[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2024, Cilt 38, Sayı 2, Sayfa(lar) 147-152
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Down Sendromlu Hastalarda Leptin ve Adiponektin Gen Polimorfizmi ve Ekspresyonları Arasındaki İlişkinin Araştırılması
Şefika ALDAŞ1, Mehtap DURUKAN TOSUN2, Murat KARA3, Erdal YILMAZ4, A. Denizmen AYGÜN4,
1Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Mersin, TÜRKİYE
2Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Neonatoloji Kliniği, Mardin, TÜRKİYE
3Fırat Üniversitesi Hastanesi, Tıbbi Genetik Anabilim Dalı, Elazığ, TÜRKİYE
4Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Pediatri Kardiyoloji, Elazığ, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: ADİPOQ, çocuk, down sendromu, LEP, LEPR, obezite
Özet
Amaç: Down sendromu en sık görülen kromozomal hastalıktır. Bu sendromun meydana gelmesi için 21.kromozom üzerindeki genlerin polimorfizm ve ekspresyonlarının gerekliliği, fenotipik etki yaratmayan ekspresyonlarının varlığı, kromozom üzerinde kaç genin sendromla ilişkili olduğu ve hangilerinin ekspresyonunda artış olduğu konusunda çeşitli tartışmalar bulunmaktadır. Obezite prevelansı DS’lu hastalarda daha yüksek olarak bildirilmektedir. Obezite genlerinin taranmasında önemli bir yöntem genomik taramalardır. Leptinin (LEP) ve adiponektinin (ADİPOQ) obezite ile olan ilişkisi birçok çalışma ile desteklenmiştir. Bu çalışma DS’lu çocuklarda LEP, ADİPOQ gen polimorfizm ve gen ekspresyonları arasındaki ilişkiyi araştırmak, LEP, LEPR ve ADİPOQ genlerinin polimorfizm veya ekspresyonunun bu çocuklarda obezitede etkisinin olup olmadığını belirlemek amacıyla yapıldı.

Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda izlenen 30 DS tanılı çocuk ile kontrol grubu olarak 30 sağlıklı çocuk dahil edildi. Hastaların demografik verileri, antropometrik ölçümleri, laboratuar değerleri ve ekokardiografi raporlarına ait bilgiler kaydedildi. Bu çocuklarda LEP, LEPR ve ADİPOQ genlerinin belirlediğimiz polimorfizmleri ve LEP, ADİPOQ genlerinin mRNA ekspresyon düzeyleri değerlendirildi.

Bulgular: Bu çalışmada DS’lu çocuklarda LEP geni -2548G/A, LEPR geni Gln223Arg, ADİPOQ 276G>T gen polimorfizminin obezite ile bağlantısı ile anlamlı bir ilişkisi saptanmamış olmasına rağmen ADİPOQ45T>G gen polimorfizm ile obezite arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Leptin geni mRNA ekspresyonunun obezite ile ilgili bağlantısı araştırılmış ve anlamlı bir ilişki saptanmıştır.

Sonuç: Down sendrom’lu çocuklarda, obezitede etkili olabilecek genetik faktörlerin araştırılması bu önemli sorununun aydınlatılmasını sağlayacaktır. Bu nedenle DS’lu popülasyonda genetik varyasyonların saptanması, bu fenotipik özelliklerin genetik mekanizmalarının aydınlatılmasına ihtiyaç vardır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Down sendromu (DS), 1/700 canlı doğumda görülen en yaygın kromozom hastalığı ve mental retardasyonun en sık genetik nedenidir1. DS’lu olguların fenotipik özellikleri ilk bakışta fark edilen, sendroma spesifik olmayan ve fonksiyonel bozukluğa yol açmayan küçük malformasyonlardır1,2. Obezite ve metabolik sendrom, DS’lu hastaların önemli bir sorunudur. Obezite genlerinin taraması için genomik taramalar önemli bir yöntemdir 3. DS tanılı bireylerle, sağlıklı popülasyon karşılaştırıldığında, obezite prevalansının DS’lu bireylerde ve diğer zeka geriliği ile giden hastalıkları olan bireylere kıyasla daha yüksek olduğu gösterilmiştir4-6. Bunun muhtemel nedenleri; aşırı yemek yeme, artan leptin düzeyleri, düşük fiziksel aktivite ve eşlik eden hastalıklar olabilir4. Leptin hormonu, yağ dokusundan üretilen bir protein olup, hipotalamus üzerine negatif “feedback” etki ile gıda alımını ve enerji metabolizmasını düzenleyerek, obezite gelişmesini engellemektir7. Leptin genindeki mutasyonlar nadir obezite sendromlarına neden olabilirken, yaygın polimorfizmler obeziteyle ilişkilendirilmiştir8,9. Leptin düzeylerinin DS'lu obez çocuklarda daha yüksek olduğu ve leptin direncinin varlığının obezite riskini artırdığı gözlenmiştir10,11. Adiponektin, obezitede azalan bir adipokin olup, insülin direnci, obezite, diyabet ve ateroskleroz gibi durumlarda düşük bulunmasının bu hastalıkların tedavisinde faydalı olabileceği belirtilmiştir. Adiponektin genindeki polimorfizmler, tip 1 ve tip 2 diyabette rol oynar12. Bu çalışmada literatürde son yıllarda öne çıkan DS’lu bireylerdeki bazı fenotipik özelliklerin varlığının ve şiddetinin gen dozajından bağımsız olabileceği; fenotipik varyasyonun insan 21. kromozomu dışı genlerdeki polimorfizmler, çevresel faktörlerden etkilenebileceği13 ve trizomik genlerde mRNA ekspresyonlarının artmış olabileceği14 ön bilgisinden yola çıkarak obeziteye yatkın olan DS’lu çocuklarda, obezite metabolizmasında etkili bazı genlerin polimorfizmleri ve ekspresyonları ile olası ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Araştırma ve Yayın Etiği: Çalışmaya DS tanısıyla izlenen 0-18 yaş arasında 30 çocuk ile kontrol grubu olarak 30 sağlam çocuk dahil edildi. Çalışma öncesinde Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurulu'ndan (31/05/2012-10/3) alınan karar ve tüm katılımcı ailelerden aydınlatılmış onam belgesi elde edildi.

