Yatak ıslatma tüm dünyada sık bir problemdir.
Enurezis nokturna okul öncesi çağda çok yüksek bir
prevalansa sahip olmasına karşın, çocukluk çağı
boyunca bu prevalans gittikçe düşer ve erişkinlerin ancak
% 1-2’sinde görülür
12,13. Her yıl enüretiklerin
%15’inin kendiliğinden düzelmesine karşın; 5 yaşında
%15–20, 10 yaşında %5, 10–17 yaş arasında %2–3, 17
yaş üzerinde %1–2 oranında görülür
14. Erkeklerde kız
çocuklarına göre 1,5 kat daha fazla görülür. Çalışmamızda enürezis prevalansını ortalama % 12,8
bulduk. Avrupa ve Kuzey Amerika kaynaklı
epidemiyolojik çalışmalarda 5–12 yaş aralığındaki
enürezis noktürna prevalansı herhangi bir yaşta %1,4 ile
%28 olarak bildirilmiştir
15. Isparta’da 7–12 yaş
aralığında yapılan bir çalışmada tüm ortalama %11,5
oranında prevalans bildirilmiştir
16. Manisa’ da yapılan
bir çalışmada ise 7–11 yaş aralığında enürezis noktürna
prevalansı %13,7 olarak bulunmuştur
17.
Enurezis prevalansı yüksek olmasına rağmen
ailelerin tıbbi yardım almak için doktora başvurmadıkları
görülmektedir. Çalışmamızda bu oranı % 64,4 bulduk.
Enurezis nokturnası olup hiç tedavi görmeme oranı kırsal
kesimde daha yüksek çıktı. Bu oran kırsal kesimde %
53,1 kentsel kesimde % 46,9 idi. Ailelerin tıbbi yardım
almak için doktora başvurmamaların nedeni
kendiliğinden düzeleceği inancı, tedavide kullanılan
ilaçların kısırlık yaptığı inancı ve erkek çocuklarda sünnet
olduktan sonra düzelme görüleceği beklentisidir.
Enurezisin kendiliğinden düzeleceğine inanan ailelerin
oranını % 26,7 olarak bulduk. Bu oran kentsel
bölgelerden gelenlerde % 38,6 kırsal bölgelerden
gelenlerde % 18 bulundu. Kentsel ve kırsal bölgeler
arasında önemli bir fark vardı. Bu konuda İstanbul ili
Ümraniye ilçesinde yapılan bir çalışmada ailelerin %79,2’
sinin enurezis ile ilgili olarak tıbbi yardım için doktora
başvurmadıklarını, % 41’inin ise yatak ıslatma sorunun
tedavi gerektirmediğine ve kendiliğinden düzeleceğine
inandıklarını bildirilmiştir18. Serel ve ark.16 yaptığı
bir çalışmada tıbbi yardım almak için doktora
başvurmama oranını % 28, enurezisin kendiliğinden
iyileşeceğine inanan ailelerin oranını % 44,7 olarak
bildirilmişlerdir.
Enuresiste sık kullanılan tedavi yöntemlerinin kendine
özgü yan etkileri vardır. Enurezis nokturnada en sık
kullanılan tedavi yöntemleri enuretik alarm,
desmopressin tedavisi, imipramin tedavisi ve
antikolinerjik tedavidir. Enuretik alarm tedavisindeki
dezavantaj hasta uyumunun zor olmasıdır19. Tofranilin
dezavantajı kesilince relapsın yüksek olması ve yüksek
dozlarda kardiyotoksisite oluşturmasıdır20.
Antikolinerjik olarak sık kullanılan ilaç oksibutinindir.
Antikolinerjik ilaçların ağız kuruluğu, çarpıntı, yüzde
kızarıklık, görme bozukluğu gibi önemli yan etkileri vardır21. Desmopressin tedavisi sıvı alımı kontrollü olgularda
güvenli, yan etkileri nadir olan bir tedavidir. En önemli
yan etkisi su zehirlenmesidir22. Literatürde enurezis
nokturnada kullanılan tedavi yöntemlerinin infertilite yaptığı ile ilgili bir bulguya rastlamadık. Tedavinin
kısırlığa yol açtığı tamamen yanlış bir inanıştır.
Çalışmamızda ailelerin % 39,4’ünde tedavide kullanılan
ilaçların kısırlık yaptığı inancının etkili olduğunu tespit
ettik. Kentsel bölgeden gelen ailelerde bu oran % 29,6
kırsal bölgelerden gelen ailelerde ise % 48 idi. Kentsel
ve kırsal bölgeler arasında önemli bir fark vardı. Şahin ve
ark.23 yaptıkları bir çalışmada okuryazar olan ya da
olmayan ailelerin %2,6’sının ilaçların kısırlık yaptığına
inanırken, ortaokul ve lise mezunlarının hiçbiri ilaçların
kısırlık yaptığına inanmadıklarını tespit etmişlerdir.
Yapılan bazı çalışmalarda sünnet olan erkek
çocuklarda enürezis görülme oranının daha az olduğu
bildirilmiştir. Şahin ve ark.23 yaptığı bir çalışmada
sünnet olan çocuklarda bu oranı % 16,7 olduğu sünnet
olmayanlarda ise % 23,7 olarak bildirmişlerdir. Fakat aynı
çalışmalarında hastaları sünnet olma yaşlarına göre
gruplara ayırmışlar erken yaşta olanlarla geç yaşta
olanlar arasında istatiksel olarak önemli bir fark
bulmamışlardır. Çalışmamızda sünnet olduktan sonra
enürezisin düzeleceği beklentisi oranını % 32,9 bulduk.
Kentsel bölgelerden gelen ailelerde bu oran % 31,8 iken
kırsal bölgelerden gelen ailelerde % 34 idi. Aralarında
önemli bir fark yoktu. Sünnet edilen erkek çocuklarda
üriner enfeksiyon yaşıtlarına göre daha az görülmektedir.
Fakat literatürde sünnetten sonra enurezis nokturnanın
düzeldiğine dair bir bulguya rastlamadık. Bu halk
arasında yanlış bir beklentidir. Bazı ailelerde sünnetten
sonra enurezisde düzelme olmamış ise sünnetin yanlış
yapıldığı düşüncesi bile oluşmaktadır.
Sonuç olarak enurezis nokturnanın, çocuğun sosyal
yaşantısı ve psikolojik gelişimine olumsuz etkisi olduğu
halde, birçoğu aileleri tarafından tedavi ettirilmemektedir.
Bunun en önemli nedenleri; Elazığ ilinde ilaçların kısırlık
yaptığı inancının, kendiliğinden düzelme beklentisinin ve
sünnetten sonra düzelme beklentisinin etkili olduğu
görülmektedir. Ailelerin bu olumsuz düşüncelerini yıkmak
için, toplumun enürezis nokturna ve tedavisi hakkında
mutlaka bilgilendirilmesi gerekmektedir.