Plazma lipid düzeylerini etkileyen çok önemli faktörlerden biri olarak çalışma protokolümüze aldığımız apolipoprotein E 19. kromozomda yer alan üç yaygın alleli olan 34.000 dalton molekül ağırlıklı bir lipoprotein bileşenidir
22,23. Üç yaygın izoform olan apo E2, E3 ve E4 arasında 112. veya 158. pozisyonda yer alan tek bir aminoasit kalıntısında farklılık vardır. Çalışmamızda sağlıklı grupta apolipoprotein E allel frekansı sonuçları (E4/4 % 8.3, E3/4 % 0 , E3/3 % 83.3 , E2/3 % 8.3 , E2/2 % 0 , E2/4 % 0 ) hasta grubunda ise (E4/4 % 2.0, E3/4 % 12.2 , E3/3 % 73.5 , E2/3 % 10.2 , E2/2 % 2.0 , E2/4 % 0 ) olarak bulunmuştur. Çalışma gruplarımızdaki apo E genotip frekansları arasında anlamlı fark elde edilememiştir.
Apo ε4 alleli taşıyan sağlıklı grupta okside LDL düzeyi taşımayanlara oranla daha yüksek olduğu bulunmuştur. Myokard infarktüsü geçirmiş olgularda ise önemli bir değişim gözlenmemiştir. Bu bulgumuzun nedeninin örnek sayımızın azlığından kaynaklandığı izlenimi elde edilmiştir. Ancak myokard infarktüsü geçirmiş grupta apo ε4 alleli taşıyan grup sağlıklı apo ε4 alleli taşıyan grup ile kıyaslandığında hasta grupta okside LDL düzeylerinin daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Bu bulgumuz endotelial hücrelerin okside LDL artan monosit makrofaj ve T lenfosit gibi ajanların 14 yapışması yanında apo ε4 allellerininde zedelenmede ve fonksiyonlarının bozulmasının da rol alabileceği izlenimini uyandırmaktadır.
Apo ε4 alleli taşıyan bireylerde total kolesterol, LDL kolesterol ve VLDL kolesterol düzeyleri düşük trigliserid düzeyleri ise yüksek olduğu gözlenmiştir. Apo ε4 alleli taşıyan bireylerde ise total kolesterol, VLDL kolesterol, HDL kolesterol apo ε2/3 ve ε 3/3'e oranla yüksek olduğu gözlenmiştir. Bu bulgumuz Mahley ve ark.24 ile uyum içerisinde olduğu gözlenmiştir.
Okside LDL düzeyleri genel HDL ve LDL değerleri esas alınarak yapılan sınıflamada değişken bir dağılım göstermiştir. Bu bulgumuzun örnek sayısı azlığından kaynaklandığı görüşündeyiz.
Sonuç olarak; myokard infarktüsü tanısı konmuş hasta grubunda apo ε4 allelinin serum lipid profilinde neden olduğu değişiklikler yanında okside LDL ile olan muhtamel bağlantının bu hastalığa yatkınlıkta önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir.
Çalışmamızdan elde ettiğimiz sonuçlara göre apo ε4 alleli ile okside LDL düzeyleri arasındaki ilişkisinin daha geniş bir populasyonda araştırılmasının aterosklerotik koroner hastalıklara yatkınlığın aydınlatılması bakımından önemli olduğu kanısına varılmıştır.
Teşekkür
Bu çalışma İ.Ü. Araştırma Fonu tarafından desteklenmiştir. Proje No : 1211/181298