Bu çalışmanın amacı; Türkiye birinci ve ikinci tenis ligindeki oyuncuların bazı fiziksel uygunluk özelliklerinin karşılaştırılması ve dünya literatüründeki değerleri ile arasındaki farkları incelemek amacı ile yapılmıştır.
Birinci ve ikinci lig tenisçilerin basit antropometrik verilerinin farklarına bakıldığında, yaşlarında (Z = -0,156) bir fark gözlenemezken (p>0,05), boy (Z = -3,378) ve beden ağırlıklarında (Z = -2,677) istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmıştır (p<0,01). Yapılan bu çalışmada birinci lig tenisçilerin yaş ortalamaları 18,3 ± 3,02 yıl, boy ortalamaları 183,4 ± 5,27 cm, beden ağırlık ortalamaları 73,2 ± 7,16 kg; ikinci lig tenisçilerin yaş ortalamaları 18,5 ± 2,87 yıl, boy ortalamaları 176,0 ± 0,9 cm, beden ağırlık ortalamaları 67,0 ± 10,0 kg olarak bulunmuştur. Tenisçiler üzerinde yapılmış diğer çalışmalar incelendiğinde basit antropometrik yapılarının birinci lig tenisçilere daha yakın olduğu gözlenmiştir 7,13,19,20,31,33,36.
Beden kompozisyonunun dış özellikleri dikkate alınarak yapılan fizik yapı öğelerine dayalı olarak belirtilen bir sınıflama olan somatotip, sportif aktivitelerde mekanik yönden kimin daha avantajlı olduğu hususunda bilgiler verir 38. Yüksek mezomorfi, fiziksel uygunluk düzeyi ile pozitif ilişkilidir. Performansın yükselmesi ile birlikte, bazı spor dallarında endomorfi azalırken, mezomorfide artış görülmektedir 30,39. Birinci ve ikinci lig tenisçilerin somatotip verilerinin farklarına bakıldığında, endomorfi değerlerinde (Z = - 1,291), mezomorfi değerlerinde (Z = -1,798) ve ektomorfi değerlerinde (Z = -1,555) istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmamıştır (p>0,05). Yapılan bu çalışmada birinci lig tenisçilerin endomorfi değerleri 3.5 ± 1.2, mezomorfi değerleri 3,9 ± 0,9 ve ektomorfi değerleri 3.6 ± 0,9; ikinci lig tenisçilerin endomorfi değerleri 3.9 ± 0.9, mezomorfi değerleri 4,0 ± 1,0 ve ektomorfi değerleri 3.1 ± 0,1 olarak bulunmuştur. Grupların somatotip değerlerine baktığımızda her iki grubunda santral somatotip özellik taşıdıkları görülmektedir. Copley ve arkadaşları 11 iki farklı seviyedeki tenisçiler üzerinde yaptıkları bir araştırmaya göre profesyonellerde somatotip değerlerinin (3.1 - 3.9 - 2.6), amatörlerde somatotip değerlerinin (2.6 - 3.2 - 3.6) olarak bildirmişlerdir. Pallutat ve arkadaşları (28) profesyonel tenisçiler üzerinde yaptıkları bir araştırmaya göre somatotip değerlerini (3,8 - 3,5 - 3,1) olarak bildirmişlerdir. Lebedef ve arkadaşları 23 üniversiteli tenisçiler üzerinde yaptıkları bir araştırmaya göre somatotip değerlerini (3,0 - 3,0 - 2,7) olarak bildirmişlerdir. Alanson ve arkadaşları 2 Küba’ lı tenisçiler üzerinde yaptıkları bir araştırmaya göre somatotip değerlerini (3,6 - 3,3 - 2,9) olarak bildirmişlerdir. Tenisçilerin somatotiplerinin incelendiği çalışmalara baktığımızda 2,11,23,28, tenisçilerin çalışmamızdaki gibi santral somatotip özellik taşıdıkları dikkati çekmektedir. Bu karşılaştırmaya göre tenisçilerin santral somatotip özelliğe sahip olduğu sonucu çıkarılabilir.
