Önemli anatomik varyasyonlardan birisi olan C-şekilli kanal yapısının karmaşık bir sisteme sahip olması uygulanacak olan endodontik tedaviyi komplike hale getirmektedir. Farklı varyasyonlara sahip olması nedeniyle C-şekilli kanal yapısının tam olarak anlaşılması, doğru teşhis ve başarılı bir tedavi için gereklidir
16,17. Fan ve ark.
18 C-şekilli kök kanallarının farklı anatomik yapılara sahip olabileceklerini bildirmişler ve birçok araştırmada C-şekilli kanal yapısı incelenmiştir
19-21. C-şekilli kanal anatomisinin ve karmaşıklığının günümüzde dahi anlaşılmamış olması nedeniyle çalışmada Türk toplumunda yaşayan bireylerin tüm dişlerinde C-şekilli kök kanal yapısının varlığının incelenmesi hedeflendi.
Kök kanal yapılarının incelenmesi için birçok teknik kullanılmasına rağmen düşük seviyede radyasyon kullanarak daha kısa sürede mikro-BT kadar detaylı görüntü elde edilmesine müsaade etmesinden ve aynı zamanda in vivo olarak görüntülerin alınmasına olanak sağlamasından dolayı KIBT cihazından elde edilen görüntüler bu çalışmada kullanıldı 22,23.
Ladeira ve ark. 24 KIBT görüntülerini kullanarak gerçekleştirdikleri çalışmalarında C-şekilli kanal yapısının görülme sıklığında yaş ve cinsiyet açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadığını bildirmiştir. Helvacioğlu- Yigit ve Sinanoğlu 13 C-şekilli kanal yapısının görülme sıklığını değerlendirdikleri araştırmalarında yaş ve cinsiyetin C-şekilli kanalların dağılımında anlamlı farklılıklar oluşturmadığını rapor etmiştir. Benzer şekilde değerlendirdiğimiz 458 hasta içerisinde C-şekilli kanal yapısının görülme sıklığında yaş ve cinsiyet açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı görüldü. Yaş grupları arasında C-şekilli kanal yapısının görülme sıklığında anlamlı bir fark olmamasına rağmen yaşın ilerlemesi bu tip dişlerin kanal sayılarında ve morfolojilerinde değişikliklere neden olabilir.
Cinsiyet ve C-şekilli kanal yapısı arasındaki ilişki konusunda fikir birliğine varılamamıştır. Bazı çalışmalar kadınlarda alt çene büyük azı dişleri için C-şekilli kanal sıklığının daha yüksek olduğunu gösterirken 25,26; bazıları da erkeklerde bu oranın daha yüksek olduğunu bildirmiştir 27,28. Buna karşılık, farklı çalışmalarda erkekler ve kadınlar arasında C-şekilli kanalların dağılımında anlamlı bir fark bulunmamıştır 13,29. Mevcut sonuçlar, cinsiyet ve C-şekilli kanal konfigürasyonu arasında anlamlı bir korelasyon bulamayanların bulgularıyla uyumludur.
KIBT görüntülerinde incelenen tüm alt çene 2.büyük azı dişlerinde C-şekilli kanal sisteminin görülme sıklığı %8.4 olduğu belirlendi. Avustralya popülasyonunda %13 30, Japon popülasyonunda %35.3 31, Mısır popülasyonunda %12.8 32, Irak alt popülasyonunda %17.4 33, Siyah güney Afrika popülasyonunda %5.7 34, Çin’in Gansu eyaletinde %35.56 35 ve Türk alt popülasyonunda yapılan bir çalışmada ise %6.94 36 olduğu bildirilmektedir. C-şekilli kanal yapısı tespit edilen dişlerde sırasıyla lingual, bukkal ve bukkal-lingual oluk varlığı görüldü (%88.3, %6 ve %1.7). Çalışma bulguları, benzer çalışmaların sonuçlarıyla örtüşmektedir 37-39. Oluk pozisyonun bilinmesi, oluk alanında kök dentin kalınlığının daha az olması nedeniyle olası iatrojenik hataların önlenmesi için önemlidir.
