Echinococcus granulosus dünyada oldukça yaygın bir dağılım gösterir. Avrupa'da KE sıklığının bölgesel değişiklik gösterdiği ve 0-11,14/100,000 arasında değiştiği bildirilmektedir. Genel olarak Kuzey ve orta Avrupa ülkelerinde düşük, Doğu ve Güney Avrupa'da, özellikle Akdeniz'e kıyı ülkelerde yüksek oranda görülmektedir
4, 6. Asya ülkelerinde KE görülme sıklığının 1-42/100,000 arasında Güney Amerika ülkelerinde 6-79/100,000 arasında, Kuzey ve Doğu Afrika ülkelerinde ise 0-22/100.000 arasında değiştiği bildirilmektedir
7, 8. İzlanda ve Grönland Adalarında KE'nin tamamen, Yeni Zelanda, Tazmanya ve Kıbrıs Adalarında geçici olarak eradike edildiği bildirilmektedir
2-5.
Ülkemizdeki KE sıklığı hakkında kesin bir istatistik bilgi verilmesinin zorluğuna karşılık hastane kayıtlarına göre 0-11/100.000 arasında değiştiği bildirilmektedir 11-13. Elazığ'da hastane kayıtlarına göre ise 1998-2000 yılları arasında 33 KE olgusu bildirilmiştir 15. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından adrese dayalı yapılan nüfus sayımı sonuçlarına göre Elazığ'ın nüfusu 541.258 olarak açıklanmıştır. Buna göre hastanemizde cerrahi tedavi uygulanan KE sıklığı 2005 yılında 17 olgu ile 3/100.000, 2006 yılında 12 olgu ile 2/100.000 ve 2007 yılında 22 olgu ile 4/100,000 olarak hesaplanmıştır.
Kistik ekinokokkoz görülme sıklığının kadınlarda erkeklere göre daha yüksek olduğunu bildiren yayınlar 1, 17-20 yanı sıra erkeklerde daha yüksek olduğunu bildiren yayınlar 19, 21 da bulunmaktadır. Olgularımızda kadınların oranı daha yüksek bulunmuştur (46 kadın, 38 erkek).
Kistik ekinokokkoz olgularında kistin en sık karaciğere yerleştiği bilinmektedir 1. Olgularımızda da Kistik ekinokokkozun en sık yerleştiği organlar karaciğer (67 hasta) ve akciğerdi (13 hasta). Üç olguda birden fazla organda yerleşim saptanmıştır. Olgularımızın %59,5'inde tek bir kist görülürken %40,5'inde birden fazla kist saptanmıştır. Olgularımızın %3,5'i sekonder kist olup %96,5'i primer kisttir. Yine olgularımızın %9,5'inde rüptür, %5,9'unda ise fistül geliştiği görülmüştür.
Cerrahi girişim KE tedavisinde ilk seçenek olarak yerini korumaktadır. Kistin yerleşim yeri ve sayısı uygulanacak olan tedavi yöntemini belirlerken, seçilen tedavi yöntemi de hastanede kalış süresini ve komplikasyon gelişme sıklığını etkilemektedir 22-24. Olgularımızın tedavisinde %78,5 oranı ile en sık kistektomi kullanılırken %14,2'sinde sadece medikal tedavi uygulanmıştır. Olgularımızda tedavi yöntemine göre hastanede kalış süresi ve komplikasyon gelişme sıklığının değiştiği (Tablo 3) ve komplikasyon gelişen olgularda hastanede kalış süresinin de artırdığı görülmüştür (Tablo 4).
Hastanemizde tedavi uygulanan KE olgularının %39,2'sinde tanı için serolojik yöntemlere gereksinim duyulmamış olup %60,8'inde ise tanı serolojik yöntemlerle desteklenmiştir. Tanı için en çok kullanılan görüntüleme yöntemi ultrason + bilgisayarlı tomografi olmuştur.
Kistik ekinokokkoz olgularının hastanede yatış süresi uygulanan tedavi yöntemi ve ilave cerrahi girişim gerekip gerekmediğine veya komplikasyon gelişip gelişmediğine göre değişmektedir 22-24. Perkütanöz drenaj gibi konservatif yöntemlerde 1 güne kadar inerken radikal tedavilerde ortalama 10-21 gün arasında değişmektedir 22-24. Çalışmamızda medikal tedavi ve/veya drenaj gibi konservatif minimal invaziv tedavi uygulanan olgu sayısı 14 ve hastanede yatış süreleri ortalama 5,1 gündür. Buna karşılık 72 olguya parsiyel kistektomi veya kistektomi gibi klasik minimal cerrahi uygulanmış olup hastanede yatış süreleri ortalama 10,8 gün olmuştur.
Sonuç olarak, hastanemizde cerrahi tedavi uygulanan KE sıklığı 2-4/100,000 arasında değiştiği görülmüştür. Bu sonuçlara göre ilimizde ve bölgemizde KE'un bir sağlık sorunu olarak önemini koruduğu kanısındayız. Ayrıca, KE olgularında tedavi yöntemlerinin seçiminde daha çok konservatif ve invaziv olmayan yöntemlerin tercih edilmesi ile hem komplikasyon gelişiminin hem de hastanede yatış sürelerinin azalabileceği görülmektedir. Bunun da tedavi maliyetini azaltacağı ve ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sağlayabileceği kanısındayız.