[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2015, Cilt 29, Sayı 1, Sayfa(lar) 041-046
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Diyabetik Nefropatide Difüzyon MR Bulguları
Selami SERHATLIOĞLU, Esra KAZĞAN BAYKUŞ
Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı Elazığ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Difüzyon manyetik rezonans görüntüleme, diyabetik nefropati, ADC, eko-planar görüntüleme, böbrek
Özet
Amaç: Diyabetes Mellitus, dünya nüfusunun yaklaşık %1-2'sini etkileyen ve yüksek kan şekeri ortak özelliğine sahip pek çok bozukluğu ifade eden bir hastalıktır. En ciddi komplikasyonlarından biri son dönem böbrek yetersizliğinin ve diyabetik olgularda morbidite ve mortalitenin en önemli nedeni olan diyabetik nefropatidir. Bu çalışmanın amacı, diyabetik nefropatili hastalarda diffüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme (DA-MRG) tekniği kullanılarak böbreklerde görünür difüzyon katsayısı (ADC = Apparent Diffusion Coefficient) değerlerini saptamaktır.

Gereç ve Yöntem: Çalışmaya alınan diyabetik nefropatili 50 olgu ve kontrol grubunu oluşturan 50 sağlıklı gönüllüden, renal difüzyon ağırlıklı eko-planar (EPI) görüntüler elde edilerek böbreklerin b100, b600 ve b1000 değerleriyle ADC ölçümleri gerçekleştirildi.

Bulgular: Diyabetik nefropatili olgularda bilateral böbreklerin ortalama; b100, b600 ve b1000 ADC değerleri değerleri sırasıyla; 3.33±0.35x10-3, 2.39±0.37x10-3, 1.97±0.20x10-3 sn/mm2 bulunurken, kontrol grubundaki sağlıklı gönüllülerin normal böbreklerinde ortalama ADC değerleri ise; b100, b600 ve b1000 değerleri için sırasıyla 3.42±0.26x10-3, 2.76±0.32x10-3, 2.18±0.21x10-3 sn /mm2 bulundu. Diyabetik nefropatili hastalarda renal ADC değerleri b600 (P= 0.001) ve b1000 (P= 0.001) açısından normal böbreklere göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük olduğu saptandı.

Sonuç: Sonuç olarak DAMRG'nin diyabetes mellitusta diyabetik nefropatinin tanı ve takibinde yardımcı bir görüntüleme tekniği olarak kullanılabileceği düşünülmüştür.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Diyabetes mellitus (DM), sık karşılaşılan endokrin metabolik bozukluklardan biri olup gelişmiş ülkelerde %5–10 oranında görülmektedir. Yüksek kan şekeri ortak özelliğine sahiptir, birçok komplikasyona neden olabilir. Bu komplikasyonların en önemlilerinden biri olan diyabetik nefropati (DN) son dönem böbrek yetersizliğine (SDBY) yol açar. Bu da DM hastalarında morbidite ve mortalitenin en önemli nedenidir1.

    Difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme (DAMRG), son yıllarda çeşitli araştırmalara konu olan birçok patoloji hakkında değerli bilgiler veren radyolojik bir yöntemdir. Noninvaziv bir inceleme olup böbrek fonksiyonları hakkında bilgiler verebilir. Kapiller düzeydeki perfüzyon ve difüzyonu invivo ölçebilen yöntem hem sağlıklı bireylere hem de hastalarda kolaylıkla uygulanabilmekte ve böbrek fonksiyonlarındaki bozulmanın derecesini ortaya koyabilmektedir2-6.

    Renal fonksiyon, güvenilir olarak kabul edilen nükleer tıp teknikleriyle de değerlendirilebilir. Ancak bu teknik iyonizan radyasyon içerir ve çözünürlüğü düşüktür. Yine bu nükleere tıp yöntemleri ile glomerüler filtrasyon hızı ve efektif plazma renal akımı değerlendirilebilirken böbrek difüzyonu ve perfüzyonu değerlendirilemez7.

    Görünür difüzyon katsayısı (ADC), DAMRG'den hesaplanan kantitatif bir parametredir ve ekstrasellüler-ekstravasküler alandaki su difüzyonu ile kapiller perfüzyonun kombine etkisini göstermektedir. Single-shot ekoplanar görüntü tekniklerinin ilerlemesiyle abdominal organların difüzyon ağırlıklı görüntüleme ile değerlendirilmesi mümkün olmaktadır8,9.

