Karın içi yapışıklıkları oluşması, anastomoz hattındaki kaçakların ve karın içi inflamatuar olayların sınırlandırılmasında faydalı olabilmekte fakat diğer taraftan ince barsak tıkanması gibi major morbiditelere yol açabilmektedir
10-13. Laparotomi yapılan hastaların %6-11'inde karın içi yapışıklıklara bağlı ince barsak tıkanmaları gelişebilir
9. Bu yapışıklıklar birincil ameliyat sonrası erken veya geç dönemde gelişebilir
14,15. Bu çalışmamızda karın içi yapışıklıklara bağlı ince barsak tıkanması birincil ameliyatlar sonrası bir hafta ile 15 yıl arasında değişmekte idi. Karın kesileri değerlendirildiğinde karın alt bölge kesileri sonrası karın içi yapışıklıklar daha sık izlenmektedir. Bu çalışmamızda % 63 oranında karın alt bölge kesileri mevcut idi.
Karın içi yapışıklıklara bağlı gelişen ince barsak tıkanmalarında ideal tedavi yaklaşımı halen tartışmalıdır6,9. İnce barsak tıkanmalarının kendiliğinden gerileyebileceğini veya cerrahi gerekliliği ortaya koyabilmek için güvenilir klinik belirteçler yoktur. Ateş, beyaz küre yüksekliği ve peritonit bulguları yokluğunda cerrahi gerekliliği ve medikal takip süreci konusunda zorluklar olmaktadır14-19.
Konservatif tedavi ile karın içi yapışıklıklara bağlı ince barsak tıkanmalarının spontan iyileşmesi %20 ile %60 arasında değişmektedir7,8,14. Bazı yazarlar gözlem sürecini 24-48 saat ile4,5 sınırlı tutmakla birlikte 5 güne kadar takip süreleri de tavsiye edilmektedir20,21. Bizim serimizde medikal tedavi ile spontan gerileme süreci ortalama 6.8 gün idi.
Medikal tedavi sonrasında spontan remisyon olması durumunda da karın içi yapışıklıklar ve muhtemel ince barsak tıkanma epizodları riski devam etmektedir14,15. Karın içi yapışıklıkların ameliyat ile ortadan kaldırılmasının (adesiolisis) faydaları net değildir ve ek olarak laparotomi yapılması karın içi yapışıklıkları arttırmaktadır12-15. Cerrahi uygulaması medikal tedaviye göre daha pahalı bir yöntemdir22-24. Bu çalışmada cerrahi ve medikal tedavi uygulamalarının maliyet hesabı yapılmadı.
Sonuç olarak peritonit bulguları, ateş ve lökositozu olmayan hastalarda 7 güne kadar medikal tedavi güvenli bir yaklaşımdır.