Demir eksikliği anemisi halen önde gelen küresel sağlık sorunlarından biri olup üreme çağındaki kadınlarda prevalansı %29.9’dur
1. Menstürasyon kanaması, gebelik, yetersiz beslenme kadınlarda demir eksikliği anemisinin önde gelen nedenlerindendir
2. Bu hastalıkta halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi gibi bedensel belirtilerin yanında sinirlilik, dalgınlık uykusuzluk gibi ruhsal belirtiler de görülebilmektedir
3. Demir eksikliğinin beyinde monoamin metabolizmasının bozulması, nörotransmitter homeostazisini etkilemesi, myelinizasyonun azalması gibi sonuçlarından dolayı psikiyatrik etkilerinin olabileceği bildirilmiştir
4,5. Özellikle monoamin nörotransmitterlerin (dopamin, noradrenalin, serotonin) sentezi demire bağımlıdır; demir, tirozin hidroksilaz ve triptofan hidroksilaz enzimlerinin kofaktörüdür
6. Dolayısıyla demir eksikliğinde dopamin ile serotonin üretimi sekteye uğramakta, glutamat ve GABA (γ-amino bütirik asit) dengesini değiştirerek öğrenme, bellek ve davranış üzerinde olumsuz etkilere neden olabilmektedir
7. Nitekim araştırmalar, demir eksikliği anemisi olan bireylerde bilişsel fonksiyonlarda gerileme, psikomotor yavaşlama ve sosyo-duygusal gelişimde gecikme görülebildiğini yine bu durumun duygudurum ve davranış değişikliklerine zemin hazırlayabileceğini bildirmektedir
8. Etiyopatogenezi net olmamakla birlikte çalışmaların çoğu demir eksikliği anemisi ile depresyon, anksiyete bozukluğu, bipolar bozukluk hastalıklarının arasındaki ilişki olduğu üstelik demir takviyesinin ruhsal semptomları azalttığı düşünülmektedir. Demir eksikliği beyinde demirin azalması, inhibitör bir nörotransmitter olan GABA’nın ve eksitatör glutamatın dengesini bozarak nörobiyolojik yolaklardan anksiyete ve depresyon belirtilerine zemin hazırlayabilir. Bunun yanında, demir eksikliği anemisinde görülen çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi gibi fiziksel semptomlar, panik atak benzeri duyumlar oluşturup psikolojik olarak kaygıyı arttırabilir
9. Yaşam boyu düşük demir durumuna genetik yatkınlığı olan bireylerde anksiyete bozukluğu riskinin anlamlı derecede yüksek olduğu gösterilmiştir. Bu çalışma, demir depolarının (ferritin düzeyinin) ve demir taşıma kapasitesinin genetik olarak düşük olmasının kaygı bozukluklarına yatkınlığı artırdığını ortaya koymuştur
10. Özellikle postpartum dönemde annelerde görülen demir eksikliği, yoğun bitkinlik ve enerji düşüklüğü yaratarak lohusalık depresyonunun gelişmesine katkıda bulunabilir
11. Kadın hastanın demir düzeyleri düşükse, antidepresan tedavilere rağmen tam yanıt alınamaması durumunda altta yatan bu biyolojik stresörün devam ediyor olması muhtemeldir ki bu durum demir eksikliği tedavi edilmeyen bazı hastalarda depresif belirtilerin inatçı olabileceğine dair klinik gözlemler ile desteklenmektedir
12. Dürtüsellik uyarana karşı, sonuçların doğuracağı ihtimalleri düşünmeden plan yapmadan ve hızlıca yanıt verme eğilimi olarak tanımlanmaktadır
13. Saldırganlık terimi ise kendisinin zarar görmesini önlemek amacıyla başkalarına zarar vermektir
14. Dürtüsellik ve saldırganlık pek çok psikiyatrik hastalığın kliniğinde görülse de biyolojik nedenleri net değildir
15-17. Düşük serum demiri ve ferritin düzeyleri dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile ilişkilendirilmiştir
18. Davranım bozukluğu olan çocuklarda demir eksikliğinin tespit edildiği, tedavi sonrası psikolojik sorunların gerilemesi demir eksikliği ile davranış bozuklukları arasında olası bir nedensel ilişki olduğunu akla getirmiştir
19. Yine anemi gelişmemiş ancak ferritin düşük genç kadınların değerlendirildiği bir çalışmada, bu kadınların öfke ve gerginlik skorlarının sağlıklı demir düzeyine sahip kişilere göre anlamlı derecede yüksek olduğu bulunmuştur
20.
Son yıllarda kadınlarda demir eksikliği anemisinin sadece fiziksel sağlık için değil, mental sağlık için de kritik bir durum olduğu kanıtlanmıştır. Demir eksikliği, anksiyete, depresyon, dürtüsellik ve saldırganlık gibi psikiyatrik belirtilerin ortaya çıkmasında veya şiddetinde rol oynayabileceğini düşünmekteyiz. Bu ilişki, demirin beyin biyokimyası üzerindeki önemli etkileri ve demir eksikliğinin yol açtığı fizyolojik stres faktörleri ile açıklanabilir. Biz 15-49 yaş arasındaki kadınlarda demir eksikliği anemisi ve ilgili kan parametreleri ile kadınlardaki ruhsal değişikliklerin inceleyebilmek amacıyla yaptığımız bu çalışmanın demir eksikliği anemisi ve ruhsal durum arasındaki karmaşık mekanizmayı açıklayabilmektir.