Sağlık bilimleri fakültesinde eğitim gören öğrencilerin obez bireylere karşı önyargılarının sıklığı ve etkileyen faktörlerin saptanması amacıyla yapılan bu çalışmada öğrencilerin yarısından fazlası (%61.0) önyargıya eğilimli, %22.3’ününde önyargılı olduğu saptanmıştır. Altun
16 tarafından yürütülen çalışmada üniversite öğrencilerde %55.1’inin önyargıya eğilimli, %26.5’inin ise önyargılı olduğu bulunmuştur. Çetinkaya
17 tarafından üniversite öğrencilerde yürütülen çalışmada %51.3’ünün önyargıya eğilimli olduğu ve %23,5’inin önyargılı olduğu gözlemlenmiştir. Pantenburg ve ark.
18’nın tıp öğrencileriyle yaptıkları çalışmada %98,9’unun obez bireylere yönelik olumsuz tutum ve önyargıya sahip oldukları görülmüştür. Yapılan çalışmalarda
16-18 çeşitli fakültelerdeki öğrencilerin çoğunluğunun obezlere karşı önyargılı olduğu görülmüştür. Bu durumun üniversitede okuyan ve toplumdaki diğer obez bireylerin psikolojik sağlığını dolayısıyla fiziksel sağlığını olumsuz etkileyeceği düşünülmüştür.
Araştırma kapsamına alınan öğrenci grubunda erkeklerin GAMS-27 obezite önyargı ölçek toplam puanları kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur ve bu farklılık anlamlı düzeyde değildir. Yıldız 19’ın bir Sağlık Yüksekokulunda yürüttüğü çalışmada erkeklerin obez bireylere karşı önyargısının kadınlara göre daha fazla olduğu ve bu durumun anlamlı bir farklılıktan kaynaklandığı görülmüştür. Soto ve ark. 20 tarafından psikoloji öğrencileri üzerinde gerçekleştirdiği çalışmada erkeklerin obez bireylere karşı daha fazla olumsuz tutum ve önyargıya sahip oldukları saptanmıştır. Literatürde sağlıkla ilgili bölümlerde okuyanlar ve sağlık çalışanlarını içeren birçok çalışmada kadınların obez bireylere karşı ön yargısı daha yüksekken bu farklılıklar anlamlı düzeyde olmadığı görülmüştür 16,17,21. Literatürdeki bu konuyla ilgili farklılıklar gözlemlenmiştir. Bu farklılıkların çeşitli örneklem gruplarına bağlı kültür, gelir düzeyi gibi farklı etmenlerin cinsiyete ilişkili önyargı düzeylerini etkileyebileceği düşünülmektedir.
Eğitim programlarına göre öğrencilerin obezite önyargılarının en fazla hemşirelik öğrencilerinde olduğu görülmüştür ve anlamlı düzeydedir (p<0.05). Ancak Ünal 21’ın Ankara’da sağlık çalışanları üzerinde yürüttüğü çalışmada meslek grupları arasında anlamlı farklılıkların olmadığı görülürken, Çetinkaya ve ark. 17’nın Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulunda hemşireler ve ebeler üzerinde gerçekleştirdiği çalışmada ebelerin obez bireylere karşı önyargısının daha fazla olduğu ve bu durumun anlamlı düzeyde olduğu gözlemlenmiştir. Çalışılan kitlelerin meslek gruplarını eşit ölçülerde yansıtmamasından kaynaklı farklılıklar gözlemlenmiş olabileceği şeklinde yorumlanmıştır.
Çalışma grubunda değerlendirilen öğrencilerin yaş değerlerinin artıkça obezite önyargı değerlerinde anlamlı olmamakla birlikte bir azalma görülmektedir. Literatürdeki Merdol 22 ve Ünal 21’ın çalışmalarında da obezite ön yargısının yaşın artmasıyla azaldığı ancak bu durumun anlamlı bir farklılık içermediği görülmektedir. Ayrıca, sınıflara göre karşılaştırıldığında; birinci sınıftaki öğrencilerin obezite önyargısının üçüncü sınıftakilere göre daha fazla olduğu ancak bu durumun anlamlı düzeyde olmadığı gözlemlenmiştir. Çetinkaya ve ark. 17 tarafından yürütülen çalışmada da obezite önyargının en fazla birinci sınıflarda olduğu ve durumun anlamlı bir farklılık oluşturmadığı belirtilmiştir. Yaş ve sınıf paralel ilerleyen bir durum olup, yaşın ve sınıfın ilerlemesinin önyargı konusunda anlamlı fark oluşturmaması, eğitim programında obezite ve önyargı konusuna daha fazla yer verilmesi gerekliliğini göstermiştir.
