Akut pankreatit tanısı 1992'de Atlanta konferansında konulan kriterlerle karın ağrısı ve serum amilaz veya lipaz seviyelerinin normalin 3 katı olmasıyla konur. Serum lipaz değeri daha spesifiktir ve serumda aktivitesi daha uzun süre devam eder
6. Kliniğimizde rutin olarak amilaz kullanılmaktadır. Hastalığın şiddetini belirlemede bir çok laboratuar parametre ve skorlama sistemleri kullanılmaktadır. McKay ve Imrei'ye sınıflandırması hastalığın şiddetinin ortaya konmasında, tedavi stratejisinin belirlenmesinde ve çalışmalar için hasta seçiminde önemlidir
7. Bu amaçla Ranson, Modifiye Glasgow, Multıple Organ System score (MOSS) ve APACHE II skorlama sistemleri kullanılmaktadır. Skorlama sistemlerinde ortak veri takipleri olmasına karşın farklı datalar izlenmekte ve klinik ve laboratuar şartlarına göre takipte sıkıntılar olmaktadır. Başvuru anında hastaları sınıflandırabilecek skorlama sistemleri, MOSS ve Glaskow gibi, daha spesifik olmasına rağmen
8, bu çalışmada Ranson kriterleri kullanıldı. Son 3 yıldır APACHE II skorlaması da kullanılmaktadır ancak tüm hastaları kapsamadığı için çalışmaya dahil edilmedi.
Karın ultrasonografisi pankreas boyutundaki genişleme ve inflamatuar değişiklikler, ve etyolojik açıdan safra kesesi ve yollarının patolojilerinin tespitinde faydalıdır. Yöntemin dezavantajı kullanıcıya bağımlı olması ve karın içi gaz varlığı durumlarında değerlendirmenin yeterli olmamasıdır. Pankreasın görüntülenme oranı %62 ile %90 arasında değişmektedir 9. Tüm hastalarımıza başvuru anında acil şartlarda karın ultrasonografisi yapıldı. Bu çalışmada pankreasın görüntülenme oranı %85 idi. Seksen yedi hastada bilier etyolojinin tanımlanmasında faydalı oldu.
Bilgisayarlı karın tomografisi; klinik, laboratuar ve karın ultrasonografisi ile tanı konulamayan durumlarda ve AP komlikasyonlarının tespitinde kullanılmaktadır. Son zamanlarda hastalığın erken dönemlerinde bilgisayarlı tomografi şiddet indeksi kullanılarak hastalığın sınıflandırılması kullanılmaktadır. Bu çalışmada bilgisayarlı tomografi ayırıcı tanı ve AP komplikasyonlarının tanımlanmasında kullanıldı 10.
Bilier nedenli AP'de safra yollarında taş varlığı ve kolanjit atağı erken dönemde ERCP, sfinkterotomi ve nazobilier drenajı gündeme getirmektedir 11. Biluribinemisi olan ve kolanjit atağı geçiren 43 hastada ERCP uygulandı.
Safra kesesi taşlarına bağlı AP'de akut epizodun iyileşmesinden sonra elektif şartlarda kolesistektomi tavsiye edilmektedir 12,13. Yaşlı hastalarda ek patolojilerin mevcudiyeti nedeniyle ameliyat riskinin yüksek olduğu durumlarda endoskopik sfinkterotomi alternatif yöntemdir. Bu çalışmada hafif pankreatitli hastaların 28 ine laparoskopik kolesistektomi uygulandı. Şiddetli AP'de ise 10 hastanın hepsine geç dönemde laparoskopik kolesistektomi uygulandı.
Günümüzde steril nekrozlu hastalarda ilk 10-15 gün içinde organ yetmezlikleri gelişse bile konservatif tedavi yaklaşımı konusunda fikir birliği oluşmuş gibi görünmektedir. Ancak bir kısım hastada yoğun tedaviye rağmen hastalık ilerleyici olabilir ve cerrahi gerekebilir. Bu grup hastalarda arteryel kanama veya organ delinmesi gibi acil cerrahi girişim gerektiren durumlarda olabilir 14. Bu çalışmada çoklu organ yetmezliği ve pankreatik nekroz gelişen hastalarda kliniğin ilerleyici olması nedeniyle cerrahi uygulandı.
Sonuç olarak; Akut pankreatit potansiyel olarak mortal bir hastalıktır. Akut pankreatit etyolojisinde en sık biliyer nedenler saptanmaktadır. Biliyer pankreatitli olguların tedavisinde ilk aşamada ERCP faydalı bir yöntemdir. Bu olgularda pankreatitin yatışması sonrasında aynı hospitalizasyonda laparoskopik kolesistektomi uygulanabilir. Akut pankreatitin hala özgül bir tedavisi yoktur.