Çalışmada gonartrozlu hastaların serum OPG düzeyleri kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur. KL radyolojik evre arttıkça OPG seviyelerininde arttığı görülmüş, OPG ile WOMAC ve OPG ile VAS arasında pozitif korelasyon tespit edilmiştir.
Kemik metabolizması, tümör nekroz faktörü (TNF) ailesinin bazı üyeleri tarafından sıkı bir şekilde kontrol edildiği iyi bilinmektedir. Bu bağlamda, OPG/RANK/RANKL'den oluşan moleküler üçlü, osteoklast biyolojisini kontrol etmektedir 14. OPG, RANK'ın çözünür bir reseptörüdür ve osteoblastlar, stromal hücreler, vasküler düz kas hücreleri, B lenfositleri ve eklem kondrositleri tarafından sentezlenirler 15.
RANKL/OPG oranı, kemik kütlesinin önemli bir belirleyicisidir ve kemiğin yeniden şekillenme durumunu daha iyi yansıtır 16. Hem RANKL hem de OPG, eklem kondrositleri tarafından eksprese edilir ve sentezlenirler 17.
Hem sinovyal sıvıda hem de serumda OPG/RANKL sistemindeki bir dengesizlik, insanda OA şiddeti ile ilişkilendirilmiştir. OPG eksikliği olan fareler, eklemlerde incelmiş kıkırdak katmanları sergilediği gözlenmiş ve OPG'nin kıkırdak metabolizmasını düzenlemede bir rolü olduğuna dair kanıtlarda mevcuttur 18. Hayvan fare modelleri üzerinde yapılan çalışmada 15, OPG'nin başlıca biyolojik etkisinin, osteoklast farklılaşmasını ve aktivitesini inhibe etmek üzerine olduğunu göstermiştir.
Kalça eklemi replasmanı yapılacak, klinik öykü, fizik muayene, laboratuvar testleri ve radyografilere göre kalça OA'si olarak sınıflandırılan hastalardan subkondral kemik örnekleri alınarak OA donörlerinden osteoblast kültürleri elde edilen çalışmada RANKL/OPG oranı yüksek OPG ekspresyonu nedeniyle osteoartritde önemli derecede düşük bulunmuştur. Bu veriler, subkondral OA kemiğinde yeni bir kemik oluşumu lehine bir kemik döngüsü dengesizliğinin meydana geldiğini RANKL yerine daha fazla OPG üretimi olduğunu ortaya koyarak destekledi 16.
Önceki çalışmalar, OA'lı hastaların daha yüksek serum OPG seviyelerine sahip olduğunu bildirmiş 19 ve sentezin normal ve osteoporozlu osteoblastlara kıyasla OA osteoblastlarında önemli ölçüde daha yüksek olduğu bildirilmiştir 5,16.
Shimuzu ve ark. 20 OPG'nin doğrudan kondrosit apoptozisini azalttığını ve OPG'nin kıkırdak bozulmasını önlediğini göstermişlerdir.
OPG eksikliği olan farelerin, osteoporotik fenotip sergileyip, osteoklast sayısında artışa neden olduğu görülmüş, diğer taraftan OPG'nin aşırı ekspresyonu osteoklast oluşumunu azaltarak farelerde osteopetroza yol açtığı tespit edilmiştir. Ayrıca, OPG'nin koruyucu rolü, osteoartritli hastalardan alınan sinovyal sıvının OPG eklenmesiyle kemik rezorpsiyonunun inhibisyonunu uyardığı in vitro çalışmalarda kanıtlanmıştır 15.
Min ve ark. 5 yaptıkları çalışmada diz osteartritli (DOA) hastalarda benzer yaş ve cinsiyetteki sağlıklı bireylere kıyasla DOA hastalarının serum OPG ve TNF-α düzeylerinin arttığını, bu nedenle bu olayın sadece lokal bir durum olmayıp sistemik bir olayı yansıttığıda ifade edilmiştir. Ayrıca bizim çalışmamıza benzer şekilde OPG düzeyinin radyografik şiddet ile arttığı ortaya konulmuştur. Primer diz osteoartriti olan 37 hastanın değerlendirildiği bir çalışmada; DOA hastalarının serum OPG seviyeleri, sRANKL ve sRANKL / OPG oranı kontrollere göre daha yüksek bulunmuştur. Diz osteoartriti olan hastaların eklem sıvısındaki OPG konsantrasyonları serum konsantrasyonlarına göre önemli ölçüde daha yüksek bulunmuştur. KL sınıflamasına göre osteoartritin şiddeti, sinovyal sıvının OPG değerleri ile güçlü bir korelasyon göstermiştir 19.
Bu çalışmanın aksine, yapılan başka bir çalışmada diz OA olan hastaların serum OPG düzeyi sağlıklı gruba göre daha düşük bulunurken, OPG, WOMAC ile negatif korelasyon göstermiştir 21.
Bu çalışmadaki kısıtlılıklar, nispeten küçük örneklem büyüklüğü ile tek bir merkeze dayalı olmasıdır. Bir diğeri ise RANKL düzeyinin ölçülmemesidir. RANKL/OPG oranını ortaya koymak için RANKL düzeyinin ölçülmesi kemik yapım ve yıkım düzeyini ortaya koymada daha önem kazanabilirdi.
Bu çalışmada gonartrozlu hastalarda sağlıklı kontrollere kıyasla daha yüksek serum OPG seviyeleri tespit edildi. Serum OPG düzeyleri, radyolojik bulguların şiddeti ile önemli ölçüde korele bulundu. Çalışmamızda, kemiğin bozulmasını yansıtan, kemik turnover faktörlerinden olan OPG’nin eklem yıkımının radyolojik bulgularını yansıtan bir belirleyicisi olduğunu ortaya koydu. Osteoprotegerinin osteoartritin dejeneratif sürecinin patogenezine katkısını aydınlatmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.