PGF devamlı olarak RN, sıcaklık ve hava akımı gibi
oküler yüzeyde kurumaya neden olan stres faktörlerine
maruz kalmaktadır. Son yıllarda yapılan KG modellerinde
bu faktörlerin yalnız başlarına
18 veya kombine olarak
kullanıldığı görülmektedir
16,23. Barabino ve ark.
16,
yapmış oldukları KG modelinde, evaporatif stres
oluşturmak amacıyla düşük RN (%18,5±5,1), yüksek
hava akımı (15L/dak) ve sıcaklık (21-23°C) gibi
faktörlerin kombine etkisinden faydalanmışlardır. Bu
araştırıcılar, Dursun ve ark.
18’nın KG modellerinde
kullandıkları sadece hava akımı faktörünün hastalık
modeli için yeterli olmadığını ve sürecin skopolamin
hidrobromür gibi antikolinerjik ajanlarla desteklenmesinin
zorunlu olduğunu öne sürmüşlerdir. Barabino ve ark.
16, antikolinerjik bir ajan kullanmaksızın evaporatif
stres faktörleri ile KG modelini oluşturduklarını
belirtmişlerdir. Çalışmamızda da Barabino ve ark.
16’na
benzer biçimde düşük RN, yüksek hava akımı ve sıcaklık
faktörlerinin kombine evaporatif etkisini belirlemek
amacıyla bir KGK tasarlanmıştır.
Bu çalışmada kullanılan KGK’da RN oranı %
25,1±0,61, sıcaklık 22,5±0,4°C, hava debisi 15L/dak,
akım hızı 2,3±0,5 m/s, her bir fanın dönme hızı
1200±250 RPM, hava akımı ise 50 CFM olarak
ölçülmüştür. Bu ortalama değerler, son yıllarda yapılan
KG modellerinde16,18,23,25-27 kullanılan RN,
sıcaklık ve hava akımı ortalamalarıyla
karşılaştırıldığında, aradaki en önemli fark, RN oranları
(%18.5±5.1) arasındadır. Yukarıdaki çalışmalarda kabin
içi RN oranının düşük olması, KG oluşma süresini
kısaltırken (1-10 gün), çalışmamızda kullanılan RN oranı
KG oluşma süresinin uzamasına yol açmıştır (14 gün).
KGS’nin klinik belirtilerinden biri göz kırpma
sayısındaki artıştır28. Hastalık sürecinde gelişen
batma29, yanma30, yabancı cisim hissi30, ağrı ve
ağrıya bağlı olarak gelişen blefarospazmın30,31
hastalarda göz kırpma refleksini arttırdığı öne
sürülmektedir. Çalışmada deney grubunun evaporatif
strese maruz kaldıktan sonra yapılan ikinci ölçüm zamanı
olan 4. hafta analizinde, göz kırpma sayısının
(12.86±3.57) kontrol grubuna (3.86±4.10) göre
istatistiksel olarak da önemli bir artış göstermesi, KGS
sürecinde gelişen evaporatif stresin göz kırpma sayısını
arttırdığı görüşlerini29 desteklemektedir. Deney
grubunun göz kırpma sayısının 6. haftada da
(13.14±8.45) artmaya devam ettiği; kontrol grubunun
(2.43±1.71) ise istatistiksel açıdan önemli bir değişiklik
göstermediği tespit edilmiştir. Deney grubu olgulardaki bu artış devam eden evaporatif stresin etkisine
bağlanmıştır.
Gözyaşı yetersizliği, KGS’nin en önemli klinik
belirtilerinden biridir32. Bu yetersizliğin belirlenmesinde
insan ile kedi, köpek, tavşan ve maymun gibi göz küresi
büyük olanlarda schirmer gözyaşı testi (SGT), göz küresi
küçük olan deney hayvanlarında ise FKPT
kullanılmaktadır33,34. Mevcut çalışmada da FKPT
kullanılmıştır.
KG modellerinde evaporatif strese maruz bırakılan
deneklerin gözyaşı üretim miktarlarında önemli
azalmaların olduğu bildirilmiştir16,18,23. Bu
çalışmada da 2 haftalık dönemden sonra kontrol
grubuyla (1.82±0.29 mm) karşılaştırıldığında deney
grubunun (1.56±0.25 mm) gözyaşı üretim miktarında
benzer azalmaların olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın
4. haftasında yapılan analizlerde deney grubundaki
azalmanın devam ettiği (1.44±0.23 mm), kontrol
grubunda ise ölçüm zamanlarına göre gözyaşı üretim
miktarlarında önemli bir değişikliğin olmadığı (2.12±0.31
mm) gözlenmiştir. Deney grubunda gözyaşı üretim
miktarlarında sürekli olan bu azalma, stres faktörlerinin
etkisinin devam ettiğini göstermektedir. Çalışmanın 6.
haftasında deney grubu olguların gözyaşı üretim miktarı
ortalamasının (1.32±0.24 mm), tüm ölçüm zamanları ile
kıyaslandığında en az olması, evaporatif stresin zaman
geçtikçe daha da etkili hale geldiğini göstermektedir.
Nitekim Chen ve ark23 da, evaporatif faktörlere maruz
bırakılan deneklerin gözyaşı üretim miktarlarının haftalar
ilerledikçe daha da azaldığını rapor etmişlerdir.
GKZ, KGS’li olgularda PGF stabilitesinin
belirlenmesinde rutin olarak kullanılan, diagnostik öneme
sahip bir testtir32-35. PGF instabilitesi bulunan
olgularda GKZ’nin sağlıklı olanlara göre kısa olduğu35,
evaporatif stresin ise bu parametre üzerine negatif
etkisinin bulunduğu rapor edilmiştir7. Çalışmanın 0 ile
2. haftaları arasında deney grubunun, 2. haftada ise
kontrol ve deney gruplarının kümülatif ortalamaları
karşılaştırıldığında GKZ’nin deney grubunda 2. haftada
belirgin bir şekilde kısaldığı (12.29±2.93 sn) tespit
edilmiştir. Bu sonuçlar, yukarıdaki araştırıcıların
görüşlerini desteklemektedir. Çalışmanın 6. haftasında
deney grubu olgularda GKZ’nin diğer ölçüm zamanlarına
göre en kısa olması (10.86±2.61 sn) evaporatif stres
faktörlerinin devamlı etkisinin gözyaşı film stabilitesi
üzerine negatif etkiye sahip olduğu görüşünü7
destekler niteliktedir.
Göz kırpma sayısı, FKPT ve GKZ test sonuçları,
çalışmamızda kullanılan KG modelinin amacına
ulaştığını göstermektedir. Mevcut bulgular, benzer
amaçla geliştirilmiş diğer KG modellerinin sonuçlarını
destekler niteliktedir. Buradan bu modelin KG oluşturmak
için geliştirilmiş diğer modellere alternatif olarak
kullanılabileceği kanısına varılmıştır.