İntrakranial hematomlar; sıklıkla spontan olarak ve
%80 supra tentorial lokalizasyonda görülür. Sıklık olarak
erkeklerde daha fazladır. 45-55 yaş arasında sıklığı
artmaktadır. İnsidansı 12-13/100000'dür. İntrakranial
hemarajiler, tüm serebrovasküler olayların %10'undan
sorumludur
1,2,4,5.
Hipertansiyon, günümüzde tek başına en önemli risk
faktörünü oluşturmaktadır. İntrakranial kanama etyolojisi
gözden geçirildiğinde olguların büyük çoğunluğunda
kontrol altına alınmamış hipertansiyon, amiloid anjiopati,
koagülasyon bozuklukları, tümörler, vasküler patolojiler,
kronik alkol ve ilaç bağımlılığı yer almaktadır. Raymond6, intraserebral hemoraji olgularının %72-81'inde
hipertansiyon öyküsü olduğunu vurgulamıştır. Bizim olgu
serimizde hastaların %68‘inde hipertansiyon mevcut olup
literatürle uyumludur.
İntrakranial hematomlar sıklıkla putaminal bölge
yerleşimlidir. Lober ve talamik hematomlar azalan sıklıkla
görülmektedir7-9. Literatür tarandığında, Eroğlu ve ark10. 107 olguluk serisinde hematomların %41'inin lober,
%36'sının putaminal, %16'sının talamik yerleşimli olduğu saptanmıştır. Olgu serimizde hematomların en sık
talamik ve lober yerleşimli olduğu belirlenmiştir.
Hamatom kliniği akut olarak başlangıç gösterir.
Literatür tarandığın da akut başlangıç %85 civarındadır11. Bizim serimiz akut başlangıç %87 oranında
saptanmıştır ve literatür desteklenmiştir.
İntrakranial hemarajilerde cerrahi endikasyonlar
üzerinde uzun yıllardır çalışılan ve litaratür araştırması
yapılan bir konudur. Cerrahi kararında, hematom
lokalizasyonu, yaş, nörolojik tablo ve hematom hacmi
önemlidir. Amaç parankim basısını ortadan kaldırmak ve
beyin içi basıncı düşürmek olmalıdır. Prognozu hastanın
klinik durumu, hematomun yerleşim yeri ve hacmi
etkilemektedir6,9. Tuhrim ve ark.12 yaptıkları
calışmada, hematom hacmi 30 cm3 'ü aştığında mortalite
oranında da artış olduğunu bildirmişlerdir. Davis ve
ark.'ın13 yaptıkları calışmada ise hematom hacmi 1
cm³ arttığında ölüm oranının da %1 arttığı saptanmıştır.
Calışmamızda da hematom hacimlerini incelediğimizde
özellikle hematom hacmi 30 cm3'den fazla olan
hastalarda kötü prognoz oranının arttığı saptanmış ve
literatür desteklenmiştir.
Eroğlu ve ark.10 serisinde lober hematomların
derin yerleşimli hematomlara göre daha iyi prognozlu
seyrettiği saptanmıştır. Bunun yanında hematom hacmini
60 cm3 ve koma skalasının 7 nin altında seyrettiği
vakaların mortal seyrettiğini belirtmişlerdir.
Nakayama ve ark.14 yapmış olduğu çalışmada
spontan intraserebral kanamalarda 1 aylık ölüm oranı
%34.413, Karnik ve ark.15 yapmış olduğu başka bir
çalışmada 1 aylık ölüm oranı %37.1 olarak tespit
edilmiştir.
Bu çalışmada 41 hasta intrakranial hemoraji ile
başvurmuş 18 olgu opere edilmiştir. Operasyon sonrası 1
aylık takiplerde mortalite oranı %55‘dir. Medikal tedavi ile
takip edilen olgularda mortalite oranı %39.1 ‘dir. Olgu
serimizinde lober yerleşimli ve cerrahi yapılan vakalarda
prognoz iyi seyretmiştir.
İntraserebral hematomlarda kanamanın ventriküle
açılması prognozu olumsuz etkilemektedir16. Garde ve
ark.17 yaptıkları bir çalışmada ventriküllere açılma
oranını %43 olarak bulunmuş, özellikle santral ve talamik
hematomlarda daha sıklıkla rastlandığı bildirilmiştir. Özer
ve ark.18 177 vakalık spontan intrakranial hematom
olgu serisinde ventriküle açılma oranını %30.5 olarak
bildirmişler ve ölüm oranının ventriküle açılan hematomla
arttığını vurgulamışlardır. Bu çalışmada ventriküle
açılmış hematom oranı %17, mortalite oranı 3. ayın
sonunda %78' dir.
Sonuçta, Prognoz açısından hastaların başlangıç
şuur durumu, lokalizasyon, vetriküle açılma durumu, yaş
ve eşlik eden hastalık önemli faktörlerdir