[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2008, Cilt 22, Sayı 2, Sayfa(lar) 097-100
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Editöre E-Posta ]
Diyabet ve Hiperlipidemi: Tedavide Ne Kadar Başarılıyız?
Yusuf ÖZKAN1, Ramis ÇOLAK1, Süleyman Serdar KOCA2, Said DAĞ2, Elif KILIÇ KAN2, Nusret SIRMA2
1Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Elazığ, TÜRKİYE
2Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Elazığ, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus tip 2, hiperlipidemi, kardiyovasküler hastalıkar
Özet
Kardiyovasküler hastalıklar tüm dünyada ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Hipertansiyon, sigara içimi, diyabet, hiperlipidemi koroner kalp hastalığı gelişimi için bağımsız risk faktörleridir. ATP III kriterlerine göre diyabet kardiyovasküler hastalık için bir risk faktörü olmayıp koroner arter hastalığı ile eşdeğer kabul edilmektedir. Tip 2 diyabetik hastalarda trigliserid yüksekliği ve HDL düşüklüğü ile karakterize dislipidemi görülmektedir. ADA diyabetik bireylerde LDL düzeylerinin 100 mg/dl ve altında olmasının önermektedir. Biz bu çalışmada Endokrinoloji polikliniğine kontrollere gelen diyabetik bireylerde kan lipid düzeylerinin ne olduğunu ve tedavide amaçlara ne kadar ulaşabildiğimizi araştırmayı amaçladık.

Fırat Üniversitesi Endokrinoloji polikliniğine kontrole gelen tip 2 diyabetik hastalar çalışmaya alındı. Hastalarda rutin biyokimya panelinde bakılan total kolesterol, trigliserid, LDL-kolesterol ve HDL-kolesterol düzeyleri NCEP ATP III kriterlerine göre gruplara ayrıldı. Hiperlipidemi için herhangi bir tedavi alıp almadığı sorulup kaydedildi.

Çalışmaya 102 erkek, 174 kadın toplam 276 diyabetik hasta alındı. Hastaların diyabet yaşları ortalama 8.4±6.3 yıl, HbA1c düzeyleri %9.2±2,3 idi. Ortalama Total kolesterol:217.4±46.4 mg/dl, LDL-kolesterol: 147.1±36.7 mg/dl, TG: 216.6±16.6 mg/dl, HDL-kolesterol düzeyleri: 45.3±9.4 mg/dl idi. NCEP ATP III kriterlerine göre LDL düzeylerinin; 24 hastada (%8.7) optimum, 67 hastada (%24.3) kabul edilebilir, 86 hastada (%31.2) sınırda yüksek, 65 hastada (%23.6) yüksek, 34 hastada (%12.3) çok yüksek olduğu tespit edildi. Hastaların sorgusunda 247 (%89.4) hastaya daha önce lipit düzeylerinin yüksek olduğu söylenmiş ve tedavi başlanmıştı. 156 hasta lipit düşürücü ilaçlarını düzenli olarak kullandığını bildirdi. Tedavi verilen hastaların %84.9'una statin grubu antihiperlipidemik ilaç reçete edilmişti.

Diyabetik hastalarda kan lipit düzeylerinin istenilen sınırlarda olmadığı, hastaların sadece %8.7'sinin optimum düzeyde tedavi edilebildiği görülmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Kardiyovasküler hastalıklar tüm dünyada ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Hipertansiyon, sigara içimi, diyabet, hiperlipidemi koroner kalp hastalığı gelişimi için ba-ğımsız risk faktörleridir1. Tip 2 diabetes mellitus (DM) temel olarak erken başlangıçlı ve şiddetli ateroskleroza sekonder olarak kardiyovasküler olaylar açısından belirgin bir risk artışı ile karakterizedir. Tip 2 DM hem kadınlarda hem de erkeklerde kardiyovasküler hastalık gelişimi için bağımsız bir risk faktörüdür1-3. Diyabetik bireylerde kardiyovasküler hastalıklar 2-4 kat daha sık görülmektedir ve diyabetik bireylerin yaklaşık %65'i kardiyovasküler olaylardan ölmektedir4.

    DM sadece karbonhidrat metabolizması bozukluğu olmayıp aynı zamanda bir lipit ve protein metabolizması bozukluğudur. Diyabette trigliserid yüksekliği, HDL kolesterol düşüklüğü ve küçük yoğun LDL kolesterol oranı artışı ile karakterize bir dislipidemi görülür. DM'li bireylerde koroner arter hastalığı riskinin artması kısmen diabetes mellitusta görülen lipoprotein anormallikleriyle açıklanmaktadır5.

