[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2023, Cilt 37, Sayı 1, Sayfa(lar) 091-096
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Papilödemli Olgularımızın Görme Alanı, Patern VEP, Ishihara ve Farnsworth-Munsell 100 Hue Renk Görme Testleri ile Değerlendirilmesi
Esra DAĞ ŞEKER1, Mualla ŞAHİN HAMURCU1, Mustafa SAKA2
1Ankara Şehir Hastanesi, Göz Hastalıkları Kliniği, Ankara, TÜRKİYE
2Serbest Hekim, Nöroloji, Ankara, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Görme alanı, görsel uyarılmış potansiyeller, idyopatik intrakranyal hipertansiyon, papilödem, renk görme
Özet
Amaç: Papilödem, kafa içi basınç artışının optik sinire yansımasıyla oluşan optik sinir ödemidir. Bu çalışmanın amacı papilödemli hastalarımızın, etyolojik değerlendirmeleriyle, görme alanı, görsel uyarılmış potansiyel (VEP) ve renkli görme testleri ile yaptığımız takiplerinin sonuçlarını paylaşmaktır.

Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 16 papilödemli hasta dahil edildi. Görme alanı Humphrey görme alanı cihazı ile yapıldı. Renkli görme Ishihara ve Farnsworth-Munsell (FM) 100 Hue renk testleri ile değerlendirildi. FM-100 Hue testi her kutunun hata skoru ve toplam hata skoru açısından Mann Whitney U testi ile kontrol grubu ile karşılaştırıldı Görsel uyarılmış potansiyel testi (VEP) Nöroloji Kliniğinde yapıldı.

Bulgular: Hastaların 11’i (%68.75) kadın, 5’i (%31.25) erkekti. Yaş ortalaması 38.8±9.2 olarak hesaplandı. Bir hastada hidrosefali, 2 hastada intrakranial kitle, 3 hastada nörobruselloz, 1 hastada nöroBehçet, 1 hastada ise venöz sinüs trombozu saptandı. Sekiz hastaya (%50) modifiye Dandy kriterlerine göre idyopatik intrakranial hipertansiyon (İİH) tanısı kondu. İİH tanısı konan hastaların tümü obez (BMI>28) ve kadındı. Görme alanında en sık kör nokta genişlemesi ve periferik konsantrik daralma saptandı. VEP P100 latansları 89.2 ile 122 ms arasındaydı (ort. 100.87±8.47). FM-100 Hue testinin toplam hata skoru açısından kontrol grubu ile farkı istatistiki olarak anlamlı bulundu (p=0.043).

Sonuç: Papilödem, erken dönemde tanı aldığında, görme keskinliği, Ishihara kartları ile renkli görme ve VEP’ te bozulma saptanmamaktadır. Kronik papilödem aşamasında ise tablo bir optik nöropati gibi seyretmekte, görme keskinliği azalmakta, ileri görme alanı defektleri oluşarak kalıcı hale geçmekte, renkli görme bozulmakta, VEP’ te iletim defektleri meydana gelmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Papilödem, kafa içi basınç artışının, subaraknoid aralıktaki beyin-omurilik sıvısı (BOS) tarafından optik sinire yansımasıyla meydana gelen optik disk ödemidir. Genellikle bilateral olmakla birlikte asimetrik seyredebilir 1.

    Papilödem, hem hastadaki kafa içi basınç artışının sebebini saptayıp tedavi etmek, hem de optik atrofi gelişmeden kafa içi basıncını düşürmek gerektiğinden, gözün acillerinden biri olarak kabul edilir 2. Kafa içi basınç artışı yer kaplayan her türlü lezyonda, hidrosefalide, enfeksiyonlara ve inflamasyona sekonder veya idyopatik olarak meydana gelebilir 3. En önemli morbidite kalıcı olabilen görme kaybıdır 4,5.

    Bu çalışmanın amacı, papilödem tespit ettiğimiz hastaların, öncelikle etyolojik değerlendirmeleriyle, görsel prognoz açısından görme alanı, VEP ve renkli görme testleri ile yaptığımız takiplerinin sonuçlarını paylaşmaktır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Araştırma ve Yayın Etiği: Bu çalışma Helsinki Deklerasyonu prensiplerine uygun olarak yapıldı. Hastalardan ve sağlıklı gönüllülerden aydınlatılmış onam alındı. Çalışma için Ankara Şehir Hastanesi Etik Kurulu’ndan 11.01.2023 tarih ve E1-23-3207 sayılı onay alındı.

