Servikal polipler benign lezyonlar olup, servikal
kanalın (endoserviks) herhangi bir yerinden
kaynaklanabilirler. Ektoservikal poliplere ise nadiren
rastlanır. Bizim çalışmamızda premenopozal grupta 2
hastada (%3.7) ektoservikal polip izlenmiştir. Yüksel ve
arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada ektoservikal polip
sıklığı %1 olarak bulunmuştur
3.
Yerleşim yeri olarak baktığımızda bu oran literatürle
benzerdir. Ayrıca çalışmamızda eksize edilen en büyük
polip 6 cm çapla ektoservikal polip olmuştur.
Servikal poliplerin doğal hikâyesi bilinmemektedir ve
servikal polipleri semptomatik hale getiren faktörler
bugüne kadar net olarak açıklanamamıştır4,5.
Servikal poliplerde görülen postkoital, intermenstrüal
veya postmenopozal kanama şeklindeki şikayetler çoğu
zaman tam bir fizik muayene, ultrasonografik
değerlendirme ve endometriyal örnekleme yapmayı da
gerektirir. Yapılan bu ayrıntılı değerlendirmeler
sonrasında başka bir patoloji saptanamazsa o zaman bu
şikayetlerin polipten kaynaklandığı söylenebilir. Servikal
polip tespit edilen olgularımızdan Grup 1’de %47, Grup
2’de %74 olgu asemptomatik idi. Premenopozal grupta
semptom veren olgu sayısı daha yüksek olarak bulundu.
Tüm olgular bir arada değerlendirildiğinde %58.2
olgunun asemptomatik olduğu söylenebilir. Bir çalışmada
asemptomatik olgu sıklığı %66 olarak verilmiştir5.
Asemptomatik olgularımızın literatür verilerine göre daha
az olmasının nedeni çalışılan popülasyonun nispeten
düşük sosyoekonomik düzeye sahip olması ve düzenli
jinekolojik muayeneye gelmemelerine bağlı olabilir.
Asemptomatik olgularda yapılan fizik muayene ve
ultrasonografik değerlendirme sonucunda endometriyal
örneklem gerekenlere küretaj yapıldı ve
endometriyumları değerlendirildi. Tüm hasta grupları bir
arada değerlendirildiğinde asemptomatik olan 19
hastanın %40’ına endometriyal örnekleme yapıldı.
Bunlardan 1 tanesinde eş zamanlı endometiyal polip, 1
tanesinde basit atipisiz endometriyal hiperplazi, 2
tanesinde de atrofi zemininde kronik endometrit varlığı
tespit edildi. Diğer olgularda yapılan endometriyal küretaj
sonrasında belirgin endometriyal patolojiye rastlanılmadı.
Asemptomatik olguların %60’ında ise herhangi bir
endometriyal örneklemeye gerek duyulmadı.
Gruplar birlikte ele alındığında semptom veren ve
endometriyal örnekleme de yapılan olguların %10’nunda
anlamlı endometriyal patolojiler (basit atipisiz hiperplazi,
kompleks atipisiz hiperplazi, endometriyal polip gibi)
tespit edilmiştir.
Servikal polip tespit edildiğinde, endometriyal polip
eşlik etme olasılığı %25 olarak bildirilmektedir6. Bizim
çalışmamızda endometriyal polip birlikteliği %5.4 olarak
bulunmuştur. Literatürdeki daha yüksek oranlar
endometriyal değerlendirmenin histeroskopi eşliğinde yapılması olabilir. Aspirasyon yöntemi ile yaptığımız
küretaj işleminde kavite direk olarak gözlemlenemediği
için miks polip sıklığımız daha düşük çıkmış olabilir.
Literatür incelendiğinde dilatasyon küretaj, pipelle, vabra
aspiratör gibi endometrial örnekleme tekniklerinin hiçbirisi
histeroskopi kadar başarılı olamamaktadır4.
Servikal polipler genelikle benign karakterde olsalar
da 1000’de 1 oranında malign dönüşüm izlenebilir.
Malignite daha çok perimenopozal ve postmenopozal
kadınlarda izlenir7. Bu yaş gurubunda özellikle
semptomatik servikal poliplerde malignleşme ihtimali göz
önünde tutulmalıdır8. Servikal polip zemininden en sık
skuamöz karsinom, daha az sıklıkta da adenokarsinom
gelişir9. Özellikle çıkarıldıktan sonra tekrar eden
servikal poliplerin Müllerian adenosarkom tanısı aldıkları
görülebilir10. Bizim olgularımızın hiçbirinde malign
endoservikal polip tespit edilmemiştir. Bunun nedeni
serimizin 91 olguyu içermesi olabilir. Yapılacak daha
geniş serili çalışmalar farklı sonuçlar verebilir.
Polipler ile ilgili bir diğer problemde özellikle erken
gebelikte anlamlı derecede kanamaya neden olarak
yanlışlıkla kaçınılmaz düşük tanısının konulmasına
neden olabilmeleridir11. Bu durum özellikle büyük
poliplerde geçelidir. Öte yandan servikal polipler gebelik
boyunca daha da büyüme gösterip, intrapartum masif
kan kayıplarına da neden olabilirler12. Kanama
postpartum dönemde de devam edebilir çünkü polip
gebeliğin etkisiyle oldukça yüksek derecede vaskülarite
gösterir13. Bu nedenle özellikle gebelik planlayan
kadınlarda yapılacak pelvik muayene sonrasında tespit
edilen polipler mutlaka çıkarılmalıdır.
Poliplerin düzensiz kanamalara sebep olmaları,
malign transformasyon ihtimallerinin bulunması ve
gebelikte komplike hale gelip, yanlış tanıya sebep olma
ihtimalleri nedeniyle tespit edildiklerinde çıkarılmaları
önemlidir.
Sonuç olarak; asemptomatik olan poliplerle birlikte eş
zamanlı endometriyal polip, basit atipsiz hiperplazi,
kompleks atipsiz hiperplazi gibi endometriyal patolojiler
de eşlik edebileceğinden hastalarda endometriyumun
ultrason ve gerektiğinde küretaj ile değerlendirilmesi
gereği unutulmamalıdır.