidogrel kullanırken anjina, iskemik EKG değişimleri, iskemiye bağlı aritmiler, hemodinamik instabilite yada perkütan koroner girişim sırasında gelişen komplikasyonlar gibi nedenlerle acil ve erken olarak koroner bypass operasyonu geçirmek zorunda kalan hastalar ile, klopidogrel kullanmayan elektif koroner bypass ameliyatı olan hastalarda kanama miktarı, kan ve kan ürünleri transfüzyonu, kanama revizyonu üzerindeki etkisini saptamayı amaçladık.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Bu çalışmaya kliniğimizde farklı ekipler tarafından Eylül 2015 – Aralık 2017 tarihleri arasında ek kardiyak hastalığı olmayan ve ek cerrahi prosedür geçirmeyen, koroner arter hastalığı nedeniyle antiagregan (asetil salisilik asit, klopidogrel) kullanırken (Grup 1) ; anjina, iskemik EKG değişimleri, iskemiye bağlı aritmiler, hemodinamik instabilite, ciddi sol ana koroner arter darlığı yada perkütan koroner girişim sırasında gelişen komplikasyonlar gibi nedenlerle acil (aynı gün, saatler içinde) ve erken (bir iki gün içinde) olarak operasyona alınacak 66 erişkin hasta ile, klopidogrel kullanmayan (Grup 2); ek kardiyak hastalığı olmayan ve ek cerrahi prosedür geçirmeyen elektif şartlarda operasyona alınan 68 erişkin hasta dahil edildi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Etik kurulundan (06/09/2017 – 325523 tarih ve sayılı) etik kurul onayı alındıktan sonra hasta verileri, hasta dosyaları ve otomasyon sisteminden toplandı. Çalışmaya sadece pompada KABG(koroner arter bypass greft) uygulanan hastalar dahil edildi. Tüm hastalarda standart anestezi ve ameliyat tekniği ile standart miyokardiyal koruma yöntemleri uygulandı.

