Bu çalışmada, bebeği YYBÜ’de yatan annelerin bağlanma ve stres düzeyleri ile bu düzeyleri etkileyen değişkenler incelenmiştir. Bebeğin bağlı olduğu monitörler, tüpler ve cihazların, monitörlerin ani seslerinin YYBÜ deneyiminde anneler için stres yaratan faktörler arasında olduğu bulunmuştur
14. Çalışmada bebeği MV’ye bağlı olan annelerin Anne Baba Rolünde Değişim, Görüntü ve Sesler, Görünüm ve Davranış puanlarının daha fazla olduğu ve bebeklerinin mekanik ventilatöre bağlı olduğu gün sayısı arttıkça, annelerin streslerinin de arttığı belirlenmiştir. Çalışma bulgularıyla benzer şekilde literatürde bebeği solunum cihazına bağlı olan annelerin stres düzeyinin daha fazla olduğu belirtilmektedir
15-16. Bebeğin kritik derecede hasta olması, hayati tehlikesinin bulunması ve bebeğin genel durumunda iyileşme olmaması annelerin stresini artırmış olabilir. Annelerin bebeklerinin durumuna ilişkin algılarının streslerini nasıl etkilediği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
YYBÜ yatışından önce bebeği ile evde zaman geçiren annelerin stres puanlarının daha az olduğu ve yapılan korelasyon analizi sonucunda da evde geçirilen zaman arttıkça, Anne Baba Rolünde Değişim stres puanları arasında negatif yönde bir ilişki olduğu saptanmıştır. Evde bebekleri ile zaman geçiren annelerin anne bebek etkileşimlerinin daha fazla olduğu için annelik rollerine ilişkin streslerinin daha az olduğu düşünülmektedir.
Yenidoğan bebeğini kritik derecede hasta, teknolojiye bağımlı olarak görmek anne bebek etkileşimini olumsuz etkilemekte, anestezi ve analjezi bebeğin ilişkisel yeteneklerini azaltarak annelerde strese neden olabilmektedir17. Fizyolojik olarak stabil olmayan, motor veya duyusal defisitleri olan bebeklerin davranışlarını annenin tanıması ve yorumlaması oldukça zordur. Bu durum annenin annelik rolüne ilişkin yetersizlik duyguları yaşamasına neden olabilmektedir1. Bir annenin bebeğinin iletişim çabalarını tutarlı bir şekilde tanıma, yorumlama ve uygun şekilde yanıt verme yeteneği olarak tanımlanan anne duyarlılığının anne bebek bağlanmasını öngören önemli bir faktör olduğu bildirilmektedir18. Çalışmada bebeği mekanik ventilatöre bağlı olan annelerin MBÖ puanlarının daha az olduğu bulunmuştur. Bebeğin MV’ye bağlanması için kullanılan sedatifler bebeğin davranışlarını baskılamakta15 ve anne bebek etkileşimini olumsuz etkilemektedir. Bu durum bebeği MV’ye bağlı olan annelerin bebeklerine bağlanmalarını olumsuz etkilemiş olabilir.
Çalışmada annelerin bağlanmaları ile Anne Baba Rolünde Değişim stres puanları arasında zayıf, Görünüm ve Davranışlar stres puanları arasında da çok zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Annelerin bağlanmaları ile her iki stres alt boyutu için pozitif yöndeki ilişki annelerin stresinin artması ile bebeklerine olan bağlanmalarının artması arasında bir ilişki olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Ancak literatürde yapılan çalışmalarda8,18 annelerin streslerinin bebekleri ile olan bağlanmalarını olumsuz etkilediği yönünde kanıtlar sunulmuştur. Yapılan bir çalışmada19 ise annelerin bebeklerine bağlanmalarında stres düzeyi ve stresle başetme tarzlarının da etkili olduğu belirlenmiştir. Stres teorisine göre stres yaratan durum kontrol edilebilir olarak değerlendirildiğinde, problem odaklı stratejiler (planlama gibi stresli bir durumu doğrudan değiştirme çabaları) baskın olarak kullanılırken, stres kaynağı değiştirilemediğinde, duygu odaklı stratejiler (kabul etme gibi stres etkeninin tetiklediği sıkıntıyı düzenleme çabaları) kullanılmaktadır20. Başa çıkma stratejileri, stresle başa çıkmada, stresi azaltmada veya tolere etmede ve stresli bir olayın uyum sağlayıcı mı yoksa uyumsuz bir süreç mi olduğunu belirlemede önemli rol oynamaktadır19. Annelerin stresle baş etme stratejilerinde daha çok duygu odaklı baş etme stratejilerini kullandıkları ve sosyal destek aradıkları bildirilmektedir21-22. Sosyal desteğin YYBÜ’de bebeği yatan annelerin stresleri ve bebekleri ile bağlanmaları üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır23. Çalışmada annelerin bebeklerinin YYBÜ yatışlarına ilişkin değiştirebilecekleri bir durum olmadığı için stresleriyle baş etmelerinde duygu odaklı stratejileri kullanmış olabilecekleri düşünülmektedir. Bu bağlamda bebeği YYBÜ’de yatan annelerin YYBÜ’ye ilişkin streslerinde hangi baş etme stratejilerini kullandıklarının, annelerin stres düzeyi, baş etme stratejileri ve bağlanmaları arasındaki yordayıcı ilişkinin belirlenmesinin büyük bir önem taşıdığı düşünülmektedir.
Sonuç olarak çalışmada bebeği YYBÜ’de yatan annelerin stres yaşadıkları, bebeğin MV’ye bağlı olması ve bağlı olduğu sürenin artması ile annelerin stres düzeylerinin arttığı, evde bebekleri ile geçirilen zamanın artması ile annelerin stres düzeylerinin azaldığı bulunmuştur. Ayrıca annelerin rollerinde değişim alt boyutuna ilişkin yaşadıkları stres ile bağlanmaları arasında zayıf düzeyde pozitif yönde bir ilişki olduğu bulunmuştur. Bu bulgular doğrultusunda öneriler aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.
• YYBÜ’de yatışı yapılan bebeklerin annelerinin streslerini azaltmak için çocuk ve aile merkezli bakım uygulamalarının temel alınması,
• Ebeveyn bebek bağlanmasının güçlendirilmesi için önerilen kanguru bakımı gibi kanıta dayalı uygulamaların kliniklerde kullanılması, ebeveyn bebek etkileşimini artıracak şekilde annenin bebek bakımına katılımının sağlanması,
• MV cihazına bağlı olmak gibi anne bebek ilişkisini olumsuz olarak etkileyen tedavi uygulamalarına yönelik anne bebek ilişkisini güçlendirecek bakım uygulamalarının geliştirilmesi,
• Bebeği YYBÜ’de yatan annelerle yapılacak çalışmalarda annelerin stresle baş etme tarzlarının belirlenmesi ve baş etme tarzları ile bebeklerine bağlanmaları arasındaki ilişkinin incelenmesi önerilmektedir.
Teşekkür: Araştırmaya katılmayı kabul eden annelere ve YYBÜ sağlık personeline teşekkür ederiz.