    Araştırmaya, 0 yaş ile 18 yaş arası çocukları olan ve aydınlatılmış onam sonrasında gönüllü olarak çalışmaya katılmak isteyen ebeveynler dahil edilmiştir. 18 yaşın üstündeki çocuklar ve araştırmaya katılmak istemeyen ebeveynlerin çocukları çalışma dışında bırakılmıştır. Hastaların demografik verileri, antropometrik ölçümleri, laboratuvar sonuçları ve EKO raporları kaydedildi.

    Dahil etme ve dışlama kriterleri göz önünde bulundurularak Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında Çocuk Kardiyoloji polikliniğine başvuran ulaşılan tüm hastalar çalışma örneklenimini oluşturmuştur.

    Vücut kitle indeksi persentili (VKİ-P) çocuklar için internet üzerinden hesaplama programıyla hesaplandı. Çalışmaya alınan DS tanılı ve kontrol grubundaki tüm katılımcıların LEP -2548 G/A (rs7799039 SNP) ve LEPR Gln223Arg (rs1137101 SNP) ADİPOQ +45T>G (rs2241766 SNP) ve ADİPOQ 276G>T (rs1501299 SNP) gen polimorfizmleri ve ekspresyonları Tıp Fakültesi Genetik Laboratuvarı'nda çalışıldı. Hasta ve kontrol grubundan 2 cc EDTA (Etilenediaminetetraasetik asit)’lı tüplere kan alındı. Kanlar DNA saflaştırması yapılıncaya kadar -20°C’de saklandı. Daha sonra DNA izolasyon protokolleri kullanılarak (PureLink® Genomic DNA Mini Kit, Invitrogen, Carlsbad, CA 92008 USA) DNA’lar izole edildi ve hedef SNP'ler rs2241766, rs1501299, rs7799039, rs1137101,TaqMan probları kullanılarak ABI Prism StepOnePlus Real Time System (AppliedBiosystems, Foster City, CA) cihazında çalışıldı. RNA izolasyon kiti ile kitin protokolü aynen uygulanarak (Invitrogen Ambion® RNA Mini Kit- Katalog No: 12183018A) RNA izolasyonu yapılmıştır. Çalışma yapılana kadar örnek RNA’ları -80 derecede saklandı. Elde edilen RNA’ları komplamenter DNA’ (cDNA) ya çevirmek için cDNA sentez kiti (Applied Biosystems, Katalog No: 4368814) kullanılarak, RNA örneklerinden cDNA sentezlendi. Alınan kan örneklerinden ayrıca hemoglobin, TSH, sT4, kolesterol ve TG değerleri çalışıldı.

    İstatistiksel Değerlendirme: İstatistikler SPSS for Windows 16.0 paket istatistik programı (SPSS Inc. Chicago IL USA) ile yapıldı. Parametreler arası ilişkiler Pearson korelasyon analizi kullanılarak değerlendirildi. Çalışma evreninden basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile örneklem büyüklüğü hesaplaması yapılmıştır.