    Verilerin değerlendirilmesi ve analizi SPSS 21.0 bilgisayar paket programı, Microsoft Office Excel 2010 programı kullanılarak yapılmıştır. Sayısal veriler ortalama±standart sapma ve medyan (mininum-maksimum) şeklinde ifade edildi. Kategorik veriler frekans ve yüzde ile ifade edildi. Analizlerde gruplar arası farkın değerlendirilmesinde kategorik değişkenler arasında ki-kare testi, ki kare testi varsayımlarının sağlanmadığı durumlarda fisher exact testi kullanıldı. Sayısal veriler için normal dağılım sınanmasında Kolmogorov Smirnoff testi kullanıldı. Bağımsız iki grubun sürekli değişkenler arasında normal dağılım koşullarının sağlandığı durumlarda Bağımsız gruplar t-testi, normal dağılım koşullarının sağlanmadığı durumlarda Mann Whitney U testi kullanıldı. İki sürekli değişkenin karşılaştırılmasında normal dağılım koşulları sağlanmadığında Spearman korelasyon yöntemi kullanıldı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Karşılaştırılan gruplar arasında demografik özellikleri ve risk faktörleri açısından anlamlı fark yoktu. Çalışmamıza alınan 134 hastanın %75.4’ü (n:101) erkek, %24.6’sı (n:33) kadındı. Hastaların yaş ortalamaları 59.91±10.39’dır. Hastaların 3’ü (%2.2) ex oldu; bu hastaların 2’si acil opere edilen hastaydı, biri düşük debi nedeni ile postop 1.gün, diğeri uzamış entübasyona bağlı olarak postop 26.gün ex oldu. Diğer hasta elektif alınan fakat postop 2.saatte kanama revizyonuna alınan daha sonra multiorgan yetmezliği sonucu ex olan hasta idi. Hastaların %49.3’ü (n:66) klopidogrel kullanıyor, %50.7’si (n:68) klopidogrel kullanmıyordu. Klopidogrel kullanmayan hastalar elektif cerrahi yapılırken, klopidogrel kullanan hastaların 6’sında acil cerrahi, 60’ında erken cerrahi yapıldı. Elektif cerrahi; hastaların %50.7’sine, acil cerrahi; %4.5’ine (n:6), erken cerrahi; %44.8’ine (n:60) yapıldı. Hastaların %59’unda (n:79) diabetes mellitus (DM) varken, %41’inde (n:55) DM yoktu. Gruplar arasında DM varlığı yönünden istatistiksel anlamlı fark görülmedi (P:0.151). Hastaların %47.4’ü (n:63) asetilsalisilik asit (ASA) kullanırken, %52.6’sı (n: 70) ASA kullanmıyordu. Hastaların; %91.8’inde (n:123) LAD (sol ön inen arter) revaskülarizasyonu için LİMA (sol göğüs arteri) kullanılırken, %8.2’sinde (n:11) safen ven kullanıldı. Hastaların %2.3’ünde revizyon yapıldı (Tablo 1). Çalışmadaki hastaların sürekli verilerinin özetleri Tablo 2’de belirtilmiştir. Buna göre; bypass süresi ortalaması 125.52±35.65, kross klemp süresi 72.51±27.02 dakikadır, anastomoz sayısı medyanı 3 (1-6)’tür. Preop.hematokrit (Hct) değeri ortalaması 38.86±4.74 olduğu görülmüştür. Trombosit değerleri medyanı 236 (114-401)103 mm3’dir. İki grup arasında hematokrit ve trombosit değerleri arasında anlamlı fark yoktu (P:0.962; 0.352). Pıhtılaşma zamanı değerlerine bakıldığında; protrombin zamanı (PT) medyanı 12.3 (10.6-109) sn, APTT medyanı 23.6 (20.4-40.1) sn, INR medyanı 0.98 (0.83-2.10)’dir. Çalışmadaki tüm hastaların postoperatif drenaj medyanı 500ml olup, en az kanama miktarı 100 mL iken, en fazla kanamanın 2750 mL olduğu görülmüştür. Çalışmadaki hastalarda ameliyat sonrası kullanılan eritrosit süspansiyonu medyanı 2 (0-10) ünite (Ü), kullanılan taze donmuş plazma (TDP) medyanı 5 (0-12) Ü, kullanılan trombosit süspansiyonu medyanının 5 (0-10) Ü olduğu görülmüştür. Grup 1, hastaların %30.2’si (n: 19) Asetilsalisilik asit (ASA) kullanmaktaydı. Grup 2, hastaların %69.8’si (n:44) ASA kullanmaktaydı. Grup 2’de ASA kullanımı, Grup 1’e göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulunmuştur (P<0.001). Gruplar arasında operasyonda kullanılan damar açısından istatistiksel fark gözlenmemiştir (P: 0,372).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hastaların bazı tanımlayıcı özellikleri


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Hastaların sürekli verilerinin tanımlayıcı istatistikleri

    Postoperatif 3 hastaya revizyon yapılmıştır. Bu hastalardan 1’i klopidogrel kullanıyorken 2’si klopidogrel kullanmayan gruptaydı. Fisherexact testine göre aralarında istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmedi (P:0.616). Bypass sürelerine bakıldığında; Grup 1 (123.63±29.18) dk, Grup 2 (127.35±41.12) dk aralarında anlamlı fark yoktu (P:0.546). Kross klemp sürelerinde ise; Grup 2 (77.2±33.0) dk, Grup 1 (67.74±18.24) dk göre anlamlı olarak daha uzun kross süresine sahipti (P:0.042).

