OO genellikle genç erişikinlerde görülürken, vakaların yarısından fazlası 2. dekatta ortaya çıkmaktadır. Erkeklerde kadınlara kıyasla üç kat daha fazladır
7,8. Sunulan olguda da literatürle uyumlu olarak 19 yaşında ve erkekti. OO’da görülen lokalize ağrının patofizyolojisinde prostaglandinlerin rol aldığı düşünülmektedir. Bu olgularda normalden 100 ile 1000 kat daha fazla prostaglandin salgılandığı tespit edilmiştir. Ayrıca immünohistokimyasal tekniklerle nidus içinde sinir lifleri bulunduğu da gösterilmiştir. Bu olgulardaki lokalize ağrıya bu liflerin aşırı salgılanan prostaglandinler ile uyarılmasının yol açtığı düşünülmektedir
9.
Servikale yerleşmiş olan lezyonlar tortikolis ve boyun deformitesi de yapabilir. Yapısal olmayan bu deformitenin, lezyonun inflamatuar etkisine ve ağrıya bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir 10. Ayrıca servikal yerleşimli olgularda sinir köklerinin sıkışmasına bağlı omuza ve kollara yayılan ağrı da görülebilir. Bu genellikle tümörün nöral foramen yakınına yerleşmesinden kaynaklanır. Bildirilen olguda kitlenin foramene yakın komşuluğuna ve çevre yumuşak dokulardaki şiddetli inflamasyona bağlı olarak, boyundaki lokalize ağrıya, sağ kol ve omuzdaki şiddetli ağrı eşlik ediyordu. Ayrıca boyun hareketleri oldukça kısıtlıydı.
Mikroskopik olarak, OO yüksek derecede vaskülarize kemik ve iç içe osteoidten oluşan bir nidusa sahiptir. Nidusun çevresinde, kemiğin osteoklastik aktivitesinin artması nedeniyle kemiğin emilmesi ve buna bağlı olarak bir boşluk vardır. Nidus çevresinde ise yeni kemik oluşumu meydana gelir ve sklerotik kemik alanı olarak görülür. Tanıda radyolojik olarak bu nidus formasyonunun gösterilmesi önemlidir. BT taramaları, nidusun anatomik yerini tanımlamada oldukça faydalıdır. BT’de karakteristik bulgu hedef şeklinde izlenen nidus yapısıdır 11. MR görüntüleme özellikle kemik iliği ve çevre yumuşak dokuda eşlik eden ödem ve inflamasyonun görüntülenmesinde katkı sağlar. Özellikle bizim olgumuzdaki gibi yaygın radiküler ağrısı olan olgularda patolojik durumun sınırlarını belirlemede ve ayırıcı tanıda bu katkı daha da ön plana çıkar. Nidus genellikle T1 ağırlıklı sekansta hipointens, T2 ve STIR sekanslarında ise hiperintens olarak izlenir 12. Bildirilen olguda da görüldüğü gibi kontrastlı kesitlerde çevre yumuşak dokudaki kontrast tutulumu inflamasyonun şiddetini gösterir.
OO’lar malign kemik tümörleri ile karışabilir. Ayırıcı tanının geniş yelpazesi nedeniyle kesin tanıda biyopsi önemlidir. Çevre yumuşak dokularda yaygın inflamasyon görülmesi ve kontrast tutulumu OO’da da görülebilen bir durumdur ve malign bir tümörü taklit eder. Bildirilen olguda C5 korpusu etrafındaki yumuşak dokuda geniş bir alanda kontrast tutan ve malign tümörü taklit eden şiddetli inflamasyon mevcuttu. Olguda malign tümörlerin aksine nidusun total çıkarılmasıyla yumuşak dokudaki bu şiddetli inflamasyon tamamen düzeldi.
Konservatif tedaviye yanıt alınamayan veya tanının kesinleştirilmesi için biopsi gereken OO olgularında cerrahi eksizyon tercih edilir. Kitlenin end blok rezeksiyonu küratif kabul edilmektedir 2. Servikal omurgada, kitlenin vertebral arter, omurilik veya sinir kökü ile yakın komşuluğu cerrahi olarak tam rezeksiyonunu güçleştirir 13. Bildirilen olguda hem medikal tedaviye cevap alınamaması hem de tanının doğrulanması amacıyla cerrahi tedavi tercih edildi. Cerrahide tümör total olarak rezeke edildi ve insitabiliteyi engellemek için aynı tarafta füzyon cerrahisi yapıldı. Servikal omurga cerrahisinde karşı tarafın anatomik bütünlüğünün korunduğu durumlarda tek taraflı stabilizasyon yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir 14,15. Bildirilen olguda karşı taraftaki anatomik bütünlük korunduğu ve belirgin deformitesi olmadığı için tek taraflı stabilizasyon uygulandı. Hastanın kontrollerinde insitabilite bulguları ve deformitesi yoktu. Sunulan bu rapor benzer durumlarda tek taraflı stabilizasyonun yapılabileceği düşüncesini desteklemektedir.
Sonuç olarak; OO servikal omurgayı tutabilen benign tümörlerdir. Bununla birlikte yumuşak dokuda yaygın şiddetli inflamasyona neden olarak malign bir tümörü taklit edebilir. Medikal tedaviye yanıt alınamayan vakalarda ve tanıyı netleştirmek amacıyla en blok cerrahi rezeksiyon güvenli ve başarılı bir yöntemdir. Tümör eksizyonunu takiben stabiliteyi korumak için füzyon teknikleri cerrahi planlamada göz ardı edilmemelidir.