    N= N t² p q/ d²(N-1)+ t² p q
    N= Evrendeki birey sayısı
    n= Örnekleme alınacak birey sayısı
    p= İncelenecek olayın görülüş sıklığı
    q= İncelenecek olayın görülmeyiş sıklığı (1-p)
    t= Belirli serbestlik derecesinde ve saptanan yanılma düzeyinde t tablosunda bulunan teorik değer.
    d= Olayın görülüş sıklığına göre yapılmak istenen sapma olarak simgelenmiştir. (0.05)

    t:1.96 dır. Burada p’nin seçimi önsel olarak hiçbir bilginin olmadığı durum için seçilmiştir. Çünkü p=0.5, p.q değerini maksimum yapan değerdir. p.q arttıkça formülde bulunan n değeri büyüyeceğinden, örneklem boyutunun en büyük çıkabilmesi için herhangi bir ön bilgi bulunmadığı durumlarda p=0.5 olarak kabul edilir. Gerekli değerler formülde yerine konulduğunda %90 güven aralığında toplanması gereken minimum örneklem sayısı 28 olarak hesaplanmıştır.

    Hasta ve kontroller genotip ve allel sıklıklarının dağılımı Ki-kare analizi ile yapıldı. Gruplar arası farkların değerlendirilmesinde non-parametrik bir test olan Mann-Whitney-U testi ve gen ekspresyonlarının karşılaştırılması için Post Hoc Tukey testi kullanıldı. Değerlendirmelerde p<0.05 olan değerler istatistiki olarak anlamlı kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışmaya alınan DS’lu 30 çocuktan 17’si (%57) kız, 13’ü (%43) erkek hasta olup kız/erkek oranı 1.3 ve yaş ortalaması 45.71 ay idi. Kontrol grubunda 14’ü (%47) kız, 16’sı (%53) erkek çocuk vardı ve yaş ortalaması 42.37 ay olarak bulundu. DS’lu olguların ve kontrol grubu hastaların yaş ve cinsiyet açısından aralarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu (p>0.05). DS’lu hastaların anne yaşı değerlendirildiğinde; 22 (%73) anne 35 yaş üzeri iken, 8 (%27) hastanın anne yaşı 35 yaş altı idi. Olguların 21’inde (%70) KKH saptanırken, 7’sinde (%25) hipotiroidi tespit edildi. Tüm çalışma grubunda (n=30), DS ve obezite ile ilişkilendirilen antropometrik ölçümler ve biyokimyasal tetkikler, TG dışındakilerin laboratuvar sınırları içinde olduğunu gösterdi. VKİ persantillerine göre değerlendirildiğinde hasta grubunun %14.2’sinin obez, %7.14’ününde aşırı kilolu olduğu görüldü. VKİ-persantil değerlerine göre 2 kız ve 2 erkek hasta obez iken, 2 erkek hasta aşırı kilolu idi. Kızlar ve erkekler arasında obezite (%7) eşit oranda görülürken, erkekler arasında aşırı kilolu olma durumunun (%7) daha sık olduğu belirlendi. Hasta grubunda; KKH, antropometrik ölçümler ve biyokimyasal değerler karşılaştırıldığında herhangi bir ilişki tespit edilmedi (p>0.05). LEP -2548 G/A, ADİPOQ +45 T>G, ADİPOQ 276G/T ve LEPR Gly223Arg gen polimorfizmleri ile hastaların demografik özellikleri, antropometrik ölçümleri, Hg, TG, kolesterol, TSH, sT4 gibi biyokimyasal parametreleri arasında herhangi bir ilişki saptanmadı (p>0.05). Hasta grubu ile LEP -2548 G/A, ADİPOQ +45 T>G, ADİPOQ 276G/T ve LEPR Gly223Arg gen polimorfizmleri arasında hipotiroidi, KKH ve anne yaşı ile herhangi bir ilişki tespit edilmedi (p>0.05). Hasta ve kontrol grubu arasında ADİPOQ +45 T>G genotipleri açısından anlamlı bir farklılık tespit edildi (p<0.05).

    LEP -2548 G/A, LEPR Gln223Arg, ADİPOQ +45T>G ve ADİPOQ 276G>T polimorfizm genotiplerinin ve allel sıklıklarının hasta ve kontrol grubundaki dağılımları Tablo 1’de gösterilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: LEP -2548 G/A, LEPR Gln223Arg, ADİPOQ +45T>G ve ADİPOQ 276G>T polimorfizm genotiplerinin ve allel sıklıklarının hasta ve kontrol grubundaki dağılımları

