Düz kaslar, gastrointestinal sistem (GİS) özelinde düşünüldüğünde özefagustan başlayarak mide, ince bağırsak, kalın bağırsak ve rektum gibi tüm GİS organlarının duvarlarını kaplayan kas dokusunu oluşturur ve bu organların işlevlerini kontrol ederler
1,2. Besinlerin GİS traktusu boyunca ilerlemesini sağlayan peristaltik hareketleri üretirler
1,3. Bunun yanı sıra mekanik sindirim sürecinde, mide kapasitesinin düzenlenmesinde ve sfinkterlerde kilit bir rol üstlenirler
4-6. Sfinkterlerdeki rolleri vasıtasıyla da besinlerin tek yönlü hareketini sağlarlar
5,6.
İnce bağırsağın iki ana bölümünü oluşturan düz kas yapısındaki jejunum ve ileum ise sindirilmiş besinlerin, B12 gibi bazı vitaminlerin ve safra tuzlarının emildiği, peyer plakları gibi immun sistem elemanlarını içeren kilit öneme sahip ince bağırsak segmentleridir7. İçerdikleri düz kasların kontraktil fonksiyonlarının koordinasyon içerisinde gerçekleşmesi, jejunum ve ileumun bütün bu fizyolojik işlevlerini sürdürebilmeleri için hayati öneme sahiptir. Düz kasların kontraktil işlevleri de hormonal ve sinirsel uyaranlar, enfeksiyonlar gibi patolojik durumlar ve bazı farmakolojik ajanlar tarafından etkilenebilmektedir8-10. Bunun sonucunda da emilim fonksiyonunu etkileyen diyare, konstipasyon gibi semptomlar meydana gelebilmektedir. Bu nedenle, klinik uygulamalarda çok sık kullanılan parasetamol gibi farmakolojik ajanların, düz kas aktivitesi üzerinde etkisi olup olmadığının bilinmesi, GİS fonksiyonunun fizyolojik olarak sürdürülebilmesi açısından oldukça önem arz etmektedir.
Parasetamol, temelde prostaglandin sentez inhibisyonu olmak üzere birçok farklı mekanizma vasıtasıyla analjezik ve antipiretik etki gösterir11-13. Bu sebeple klinik uygulamalarda özellikle ağrı ve/veya ateşle seyreden durumlarda çok sık tercih edilen bir farmakolojik ajandır11,12,14. Özellikle gastroenterit gibi enfeksiyon durumlarında meydana gelebilen ateş sebebiyle veya gastrointestinal sistem motilitesinin etkilendiği patolojilere sahip bireyler tarafından da baş ağrısı, dismenore, eklem ağrısı gibi akut ağrılı durumlarda sıklıkla parasetamol kullanılmaktadır15-19. Bu açıdan bakıldığında da parasetamolün gastrointestinal sistem organlarının kasılma fonksiyonları üzerindeki etkinliğinin bilinmesi gerekmektedir. Ayrıca gebelik kategorisinin B olmasından dolayı gebelikte de sık kullanılan ajanlardan biridir20. Bu olguya binaen daha önce tarafımızca yapılan bir çalışmada, uterin kontraksiyonları inhibe edici etkiye sahip olduğu da ortaya konmuştur21. Parasetamolün düz kas yapısındaki uterusun kontraksiyonlarını inhibe etmiş olması, düz kas yapısına sahip diğer yapılardan olan jejunum ve ileumun da kasılmalarını etkileyebileceğini düşündürmüştür.
Bu bilgiler ışığında, bu çalışmanın amacı, birçok farklı endikasyon dahilinde çok geniş bir kullanım spektrumuna sahip olan parasetamolün, gastrointestinal sistemin özellikle emilimden sorumlu segmentlerinden olan düz kas yapısındaki jejunum ve ileum dokularının kontraktil aktivitesi üzerindeki etkisini araştırmaktır.