    Anastomoz sayılarına bakıldığında; Grup 1 anastomoz sayısı medyanı 3.5 (1-6) iken, Grup 2 medyanı 3 (1-5) idi. Gruplar arasında anlamlı fark görülmedi (P:0.072). BUN, kreatinin değerleri açısından gruplar arasında fark yoktu (P:0.563). APTT değerleri açısından iki grup arasında fark yoktu (P:0.855). Grup 1’in APTT medyanı 23.5 (20.6-43.10) sn iken, Grup 2’nin 23.7 (20.4-30.4) olarak görüldü. Grup 1’in postop drenaj miktarı 410 (150-1300) mL iken, Grup 2’nin postop drenaj miktarı 640 (150-2750) mL idi. Mann Whitney U testi sonucunda; Grup 2’de drenaj miktarı daha yüksek bulunmuştur (P<0.001).

    Gruplar arasında kullanılan eritrosit süspansiyonu miktarları arasında anlamlı fark gözlenmezken (P:0.525), kullanılan TDP ve trombosit süspansiyonu miktarları değerlendirildiğinde; Grup 1’de anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır (P<0.001). Grup 1 için kullanılan eritrosit süspansiyonu medyanı 2.5 (2-9) Ü, TDP medyanı 5 (0-11) Ü, trombosit süspansiyonu medyanı 6 (0-10) Ü’dir. Grup 2’de ise; kullanılan eritrosit süspansiyonu medyanı 2 (0-10) Ü, TDP medyanı 3 (0-12) Ü, trombosit süspansiyonu medyanı 0 (0-8) Ü’dır. Tablo 3’te Klopidogrel kullanımına göre bazı değişkenlerin sayısal verileri verilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Klopidogrel kullanımına göre bazı değişkenlerin sayısal verileri

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Koroner bypass cerrahisi sonrası görülen en yaygın problemlerden biri diffüz mikrovasküler kanamadır. Trombositopeni, trombosit disfonksiyonu, pıhtılaşma faktörlerinin kaybı, serbest heparin düzeyinin yüksek olması, uzun kardiyopulmoner bypass süresi ve artmış fibrinolizis gibi faktörler bu kanamadan sorumlu tutulmaktadır 5-7. Ekstrakorporeal dolaşımın kullanıldığı protokollerde ise kanamaya neden olarak çoğunlukla fibrinolizis ve trombosit disfonsiyonu gösterilir. Kardiyopulmoner bypass operasyonlarında yapılan araştırmalar fibrinolizisin postoperatif ilk 24 saat boyunca hastaların en az yarısında devam ettiğini göstermiştir 8-9. Kardiyak cerrahide kanama nedeni ile reoperasyon, %2-7 gibi yüksek bir orana sahiptir ve bunun %50-80’inden medikal nedenler sorumlu tutulmaktadır 10. Aşırı kanama ve artmış kan transfüzyonu, mortalite ve morbidite ile yakından ilişkili olup, bu durum kalp cerrahisi uygulanan düşük risk grubundaki hastalar için de geçerlidir 11. İskemik koroner arter hastalığının tedavisinde artan sıklıkta kullanılan klopidogrel gibi antiagregan ilaçlar da bu kanamaya ilave katkıda bulunmaktadır.

    Bugüne kadar yapılan çalışmalarda; koroner arter bypass cerrahisinde kardiyopulmoner bypass’ın etkileri başta olmak üzere, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan kanamanın ciddi bir sorun olduğu tespit edilerek kanamanın ve yol açtığı sorunların en aza indirilebilmesi için çeşitli yöntemler önerilmiştir 12. Bunun yanı sıra yine yapılan çalışmada ASA ve özellikle klopidogrel kullanımının koroner cerrahide kanama miktarını, kan ürünü kullanımını ve bunlara bağlı yan etkileri arttırdığı, entübe kalış süresini, yoğun bakımda ve hastanede yatış sürelerini uzattığı belirtilmiştir 13. Ancak bütün bu çalışmalara rağmen; koroner arter hastalığında prognoza olan olumlu katkılarından dolayı kullanımı giderek artan, ASA ve özellikle klopidogrelin etkisi altındayken, acil ve erken koroner arter bypass cerrahisi geçirmek zorunda kalan hastalarda kanama kontrolünün nasıl sağlanabileceğine yönelik standart olarak uygulanan bir tedavi şekli yoktur.