    Leptin gen ekspresyon (mRNA Düzeyi) düzeyleri açısından dağılım aralığı erkek ve kızlarda benzerdi (p>0.05). Leptin gen ekspresyon düzeyleri ile hastaların kilo, boy, VKİ-P, TG, kolesterol, TSH, ST4 gibi parametreleri arasında ilişkinin değerlendirilmesi için yapılan Lineer-Korelasyon testinde veriler arasında bir ilişki bulunmadı (p>0.05). Leptin geninde hangi polimorfizm olduğuna bakmaksızın bu genden hasta ve kontrol gruplarında Leptin gen ekspresyonu düzeyleri açısından Post Hoc Tukey testi ile karşılaştırıldığında hasta grubunda leptin mRNA düzeylerinin istatistiki olarak anlamlı düzeyde arttığı tespit edildi (p<0.05). Hasta grubu ile leptin gen ekspresyonu arasında hipotiroidi, KKH ve anne yaşı ile herhangi bir ilişki tespit edilmedi (p>0.05). Leptin mRNA ekspresyon düzeyleri ile hasta ve kontrol grubunun tamamında AdipoQ 276 G/T, LEPR Gly223Arg, AdipoQ +45 T>G ve LEP -2548 G/A gen polimorfizmleri arasında hasta ve kontrol grubunun tamamındaki ekspresyon düzeyleri açısından anlamlı bir farklılık olmadığı gözlendi (p>0.05). Hasta ve kontrol grubundaki Leptin ekspresyon düzeyi ortalamaları ile LEP -2548 G/A gen bölgesi polimorfizmi G/G, G/A, A/A genotipleri ve LEPR Gly223Arg gen bölgesi polimorfizmi Gly/Gly, Gly/Arg, Arg/Arg genotipleri açısından karşılaştırıldığında gruplar arasında ortalamalar açısından anlamlı bir fark yoktu (p>0.05). Çalışma sonucunda ADIPOQ geninin sağlıklı insanlarda ekspresyonu bazal seviyede olduğu için herhangi bir ilişki gösterilmemiştir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Down sendromu toplumda en sık görülen kromozomal anomalidir. Mortalite ve morbiditelerin önlenmesi, bu çocukların yaşam kalitesini artıracaktır. Yirmi birinci kromozom üzerindeki genlerin aşırı ekspresyonlarının sendromun oluşmasında katkılı olup olmadığı, fenotipik olarak görülmeyen ve iyi tolere edilebilen aşırı gen ekspresyonlarının var olup olmadığı, 21. Kromozom üzerindeki kaç tane genin sendromla ilişkili olduğu ve hangilerinin ekspresyonunda artış olduğu konusunda halen tartışmalar bulunmaktadır. Literatürdeki yeni bilgiler DS’lu bireyler arasındaki fenotipik değişkenliğin gen ekspresyonu düzeyindeki farklılıklardan kaynaklanabileceğini düşündürmektedir14,15. DS’lu bireylerde obezite ve aşırı kiloluğun toplum geneline kıyasla daha sık olduğu ve lipid metabolizmasında anormalliklerin görülebildiği bilinmektedir4,5,16. DS’li bireylerde obezite sıklığının araştırıldığı bir çalışma da %55.2’si normal kilolu, %23’ü fazla kilolu, %20.6’ü obez ve %1.2’ı zayıf olarak saptanmış; DS’li kız çocuklarında obezitenin daha sık gözlendiği bildirilmiştir6. Obezitenin DS’lu çocuklarda sık görüldüğü yayınlarda belirtilmekle birlikte, obezite prevalansının araştırıldığı geniş çalışmalar mevcut değildir. DS’li çocuklarda obezitenin muhtemel sebepleri hipotoni, fazla besin alımı, hipotiroidizm, diş problemleri nedeniyle daha sıvı ve şekerli besinlere eğilimin artması, immobil yaşam tarzı, artmış leptin seviyeleri ve yağ oksidasyonundaki azalma ile ilişkilendirilmiş, net metabolizma açıklanamamıştır3. O'Shea ve ark.16 DS'lu çocuklarda obezite prevalansını 4-16 yaş arası çocukların VKİ'lerine bakarak DS'lu erkeklerin %51,6'sının ve kızların %40'ının yüksek VKİ'ye sahip olduğunu bulmuşlardır. El ve ark.17 DS'lu çocuklarda yaptığı bir çalışmada hastaların %27'si yüksek kilolu, %27'si ise normal kiloluydu ve %19'u düşük ağırlığa sahipti. Bu çalışmaya göre DS'lu çocuklarda obezite riski 2 yaşından sonra artmaktadır. Artan leptin, azalan enerji tüketimi, eşlik eden hastalıklar, uygunsuz beslenme ve düşük fiziksel aktivite seviyeleri obeziteye neden olan faktörlerdir. Bertapelli ve ark.4 fiziksel aktivitenin enerji dengesi üzerinde etkisi olduğunu ve DS'lu çocuklarda düşük fiziksel aktivite düzeyinin aşırı kilolu veya obez olma olasılığını artırdığını göstermiştir. Bu çalışmada hastaların %14'ünün VKİ'si 97 persantil değerinin üzerinde olduğu tespit edildi. DS’lu obez çocuk oranının literatürdeki oranlardan daha düşük olmasının nedeninin, hastalarımızın yaş aralığının 0-18 yaş olmasına rağmen daha büyük yaş ortalaması olsaydı obezite ihtimalinin artacağını düşünmekteyiz.

