Romatoid faktör ve ACPA klinik artiritten 10 yıl öncesine kadar görülebilir ve bu durum "Pre-RA" olarak adlandırılmaktadır. Eklem tutulumunun başlamasından önce zamanla, ACPA’ların konsantrasyonu ve epitop çeşitliliği artarken, sonrasında serum sitokin konsantrasyonları da artar. RA için bu karakteristik oto-antikorlar, hastaların %50-70’inde teşhis sırasında pozitiftir
4-6.
Yapılan çalışmalarda 8,9 hem seropozitif hem de seronegatif RA hastalarında abatasept tedavisinin etkin olduğu ortaya konulmuştur. Karşıt olarak, seropozitifliğin abatasept ve diğer biyolojikler için tedavi yanıtı ve tedavi sağkalımı açısından farklılıklar oluşturabileceğini ifade eden çalışmalar vardır. Bir meta-analizde, tümör nekroz faktör inhibitörleri (TNFi)’ne klinik yanıtın RF veya anti-CCP antikor seropozitifliğinden etkilenmediği gösterilmiştir 10. Aksine, seropozitif hastalarda, seronegatiflere göre, rituksimabın klinik olarak daha etkin olduğu gösterilmiştir 11.
Abatasept tedavi yanıtının seropozitiflikle ilişkisini araştıran birçok çalışma yapılmıştır. Fransa ORA kayıt kütüğünde anti-CCP pozitifliği, hastalık aktivitesinden bağımsız olarak, abatasept tedavisine daha iyi bir yanıt ile ilişkili saptanmıştır. Anti-CCP düzeyi EULAR tedavi yanıtı olanlarda, olmayanlara göre, yüksek iken, RF düzeyi açısından fark saptanmamış. Multivariate lojistik regresyon analizlerde, EULAR tedavi yanıtı anti-CCP pozitifliği ile ilişkili saptanırken (OR=1.9, %95 Cl=1.2-2.9, P=0.007), RF ile ilişkisiz bulunmuştur (OR=1.0; %95 Cl=0.6-1.6, P=0.9) 12.
Mayıs 2008’den Aralık 2013’e kadar rutin klinik pratikte intravenöz abatasept tedavisi alan hastaların değerlendirildiği uluslararası prospektif bir çalışmada, 672 biyolojik naif hasta ile yapılan 6 aylık analizlerde, abataseptin etkinliğinin bazal serolojik durumdan bağımsız olduğu bildirilmiştir. Biyolojik yanıtsız hastalarda ise, abatasept tedavisine yanıt seropozitif RA hastalarında seronegatif RA hastalarına göre daha etkili bulunmuştur. Seropozitif RA hastalarında iyi veya orta düzeyde EULAR tedavi yanıtı, ortalama CDAI ve Boolean remisyon değerleri daha iyi saptanmıştır 13.
Yapılan çalışmalarda 14,15, seropozitif RA hastalarında abatasept tedavisine yanıtın daha iyi olduğu gösterilmiştir. Sokolove ve ark. 14 yapmış oldukları çalışmada, seropozitif hastalarda, seronegatif hastalara göre, abatasept ve adalimumab gruplarında daha yüksek bir klinik yanıt bulmuşlardır. Emery ve ark. 15 yapmış oldukları çalışmada ise başlangıçta anti-CCP pozitif olan hastalarda hem başlangıçta anti-CCP negatif olanlara göre hem de sonradan serokonversiyon (ACPA-pozitiften ACPA-negatife dönüşümü) gelişenlere göre abataseptin daha fazla etkin olduğunu saptamışlardır. Yapılan başka bir çalışmada 16, pozitif seroloji (ACPA veya RF) abatasept tedavisi sırasında DAS28-CRP’de azalma ile anlamlı derecede ilişkili saptanmıştır.
Abatasept tedavisi sırasında serokonversiyon olabileceğini gösteren çalışmalar vardır. Bu çalışmalarda, abatasept ile tedavi edilen erken RA hastalarında serokonversiyon olabileceği gösterilmiştir 17,18. Karşıt olarak, başka bir çalışmada, 6 aylık tedaviden sonra ACPA düzeylerinde herhangi bir farklılık tespit edilememiştir. Ancak, bu sonuç çalışmaya alınan hasta seçimi ile ilişkili olabilir 19.
Ek olarak, seropozitifliğin tedavi sağkalımı ile ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar vardır. 9 RA kayıt kütüğünden elde edilen verilerin analizinde, RF veya ACPA pozitif olan RA’lı hastaların abatasept tedavisine seronegatif hastalardan daha iyi yanıt verdiği gösterilmiştir 20.
Nüßlein ve ark. 21 yaptıkları çalışmanın ara değerlendirmesinde, orta ve şiddetli RA olan ve daha önce en az bir TNFi kullanmış 865 hastaya intravenöz abatasept tedavisi başlamış ve ilaç sağkalımını rapor etmişlerdir. Bu çalışmada, anti-CCP pozitifliği, 2’den az TNFi (yetersiz yanıtlı) kullanımı ve kardiyovasküler komorbiditesi olan RA hastalarında abatasept tedavisine devam oranı daha yüksek bulunmuştur 21. Ek olarak, abatasept kullanan 267 hastanın verilerinin analiz edildiği TURKBIO kayıt kütüğü verilerine göre, abatasept için bir yıllık tedavi devam oranları anti-CCP pozitif olanlarda, negatiflere kıyasla, daha yüksektir (%73.1’e karşın %56.4, P=0.084). Fakat RF pozitif ve negatif hastalar arasında böylesi farklılık gözlenmemiştir 22. ORA kayıt kütüğünde, 6 ay sonra abatasept tedavisine devam eden hastalarda, abatasept tedavisini bırakan hastalara göre, anti-CCP pozitifliği daha sık saptanmıştır (%72.5’e karşın %62.4, P=0.02) 12.
Hasta sayısının azlığı nedeniyle istatistiksel karşılaştırmaların gücünün zayıf olması çalışmamızın kısıtlığıdır.
Yapılmış olan çalışmaların 14-16,20 büyük kısmında T hücre kostimülasyon yolunu hedef alan abatasept tedavisinin seropozitif hastalarda daha etkin olduğu ve tedaviye devam oranının daha iyi olduğu şeklinde sonuçlar bulunmuştur. Bu durum seropozitif hastaların daha homojen olma olasılığı ile ilişkilendirilebilir. Seronegatif olan hastaların bir kısmıın spondilartritler gibi RA’yı taklit edebilen hastalar olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle, hastalığın patogenezini hedef alan abatasept tedavisinin daha homojen olan seropozitif grupta daha etkin olacağı kaçınılmazdır. Buna karşın, çalışmamızda abatasept tedavisi alan seropozitif ve seronegatif RA hastaları arasında etkinlik açısından anlamlı fark tespit edilemedi ve her iki grupta da abatasept tedavisinin etkin olduğu saptandı.