    Ulusal Kolesterol Eğitim Programı-Erişkin Tedavi Paneli III (NCEP-ATP III),6 kriterlerine göre diyabet kardiyovasküler hastalık için bir risk faktörü olmayıp koroner arter hastalığı ile eşdeğer kabul edilmektedir. Amerikan diyabet cemiyeti5,7 diyabetik bireylerde LDL düzeylerinin 100 mg/dl ve altında olmasının önermektedir. Biz bu çalışmada Endokrinoloji polikliniğine kontrollere gelen diyabetik bireylerde kan lipit düzeylerinin ne olduğunu ve tedavide amaçlara ne kadar ulaşabildiğimizi araştırmayı amaçladık.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    F.Ü. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları polikliniğine kontrole gelen tip 2 diyabetik hastalar çalışmaya alındı. Hastalarda rutin biyokimya panelinde bakılan total kolesterol, Trigliserid, LDL-kolesterol ve HDL-kolesterol düzeyleri NCEP-ATP III kriterlerine göre gruplara ayrıldı6. Hiperlipidemi için herhangi bir tedavi alıp almadığı sorulup kaydedildi.

    Elde edilen veriler SPSS-11 bilgisayar paket programına yüklendi. Değerlendirmeye alınan parametrelerin ortalama değerleri ve yüzdeleri hesaplandı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışmaya 102 erkek, 174 kadın toplam 276 diyabetik hasta alındı. Hastaların diyabet yaşları ortalama 8.4±6.3 yıl, HbA1c düzeyleri %9.2±2,3 idi. Ortalama Total kolesterol: 217.4±46.4 mg/dl, LDL-kolesterol: 147.1±36.7 mg/dl, TG: 216.6±16.6 mg/dl, HDL-kolesterol düzeyleri: 45.3±9.4 mg/dl idi.

    NCEP-ATP III kriterlerine göre LDL düzeylerinin; 24 hastada (%8.7) optimum, 67 hastada (%24.3) kabul edilebilir, 86 hastada (%31.2) sınırda yüksek, 65 hastada (%23.6) yüksek, 34 hastada (%12.3) çok yüksek olduğu tespit edildi. Hastalarımızın NCEP-ATP III kriterlerine göre total kolesterol, trigliserid ve HDL-kolesterol düzeyleri tablo 1'de görülmektedir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hastaların ATP III Kriterine göre Lipit düzeyleri.

    Hastaların sorgusunda 247 (%89.4) hastaya daha önce lipit düzeylerinin yüksek olduğu söylenmiş ve tedavi başlanmıştı. 156 hasta lipit düşürücü ilaçlarını düzenli olarak kullandığını bildirdi. Hastalar diyet tedavilerine yeteri kadar uymadıklarını, diyetlerini zaman zaman aksattıklarını ifade ettiler. Tedavi verilen hastaların %84.9'una statin grubu antihiperlipidemik ilaç reçete edilmişti.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Diabetes Mellitus, özelliklede Tip 2 diyabet erken başlangıçlı ve şiddetli ateroskleroza sekonder olarak kardiyovasküler olaylar açısından belirgin bir risk artışı ile birliktedir. Tip 2 DM'li hastalarda kardiyovasküler hastalıkların 2-4 kat arttığı ve tüm kardiyovasküler ölümlerin dörtte üçünden sorumlu olduğu bilinmektedir4,8.

    Tip 2 DM'li hastalarda dislipidemi çok yaygın olarak görülmektedir. Dislipidemi tanı anında veya prediyabetik dönemde dahi var olan bir durumdur. Ayrıca rutin kan şekeri düşürülmesine yönelik tedaviye rağmen varlığını sürdürmektedir. Diyabetik hastaların yaklaşık %70-97'sinde bir veya daha fazla lipit bozukluğu bildirilmiştir5. Diyabette, trigliserid yüksekliği, HDL kolesterol düşüklüğü ve küçük yoğun LDL kolesterol yoğunluğu oranında artışla karakterize, birbirleriyle ilişkili bir lipit ve lipoprotein metabolizması bozukluğu görülür5.