    Leptin, obezite geni tarafından sentezlenen, intrauterin, postnatal büyüme ve iştahı etkileyen bir hormondur. Etkisini hipotalamusta LEPR'yi aktive ederek gösterir. Kilo kaybı ile leptin seviyesi azalır, kilo alımı ile artar18. Leptin reseptör gen lokusundaki genetik değişikliklerin insan obezitesi patofizyolojisinde, özellikle leptin direncinde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Literatürde LEP (-2548 G/A) ve LEPR gen polimorfizmi ve obezite ile ilgili potansiyel bağlantılar açıklanmasına rağmen sonuçlar çelişkilidir. Birçok çalışma, LEP ve LEPR genlerindeki bazı polimorfizmlerin potansiyel olarak obezite ve metabolik sendrom ile ilişkili olduğunu göstermiştir8,9,19-23. Bunun tersine, çocuklar üzerinde yapılan diğer bazı çalışmalarda LEP -2548G/A ile obezite arasında bir ilişki bulunamamıştır24. Bender ve ark.25 yaptığı bir meta-analizde, 8 çalışmada LEPR gen polimorfizmi varlığı yüksek obezite riskiyle ilişkili olduğunu tespit edilirken, 18 çalışmada ise herhangi bir ilişki bulunmadığı raporlanmıştır. Bunun yanında çalışmamıza benzer olarak obezite ile LEP -2548 G/A ve LEPR Gln223Arg gen polimorfizmleri arasında herhangi bir ilişki saptamayan yayınlar mevcuttur26,27. Şahin ve ark.28. yaptığı bir başka çalışmada LEP-2548 G/A polimorfizminin obezite ile ilgili bir birlikteliği olmadığını raporlanırken, Zuhal ve ark. 29 yaptığı başka bir çalışmada LEPR Gln223Arg polimorfizmi ile obezite arasında anlamlı bir ilişki kaydedilmemiştir. Yine birçok çalışmada LEPR Gln223Arg polimorfizmi ve diğer LEPR polimorfizmlerinin obezite ölçümleri ile bağlantısı gösterilememiştir 26,30. Bu çalışmada DS’lu çocuklarda LEP -2548 G/A, LEPR Gln223Arg gen polimorfizminin obezite ile bağlantısı araştırılmış ve aralarında bir ilişki saptanmamıştır. Yapılan çalışmalarda elde edilen farklı sonuçların etnik farklılıklardan kaynaklanabileceğini, farklı sonuçlara yol açabilecek diğer genetik varyantlarla etkileşimin de dikkate alınması gerektiğini düşünmekteyiz. Adiponektin, adipositler tarafından salgılanan en önemli adipokinlerden biridir. Yağ asidi oksidasyonunu düzenler ve insülin salgısını etkiler. Bu nedenle, ADIPOQ genindeki mutasyonlar obezite, insülin direnci ve tip 2 diyabet riski ile ilişkilendirilmiştir 12,31. Adiponektin düzeyleri kişinin etnik yapısı ile de ilgilidir. Beyaz ırktan olan ve benzer VKI’ye sahip obez çocuklarla yapılan bir karşılaştırmada, ADIPOQ düzeyleri daha düşük bulunmuştur32. Menezes ve ark.22. ADIPOQ +45 T>G polimorfizmlerinin bu adipokinin serum seviyelerini değiştirdiği ve çalışmamıza benzer olarak obeziteye yatkınlık oluşturduğu sonucuna varmıştır. Çin’de yapılan bir metaanaliz çalışmasında hem ADIPOQ 45T>G hem de ADIPOQ 276G>T polimorfizmleri obezite ve tip 2 DM ile ilişkili bulunmuştur33. Yine Brezilya’da yapılan bir çalışmada LEP ve ADIPOQ genlerindeki polimorfizmlerin