    Çalışmaya kliniğimizde en az bir yıl takip edilen papilödemli hastalar dahil edildi. Hastaların tümünün düzeltilmiş görme keskinlikleri Snellen eşeliyle ölçüldü, ön ve arka segment muayeneleri biyomikroskopla değerlendirildi. Papilödem tanısı fundoskopik incelemeyle kondu. Tüm hastaların oftalmolojik muayeneleri, görme alanı, renk görme testleri aynı iki hekim tarafından değerlendirildi.

    Hastaların tümüne bilgisayarlı beyin tomografisi ya da manyetik rezonans incelemesi ile kranial görüntüleme yapıldı. İntrakranial yer kaplayan lezyon saptanmayan hastalara Nöroloji Kliniği tarafından yan yatar pozisyonda lomber ponksiyon (LP) yapılarak BOS basıncı ölçüldü ve içeriği değerlendirildi.

    Görme alanı Humphrey görme alanı cihazı ile 30-2 eşik testi SITA FAST modunda yapıldı. Renkli Görme muayenesi için 20 Ishihara kartı günışığına eşdeğer ışık altında 30 cm mesafeden varsa daimi ya da okuma gözlükleriyle okutuldu. Farnsworth-Munsell (FM) 100 Hue testi, düzeltilmiş en iyi görme keskinliği 0.3 ve üzeri olan gözlere, daimi ya da okuma gözlükleriyle uygulandı. Dört kutudan oluşan 85 renkli düğmeyi renk tonlarına göre iki dakika içerisinde dizmeleri istendi. Birinci kutu kırmızıdan sarıya, ikinci kutu sarıdan mavi yeşile, üçüncü kutu mavi yeşilden mavi mora, dördüncü kutu ise mavi mordan kırmızıya değişen renk tonlarını içermekteydi 6.

    Total hata skoru her düğmeye komşu iki düğmenin farklarının toplama eklenmesiyle bulundu. Kullanılan total hata skoru Verriest 7 ile Krill ve Fisherman 8’ın belirttikleri gibi yaşla ilişkilidir. Verriest’e göre total hata skorunun 30-39 yaş grubunda 100’den, 40-49 yaş grubunda ise 140’dan fazla olması anormal olarak kabul edildi 7.

    Poliklinik hastalarından seçilen, benzer sosyokültürel düzeydeki, yaşları 18 ile 38 arasında değişen, oftalmolojik muayeneleri doğal olan, 9 kadın 2 erkek olmak üzere toplam 11 hasta, kontrol grubu olarak seçildi. Ishihara kartları ile renkli görmesi normal olan kontrol grubuna FM 100 Hue renk testi yapıldı. Sonuçlar Mann Whitney-U testi ile karşılaştırıldı.

    Takiplerde papilödemleri düzelen ve görme artışı saptanan 7 göze tekrar FM 100 hue testi yapıldı. Sonuçlar ve hastaların görme keskinliklerindeki değişiklik Wilcoxon testi ile karşılaştırıldı.

    Görsel uyarılmış potansiyeller- Visual Evoked Potentials- (VEP) testi Nöroloji Kliniğinde Nihon Kohden Neuropack 2 cihazı ile patern VEP şeklinde yapıldı. Katot protuberentia oksipitalis eksternanın 2 cm superioruna, anot santral 0 noktasına, toprak elektrot ise hastanın sağ koluna yerleştirildi. Stimulus örneği patern shift checkerboard, frekans 1 Hz, ölçüsü ise 16 idi. 200 kaydın ortalaması alınarak değerlendirme yapıldı.

    Üç dioptri üzerinde kırma kusuru, ambliopi, katarakt, glokom, makula ve retina vasküler hastalıkları ile geçirilmiş oküler cerrahi öyküsü olan ve konjenital diskromatopsisi olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi.

    Tüm hastalara etyolojiye yönelik tedavi planlandı. Hastalar Nöroloji Kliniği ve diğer ilgili kliniklerle birlikte takip edildi.

    İstatistiksel Analiz: Snellen eşeli ile elde edilmiş düzeltilmiş görme keskinlikleri istatistiksel analiz için logMAR’a çevrildi. Sayısal değişkenlerin normalliği Shapiro-Wilk testi ile değerlendirildi. Sayısal parametreler Mann-Whitney-U testi ile hastaların başlangıç ve son muayenelerindeki sayısal değişkenler Wilcoxon testi ile karşılaştırıldı. Verilerin analizi SPSS version 20 programı ile yapıldı. Testlerin değerlendirilmesinde “p” değerinin 0.05’den küçük olması (p<0.05) istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışmamıza 11 kadın (%68.75), 5 erkek (%31.25) toplam 16 hasta dahil edilmiştir. Hastaların yaş ortalaması 38.8±9.2 olarak bulundu.