Bedenin bileşiminde yer alan öğeler kas, kemik ve yağ dokularıdır. Tüm sportif etkinlikler için beden birleşimi önemli olup özellikle yağlı/yağsız beden kısımları oranının, yapılan spor dalıyla uyumlu olması gerekmektedir 17. Birinci ve ikinci lig tenisçilerin beden yağ oranlarının farklarına bakıldığında, beden yağ yüzdeleri (Z = -2,195), yağ ağırlıkları (Z = - 2,371) ve yağsız beden ağırlıklarında (Z = -2,482) istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmıştır (p<0,05). Bu çalışmada birinci ligtenisçilerin beden yağ oranları % 14.3 ± 3.9, yağ ağırlığı 10.6 ± 9.9 kg, yağsız beden ağırlığı 62,6 ± 3,5 kg; ikinci lig tenisçilerin beden yağ oranları % 11.7 ± 3.4, yağ ağırlığı 8.3 ± 3.5 kg, yağsız beden ağırlığı 58.2 ± 7.7 kg olarak bulunmuştur. Cohen ve arkadaşları 10 turnuva seviyesi tenisçiler üzerinde yaptıkları araştırmalarında beden yağ oranlarını % 16.3 ± 7.20, yağ ağırlığı 14.8 ± 5.1 kg, yağsız beden ağırlığı 67,6 ± 7,5 kg olarak bildirmişlerdir. Kraemer ve arkadaşları 22 kolejli tenisçiler üzerinde yaptıkları araştırmalarında beden yağ oranlarını % 12.9 ± 3.30, yağ ağırlığı 14.0 ± 1.25 kg, yağsız beden ağırlığı 56,5 ± 4,90 kg olarak bildirmişlerdir. Puerta ve arkadaşları 29 Arjantin’ li tenisçiler üzerinde yaptıkları araştırmalarında beden yağ oranlarını % 12.1 ± 1.9, yağ ağırlığı 13.7 ± 3.3 kg, yağsız beden ağırlığı 66,7 ± 2,5 kg olarak bildirmişlerdir. Literatüre göre erkek tenisçilerin beden yağ yüzdelerinin % 15.2 civarında olması beklenmektedir 14. Çalışmamızda birinci ve ikinci lig tenisçilerin beden yağ oranları, yağ ağırlığı ve yağsız beden ağırlığı değerleri istatistiksel olarak birbirlerinden farklı olmasına rağmen, tenisçiler üzerinde yapılmış diğer çalışmalardaki değerler ile benzer olduğu gözlenmiştir.
Bir tenisçinin üst ekstremitenin uzunluğunun, kol kas alanının genişliğinin ve boy-beden ağırlığı oranı ile birlikte yere dengeli basan bir vücut yapısına sahip olması, başarısında önemli etkendir 27. Birinci ve ikinci lig tenisçilerin beden kitle indeksi, kol kas alanı ve cormique indeksleri farklarına bakıldığında, beden kitle indeksleri (Z = -2,247) ve kol kas alanları (Z = - 2,563) p<0,05 düzeyinde, cormique indekslerinde (Z = -5,791) p<0,01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmıştır. Yapılan bu çalışmada birinci lig tenisçilerin beden kitle indeksi 21.7 ± 1.8, kol kas alanı 40.2 ± 2.7, comique indeksi 76.5 ± 1.5 olarak, ikinci lig tenisçilerin beden kitle indeksi 21.2 ± 2.3, kol kas alanı 37.4 ± 3.3, comique indeksi 52.6 ± 1.7 olarak belirlenmiştir. Birinci ve ikinci lig tenisçilerin beden kitle indekslerindeki fark, hesaplamada boy ve beden ağırlığı parametrelerinin kullanılması ki bu parametrelerin grupların istatistiksel olarak farklı olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Houston ve arkadaşları 16 tenisçiler üzerinde yaptıkları çalışmalarında beden kitle indekslerini 22,1 ± 5,50 olarak, Cohen ve arkadaşları 10 yine tenisçiler üzerinde yaptıkları çalışmalarında beden kitle indekslerini 22,3 ± 7,40 olarak bildirmişlerdir. Grupların kol kas alanlarındaki fark, kuvvet parametrelerindeki farktan kaynaklandığı düşünülmektedir. Kol kas kitlesinin büyüklüğü, kasın kuvvetli olduğunun göstergesidir 37. Grupların bu parametre değerlerine baktığımızda birinci ligdeki tenisçilerin kol kas alanı değerlerinin daha yüksek olduğu gözlenmektedir. Cormique indeksi, üst taraf uzunluğunun boya oranını açıklayan bir indekstir 27 ve hesaplamasında oturma yüksekliği ve boy parametreleri kullanılır. Grupların cormique indekslerindeki fark, oturma yüksekliği ve boy parametrelerindeki farktan kaynaklandığı düşünülmektedir. Cormique indeksine göre birinci lig tenisçileri uzun gövdeli, ikinci lig tenisçileri orta gövdeli yapıya sahip olduğu söylenebilir 27,39.