    Preoperatif klopidogrel kesilmesinin kanama miktarını azaltabileceği belirtilerek, antiplatelet tedavinin miyokard iskemisinden koruyucu etkisi ile kanamayı arttırıcı etkisinin kıyaslanması gerektiği, trombosit sayısı normal olsa bile klopidogrele maruz kalan ve Koroner Arter Bypass Greftleme (KABG) yapılan hastalar için trombosit transfüzyonunun standart olması gerektiği bildirilmiştir 13.

    Bu çalışmada; klopidogrel kullanan gruptaki hastalar için kullanılan eritrosit süspansiyonu medyanı 2,5 (2-9) Ü, TDP medyanı 5 (0-11) Ü, trombosit süspansiyonu medyanı 6 (0-10) Ü’dır. Klopidogrel kullanmayan gruptaki hastalarda ise kullanılan eritrosit süspansiyonu medyanı 2 (0-10) Ü, TDP medyanı 3 (0-12) Ü, trombosit süspansiyonu medyanı 0(0-8)’dır. Klopidogrel kullanan grup ile kullanmayan grup arasında kullanılan eritrosit süspansiyonu miktarları arasında anlamlı fark gözlenmezken, kullanılan TDP ve trombosit süspansiyonu miktarları değerlendirildiğinde; klopidogrel kullanan grubun anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır.

    Bir metaanaliz çalışmasında; klopidogrel etkisi altındayken opere edilen hastalarla operasyondan en az yedi gün önce klopidogreli kesilen kontrol grubu karşılaştırılarak intraoperatif kan kaybı, transfüzyon gereksinimi, hastanede kalış süresi, mekanik ventilatör süresinin uzunluğu, mortalite ve reeksplorasyon oranları araştırılmış, klopidogrel grubunda kan ürünü, TDP ve trombosit kullanımının belirgin oranda yüksek olduğu ayrıca klopidogrel hastalarında hastanede kalış süresi, mekanik ventilatör süresi ve reeksplorasyon oranlarınında belirgin şekilde fazla olduğu, ancak mortalite açısından gruplar arasında anlamlı farklılık olmadığı bildirilmiştir 12.

    Bu çalışmada; bahsedilen çalışmadan farklı olarak, kanama miktarı klopidogrel grubunda daha az olduğu saptandı. Klopidogrel kullanan grubun postop drenaj miktarı; 410 (150-1300) mL iken, klopidogrel kullanmayan grubun postop drenaj miktarı; 640 (150-2750) mL idi. Mann Whitney U testi sonucunda Klopidogrel kullanmayan grupta kullanan gruba göre postoperatif drenaj miktarı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur.

    Klopidogrel tedavisi altındaki grupta kanama miktarının daha yüksek olmasını bekliyorduk. Ancak; hastanın antiagregan tedavi altında opere edildiği bilgisi, dolayısı ile çok daha dikkatli kanama kontrolü ve yoğun trombosit kullanımı nedeniyle daha az kanama olduğu sonucuna vardık. Ayrıca, eğitim kliniği olduğumuz için; elektif vakaların kanama kontrolü ve hastaların kapatılması asistanlar tarafından yapılmaktadır, dolayısı ile kanama miktarının yüksek olmasını bu şekilde yorumlayabildik.