    Diyabetik nefropati sıklığı diyabet süresi uzadıkça artar. Diyabet süresi 20–40 yıl olan tip1 olgularda %30–40, 20 yıllık tip 2 diyabetlilerde %50 oranında DN gelişir. Proteinüri başladıktan sonraki 8–10 yıl içerisinde SDBY ortaya çıkar. Son dönem böbrek yetersizliğinin sosyal ve ekonomik etkileri göz önüne alınınca SDBY'nin en sık nedeni olan DN'yi önleyici tanı ve tedaviler önem kazanmaktadır10.

    Bu çalışma; diyabetik hastalarda renal ADC değerlerinin diyabete bağlı renal hasardaki değişiminin hesaplaması ve diyabetten etkilenen böbrek fonksiyonları hakkında bilgi verip vermediğinin araştırılması amacı ile yapılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Hastanemizde diyabetik nefropati tanısı olan 50 olgu ile 50 sağlıklı gönüllü çalışma kapsamına alındı. Çalışmaya dâhil edilen tüm olgular yapılacak işlem hakkında sözlü ve yazılı olarak bilgilendirilerek izinleri alındı. Çalışma Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurul Komisyonu tarafından onaylandı. Görüntüleme öncesinde herhangi bir hazırlık yapılmadı. Çalışmaya dâhil edilen olgular iki gruba ayrıldı.

    Grup 1: Diyabetik nefropati tanısı alan henüz diyalize girmeyen ve majör renal hastalığı olmayan 26–85 yaşları arasındaki 22 si erkek, 28 i kadın toplam 50 olgu (n:50).

    Grup 2: 26 –75 yaşları arasında; 23 ü erkek, 27 si kadın toplam 50 sağlıklı bireyden oluşan kontrol grubu (n:50).

    Toplam 50 diyabetik nefropatili olgunun ve 50 sağlıklı kontrol grubu gönüllüsünün bilateral böbrek parankimlerinin üst, orta ve alt pollerinden olmak üzere üçer ölçüm yapıldı ve her böbreğin “ADC” değerleri yüksek (b=1000), ortalama (b=600) ve düşük (b=100) b gradiyent değerleri kaydedildi. Ayrıca her olgu için de her iki böbreğin “ADC” değerlerinin ortalamaları hesaplandı.

    Manyetik Rezonans Görüntüleme: Çalışmaya katılmayı kabul eden diyabetes mellituslu ve kontrol grubunu oluşturan sağlılı gönüllülerin renal difüzyon MR incelemeleri Fırat Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı MR ünitesinde 1.5T GE Signa Hispeed Excite MR sistemi (General Electric, Milwaukee, WI) ile yapıldı. İncelemeler, her biri 30 saniye olmak üzere toplam 1,5 dakikada tamamlandı.

    Her olgudan sırasıyla yüksek (b=1000), ortalama (b=600) ve düşük (b=100) b gradiyent değerleriyle toplam 3 adet aksiyal difüzyon ağırlıklı eko-planar görüntü (EPI) alındı. Görüntülerde Matriks: 128x128, NEX: 1, FOV: 30, kesit kalınlığı: 5 mm, kesitler arası boşluk: 0, difüzyon yönü: Tüm yönler, TR: 8000, TE: Minimum parametreleri kullanıldı.

    Görüntülerin Analizi: Elde edilen difüzyon ağırlıklı görüntüler MR sisteminin çalışma istasyonunda işlendikten sonra her iki böbreğin renkli ADC haritaları çıkarıldı. ADC değerleri her böbrek parankiminden mm2/sn olarak ölçüldü. ADC değerleri böbrek orta kısım parankimindeki üç noktadan dairesel inceleme alanı (ROI=region of interest) ile ölçülüp bunların ortalaması esas değer olarak kabul edildi. Hesaplamalar, üç farklı b değeri için ayrı ayrı olacak biçimde her iki böbrek parankiminden literatürde kabul gördüğü gibi geniş ROI belirteci kullanılarak korteks ve medullayı içerecek şekilde yapıldı (Şekil 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Diyabetik nefropatide renal parankimden ölçüm yaparken seçilen bölgeler