Kas sisteminin değişik beden kısımları ile hareketleri tabii olarak maksimum uygunlukta yapılmasına esneklik denir 25. Aynı zamanda eklemlerin normal hareket sınırı içerisinde serbestçe hareket etme miktarı olarak nitelendirilen esneklik, bireyin yaşam kalitesini ve sportif performansını etkilediği bilinmektedir. Hareketlilik özelliği yeterli olmayan tenisçilerde; yetersiz teknik öğrenme, yüksek yaralanma riski, hareket kalitesinin yetersizliği ile genel performans gelişiminin yavaşlaması, kuvvet, sürat özelliklerinin gelişiminin engellenmesi, bir kısım kas gruplarında aşırı gerilim ve sertlik, değişik spor dallarındaki teknik hareketlerin uygulanmasında kalite ve tekniğin kötüleşmesi gibi sorunlar ile karşılaşılmaktadır 4. Birinci ve ikinci lig tenisçilerin esneklik (Z = -1,298) parametrelerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmamıştır (p>0,05). Yapılan bu çalışmada birinci lig tenisçilerin esneklik değerleri 20,6 ± 2,39 cm, ikinci lig tenisçilerin esneklik değerleri 19,7 ± 2,59 cm olarak bulunmuştur. Birinci ve ikinci lig tenisçilerindeki bu değerler tenis literatüründe bildirilen değerlere göre iyi sınıflamasına girmektedir 32. Acar ve arkadaşları 1 üniversiteli tenisçiler üzerinde yaptıkları çalışmalarında esneklik değerlerini 12,08 cm olarak bildirmişlerdir.
Tenis sporu, anaerobik metabolizmanın yoğun olarak kullanıldığı bir spor dalıdır. Anaerobik güç, birim zamanda ATP-CP enerji kaynağını kullanarak meydana getirilebilen iş olarak tanımlanmaktadır. Tenis müsabakaları esnasında 2,5 – 3 saat boyunca oyuncuların kalp atım hızları maksimal değerlerinin % 90’ ına ulaşması ve bu süre içinde tüm vuruşların patlayıcı güç ile yapılması anaerobik güç özelliğinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir 14,34. Birinci ve ikinci lig tenisçilerin anaerobik güçleri (Z = - 3,860) p<0,01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmıştır. Yapılan bu çalışmada birinci lig tenisçilerin anaerobik güçleri 135,1 ± 5,6 kg.m/sn, ikinci lig tenisçilerin anaerobik güçleri 100,4 ± 14,5 kg.m/sn olarak bulunmuştur. Grupların anaerobik güçlerindeki farklılık, birinci lig tenisçilerin haftada yaptıkları antrenman saatlerinin ikinci lig tenisçilerine göre daha fazla olması ve bu antrenmanlarda anaerobik gücün geliştirilmesine daha fazla yer verilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Tenis sporunda performansın sergilenebilmesi için kuvvet oldukça önemli bir parametre olup, belli bir periyotta ortaya konulan performans miktarının ifadesi olarak görülebilir. Alt ekstremite kuvveti, en kısa zamanda topa yetişmeyi sağladığı gibi, üst ekstremite kuvveti de maç esnasında toplara daha hızlı vurulmasını sağlamaktadır. Sağlam ve doğru bir raket tutuşu, bilek ve dirsek sakatlanmalarını önlemekle birlikte raket kullanımlarını ve özellikle merkez dışı vuruşlarda raket dengesinin korunmasını sağlamaktadır 9. Birinci ve ikinci lig tenisçilerin kuvvet parametrelerindeki farklarına bakıldığında, dominant el izometrik kuvvet (Z = - 0,916) ve dominant olmayan el izometrik kuvvet (Z = -1,198) parametrelerinde istatistiksel olarak bir fark bulunamazken; bacak kuvvet (Z = - 3,489), sırt kuvvet (Z = -2,860), dikey sıçrama (Z = -3,048) ve sağlık topu atma (Z = -4,380) parametrelerinde p<0,01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmıştır. Yapılan bu çalışmada birinci lig tenisçilerin dominant el izometrik kuvvet değerleri 46,2 ± 3,43 kg, dominant olmayan el izometrik kuvvet değerleri 39,6 ± 3,41 kg, bacak kuvvet değerleri 185,1 ± 9,60 kg, sırt kuvvet değerleri 143,1 ± 12,5 kg, dikey sıçrama değerleri 51,2 ± 6,60 cm, sağlık topu atma değerleri 7,7 ± 0,74 m; ikinci lig tenisçilerin dominant el izometrik kuvvet değerleri 46,0 ± 4,90 kg, dominant olmayan el izometrik kuvvet değerleri 37,7 ± 4,96 kg, bacak kuvvet değerleri 173,9 ± 10,1 kg, sırt kuvvet değerleri 131,6 ± 12,4 kg, dikey sıçrama değerleri 45,4 ± 6,58 cm, sağlık topu atma 6,4 ± 0,79 m olarak bulunmuştur. Grupların kuvvet parametrelerindeki bu fark, birinci lig tenisçilerin ikinci lig tenisçilere oranla kuvvet antrenmanlarına daha