C-şekilli kanal yapısı tespit ettiğimiz alt çene 2.büyük azı dişlerinde en sık üç kanal (%60) görülürken bunu sırasıyla iki (%28.3) ve bir (%11.7) kanal takip etti. Lübnan, Kore ve Türk toplumlarında yapılan çalışmaların sonuçlarına benzer şekilde çalışmada, kök kanalı girişinde en sık C1 (%83.3), koronalde C3a (%36.7) orta noktada C3a (%51.7), apikal bölgede C3b (%33.3) ve apekste C4 (%48.3) kanal yapısı tespit edilmiştir 29,39,13. Ayrıca, C-şekilli kanal yapısı görülen alt çene 2. büyük azı dişlerinin %60’nda üç kanal, %28.3’nde iki kanal ve %11.7’nde bir kanal tespit edilmiştir. Sırasıyla, en sık Tip 3, Tip 1 ve ilave kanal yapısı Tip 1-3-2-1 ve Tip 1-3-2 kanal yapıları tespit edilmiştir.
Araştırmanın sonuçları ile bu sonuçlar arasında farklılık bulunmaktadır. Çalışmalarda elde edilen bulguların benzerlik göstermemesinin ırksal farklılıklardan ve araştırmalarda kullanılan yöntemlerden ortaya çıktığını düşünmekteyiz. Bu bulgular anatomik değişkenliği ve karmaşıklığı göstermekte olup araştırmalarda kullanılan yöntemlerin farklılıklar oluşturabileceğini göstermektedir.
Çalışmada incelenen üst çene 2. büyük azı dişlerinin %2.6’sının C şekilli kök kanal sistemine sahip olduğunu tespit ettik. Farklı toplumlarda bu oranın %3.8 ile %19.5 arasında olduğu bildirilmiştir (33, 40-42). İncelenen kesitlerde; kök kanalı girişinde en sık C4 (%57.9), koronalde C1 (%36.8), orta noktada C1 (%47.4), apikal bölgede C4 (%52.6) ve apekste C4 (%52.6) kanal yapısına rastladık.
Çin toplumunda 3035 KIBT görüntüsünün değerlendirildiği bir çalışmada C-şekilli kök kanal sistemine sahip dişlerin %5.24’nün üst çene 2. büyük azı dişlerinde tespit edildiği ve kaynaşmış köke sahip dişlerde daha yüksek insidans gösterdiği rapor edilmiştir. Aynı çalışmada, C-şekilli kanalların en yaygın tipinin mezial-bukkal (MB) ve distal-bukkal (DB) kanalların füzyonu olduğu belirtilmiştir 43. Benzer şekilde çalışmada C-şekilli kök kanal yapısı tespit edilen iki köklü dişlerin tümünde bukkal köklerde füzyon olduğu görüldü.
Çin toplumunda yapılan bir çalışmada inceledikleri 130 üst çene 3.büyük azı dişinden sadece 11 (%8.46) tanesinde C-şekilli kanal yapısı bulduklarını bildirirken Hint toplumunda yapılan bir çalışmada ise inceledikleri 116 dişin 39’unda (%3.4) tespit ettiklerini bildirmişlerdir 44,45. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada, Sidow ve ark. 46 boyama ve şeffaflaştırma tekniğini kullanarak inceledikleri 150 üst çene 3. büyük azı dişlerinin %4.7’sinde C-şekilli kanal yapısına rastladıklarını ve bu dişlerin tümünün iki köklü olduğunu bildirmişlerdir. Çalışmada, C-şekilli kanal yapısının görülme oranını %3 ve tespit edilen dişlerin çoğunluğunun ise tek köklü olduğunu belirledik. İncelenen görüntülerde, kök kanalı girişinde en sık C1 (%87.5) kanal yapısına rastlarken apekste ise en sık C4 (%50) kanal yapısı görüldü.
Taylan popülasyonunda, Gulabivala ve ark. 47 yaptıkları çalışmada boyama ve şeffaflaştırma tekniği kullanarak 173 adet alt çene 3. büyük azı dişinin kök kanal sistemlerini araştırmışlar ve bu dişlerin %10.9’unda C-şekilli kök bulunduğunu bildirmişlerdir. Ayrıca, C-şekilli köke sahip olan dişlerde en sık Tip 4 kanal yapısı (%36.8) bulunduğunu rapor etmişlerdir. Park ve ark. 48 Kore toplumunda yaptıkları çalışmalarında 137 hastaya ait tomografi görüntüsü kullanarak toplam 214 diş değerlendirilmiş ve bu dişlerin %3.7’nde C-şekilli kök tespit ettiklerini bildirmişlerdir. Çin toplumunda yapılan bir çalışmada incelenen 130 adet alt 3.büyük azı dişinin 38’inde (%29.2) C-şekilli kanal yapısına sahip olduğunu ve bu dişlerin tümünün tek köklü olduklarını bildirmişlerdir 44. Sidow ve ark. 46 alt çene 3.büyük azı dişlerinde C-şekilli kanal yapısının görülme oranını %4 ve bu dişlerin yarısının iki köklü diğer yarısının ise üç köklü olduğunu rapor etmişlerdir. Yukarıda bahsedilen çalışmaların hiçbiri C-şekilli kanal yapılarına dair bilgiler sunmamıştır.