    İstatistiksel Analiz: Elde edilen verilerin istatistiksel değerlendirmesi “SPSS 12.0 for Windows” paket programı ile yapıldı. Olguların renal ADC değerleri ortalama ± standart sapma olarak verildi. Çalışma ve kontrol grubunun parankimal ADC değerlerinin kıyaslanmasında “ındependent samples t test” kullanıldı. Diyabetik nefropatili hastalarla gönüllülerin ADC ölçümleri arasındaki olasılı ilişki “Pearson korelasyon analizi” yöntemi ile değerlendirildi. İstatistiksel anlamlılık için P değeri 0.05‟in altında ise anlamlı kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Grup 1; Diyabetik nefropatili 50 olgu, grup 2; tamamen sağlıklı 50 gönüllüden oluşmaktaydı. Çalışma ve kontrol grupları biyokimyasal parametreler açısından karşılaştırıldığında açlık glukozu, glikolize hemoglobin (HbA1c), üre ve kreatinin değerleri istatistiksel olarak anlamlı olarak Grup1’de daha yüksek bulundu (Tablo 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Çalışma ve kontrol grubunun biyokimyasal özellikleri

    Hem diyabetik nefropatili olgularda hem de kontrol grubu olguların böbreklerinde, b değerinde artış oldukça difüzyon ağırlıklı görüntülerde böbrek sinyallerinde belirgin düşüş izlendi (Şekil 2a, b).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2a: Kontrol grubuna ait olgularda böbreklerin difüzyon ağırlıklı görüntüler. Kesitler baştan itibaren düşük, ortalama ve yüksek b değerleriyle alınmıştır.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2b: Çalışma grubuna ait diyabetik nefropatili olgularda böbreklerin difüzyon ağırlıklı görüntüler. Kesitler baştan itibaren düşük, ortalama ve yüksek b değerleriyle alınmıştır.

    Kontrol grubunu oluşturan sağlıklı gönüllülerde elde edilen sağ böbrek ortalama ADC değerleri, sol böbrek ortalama ADC değerleri ve bilateral böbreklerde ortalama ADC değerleri b100, b600 ve b1000 değerleri tabloda verilmiştir ( Tablo 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Sağlıklı kontrol grubunda renal ADC değerleri

    Diyabetik nefropatili olgularda elde edilen sağ böbrek ortalama ADC değerleri, sol böbrek ortalama ADC değerleri ve bilateral böbreklerde ortalama ADC değerleri b100, b600 ve b1000 değerleri tabloda verilmiştir (Tablo 3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Diyabetik nefropatili olgularda renal ADC değerleri

    Diyabetik nefropati grubunda b600, b1000 için ADC değerleri sağ böbrek (p=0.002, p=0.001), sol böbrek (p=0.002, p=0.001) ve ortalama böbrek (p=0.001, p=0.001) kontrol grubu ADC değerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı olarak düşük bulundu. Diyabetik nefropati grubunda ortalama b100 için ADC değerleri sağ böbrek (p=0.150), sol böbrek (p=0.121) ve ortalama böbrek (p=0.128) sağlıklı kontrol grubu ADC değerine göre düşük bulunmakla beraber istatistiksel olarak anlamlı değildi. Diyabetik nefropatili olgular ve sağlıklı gönüllülerde sağ böbrek, sol böbrek ve bilateral böbreklerde ortalama b100, b600, b1000 için ADC değerleri tabloda verilmiştir (Tablo 2-3).

    Diyabetik nefropatili olgular ortalama sağ ve sol böbrek ADC değerleri açısından karşılaştırıldığında; sağ böbrek/sol böbrek b100 (p=0,755), sağ böbrek/sol böbrek b600 (p=0,537) ve sağ böbrek/sol böbrek b1000 (p=0,238) arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Sağlıklı gönüllülerdeki ortalama sağ ve sol böbrek ADC değerleri açısından karşılaştırıldığında; sağ böbrek/sol böbrek b100 (p=0,739), sağ böbrek/sol böbrek b600 (p=0,567) ve sağ böbrek/sol böbrek b1000 (p=0,114) arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu.