fazla yer vermelerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Müller ve arkadaşları 24 elit tenisçiler üzerinde yaptıkları çalışmalarında dominant el izometrik kuvvet ortalamalarını 53,00 ± 5,90 kg olarak bildirmişlerdir. Knudson ve arkadaşları 21 profesyonel tenisçiler üzerinde yaptıkları çalışmalarında dominant el izometrik kuvvet ortalamalarını 54,8 ± 10,8 kg olarak bildirmişlerdir. Literatürde erkek tenisçilerin dominant el izometrik kuvvet değerleri 51-60 kg, dominant olmayan el izometrik kuvvet değerleri 31-36 kg, bacak kuvvet değerleri 214-240 kg, sırt kuvvet değerleri 177-208 kg arasında olması beklenmektedir 6,15. Birinci ve ikinci lig tenisçilerin kuvvet parametreleri ile literatürdeki kuvvet parametreleri karşılaştırıldığında, her iki grubun verileri ortalamanın altında olduğu dikkat çekmektedir. Bu düşüklüğün sebebinin, Türk tenisçilerin çalışmalarında kuvvet antrenmanlarına yeterince yer vermemelerinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Tenis sporunda topa ulaşabilmek için hız çok önemlidir. Tenis oyuncusundan olası her yöne hareket etmesi beklenir. Sahada gerekli zamanda pozisyon alınamaması durumunda topa iyi vuruş yapılamaz 9. Birinci ve ikinci lig tenisçilerin 20 m. sürat koşularında (Z = -4,510) p<0,01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmıştır. Yapılan bu çalışmada birinci lig tenisçilerin 20 m. sürat koşusu 3,40 ± 0,34 sn, ikinci lig tenisçilerin 20 m. sürat koşusu 3,60 ± 0,34 sn olarak bulunmuştur. Literatürde bir erkek tenisçisinin 20 m sürat koşusunu 3,30-3,20 sn. arasında koşması beklenmektedir 6,15. Birinci ve ikinci lig tenisçilerin 20 m sürat koşuları arasındaki fark, kuvvet parametrelerindeki farktan kaynaklana-bileceği düşünülmektedir. İyi bir sürat için kuvvet oldukça önemli bir parametredir.
Birinci ve ikinci lig tenisçilerin deri kıvrım kalınlığı (DKK), çap, çevre ve uzunluk parametrelerindeki farklarına bakıldığında, biceps DKK (Z = -4,565) p<0,05 düzeyinde, supscapula DKK (Z = -3,134) p<0,01 düzeyinde, göğüs derinlik çapı (Z = -3,235), femur bikondüler çap (Z = -5,247) ve humerus bikondüler çap (Z = - 5,238) p<0,05 düzeyinde, biakromial çap (Z = - 4,196) ve biiliak çap (Z = -5,770) p<0,01 düzeyinde, göğüs çevre (Z = -3,500) ve fleksiyonda biceps çevre (Z = -2,730) p<0,05 düzeyinde, oturma yüksekliği (Z = -5,794) ve ön kol uzunluğu (Z = -4,509) p<0,01 düzeyinde, omuz-dirsek uzunluğu (Z = -3,660), uyluk uzunluğu (Z = -2,296) ve calf uzunluğu (Z = - 2,848) p<0,05 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmıştır. Deri kıvrım kalınlığındaki farklılıklar, grupların yağ oranlarındaki farklılığından; çap ve çevredeki farklılıklar, grupların kuvvet parametrelerindeki farklılığından; uzunluk farkları ise grupların boy parametrelerindeki farklılığından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Birinci ve ikinci lig tenisçilerin antrenman sıklık farklarına bakıldığında, haftada yapılan antrenman günü (Z = -5,969) ve haftada yapılan antrenman saati (Z = -5,831) p<0,01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmıştır. Yapılan bu çalışmada birinci lig tenisçilerin haftada antrenman sıklık ortalamaları 5.8 ± 0.5 gün ve 17.0 ± 1.9 saat; ikinci lig tenisçilerin haftada antrenman sıklık ortalamaları 2.2 ± 0.8 gün ve 4.8 ± 1.7 saat olarak bulunmuştur.
Sonuç olarak; birinci ve ikinci lig erkek tenisçilerinin beden kompozisyonu parametrelerinin birbirinden farklı olmasına rağmen her iki grubunda literatür ile uyumlu; kuvvet parametrelerinin birbirinden farklı olması ile birlikte her iki grubunda literatürdeki değerlerden düşük olduğu bulunmuştur. Grupların kuvvet parametrelerindeki bu farklılığı, antrenman sıklığından kaynaklandığı düşünülmektedir. Türk tenisçilerin kuvvet parametrelerindeki değerlerinin literatüre göre düşüklüğünün sebebinin, tenisçilerin kuvvet antrenmanlarına yeteri kadar yer vermemelerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Dünya standartlarına ulaşması istenilen Türk tenisçilerin performanslarının, bilimsel yöntemlerle geliştirilmesi için bu çalışmaların sayısının arttırılması gerekmektedir.