Endoskopi kayıtları incelendiğinde yaklaşık 27 aylık
sürede 5-18 yaş arasındaki 357 çocuğa ÜGE
uygulanmıştı. Hastaların 149'u erkek (%41.7), 208'i kız
(%58.3) olup yaş ortalaması 11.5±2.6 yıl idi (5-18 yaş)
Hastaların asıl yakınmaları kronik karın ağrısı, epigastrik
ağrı, retrosternal yanma, ağza acı su gelmesi, büyüme
geriliği ve üst GİS kanama idi. Hastaların yakınmaları
değerlendirildiğinde, 312 hasta (% 87.3) kronik karın
ağrısı, epigastrik ağrı, 31 hasta büyüme geriliği (% 8.6),
17 hasta (%4.7) retrosternal yanma ve/veya ağza acı su
gelmesi, 4 hasta (% 1.1) üst GİS kanaması ile
başvurmuştu. (Hastaların bazısı polikliniğimize 1'den
fazla yakınma ile başvurmuş idi) Hastaların 186'sının (%
52.1) ailesinde de gastrointestinal sistem yakınması
(mide ağrısı, gastrit tanısı) olduğu öğrenilmişti.
Hastaların H. pylori durumu: 340 hastaya ÜNT
uygulanmıştı. Hastaların 33 tanesinde ÜNT negatif
olarak saptanmıştı. Patolojik değerlendirme sonucu ÜNT
negatif olan hastaların 9'unun H. pylori pozitif olduğu
görülmüştü. H. pylori sıklığı yaş ile artmaktaydı, ancak
çalışmadaki hastaların yaş aralığı dar olduğu için
istatistiksel fark saptanmadı. ÜNT pozitif saptanan
hastaların 14'ünün de Sidney sınıflaması sonrası negatif
olduğu izlenmişti.
Hastalara uygulanan bilinçli sedasyon işlemi ile ilgili
herhangi bir komplikasyon olmadı. Endoskopik olarak en
sık saptanan bulgu nodüler gastrit idi (% 59.6) (Şekil 1).
Saptanan diğer endoskopik bulgular özofajit (% 10.6),
pangastrit (% 10.6), gevşek alt özofagus sfinkteri (% 6.4)
and düzleşmiş duodenal kıvrımlar (% 4.2) olarak
sıralanmakta idi (Tablo 1).
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 1: H.pylori pozitif olan bir hastanın midesinin
endoskopik görüntüsünde nodülarite izlenmektedir. |
Ülserler 47 hastada izlenmişti (% 13.2) (Şekil 2).
Ülser olan hastaların 29'u (% 61.7) kız, 18'i erkek (%
38.3) idi, yaş ortalaması 14 yaş olup hastalar 8 ve 17 yaş
aralığında idi. Ülserlerin dağılımı incelendiğinde 27
gastrik, 13 duodenal ve 7 gastrik ve duodenal ülser
izlenmişti. Gastrik ülserlerin 23'ü (% 85.2) H. pylori
pozitif, 4'ü (% 14.8) H. pylori negatif saptanmıştı.
Duodenal ülserlerin 10'u (% 76.9) H. pylori pozitif, 3'ü (%
23.1 ) H. pylori negatif idi. H. pylori negatif ülserler ise 9
(% 19.1) çocukta, 5 erkek 4 kız görülmüştü. H. pylori
pozitif saptanan hastalara lansaprazol, amoksilin ve
klaritromisin tedavisi uygulanmış (amoksisilin
50mg/kg/gün(üst doz 1gr), klaritromisin 15mg/kg/gün (üst
doz 500mg) ve lansaprazol 1mg/kg/gün(üst doz 60mg)
toplam 14 gün) (4), hastalara 8 hafta sonra ÜNT
tekrarlanmış idi. H. pylori negatif olan hastalara ise
sadece proton pompa inhibitörü (PPİ) başlanmıştı.
Özofajiti olan hastalara öncelikle yaşam şekli değişikliği
(oturarak beslenme, kabızlığın varsa tedavisi, sıkı
giyecekler giyilmemesi, yatarak beslenmeme) anlatılmış,
beslenmelerinde kahve, kakao, kızartma, nane gibi alt
özofagus sfinkterini gevşeten gıdaların kısıtlanması
gerektiği vurgulanmış ve ilaç tedavisi olarak antiasit
şurup ve PPİ başlanmıştı.
Patolojik inceleme sonucu 2 hastada intestinal
metaplazi izlenirken hiçbir hastada gastrik atrofi
saptanmamıştı. Her iki hastada H .pylori gastriti vardı,
hastaların birinde ise birinde ülser saptanmıştı.
Duodenal dokunun incelenmesi sonucu 5 hastada
intestinal giardiasis olduğu saptanmıştı, bu hastalara
metronidazol tedavisi verilmişti. Hastaların 2 kür tedavi
sonrası giardiasis açısından yapılan gaita kontrolleri
negatif olarak değerlendirilmişti. Büyüme geriliği ile
başvuran hastalardan 2 tanesinde anti gliadin antikor Ig
A ve Ig G pozitif saptanmıştı. Hastaların duodenum
biyopsileri modifiye Marsh sınıflamasına5 göre
değerlendirildiğinde evre 3b saptanmış idi. Bu 2 hastaya
çölyak hastalığı tanısı konulmuş ve glutensiz diyet
tedavisi başlanmıştı.