    Tip 1 ve tip 2 diyabetik nefropatili olgular b100, b600 ve b1000 için ADC değerleri açısından karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı. Tip 1 ve tip 2 diyabetik nefropatili olgularda sağ böbrek, sol böbrek ve ortalama böbrek b100, b600 ve b1000 için ADC değerleri tabloda verilmiştir (Tablo 4).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 4: Tip I ve Tip II diyabetik nefropatili olgularda renal ADC değerleri

    Diyabetik nefropati grubunda açlık glukozu ile bilateral ortalama böbrek ADC değerlerinden b100 (p=0.023), b600 (p=0.001), b1000 (p=0.001) arasında negatif korelasyon, HbA1c ile bilateral ortalama böbrek ADC değerlerinden b600 (p=0.001), b1000 (p=0.001) arasında negatif korelasyon ve kreatinin ile bilateral ortalama böbrek ADC değerlerinden b600 (p=0.001), b1000 (p=0.001) arasında negatif korelasyon tespit edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Diyabetes mellitus hiperglisemi ile karakterize bir metabolizma bozukluğudur. Dünya nüfusunun yaklaşık %1-2‟sini etkileyen ve prevalansi giderek artan sık karşılaşılan endokrin metabolik hastalıklarından biridir. Yaklaşık % 97'si Tip 2 DM'dir11.

    Diyabetes mellitusta asıl sorun uzun sürede oluşan kronik mikrovasküler ve makrovasküler komplikasyonlarıdır. Diyabetin vasküler komplikasyonları bütün dünyada en önemli morbidite ve mortalite nedeni olmayı sürdürmektedir. Bu komplikasyonlardan biri de hem Tip 1 hem de Tip 2 DM' da gelişebilen diyabetik nefropatidir. Diyabetik nefropati diyabetik olgularda morbidite ve mortalitenin en önemli nedeni olup artan sayıda hastanın son dönem böbrek yetmezliğine yakalanmasına yol açan çok önemli bir sağlık sorunudur. Diyabetik nefropati diyabetin geç bir bulgusu gibi görünmekle birlikte, DN'den önce fizyolojik, patolojik ve klinik belirtiler olur1,12.

    Daha hızlı ve güçlü MR cihazlarının kullanıma girmesi ile birlikte abdomende difüzyon ağırlıklı görüntüleme uygulamaları daha yaygın olarak yapılmaya başlanmıştır. Ekoplanar görüntüleme tekniğinin geliştirilmesi ile ultra hızlı görüntüleme mümkün olmuş ve sadece bir nefes tutmayla difüzyon ağırlıklı MR incelemeleri gerçekleştirilebilmektedir. Batın difüzyonla ilgili yapılan çalışmaların çoğunluğu single shot (ssEPI) tekniğiyle saniyeden daha düşük bir zaman biriminde görüntü alır ve böylece fizyolojik hareketlerden etkilenmemiş olur. Ekoplanar görüntüleme tekniğine nefes tutulmasının da eklenmesiyle solunum artefaktları ortadan kaldırılabilmekte ve batında ADC ölçümleri yapılabilmektedir13-17.

    Daha önce yayımlanmış çalışmalar, nefes tutmalı difüzyon MR görüntüleri ile yapılmışken, Thoeny ve arkadaşlarının yaptığı çalışma solunum esnasında gerçekleştirilmiş ve belirgin hareket artefaktı izlenmemiştir7. Bizim çalışmamızda da solunum artefaktlarının minimalize edilebilmesi amacıyla nefes tutmalı difüzyon ağırlıklı görüntüler alındı.

    Böbreklerin DAMRG ile değerlendirildiği çalışmalarda, medulla ve renal korteksten ayrı ayrı ölçümler yapılmıştır. Cova ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada çalışmamızda olduğu gibi korteks ve medullada ayrı ayrı ADC değerleri bulmayı denememişler, region of interest (ROI) belirtecini yaklaşık olarak kortikomeduller bileşke seviyesine yerleştirmişlerdir. Çünkü ROI' yi renal korteksin ve medullanın üzerinde ayrı ayrı ayarlamak zordur. Bu zorluk Fukuda ve arkadaşları tarafından da belirtilmiştir. Fukuda böbreklerin merkezinin perfüzyondan en az etkilendiğini belirtmiş ve değerlendirilmenin bu bölgeden yapılmasını önermiştir3,18. Biz de çalışmamızda kortikomeduller bileşkeyi içerecek şekilde geniş ROI belirteci kullandık.