bu adipokinlerin serum seviyelerini değiştirdiği ve obeziteye yatkınlık oluşturduğu sonucuna varılmıştır22. Mısır’da obez DS'lu çocuklarda yapılan bir çalışmada ise, çocuklarda obezitenin şiddeti ile ADIPOQ düzeyleri arasında negatif bir korelasyon bulunmuştur 34. Yine Mısır’da son dönemlerde obez erişkinler üzerinde yapılan başka bir çalışmada ADIPOQ 45T>G polimorfizminin obezite ve insülin rezistansı ile olan güçlü ilişkisi gösterilmiş ve bu genin obeziteye yatkınlığı belirleyen aday gen olabileceği raporlanmıştır35. Bienertova ve ark.36 yaptıkları çalışmada, ADIPOQ +45G>T polimorfizminin karbonhidrat alımıyla ilişkili olduğunu, bireylerde karbonhidratlı yiyeceklere olan ilgiyi artırdığını ve böylece bu polimorfizmin obeziteye neden olduğu öne sürülmüştür. Buna karşın bazı çalışmalarda obez çocuklardan oluşan çalışma grubunda LEPRQ223R, ADİPOQ 276 G/T ve ADİPOQ 45T>G gen polimorfizmlerinin genotip dağılımları arasında farklılık gözlenmemiştir (26). Bizim çalışmamızda ADİPOQ 45T>G gen polimorfizminin hasta grubunda GG homozigot ve GT heterozigot polimorfik allellerinin anlamlı bir şekilde arttığı saptandı. Bu bazı literatür çalışmalarıyla koreleydi33,35. Adiponektin geni 276G>T polimorfizmi ile DS’lu hastalar arasında ise birçok literatürle benzer şekilde anlamlı bir ilişki saptamadı26,37. İnsanda ve farede DS kritik bölgesindeki genler dışındaki trizomik genlerin ve HSA21 dışındaki öploid genlerin ekspresyonunun nasıl etkilendiğini araştıran pek çok gen ekspresyon çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalar genel olarak çalışmamızla uyumlu olarak trizomik genlerde mRNA düzeyinde artmış ekspresyon varlığını desteklemiştir14,38. Patterson DS’lu bireyler ile öploid bireyler arasında gen ekspresyonu açısından belirgin farklılıklar gözlenen genlerin daha sıkı regüle edildiklerini ve DS fenotipine daha fazla katkı sağladıklarını öne sürmüş; bunun yanısıra, ekspresyonu değişkenlik gösteren genlerin ise DS’lu bireylerin kendi aralarındaki fenotipik farklılıklardan sorumlu olabileceğini belirtmiştir13. Leptin ekspresyonu besin alımından sonra artar, açlık ve diabette azalır. Açlıkta insülin ve leptin düzeyleri düşer, ancak insülin verilmesi leptin üretimini reaktive edebilir39. Obezitede leptin mRNA ekpresyonu etkilerine göre yayınlanmış literatürde, yağ dokusundaki farklı mRNA seviyelerinin obezite parametreleriyle, özellikle de serum leptin seviyeleriyle korelasyon içinde olduğu gösterilmiştir40. Cui ve ark.41 yaptığı bir çalışmada obez çocukların mRNA ekspresyonlarının gelecekte diyabet riskinin göstergesi olduğu belirtilmiştir. Bu çalışmada, ADİPOQ +45 T>G genotipleri açısından anlamlı bir farklılık olması, leptin gen ekspresyonu düzeyleri açısından DS’lu çocuklarda leptin mRNA düzeylerinin anlamlı düzeyde arttığının bulunması, DS ve obezite arasında ilişki olabileceğini göstermiştir.