    Yapılan çalışmalar dislipidemisi olan tüm bireylerde uygun tedavi ile kardiyak ölüm, nonfatal miyokard infarktüsü, inme, revaskülarizasyon işlemleri ve periferik arter hastalığı riskinin %25-80 oranında azaltılabileceğini göstermektedir6. Kolesterol düzeyi ile koroner arter hastalığı (KAH) mortalitesi arasında lineer bir ilişki söz konusudur. Total kolesterolde her 20 mg/dl artış, KAH mortalitesinde %12'lik bir artışa sebep olmaktadır8. Ayrıca Framingham Kalp Çalışması total kolesteroldeki her %1 yükselmenin KAH riskinde yaklaşık %2 artışa sebep olduğunu göstermiştir9. Klinik çalışmalarda, düşük dansiteli lipoprotein-kolesterol (LDL) düzeyinin düşürülmesi ile kardiyovasküler mortalite ve morbiditenin azaldığı tespit edilmiştir10. Ancak erişkin hastaların sadece %20'sinin ulusal kılavuzlara göre tedavisi yapılabilmektedir6. Tedavi kılavuzlarında lipit düzeylerinin hangi seviyede olması gerektiği ve ne şekilde tedavi edilebileceği açıkça vurgulanmaktadır. Ancak bu hedef değerlere ne kadar ulaştığımız konusu yeteri kadar açık ve net değildir. Ekonomik imkanları çok iyi olan ülkelerde bile dislipidemisi olan bireylerin %70-80'i NCEP-ATP III' de bildirilen hedeflere ulaşamamaktadır6.

    NCEP-ATP III kılavuzu diyabeti koroner kalp hastalığı risk eşdeğeri olarak kabul etmektedir6. Bu yüzden diyabetik bireylerde dislipidemi tedavisine agresif bir yaklaşım içinde bulunmamız gerekmektedir. Kan basıncı ve dislipideminin kontrolü diyabetiklerde kardiyovasküler olayları azaltmada sıkı glisemik kontrolü sağlamaktan daha önemli görülmektedir. Hekimlerin kan basıncı hedeflerine ulaşmak için kombinasyon tedavileri denemelerine rağmen dislipidemi için kombinasyon daha az sıklıkla denenmektedir. Bu da yetersiz kontrolü beraberinde getirmektedir. Biz bu çalışmada diyabetik bireylerde dislipidemiyi yeteri kadar tedavi edemediğimizi gözledik. LDL düzeylerine göre hastalarımızın sadece %8.7'sinin optimal, %24.3'nün ise kabul edilebilir düzeyde olduğu görülmektedir. Bu hastalarımızın büyük çoğunluğuna bir statin tedavisi önerilmesine rağmen, yetersiz takip yada tedaviye uyulmamaya bağlı tedavilerin yetersiz olduğu ortadadır.

    Sonuç olarak diyabetik bireylerde dislipidemiyi yeteri kadar tedavi edemediğimiz açıktır. Bu yetersizlikte hem hastaların hem de hekimlerin hatalı olduğu görülmektedir. Hastaların tedavilerine ve diyetlerine tam olarak uymamaları, hekimlerinde hastaları yeteri kadar uyarmamaları ve kombinasyon tedavilerini düşünmemeleri eksiklikler olarak görülmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Wilson PW, D'Agostino RB, Levy D, Belanger AM, Silbershatz H, Kannel WB. Prediction of coronary heart disease using risk factor categories. Circulation. 1998;97:1837–1847.

    2) Wilson PW. Diabetes mellitus and coronary heart disease. Am J Kidney Dis. 1998;32:S89 –S100.

    3) McGill HC Jr, McMahan CA. Determinants of atherosclerosis in the young: Pathobiological Determinants of Atherosclerosis in Youth (PDAY) Research Group. Am J Cardiol. 1998;82:30–36.

    4) Grundy SM, Benjamin IJ, Burke GL, Chait A, Eckel RH, Howard BV, Mitch W, Smith SC Jr, Sowers JR. Diabetes and cardiovascular disease: a statement for healthcare professionals from the American Heart Association. Circulation. 1999 Sep 7;100(10):1134-46.

    5) American Diabetes Association. Dyslipidemia Management in Adults With Diabetes. Diabetes Care 2004 27: S68-71.

    6) NCEP Expert Panel on Detection, Evaluation and Treatment of High Blood Cholesterol in Adults: Executive Summary of the Third Report of the National Cholesterol Education Program (NCEP) Expert Panel on Detection, Evaluation and Treatment of High Blood Cholesterol in Adults (Adult Treatment Panel III). JAMA 2001, 285:2486–2497.

    7) American Diabetes Association: Detection and management of lipid disorders in diabetes (Consensus Statement). Diabetes Care 1993,16:828–834.

    8) Haffner SM, Lehto S, Rönnemaa T, Pyörälä K, Laakso M: Mortality from coronary heart disease in subjects with type 2 diabetes and in nondiabetic subjects with and without prior myocardial infarction. N Engl J Med 1998, 339:229–234.

    9) Stein E. The lower the beter? Reviewing the evidence for more aggressive cholesterol reduction and goal attainment. Atheroscler 2002 (Suppl):2;19-25.

    10) Kwiterovich PO jr. State-of-the-art update and review: Clinical trials of lipid lowering agents. Am J Cardiol 1998;82:3U-17U.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]