Öğrencilerden ailesinde şişman birey olduğunu belirtenlerin obezite önyargılarının daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu farklılık anlamlı düzeyde değildir. İspir 23, Yıldız 19, Altun 16, Merdol 22 ve Ünal 21 tarafından yürütülen çalışmalarda ailesinde şişman birey olduğunu belirtenlerin, ailesinde şişman birey olmadığını belirtenlere göre anlamlı düzeyde olmamakla birlikte obezite önyargılarının daha düşük olduğu saptanmıştır. Bununla beraber araştırma grubuna alınan öğrencilerin yakın çevresinde şişman bireylerin olduğunu belirtenlerin, yakın çevresinde şişman bireylerin olmadığını belirtenlere göre obezite önyargılarının anlamlı düzeyde daha düşük olduğu görülmektedir. Yakın çevresinde obez bireylerine göre obezite önyargısının değerlendirildiği çalışmalarda İspir 23 ve Öztürk Altınayak ve ark. 24’ın çalışmalarında da çevresinde şişman bireylerin olduğunu belirtenlerin anlamlı düzeyde olmamakla beraber obezite önyargılarının diğer gruba göre daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Bireylerin aile ve arkadaş ortamı gibi sık vakit geçirdiği yerlerde obez bireylerin olması ve onların yaşadıkları sorunlara tanıklık etmeleri bireylerde farkındalık oluşmasına ve empati kurmalarına böylelikle obezite önyargısının daha düşük seviyelerde olmasına neden olduğunu düşündürmüştür.
Yaşamının bir döneminde kendisini şişman hissedenler ve son bir yıl içinde zayıflama girişiminde bulunanların GAMS-27 obezite önyargı ölçeğinden anlamlı olmamakla beraber daha yüksek puanlar aldığı gözlemlenmiştir. Literatürde İspir 23 ve Merdol 22’un çalışmalarında yaşamlarının bir döneminde kendilerinin şişman hissetmeyenlere kıyasla yaşamlarının bir döneminde kendilerinin şişman hissedenlerin obezite önyargısının daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Öğrencilerin yaşamının geçmiş bir döneminde vücut ağırlığı ile ilgili problem yaşamış olması yaşanmışlıkları ve deneyimleri açısından birtakım önyargıların oluşumunu etkilediği yönünde yorumlanmıştır.
Araştırma grubuna alınan öğrencilerden düzenli olarak egzersiz yaptığını belirtenlerin düzenli egzersiz yapmadığını belirten gruba göre obezite önyargılarının daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Bu farklılığın anlamlı seviyelerde olduğu da tespit edilmiştir. Akgül 25 tarafından yürütülen çalışmada da düzenli egzersiz yaptığını belirten kişilerin düzenli egzersiz yapmadığını belirtenlere göre obezite önyargılarının anlamlı düzeyde olmamakla birlikte daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Obez olmak bireyin fiziksel aktivitesi, beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı ile ilgili bilgiler verir. Bu durumun egzersiz yapmaya zaman ayıran grubun sağlıklarına daha çok dikkat ettikleri bu yüzden bir sağlık sorunları ile ilişkili olan obeziteye karşı önyargılı olunmasını etkilediği şeklinde yorumlanmıştır.
Öğrencilerin önyargısız olduğunu belirten grubun diğer gruplara göre obezite önyargı eğilimlerinin daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. Ünal 21 ve Altun 16’un tarafından gerçekleştirilen çalışmalarda ise GAMS-27 obezite önyargı ölçeğinden en yüksek puanı alarak önyargıya en yatkın grubun önyargısız olduğunu belirtenler olduğu oluşan farklığının anlamlı seviyelerde olduğu görülmüştür. Yapılan çalışmalarda 19,23,25 öğrencilerin kendi beyanlarına göre obez bireylere karşı önyargısız olduğunu belirtenlerin GAMS-27 obezite önyargı ölçeğinden en yüksek puanları elde ederek obez bireylere karşı ön yargılarının daha fazla olduğunu ancak gruplar arası farklılığın anlamlı düzeyde olmadığı saptanmıştır. Elde edilen bilgiler öğrencilerin obezite önyargısının ne olduğu veya obeziteye karsı önyargılı olup olmadıkları hakkındaki farkındalıklarının yeterli düzeyde olmadığını göstermiştir.
Sonuç olarak obezitenin bedensel ve psikolojik sağlığa olumsuz etkilerinin kaynakları arasında çevreden önyargılı yaklaşım da yer almaktadır. Sağlık personelinin tedaviye katkı sunması gerekliliği nedeniyle obez bireylere önyargılı yaklaşımları obez bireylerin tedavi süreçlerinin olumsuz etkileyebilecektir. Çalışmada sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerinin obeziteye karşı önyargı ve önyargıya eğilimli oldukları tespit edilmiştir. Bu nedenle obezite önyargılarının azaltılmasına yönelik farkındalık ve bilinç düzeyini artıracak eğitimler verilmeli, multidisipliner çalışmalar yürütülmelidir. Ayrıca yakın çevresinde şişman birey olanların ve düzenli olarak spor yapmayanların obezite önyargı ölçeği puanlarının daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu kişilerin obezite, obeziteden korunma ve önyargı konusunda bilinçlendirilmeleri, okul çevresine fiziksel aktivite alanlarının yerleştirilmesi koruyucu sağlık hizmetleri açısından faydalı olacaktır.