    Noninvaziv bir yöntem olan fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme teknikleri ile glomerüler filtrasyon, tübüler konsantrasyon ve transit renal kan volümü ve perfüzyon, difüzyon ve oksijenasyon değerlendirilebilmektedir. Ayrıca akut ve kronik böbrek yetmezliğinde ve renal arter darlığı olan hastalarda parankimi değerlendirmede kullanışlı bir tekniktir. Difüzyon ağırlıklı görüntülemenin önemi fonksiyonel değişimler, böbrek enfeksiyonu, hidronefroz, pyonefroz ve tümör gibi çeşitli patolojik durumlarda da ortaya konulmuştur. Yapılan çalışmalarda akut böbrek yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği ve renal arter stenozu olan hastaların böbreklerinin ADC değerlerini normal böbreklerin ADC değerlerine kıyasla anlamlı ölçüde düşük bulunmuştur19-21.

    Kronik renal yetmezliği olan hastalarda yapılan bir çalışmada normal böbreklere kıyasla ADC değerleri hem korteks hem de medullada anlamlı olarak düşük bulunmuştur22.

    Yıldırım ve ark.23 renal arter stenozu olan hastaların renal ADC değerlerini sağlıklı böbreklerin ADC değerlerine kıyasla anlamlı ölçüde düşük bulmuşlardır.

    Chan ve ark.9 renal pelviste saptanan ADC değerinin pyonefrotik böbrekte hidronefrotik böbreğe göre daha düşük bulmuşlardır.

    Hipertansif hastalarla yapılan bir çalışmada ise renal ADC değerlerinde normal böbreklere kıyasla anlamlı fark bulunmamıştır24.

    Ries ve ark.25 17 diyabetik ve 16 sağlıklı fareler üzerinde diyabetin böbrek "ADC" değerleri ile ilişkisini araştırmışlardır. Böbrek ADC değerleri olarak 0, 130, 260, 390 sn/mm² kullandıkları çalışmalarında denekleri ödematöz yaralanma olan diyabetik böbrek, atrofik hücrelerin dominant olduğu diyabetik böbrek ve nekrozun dominant olduğu diyabetik böbrek şeklinde gruplandırmışlar. Korteks, dış medullanın dış ve iç bandı, iç medulla olarak ayırdıkları tüm renal kompartımanlarda kontrol grubuna göre "ADC" değerlerinde anlamlı farklılık bulamamışlardır. Ancak, ödematöz tipte hücresel yaralanmada, dış medulla dış bandından elde olunan "ADC" değerlerinde kontrol grubuna göre anlamlı olarak düşük bulmuşlardır.

    Bu çalışmada diyabetik nefropatili hastalarda b600, b1000 için ADC değerleri sağ böbrek (p=0.002, p=0.001), sol böbrek (p=0.002, p=0.001) ve ortalama böbrek (p=0.001, p=0.001) sağlıklı kontrol grubu ADC değerine göre istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Diyabetik nefropati grubunda ortalama b100 için ADC değerleri sağ böbrek (p=0.150), sol böbrek (p=0.121) ve ortalama böbrek (p=0.128) sağlıklı kontrol grubu ADC değerine göre düşük olmakla beraber istatistiksel olarak anlamlı değildi. Yani diyabetik nefropati grubunda orta ve yüksek renal ADC değerlerinde anlamlı düşüş saptandı.

    Kronik böbrek yetmezliğinde nefron kaybına bağlı olarak su hareketliliğindeki azalmaya, renal arter stenozunda ise renal iskemi ve korteks perfüzyonundaki azalmaya ve intraselüler ödeme bağlı renal parankimal ADC değerlerinin azaldığı düşünülmektedir. Çalışmamızda tespit ettiğimiz renal ADC değerlerindeki düşüşün diyabetik nefropati grubunda gelişen difüz glomeruloskleroza, sekonder ekstravasküler ekstraselüler bölgedeki suyun serbest difüzyonu kısıtlanmasına ve renal iskemiye bağlı olduğunu düşünmekteyiz.