    Obezite gibi poligenik hastalıklarda, hormonal ve metabolik bozukluklar DS'lu çocuklarda önde gelen bir sorundur. DS'lu çocuklar toplumda hiç de azımsanmayacak bir popülasyona sahiptir. Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürmeleri, hastalığa bağlı mortalite ve morbiditelerin azaltılması, hem DS’lu bireylerin hem de ailelerinin yaşam kalitesini artırmak için son derece önemlidir. Obezite sadece DS’lu çocukların değil toplumun önemli bir sorundur ve farklı genetik varyantlarla etkileşim içinde olabilir. Bu çalışmayı desteklemek için daha geniş bir çocuk hasta grubunda insülin rezistansları da göz önünde bulundurulmalı ve bu genlerin tüm DNA dizilemesi ve gen ekspresyon çalışmalarıyla ileri tetkikler eklenmesi önerilmektedir.

    Sonuç olarak, DS başta olmak üzere çocukluk çağı obezitesinde etkili olabilecek genetik faktörlerin araştırılması önemlidir. Bu nedenle, DS'lu popülasyonda genetik varyasyonların saptanması ve bu fenotipik özelliklerin genetik mekanizmalarının aydınlatılması için daha ileri çalışmalara gereksinim vardır.

    Çalışmanın sınırlılığı, araştırma tek bir merkezde gerçekleştirilmiştir. Bu durum, sonuçların başka coğrafi bölgelerdeki DS'lu çocuklar için geçerliliğini sınırlayabilir, diğer bir kısıtlılık ise kısıtlı sayıda hastayla gerçekleştirilmiş olmasıdır. Araştırmanın örnekleminde yer alan DS'lu çocuk ve kontrol grubu sayısı sınırlıdır. Daha geniş bir örneklemin kullanılması sonuçların daha genelleştirilebilir olmasını sağlayabilirdi.

    Çıkar çatışması: Yazarlar herhangi bir çıkar çatışması bildirmemiştir.

    Finansal destek: Yazarlar finansal destek beyan etmemiştir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Dey SK. Introductory Chapter: Down Syndrome and Other Chromosome Abnormalities. Down Syndrome and Other Chromosome Abnormalities. 2022:3.

    2) Bull MJ. Down syndrome. New England Journal of Medicine 2020; 382: 2344-2352.

    3) Moreau M, Benhaddou S, Dard R, et al. Metabolic diseases and down syndrome: How are they linked together? Biomedicines 2021; 9: 221.

    4) Bertapelli F, Pitetti K, Agiovlasitis S, et al. Overweight and obesity in children and adolescents with down syndrome prevalence, determinants, consequences, and interventions: A literature review. Research in Developmental Disabilities 2016; 57: 181-192.

    5) Basil JS, Santoro SL, Martin LJ, et al. Retrospective study of obesity in children with Down syndrome. The Journal of Pediatrics 2016; 173: 143-148.

    6) Pierce M, Ramsey K, Pinter J. Trends in obesity and overweight in oregon children with Down syndrome. Global Pediatric Health 2019; 6: 2333794X19835640.

    7) Seth M, Biswas R, Ganguly S, et al. Leptin and obesity. Physiology International 2021; 107: 455-468.

    8) Boumaiza I, Omezzine A, Rejeb J, et al. Relationship between leptin G2548A and leptin receptor Q223R gene polymorphisms and obesity and metabolic syndrome risk in Tunisian volunteers. Genetic Testing and Molecular Biomarkers 2012; 16: 726-733.

    9) Nesrine Z, Haithem H, Imen B, et al. Leptin and Leptin receptor polymorphisms, plasma Leptin levels and obesity in Tunisian volunteers. International Journal of Experimental Pathology 2018; 99: 121-130.

    10) Ravel A, Mircher C, Rebillat A-S, et al. Feeding problems and gastrointestinal diseases in down syndrome. Archives de Pédiatrie 2020; 27: 53-60.

    11) Yamanaka E, Inayama T, Ohkawara K, et al. The association between obesity and sedentary behavior or daily physical activity among children with down's syndrome aged 7–12 years in Japan: A cross-sectional study. Heliyon 2020; 6(9):e04861

    12) Howlader M, Sultana MI, Akter F, et al. Adiponectin gene polymorphisms associated with diabetes mellitus: A descriptive review. Heliyon 2021;7(8): e07851

    13) Patterson D. Molecular genetic analysis of down syndrome. Human Genetics 2009; 126: 195-214.

    14) Salemi M, Ridolfo F, Salluzzo MG, et al. Humanin gene expression in fibroblast of down syndrome subjects. International Journal of Medical Sciences 2020; 17: 320.

    15) Moyer AJ, Gardiner K, Reeves RH. All creatures great and small: new approaches for understanding down syndrome genetics. Trends in Genetics 2021; 37: 444-459.

    16) O'Shea M, O'Shea C, Gibson L, et al. The prevalence of obesity in children and young people with Down syndrome. Journal of Applied Research in Intellectual Disabilities 2018; 31: 1225-1229.

    17) El Ç, Doğru Hüzmeli E, Gökçek Ö. Investigation of the relationship between physical activity and body mass index in children with down syndrome. J Pediatr Res 2020;7(2):92-96

    18) Obradovic M, Sudar-Milovanovic E, Soskic S, et al. Leptin and obesity: Role and clinical implication. Frontiers in Endocrinology 2021; 12: 585887.

    19) Fan SH, Say YH. Leptin and leptin receptor gene polymorphisms and their association with plasma leptin levels and obesity in a multi-ethnic Malaysian suburban population. Journal of Physiological Anthropology 2014; 33: 1-10.

    20) Madeira I, Bordallo MA, Rodrigues NC, et al. Leptin as a predictor of metabolic syndrome in prepubertal children. Archives of Endocrinology and Metabolism 2016; 61: 7-13.

    21) Marcos-Pasero H, Aguilar-Aguilar E, Colmenarejo G, et al. The Q223R polymorphism of the leptin receptor gene as a predictor of weight gain in childhood obesity and the identification of possible factors involved. Genes 2020; 11: 560.