Araştırmada, alt çene 3. büyük azı dişlerinde C-şekilli kanal yapısı %3 olarak bulunurken bu dişlerin tümünün tek köklü olduğu tespit edilmiştir. Bu dişlerin; koronal kısmında en sık C1(%87.5), apikal kısımlarında ise en sık C4 (%62.5) kanal yapısı görülürken sırasıyla tek kanal, iki kanal ve üç kanala sahip oldukları belirlendi (%50, %25 ve %25).
Alt çene 2. küçük azı dişlerinde C-şekilli kanal yapısının görülme değerleri KIBT görüntüleri incelenen çeşitli çalışmalarda %0.55-7.14 arasında değişkenlik göstermektedir 49-52. Çalışmada alt çene 2.küçük azı dişinde C-şekilli kanal görülme oranının %0.5 olduğu literatürde bildirilen oranlardan düşük olduğu tespit edildi. Bu dişlerin 3’ü tek köklü iken 1 tanesi iki köklü idi. Bu dişlerin kök kanalı girişi en sık C1 (%50) ve apekste C5 (%75) kanal yapısı görüldü. Aynı zamanda olukların çoğunlukla (%75) lingualde olduğu belirlendi.
Baisden ve ark. 53 stereomikroskop altında inceledikleri 106 alt çene 1. küçük azı dişlerinin %14’nde C-şekilli kanal yapısı bulunduklarını ve bu dişlerde en sık Tip 4 kanal yapısına rastladıklarını rapor etmişlerdir. Çin ve Hint toplumlarında kesitler alınarak yapılan çalışmalarda bu oranların sırasıyla %18 ve %10 olduğu bildirilmiştir 54,11. Lu ve ark. 11 C-şekilli kanal yapısı görülen tüm dişlerde kök yüzeyinde oluk olduğunu ve bu oluğun kökün orta kısmında sıklıkla proksimal lingual yüzeyde bulunduğunu gözlemlemişlerdir. Çin toplumunda yapılan bir çalışmada Fan ve ark. 55 C-şekilli kanal yapısı tespit ettikleri dişlerin koronal üçlüde C4 kanal yapısında olduğunu, orta üçlüde C1, C2 ve C3 kanal yapılarının sıklıkla görüldüğünü ve apikal bölgede ise C2 ve C3 kanal yapısının sıklıkla görüldüğünü rapor etmişlerdir. Fan ve ark. 21 Çin toplumunda yaptıkları farklı bir çalışmada devam eden C-şekilli kanal yapısında sıklıkla Tip 1 kanal görüldüğünü bildirmişlerdir. Venezuella ve Türk toplumunda yapılan çalışmalarda ise alt çene 1.küçük azı dişlerinde C-şekilli kanal yapısının görülme oranları sırasıyla %28.94 ve %6.9 olarak bildirilmiştir 51,17. Bu çalışmalarda, Aslan ve ark. 51 dişlerin sıklıkla koronal kısımda C1 ve C4 yapısına sahip olduğunu, Brea ve ark. 17 ise dişlerde çoğunlukla C3 konfigürasyonu gördüklerini bildirmişlerdir. Çalışmada alt çene 1.küçük azı dişlerinde C-şekilli kanal yapısının görülme oranını diğer çalışmalardan farklı olarak %0.4 olduğunu belirlenmiştir.
Altunsoy ve ark. 56 çalışmalarda ortaya çıkan değişik sonuçları; toplumlarda var olan farklı ırksal yapıya, aynı toplumdaki bölgesel farklılığa, bu bölgelerdeki iklimin ve çevresel koşulların farklı olmasına, değerlendirme yöntemlerine, sınıflandırma sistemlerine ve örnek sayısına bağlamıştır.