    Çalışmamızda grupların kendi içinde sağ ve sol böbrekleri karşılaştırıldığında ortalama ADC değerleri arasında anlamlı fark saptanmadı. Grup 1'deki tip 1 ve tip 2 diyabetik nefropatili hastalar b100, b600 ve b1000 ADC değerleri açısından karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı. Bu iki bulgumuz her ne kadar tip1 DM ve tip 2 DM hastalarında diyabetik nefropati gelişim mekanizmaları aynı olmasa da gelişen nefropatide böbreklerin ikisinin de etkilendiğini ve bunun DAMRG'da değişiklere yol açtığını göstermektedir.

    Son dönem böbrek yetersizliğinin en sık nedeni olan diyabetik nefropatide asıl amaç diyabetes mellitus tanısıyla takip edilen hastalarda diyabetik nefropati gelişme ihtimali olan hastaların belirlenebilmesi ve erken dönemde diyabetik nefropatinin varlığının gösterilebilmesidir. Diyabetik hastalarda DN gelişimi açısından mikroalbuminüri ve üriner protein atılımının ölçülmesi riske sahip hastaların belirlenmesinde yardımcıdır. Ancak mikroalbuminüri seviyelerinin düşük olması glomerüler bozukluğun olmadığı anlamına gelmez. Tekrarlanan böbrek biyopsileri nefropatinin erken evrelerini belirlemek için kullanışlı bir yol değildir ve bazı histolojik değişiklikler DN'yi önceden haber vermediğinden yanlış yönlendirmelere neden olabilir. Renal fonksiyonlar genellikle güvenilir olarak kabul edilen nükleer tıp teknikleriyle değerlendirilebilir ancak bu yöntem iyonizan radyasyon içerir ve çözünürlüğü düşüktür ve renal korteks ve medulla ayrımı yapılamaz. Bu teknikle glomerüler filtrasyon hızı ve efektif plazma renal akımı değerlendirilebilirken böbrek difüzyonu ve perfüzyonu değerlendirilemez.

    Görünür difüzyon katsayısı değer ölçümleriyle birlikte difüzyon MRG bir fonksiyonel görüntüleme yöntemi olarak tanı ve ayırıcı tanıda önemli katkılar sağlayabilir. Kontrast madde kullanımına gerek olmaması, uygulamanın kolay olması ve görüntülerin saniyeler içinde elde edilebilmesi önemli avantajlardır. Dokudaki su difüzyonu değerlerinin ADC haritaları üzerinden direkt olarak ölçülüp matematiksel olarak ortaya konabilmesi diğer fonksiyonel görüntüleme yöntemlerine kıyasla büyük bir üstünlüktür. Diyabetes mellitus tanısıyla takip edilen hastalarda DAMRG ile çalışmamızda tespit ettiğimiz orta ve yüksek renal ADC değerlerindeki düşüşün saptanması, erken dönemde henüz mikroalbuminüri gelişmeden diyabetik nefropatinin araştırılmasında yardımcı olabilir veya bu tür olguların daha yakından takip edilmesinde yol gösterici olabilir. Ancak DAMRG'nin diyabetik nefropatideki olası rolünün ortaya konulabilmesi için geniş serilerle yapılmış ve standardize edilmiş böbrek ADC değerlerine ihtiyaç vardır.

    Sonuç olarak; iyonizan radyasyon içermeyen ve hızlı bir yöntem olan renal difüzyon ağırlıklı MR görüntüleme, önümüzdeki yıllarda diyabetik olgulardaki renal hasarı erken dönemde belirlemede ve evrelemede yardımcı bir yöntem olabilir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Giunti S, Barit D, Cooper ME. Mechanisms of diabetic nephropathy: role of hypertension. Hypertension 2006; 48: 519-526.

    2) Cova M, Squillaci E, Stacul F, et al. Diffusion-weighted MRI in the evaluation of renal lesions: Preliminary results. BJR 2004; 77: 851–857.

    3) Chandarana H, Lee VS. Renal functional MRI: Are we ready for clinical application? AJR Am J Roentgenol 2009; 192: 1550-1557.

    4) Huang AJ, Lee VS, Rusinek H. Functional renal MR imaging. Magn Reson Imaging Clin N Am 2004; 12: 469-486.

    5) Huang AJ, Lee VS, Rusinek H. MR imaging of renal function. Radiol Clin North Am 2003; 41: 1001-1017.