    22) Menezes CA, Alves Junior ER, Costa GNdO, et al. Genetic polymorphisms and plasma concentrations of leptin (rs7799039) and adiponectin (rs17300539) are associated with obesity in children and adolescents. Revista Paulista de Pediatria 2022; 40: e2021030.

    23) Eldosouky MK, Allah Ama, AbdElmoneim A, et al. Correlation between serum leptin and its gene expression to the anthropometric measures in overweight and obese children. Cellular and Molecular Biology 2018; 64: 84-90.

    24) Cieslak J, Skorczyk A, Stachowiak M, et al. Polymorphisms in 5′-flanking regions of genes encoding adiponectin, leptin, and resistin are not associated with obesity of Polish children and adolescents. Molecular Biology Reports 2011; 38: 1793-1798.

    25) Bender N, Allemann N, Marek D, et al. Association between variants of the leptin receptor gene (LEPR) and overweight: A systematic review and an analysis of the CoLaus study. PLoS One 2011; 6(10): e26157.

    26) Šupe Domić D, Unić Šabašov I, Stanišić L, et al. Analysis of leptin, adiponectin, and adiponectin gene polymorphism and leptin receptor in obese children and adolescents. Hrvatski Časopis Zdravstvenih Znanosti 2023; 1: 16-23.

    27) Šupe-Domić D, Šabašov IU, Stanišić L, et al. Analysis of leptin, adiponectin, and adiponectin gene polymorphism and leptin receptor in obese children and adolescents. Hrvatski Časopis Zdravstvenih Znanosti 2023; 3: 16-23.

    28) Şahın S, Rüstemoğlu A, Tekcan A, et al. Investigating associations between obesity and LEP G2548A and LEPR 668A/G polymorphisms in a Turkish population. Disease Markers 2013; 35: 673-677.

    29) Komsu-Ornek Z, Demirel F, Dursun A, et al. Leptin receptor gene Gln223Arg polymorphism is not associated with obesity and metabolic syndrome in Turkish children. Turk J Pediatr 2012; 54: 20-24.

    30) Pyrzak B, Wisniewska A, Kucharska A, et al. No association of LEPR Gln223Arg polymorphism with leptin, obesity, or metabolic disturbances in children. European Journal of Medical Research 2009; 14: 1-4.

    31) Ma J, Möllsten A, Falhammar H, et al. Genetic association analysis of the adiponectin polymorphisms in type 1 diabetes with and without diabetic nephropathy. Journal of Diabetes and its Complications 2007; 21: 28-33.

    32) Martos-Moreno GÁ, Martínez-Villanueva J, González-Leal R, et al. Ethnicity strongly influences body fat distribution determining serum adipokine profile and metabolic derangement in childhood obesity. Frontiers in Pediatrics 2020; 8: 551103.

    33) Dong Y, Huang G, Wang X, et al. Meta-analysis of the association between adiponectin SNP 45, SNP 276, and type 2 diabetes mellitus. PLoS One 2020; 15: e0241078.

    34) Yahia S, El-Farahaty R, El-Gilany A-H, et al. Serum adiponectin, body adiposity and metabolic parameters in obese Egyptian children with down syndrome. Journal of Pediatric Endocrinology and Metabolism 2021; 34: 1401-1410.

    35) Elghazy AM, Elsaeid AM, Refaat M, et al. Biochemical studies of adiponectin gene polymorphism in patients with obesity in Egyptians. Archives of Physiology and Biochemistry 2022; 128: 43-50.

    36) Bienertova-Vasku J, Bienert P, Tomandl J, et al. Relation between adiponectin 45 T/G polymorphism and dietary composition in the Czech population. Diabetes Research and Clinical Practice 2009; 84: 329-331.

    37) Hastuti P. Obesity and the role of genetic polymorphism: A review of genes as the risk of obesity. J Med Sci 2022; 54(2): 181-201

    38) Hwang S, Cavaliere P, Li R, et al. Consequences of aneuploidy in human fibroblasts with trisomy 21. Proceedings of the National Academy of Sciences 2021; 118: e2014723118.

    39) Montserrat-de la Paz S, Pérez-Pérez A, Vilariño-García T, et al. Nutritional modulation of leptin expression and leptin action in obesity and obesity-associated complications. The Journal of Nutritional Biochemistry 2021; 89: 108561.

    40) Altınkılıç EM, Bayrakdar S, Seymen Karabulut G, et al. The role of circulating miRNAs in leptin resistance in obese children. Journal of Pediatric Endocrinology and Metabolism 2022; 35: 761-766.

    41) Cui X, You L, Zhu L, et al. Change in circulating microRNA profile of obese children indicates a future risk of adult diabetes. Metabolism 2018; 78: 95-105.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]