    Başka bir çalışmada 1281’i perkütan koroner girişim nedeniyle klopidogrel verilen ve cerrahi revakülarizasyon gerektiren komplikasyon gelişen yada acil KABG gereken klopidogrel etkisi altındaki hastalar, 281’i ise ameliyat öncesi klopidogrel almayan hastalardan oluşan 1562 hasta alınmış, bu gruplar arasında kanamaya bağlı reoperasyon, kan ürünleri transfüzyonu oranları, morbidite ve mortalite sıklıkları karşılaştırılmış ve sonuç olarak eritrosit ve trombosit transfüzyonunun ayrıca kanama nedeniyle yapılan reoperasyon oranının klopidogrel grubunda daha fazla olduğu bulunmuştur. Cerrahi sonuçlar ve operatif mortalite açısından ise gruplar arasında farklılık tespit edilmemiştir 14. Bu çalışmada 3 hastaya revizyon yapılmıştır. Bu 3 hastadan 1’i klopidogrel kullanıyorken 2’si klopidogrel kullanmayan gruptaydı ve istatistiksel olarak anlamlı değildi. Leong ve ark. 15 ve Erdem ve ark. 16’nın yaptıkları çalışmada klopidogrel kullanımının KABG sonrası kanama miktarına ve kan ürünü kullanımına olan etkisi araştırılmış, sonuç olarak KABG öncesi klopidogrel kullanan hastalarda ameliyat sonrası kanama riskinde artış, kan transfüzyonu ihtiyacında artış, ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesi ve hastanede kalış süresinde artış olduğu belirlenmiştir. Literatüre 17 baktığındada; 48’i ameliyat öncesi dönemde klopidogrel alan ve KABG uygulanan 1628 hastayı içeren bir çalışmada, klopidogrelin kan ürünü kullanımı ve kanama üzerine olan etkileri araştırılmış, sonuç olarak preoperatif klopidogrel kullanımının artmış kanama riski, reoperasyon riski ve artmış kan ürünü kullanımı ile ilişkili olmadığı belirtilmiştir ki bu çalışma sonuçlarına en yakın sonuçları bildirmiştir.

    Bu çalışmada belirlediğimiz klopidogrel altındayken acil ve erken KABG operasyonu olan hastalarda kanama miktarının, revizyon sayısının ve kullanılan eritrosit süspansiyon kullanımının artmamasına rağmen taze donmuş plazma ve trombosit süspansiyonu kullanımının istatiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu sonucu ile birebir örtüşen bir çalışma yoktur. Çalışmada kanama miktarı ve revizyon sayısının artmaması sonucu açısından Karabulut 17’un çalışmasıyla örtüşmekte olup transfüzyon miktarı açısından farklıdır. Purkayastha ve ark. 12, Kapetanakis ve ark. 14, Leong ve ark. 15, 12,14,15 çalışmalarındaki klopidogrelin preoperatif kullanımının transfüzyon miktarını arttırması sonucuyla örtüşmekte olup kanama miktarı ve revizyon sayısı açısından farklıdır.

    Bu çalışmada elde ettiğimiz sonuçlar ile diğer çalışmalarda ortaya çıkan sonuçların farklılık göstermesine; ameliyatı ve kanama kontrolünü farklı ekiplerin yapmış olması, preoperatif klopidogrel kullanan hastalarda daha dikkatli kanama kontrolü yapılmış olabilmesi ve klopidogrel kullanan grupta postoperatif daha agresif TDP ve trombosit süspansiyonu kullanımı neden olmuş olabilir diye düşünmekteyiz.

    Çalışmanın retrospektif bir çalışma olması, aynı klinikte aynı ekolle yetişen farklı cerrahlar tarafından operasyonların yapılması, vaka sayısının az olması kısıtlamaları olarak söylenebilir.

    Bu çalışmanın sonuçlarına göre, klopidogrel tedavisi altında acil ve erken KABG operasyonları özenli kanama kontrolü ve yoğun trombosit kullanımı ile kabul edilebilir sonuçlarla yapılabilmektedir.