    6) Thoeny HC, De Keyzer F, Oyen RH, Peeters RR. Diffusion wighted MR imaging of kidneys in healthy volunteers and patients with parenchymal diseases: Initial experience. Radiology 2005; 235: 911–917.

    7) Russell CD, Dubovsky EV. Measurement of renal function with radionuclides. J Nucl Med 1989; 30: 2053–2057.

    8) Warach S, Chien D, Li W, Ronthal M, Edelman RR. Fastmagnetic resonance diffusion-weighted imaging of acute human stroke. Neurology 1992; 42: 1717–1723.

    9) Chan JH, Tsui EYK, Luk SH, et al. MR diffusion-weighted imaging of kidney: Differention between hydronephrosis and pyonephrosis. Journal of Clinical Imaging 2001; 25: 110–113.

    10) Hostetner TH. Early renal function in diabetes and risk factors for development of diabetic nephropathy. In: Jacobson HR, Striker GE, Klahr S (Editors). The Principles and Practice of Nephrology. 1st edition, Philadelphia: BCC Decker, 1991: 460-470.

    11) Amos AF, McVarty DJ, Zimmot P. The rising global burden of diabetes and its complications: Estimates and projections to the year 2010. Diabetic Med 1997; 14: 7-55.

    12) Forsblom CM, Groop PH, Ekstrand A, et al. Predictors of progression from normoalbuminuria to microalbuminuria in NIDDM. Diabetes Care 1998; 21: 1932-1938.

    13) Namimoto T, Yamashita Y, Sumi S. Focal liver masses: Characterization with diffusion-weighted echo-planar MR imaging. Radiology 1997; 204: 739–744.

    14) Yang D, Ye Q, Williams DS, Hitchens TK, Ho C. Normal and transplanted rat kidneys: Diffusion MR imaging at 7 T. Radiology 2004; 231: 702-709.

    15) Siegel CL, Aisen AM, Ellis JH, Londy F, Chenevert TL. Feasibility of MR diffusion studies in the kidney. J Magn Reson Imaging 1995; 5: 617–620.

    16) Turner R, Le Bihan D, Maier J. Echoplanar imaging of intravoxel incoherent motion. Radiology 1990; 177: 407–414.

    17) Chow LC, Bammer R, Moseley ME, Sommer FG. Single breath-hold diffusion-weighted imaging of the abdomen. J Magn Reson Imaging 2003; 18: 377-382.

    18) Fukuda Y, Ohashi I, Hanafusa K. Anisotropic diffusion in kidney: Apparent diffusion coefficient measurements for clinical use. J Magn Reson Imaging 2000; 11: 156–160.

    19) Namimoto T, Yamashita Y, Mitsuzaki K, et al. Measurement of the apparent diffusion coefficient in diffuse renal disease by diffusion-weighted echo-planar MR imaging. J Magn Reson Imaging 1999; 9: 832–837.

    20) Xu Y, Wang X, Jiang X. Relationship between the renal apparent diffusion coefficient and glomerular filtration rate: Preliminary experience. J Magn Reson Imaging 2007; 26: 678-681.

    21) Müller MF, Prasad PV, Bimmler D, Kaiser A, Edelman RR. Functional imaging of the kidney by means of measurement of the apparent diffusion coefficient. Radiology 1994; 193: 711-715.

    22) Poyraz KA. Kronik Böbrek Yetersizlikli Hastalarda Difüzyon Ağırlıklı Manyetik Rezonans Görüntüleme ile Ölçülen Renal ADC Değerlerinin Normal Böbreklerle Kıyaslanması. Uzmanlık Tezi, Elazığ: Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyodiagnostik Bölümü, 2005.

    23) Yıldırım E, Kırbas I, Teksam M, et al. Diffusion-weighted MR imaging of kidneys in renal artey stenosis. Eur J Radiol 2008; 65: 148–153.

    24) Yıldırım E, Güllü H, Çaliskan M, et al. Effect of hypertension on apparent coefficient values of kidneys. Diagn Interv Radiol 2008; 14: 9–13.

    25) Ries M, Basseau F, Tyndal B, et al. Renal diffusion and BOLD MRI in experimental diabetic nephropathy. Blood oxygen level-dependent. J Magn Reson Imaging 2003; 17: 104-113.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]