Bu çalışma hipospadiaslı olgularda eşlik eden ek anomalilerin oranını belirlenmesi ve ek anomalilerin tetkik edilmesinin gerekliliğini ortaya koyması açısından önemlidir. Hipospadiasla birlikte; inmemiş testis, inguinal herni, kuşkulu genitalya ile kendini gösteren CGB akla gelmektedir. Hipospadiaslı olgularda kardiyovasküler anomaliler, idrar yollarının diğer anomalileri, gastrointestinal anomaliler ve nörolojik anomaliler de görülebilmektedir. Hipospadias ile birlikte görülen ek anomaliler Kennedy
2, Khuri ve ark.
3, Culp
4 ve Demirciler ve ark.
5 tarafından sırasıyla %32.9, %25.7, %21 ve %8.9 olarak rapor edilmiştir. Bu çalışmada sunulan 316 olguluk seride ise oran, %23 olarak tespit edilmiştir. Literatür ile karşılaştırıldığında tespit edilen anomali oranının uyumlu olduğu görülmektedir. Ancak bu retrospektif çalışmada üst üriner sistem tetkiki tüm olgularda gerçekleştirilemediğinden, ürogenital sistemin fizik muayene bulgularıyla tespit edilebilen anomalileri değerlendirmeye katılmıştır.
Hipospadiaslı olgularda inmemiş testis görülme oranı proksimal hipospadiaslarda daha yüksek oranda olmak üzere %8-40 oranında rastlanmaktadır 6,7. Hipospadiasa bir inmemiş testisin eşlik ettiği erkek dış genitalyasına sahip olguların %27’sinde CGB bulunmaktadır. Bu olgularda cinsiyet kromozomu anomalisi sıklığı %18 olarak bildirilmiştir 4.
Penoskrotal ve daha proksimal hipospadias olgularında veya kuşkulu genitalya görünümlü olgularına inmemiş testis eşlik ediyorsa CGB sıklığı artarak %53 ve %100’e ulaşmaktadır 8,9. Sunulan çalışmada kuşkulu genitalyaya sahip 7 olgunun 5’i penoskrotal ve daha proksimal olgudan oluşmaktaydı. Yine çalışmada bilateral inmemiş testisli 7 olgunun 6’sı penoskrotal ve daha proksimal hipospadias olgularında görüldüğü tespit edildi. Bu sonuçlar doğrultusunda proksimal hipospadiaslı ve bilateral inmemiş testisli olgularda CGB ihtimali nedeniyle ileri tetkiklerinin yapılmasının gerekliliği açıktır.
Hipospadiaslı olgularda inguinal herni görülme sıklığı %4.7 ve %15.7 oranlarında bildirilmiştir 6,10. İnguinal herni saptanan hipospadiaslı olgularda herni onarımı yöntemi ve zamanlaması izole herni olgularındaki gibidir. Ailenin ve hekimin uygun olduğu ilk zaman diliminde yapılmalıdır. Hipospadias onarımı ile birlikte yapılması için beklenmemelidir. Çalışmamızda hernili olguların oranı %5.7 ile literatür ile uyumlu olarak tespit edilmiştir. Herninin eşlik ettiği olgularda mea loklizasyonu açısından dağılımda anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür.
Hipospadiaslı olgularda eşlik edebilecek alt ve üst idrar yolları anomalilerini incelemek için üriner ultrasonografi (US), işeme sistoüretrografisi (VCUG) ve Manyetik rezonans ürografi ve idrar tetkiki kullanılmaktadır. Bu incelemelerle böbrek anomalileri, hidronefroz ve vezikoüreteral reflü (VÜR) tanınmaktadır. Kapsamlı bir tarama çalışması sonuçlarına göre; hipospadiasla birlikte yukarıda sayılan idrar yolu anomalilerinin görülme sıklığı %0 ile %56 arasında değişmektedir 6,11,12. Demirciler ve ark. 5’nın Türkiye’de yaptığı çalışmada bu oran sunulan çalışmada elde edilen %3 ile aynı olmuştur. Yapılan çalışmada toplam 9 olguda (%3) alt ve üst üriner sistem patolojisi saptanmıştır. Ancak bu hastalar üriner sisteme ait öncesinde anomali saptanan veya semptomları olan hastalardan oluşuyordu. Dolayısı ile üriner sisteme ait semptomları olmayan hastalara ileri inceleme yapılmamıştı. Bu bulgular doğrultusunda hipospadiasa eşlik eden anomalilerin toplumlara göre farklılık gösterebileceği söylenebilir. Gerasaro ve ark. 13’nın çalışmasında üst üriner sistem tetkikleri ile inceledikleri 301 hipospadiaslı hastada bu sisteme ait ek anomali oranını %1.7 olarak rapor edilmiştir. Bu oran toplumda %2'den daha az görülen üst üriner sistem anomalisi sıklığının hipospadias ile birlikte artmadığı inancını doğurmuştur. Dolayısı ile ek semptom ve bulgusu olmayan hastalarda üriner sistem ile ilgili ileri tetkik yapılması için net bir kanıt yoktur.
Ek anomalisi olan hastaların cerrahi yaşı (Median: 36 ay) anomalisi olmayan gruba (Median: 60 ay) göre anlamlı oranda düşüktü (p=0.04). Bu farklılığın nedeni olarak, ilgili hasta grubunda ek anomalilere bağlı olarak ortaya çıkan ilave semptom ve bulgular nedeniyle izole olgulara göre hastaneye daha erken müracaatları ve dolayısı ile hipospadiasa yönelik cerrahiye erken yönlendirmenin etkisi olduğu düşünülmektedir.
Sonuç olarak; hiposapadiaslı olgularda mutlaka ayrıntılı inguinoskrotal bölge muayenesi yapılmalıdır. Proksimal hipospadiaslı ve bilateral inmemiş testisli olgularda CGB ön tanısıyla ileri tetkik amacıyla radyoloji ve endokrinoloji incelemelerin yapılması gereklidir. Hipospadiaslı olguları tedavi ederken eşlik eden idrar yolları anomalilerini araştırmak için net bir endikasyon yoktur.