Anneden ve plasentadan geçen östrojenin etkisiyle memenin uyarılması sonucu fizyolojik hipertrofi meydana gelir. Memedeki sütün sıkılıp sıkıştırılması sonucunda bakterilerin deri ve/ mukoz membranlardan meme parankimine yayılması sonucu neonatal mastit oluşur
2. Olguda da anne yenidoğan bebeğin memesindeki belirginliği farkedip içerisindeki sütü çıkarmak için sıkmış ve birkaç gün içerisinde o bölgede kızarıklık ve şişme meydana gelmiştir. Neonatal mastitin yaygın olarak cilt yoluyla bulaşan bir enfeksiyondan kaynaklandığı bilinmektedir. Tipik olarak, sadece lokal enfeksiyona neden olur. Bu da hassasiyet, ısı artışı ve meme başı akıntısı gibi semptomlarla sonuçlanır. Nadir durumlarda sistemik semptomlara ve bakteriyemiye neden olur
4. Genellikle tek taraflı ve lokaldir
1. Fizik muayenede olgumuzda sol memede şişlik, ısı artışı saptandı. Neonatal mastit yaşamın 29.-35. günleri arasında, kızlarda erkeklerden daha sık olarak görülmektedir
5. Olgu 25 günlük kız bebekti.
Enfeksiyonlara göreceli olarak daha yatkın olan yenidoğan bebeklerde neonatal mastit mevcut literatürde bildirilen olgulara göre ülkemizde biraz daha sık görülmektedir 6. Neden olan ana organizma Staphylococcus aureus'dur, ancak nadir durumlarda Escherichia coli, Pseudomonas aeruginosa, Proteus mirabilis ve Salmonella türleri gibi gram negatif bakteriler de neden olabilir 4. Yenidoğan cildinin ince, bağışıklık sisteminin yetersiz olması ve lokal bariyerlerin yapılan uygulamalarla hasarlanması ile mikroorganizma invazyonu kolay olmaktadır 5. Ender olarak meme başından akıntı gözlenebilir. Mastit apseye dönüşürse fluktuasyon veren kitle palpe edilebilir 6. Neonatal mastit ile tipik olarak sistemik enfeksiyon belirtileri olmadan tek taraflı şişlik, kızarıklık, ısı artışı, hassasiyet ve sertlik saptanır 7. Olguda sol memede fluktuasyon veren kitle ve meme başı akıntısı izlenmemiştir. US taraması, uygun bir klinik ortam varlığında tanıda tercih edilen bir yöntemdir 8. Mastit klinik bir tanıdır, ancak US, altta yatan sıvı birikimini dışlamak ve apse varsa terapötik ve tanısal aspirasyonu yönlendirmek için düşünülmelidir 6,9. US bulguları, sınırları belirgin olmayan ekojenik merkezi stromaya sahip belirgin meme tomurcuğu ve dopplerde artmış vaskülarite neonatal mastitin karakteristik özellikleridir 8. Olguda sol meme retroareolar bölgede yaklaşık 3x2.5cm boyutta milimetrik kistler içeren, düzgün sınırlı lobüle konturlu, oval, heterojen hipoekoik kitle ve çevre dokuda minimal ekojenite artışı mevcuttu. Bu alana yapılan doplerde çevre dokuda minimal akım artışı saptandı. Neonatalmastit tanısı almış dört yenidoğan bebeğin doppler US’sinin değerlendirildiği bir çalışmada; iki vakada avasküler apse yapısı, bir vakada artmış ekojenite ve bir vakada da anekoik apse formasyonu saptanmıştır 5. US'de apseler, sınırları düzensiz, kompleks hipoekoik iç yapıda ve kalın ekojen duvarlıdır. Renkli doppler US’de içerisinde akım izlenmeyen hipoekoik bir alan olarak görünecektir. Meme apsesinde periferik akım izlenebilir 8,9. Hem mastitis hem de apse durumunda reaktif aksiller lenfadenopati mevcut olabilir (9). Olguda apse gelişimi ve aksiller lenf nodu izlenmemiştir. Meme dokusunda apse oluşursa, kültür antibiyogram ve ebeveyn antibiyotik uygulaması ile birlikte cerrahi bir drenaj zorunludur. Neonatal mastiti için tavsiye edilen medikal tedavi stafilokokus aureusa yönelik geniş kapsamlı parenteral antibiyotik kullanımıdır 8.
Ultrasonografi apseyi saptayabilir ancak fluktuasyon yoksa cerrahi müdahale zorunlu değildir 10.
Yenidoğan mastiti geniş selülit, nekrotizan fasiit ve osteomiyelit ile komplike olabilir. Memenin gelecekteki gelişimini etkileyebilir, bu nedenle tedavi optimize edilmelidir ve bu durum, gelecekteki yenidoğan yaşamında uzun vadeli etkileri olabileceğinden, yeterince tedavi edilmelidir 2. Olgu farkedildikten 7 gün sonra hastaneye getirilmiş ve bu esnada geçen sürede memede süt var olduğu düşünülüp sıkılmıştır. Hassas memenin sıkılması tahrişe ve bakteri invazyonuna bulguların daha belirgin olmasına neden olmuştur. Görüntüleme sonrası hasta yenidoğan kliniğine yatırılarak intravenöz ampisilin ve gentamisin tedavisi başlandı. Tedavi bitiminde sorun izlenmedi.
Sonuç olarak; neonatal mastit vakalarının önlenmesinde öncelikle ailelerin meme masajı ve diğer geleneksel tedavi yöntemlerinin uygulanmaması ve bu şikayetleri olanların doktora müracaat etmeleri konusunda bilgilendirilmesi gerekmektedir. Erken tedavi gelişecek komplikasyonların ve ileriki yaşlarda oluşacak kozmetik problemlerin önlenmesinde önem taşımaktadır.