Yakın zamanda Türkiye alt toplumunda yapılan bir çalışmada inceledikleri alt çene 1.büyük azı dişlerinde C-şekilli kanal yapısına rastlamadıklarını bildirmişlerdir 36. Türk toplumunda yapılan farklı bir çalışmada ise bu oranın %0.85 olduğu belirtilmiştir 14. Ortadoğu toplumunda yapılan bir çalışmada ise bu oran %1.01 olarak rapor edilmiştir 29. Nie ve ark. 57 farklı etnik grupların bulunduğu Malezya toplumunda yaptıkları bir çalışmada alt çene birinci büyük azı dişlerinde C-şekilli kanal yapısının sadece bir dişte (%0.42) görüldüğünü rapor etmişlerdir. Benzer çalışmalarla uyumlu olarak çalışmada, alt çene 1.büyük azı dişlerinde C-şekilli kanal yapısının görülme oranı %0.4 olarak tespit edildi. C-şekilli kanal yapısı tespit edilen dişlerde, diğer çalışmalara benzer şekilde koronalda C1, orta bölgede C2 ve apikalde ise C4 kanal yapısı görüldü 29,36.
Alt çene kesici dişlerin anatomileri üzerine yapılan çalışmalarda C-şekilli kanal yapısına ait veri rapor edilmemiştir 56,58,59. Çalışmada, 3 (%0.3) alt çene yan kesici dişte C-şekilli kanal yapısı tespit ettik ve bu dişlerde; kök kanalı girişinde C1 (%100), koronalde C4 (%66.7) ve C1 (%33.3), orta noktada C4 (%100), apikal bölgede C4 (%66.7) ve C5 (%33.3) ve apekste C5 (%100) konfigürasyonu olduğunu belirledik. Tüm dişlerde oluk bulunduğu ve bu olukların distalde konumlandığı görüldü.
Farklı etnik kökenlerden gelen topluluklarda ve aynı ırka mensup olmalarına rağmen farklı coğrafi bölgelerde yaşayan gruplar üzerinde yürütülen araştırmalarda elde edilen çeşitli bulguların, ırksal faktörlerle ilişkili olduğunu düşünüyoruz. Bunun yanı sıra, kök ve kanal yapısını analiz ederken kullanılan yöntemlerin çeşitliliği, sınıflandırma kriterlerinin farklılığı ve çalışmalarda yer alan örneklem büyüklüğünün de sonuçlar üzerinde etkili olabileceği görüşündeyiz.
Yapılan literatür incelemelerinde, tüm diş gruplarında C-şekilli kanal yapısının görülme sıklığını kapsamlı bir şekilde ele alan herhangi bir çalışmaya rastlamadık. Bu nedenle bu araştırma tüm diş gruplarında C-şekilli kanal yapısının ne sıklıkla görüldüğünü inceleyen ilk çalışma olma özelliğini taşımaktadır. Fan ve ark. 15’nın C-şekilli kanal yapısını sınıflandırırken temel aldıkları örneklerin, iki köklü alt çene ikinci büyük azı dişleri olduğu düşünüldüğünde, çalışmada özellikle üç köke sahip üst çene ikinci ve üçüncü büyük azı dişlerinde farklı sonuçlar elde edilmesi, bu sınıflandırma sisteminin yetersiz kalmasından kaynaklanıyor olabilir. Bununla birlikte, araştırmada kullanılan KIBT sisteminin yüksek çözünürlük, ince kesit kalınlığı ve dar kesit aralığı gibi avantajları, elde edilen bulguların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırmış olabilir. Gelecekte yapılacak çalışmalarda, alt çene büyük azı dişleri dışındaki diğer diş gruplarında da C-şekilli kanal yapılarının değerlendirilebilmesi için mevcut sınıflandırma sistemlerinin gözden geçirilmesi ve güncellenmesi faydalı olacaktır.
Çalışmada, C-şekilli kanal anatomisine sahip dişlerde beş farklı kesit üzerinden yaptığımız incelemelerde, kanal girişi ve taç bölgesinde genellikle tek bir kanal bulunduğunu, orta kısımda kanal sayısının arttığını ve kök ucuna yakın bölgede ise kanal sayısının tekrar azaldığını gözlemledik. Bu bulgu, C-şekilli kanal yapısı gösteren dişlerin endodontik tedavileri sırasında dikkat edilmesi gereken önemli bir detaydır. Bu tür dişlerde kanal şekillendirilirken, farklı kanal yapılarına sahip olabilecekleri göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, kök yüzeylerinde derin olukların bulunması, C-şekilli kanal yapısına sahip dişlerde dikkat edilmesi gereken bir diğer kritik noktadır. Strip perforasyon riskine karşı, bu dişlerde kanal şekillendirme işleminin oldukça dikkatli bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Araştırmamızın sonuçlarına göre, en sık alt çenedeki ikinci büyük azı dişlerinin lingual yüzeyinde ve üst çenedeki ikinci büyük azı dişlerinin palatinal yüzeyinde bu tür oluklar tespit edilmiştir.