İçselleştirilmiş damgalanmanın sebeplerini anlamak amacıyla yapılan sosyo-demografik ve klinik değişkenleri inceleyen araştırmalarda etkileyen etmenlere yönelik sonuçların değişken olduğu görülmüştür. Literatürde ayaktan psikiyatri hastalarıyla yapılan bir çalışmada hastaların %73.2’sinin RHİDÖ’den ortalamanın üzerinde puan aldıkları saptanmış, bu çalışmada katılımcıların yarısının, ruhsal hastalığı olmayanların kendilerine farklı muamele ettiğine inandığı belirlenmiştir
15. Şizofreni hastalarıyla yapılan bir çalışmada, hastalarda içselleştirilmiş damgalamanın orta düzeyde olduğu, %20-33 arasında katılımcının yüksek düzeyde damgalama bildirdiği, yaşlı hastalarda içselleştirilmiş damgalamanın gençlerden daha düşük olduğu saptanmıştır
16. Ayrıca eğitim düzeyinin düşüklüğü ve erkek cinsiyet içselleştirilmiş damgalamanın artışıyla ilişkili bulunmuştur
5,17. Çeşitli araştırmalarda yaş, cinsiyet, eğitim, meslek, medeni durum, sosyal sınıf, kültür, dini inançlar, hastalık konusunda bilgi, ruhsal hastalıkla temas, ruhsal hastalık etiketi, psikopatoloji tipi, hastaların özellikleri, kitle iletişim araçları ruhsal hastalığa yönelik damgalamayı etkileyen etmenler olarak tanımlanmıştır
16,18,19. Sosyodemografik faktörlerin etkisini inceleyen bir çalışmada ruh sağlığı hastalarına karşı ev bulma, meslek ve sosyal etkileşimler konusunda ayrımcılık belirlenmiştir
20. Araştırılmaya devam edilen birçok faktör çok aşamalı bir süreç olan damgalanmayı etkilemektedir. Bu çalışmada yaşları 18-67 arasında değişen ayaktan psikiyatri hastalarında yaş, cinsiyet, eğitim, medeni durum, psikopatoloji tipi, ruhsal hastalık aile öyküsü, eşlik eden medikal hastalık, meslek durumu, çalışma durumu değişkenleriyle içselleştirilmiş damgalanma arasında ilişki saptanmadı. Bu sonuç psikiyatri polikliniğine başvurmanın diğer faktörlerin önüne geçerek içselleştirilmiş damgalamanın olası bir nedeni olabileceğini düşündürmüştür. Ruhsal açıdan profesyonel yardım ve tedaviye başvurma gerekliliği nedeniyle oluşan korku damgalanmayı etkileyebilir
21. Ek olarak başvuru öncesi süreçte ruhsal hastalık algısını olumsuz etkileyebilecek kişisel faktörlerin etkisi de damgalanmaya katkıda bulunabilir.
Başvurulan hastanenin yalnızca ruh sağlığı alanında çalışıyor olmasının damgalanmaya etkisi daha önce çalışılmamıştır. Çalışmada hastalık şiddet belirteci açısından hastaneler arasında fark saptanmazken, hastalık süreleri ruh sağlığı hastanesinde daha uzun saptandı. Ayrıca ruh sağlığı hastanesinde katılımcıların içselleştirilmiş damgalanma düzeyinin yüksek oluşu dikkat çekiciydi. Bu sonuç genel sağlık hizmetine entegre edilen psikiyatri polikliniğinde hastanın kendini damgalamasının daha düşük düzeyde olduğunu göstermiştir. Toplumda şiddetli kronik ruhsal hastalıklara hizmet verdiğine inanılan ruh sağlığı hastanelerine yönelik olumsuz inanç bu sonuçta etkili olabilir. Toplumsal damgalamanın azaltılmasına yönelik müdahaleler içselleştirilmiş damgalamayla mücadelede kullanılabilir. Ruh sağlığı hastanelerinde saptanan hastalık süresinin uzunluğu benlik saygısındaki azalma ve öz yeterlikteki zedelenmeye neden olarak damgalanmayı daha da arttırabilir4. Ruhsal hastalığa ve etkilerinin yarattığı rahatsızlığa uyum oldukça güçtür. Hastalık sürecine bağlı bozulan sosyal ilişkiler, işlevsellik kaybı, tedaviye uyumun zorluğu ve komorbid hastalıkların gelişmesi içselleştirilmiş damgalamayı arttırabilir. İçselleştirilmiş damgalamanın kendisi de hastalık belirtilerini kötüleştirerek ve iyileşmeyi geciktirerek hastalara zarar vermektedir22. Bu bağlamda içselleştirilmiş damgalanma uyum ve tedavi sürecini bozan bir risk faktörü olarak ele alınabilir. İçselleştirilmiş damgalanmanın azaltılması tedaviye uyumu kolaylaştırarak yaşam kalitesini arttıracaktır.
Şizofreni ve duygudurum bozukluklarının damgalanmayı etkilediğine dair çalışmalar mevcut olmasına rağmen19,23, bu çalışmada psikopatoloji tipi ile içselleştirilmiş damgalanma arasında ilişki bulunmamıştır. Bu sonuca bilişsel olarak ölçek doldurmaya uyum sağlayamayacak hastaların çalışmaya alınmaması nedeniyle psikotik bozukluk hastalarının sayısının az olması sebep olmuş olabilir.
Sonuç olarak psikiyatri polikliniklerine başvuran hastalarda içselleştirilmiş damgalanma psikiyatrik tanısı ve sosyo-demografik özellikleri nasıl olursa olsun yüzleşilmesi gereken bir problemdir. Geniş kapsamlı bir ruh sağlığı yaklaşımını hedefleyen toplum temelli psikiyatri modelinin uygulamaya geçirilmesi içselleştirilmiş damgalanmanın azaltılmasında etkili olacaktır. Ruh sağlığı hastanelerinde çalışan klinisyenlerin etkin bir tedavi için damgalanma faktörünü göz önünde bulundurarak, damgalanmayla mücadeleye yönelik müdahaleleri uygulamaları kronikleşebilen bu rahatsızlıkların tedavisini kolaylaştıracaktır.