    Klinik çalışmalarda klopidogrelin kesilmesi veya ne zaman kesilmesi gerektiğiyle ilgili farklı sonuçların olması ve bir çok çalışmanın retrospektif olması bu konuyla ilgili çok merkezli daha fazla hasta sayısı içeren randomize klinik çalışmalara ve bunların metaanaliz sonuçlarına ihtiyaç olduğunu göstermektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Wang T, Palucci D, Law K, et al. Atherosclerosis: Pathogenesis and pathology. Diag Histopathol 2012; 18: 461-467.

    2) Eyileten Z, Emiroğlu O. Coagulation, bleeding and blood products in open heart surgery. Türkiye Klinikleri J Cardiovasc Sci 2007; 19: 141-148.

    3) Kanbak M. Vücut dışı dolaşımda koagülasyon ve hemostaz. Anestezi Derg 2005; 13: 83-95.

    4) Kunadian B, Thornley AR, Tanos M, et al. Should Clopidogrel be stopped prior to urgent cardiac surgery? Interact Cardiovasc Thorac Surg 2006; 5: 630-636.

    5) Nyhan D, Johns RA. Anesthesia for cardiac surgery procedures, cardiopulmonary bypass. In: Miller RD, (Editor). Miller’s Anesthesia. 6th Edition, Philadelphia: Elsevier Churchill Livingstone; 2005: 1071-1072.

    6) Christina MM. Lauren H. Cardiyopulmonary bypass and the anesthesiologist. In: Joel AK, David LR, Steven NK (Editors). Cardiac Anesthesia. 4th Edition, Philadelphia: W.B.Saunders Company 1999: 1061.

    7) Marietta M, Facchini L, Pedrazzi P, et al. Pathophysiology of bleeding in surgery. Transplant Proc 2006; 38: 812-814.

    8) Vaneka T, Jaresa M, Snircovaa J, et al. Fibrinolysis in coronary artery surgery: detection by thromboelastography. Interactive Cardiovasculer and Thoracic Surgery 2007; 6: 700-704.

    9) Royston D. The Inflammatory response and extracorporeal circulation. J Cardiothoracic and Vasc Anesth 1997; 11: 341-354.

    10) Fawzy H, Elmistekawy E, Bonneau D, et al. Can local application of Tranexamic acid reduce post-coronary bypass surgery blood loss? A randomized controlled trial. J Cardiothorac Surg 2009; 18: 25.

    11) Despotis GJ, Avidan MS, Hogue CW Jr. Mechanisms and attenuation of hemostatic activation during extracorporeal circulation. Ann Thorac Surg 2001; 72: 1821-1831.

    12) Purkayastha S, Athanasiou T, Malinovski V, et al. Does clopidogrel affect outcome after coronary artery bypass grafting? A meta-analysis. Heart 2006; 92: 531-532.

    13) Sachin Yende, Richard G. Wunderink, Effect of clopidogrel on bleeding after coronary artery bypass Surgery Crit Care Med 2001; 29: 12.

    14) Emmanouil I. Kapetanakis, Diego A, et al. Effect of clopidogrel premedication in off-pump cardiac surgery: Are we forfeiting the benefits of reduced hemorrhagic sequelae? Circulation AHA 2006; 113; 1667-1674.

    15) Leong JY, Baker RA, Shah PJ, et al. Clopidogrel and Bleeding after coronary arterybypass graft surgery cardiac and thoracic surgical unit, Flinders Medical Centre and Flinders University, Adelaide, Australia, Ann Thorac Surg 2005; 80: 928-933.

    16) Erdem K, Mercan H, Özdemir L, ve ark. Acil koroner baypas ameliyatı gereken akut koroner sendromlu hastalarda klopidogrel yükleme dozlarının ameliyat sonrası kanama üzerine etkisi. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi 2012; 20: 755-760.

    17) Karabulut H, Toraman F, Evrenkaya S, et al. Koroner arter cerrahisi öncesinde klopidogrel kullanımı kanama miktarı ve kan kullanımını arttırmıyor. Türk Kardioloji Dern Arş 2002; 30: 681-684.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]