    Papilödemin etyolojisini araştırmak için yapılan kranial görüntülemede, 1 hastada hidrosefali, 2 hastada intrakranial kitle saptandı. Diğer 13 hastada ölçülen BOS basıncı yüksek bulundu (220-280 mmH2O). Üç hastada kafa içi basınç artışının sebebinin nörobruselloz, 1 hastada nöroBehçet, 1 hastada ise venöz sinüs trombozu olduğu saptandı. Geri kalan 8 hastaya (%50) modifiye Dandy kriterlerine 9 göre idyopatik intrakranyal hipertansiyon (İİH) tanısı kondu. İİH tanısı konan hastaların tümü kadındı, yaş ortalaması 38.7±8 olup, 30 ile 55 arasında değişiyordu.

    Hastaların tümünün başvuru şikayeti baş ağrısıydı. İİH’lu 5 hastada geçici görme kaybı (%62.5), 3 hastada görme bulanıklığı, 2 hastada kafa içi gürültü (%25) şikayeti vardı. İİH’lu hastaların tümü obezdi (BMI>28), 4 hastada semptomların başlangıcından hemen önce hızlı kilo alma öyküsü vardı.

    Papilödem, tüm hastalarda bilateral, 5 hastada asimetrikti. Başvuru sırasında iki hastanın birer gözünde optik atrofi gelişmişti. Optik atrofi gelişmiş olan gözlerden birinde optosilier şant damarı mevcuttu.

    Çalışmaya dahil edilen 16 hastanın 32 gözünde görme keskinliği 0.23±0.61 logMAR, sağ göz ortalama 0.13±0.35, sol göz 0.33±0.78 logMAR olarak hesaplandı. Hastaların demografik ve klinik özellikleri Tablo 1’de özetlenmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hastaların demografik ve klinik özellikleri

    Yapılan görme alanı muayenesinde 26 gözün 9’unda (%34) kör nokta genişlemesi, 6 tanesinde (%23) kör nokta genişlemesi ile periferik konsantrik daralma, 2’sinde (%7) alt nazal kadran defekti, 2’sinde (%7) periferik konsantrik daralma, 3 gözde (%11) ise tünel görme saptandı. 4 gözde (%15) görme alanı normaldi. 4 göze ise görmeleri 0.3’ün altında olduğu için görme alanı testi yapılamadı.

    Görmesi 0.3’ün üstünde olan gözlere Ishihara kartları ile yapılan renk görme muayenesinde, yalnız hastaların bir tanesi on karttan dört tanesini okuyabilirken, diğer tüm hastalar kartların hepsini doğru okudular. FM 100 Hue renk testi yapılabilen 24 gözden 19’unun hata skoru yaşa göre yüksek bulundu. (%79) Toplam hata skoru ortalama 207.9±89.4 (min-maks, 62-379) bulundu. 6 gözde ise yaşa göre normal değerlerdeydi.

    Kontrol grubunun FM 100 Hue renk testi hata skoru ortalama 131±63 (min-maks, 32-282) bulundu. FM 100 Hue testi yapılabilen 13 hastanın 24 gözü, her kutunun hata skoru ve toplam hata skoru açısından Mann Whitney-U testi ile kontrol grubunun 22 gözü ile karşılaştırıldı. Toplam hata skoru açısından iki grup arasındaki fark istatistiki olarak anlamlı bulundu (p=0.043). Her iki grupta sağ ve sol gözler arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı.

    Takiplerde tedaviyle papilödemleri düzelen 7 göze 8 ay sonra yapılan FM 100 Hue testi hata skoru ortalaması 180 olarak bulundu. Hastaların papilödemli dönemdeki toplam hata skoru ortalaması ile karşılaştırıldığında aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0.047).

    VEP testinde P100 latansları ortalama 100.87±8.47 ms (min-maks, 89.2-122), amplitüdler ise ortalama 10.29±5.22 (min-maks, 3.75-22.7) saptandı. P100 latansları 115 ms üzerinde olan 3 gözde latanslar uzamış olarak kabul edildi. Görmeleri 0.1’in altında olan optik atrofi gelişmiş olan iki gözde patern VEP ile dalga elde edilemedi. VEP yapılan 32 gözün 20 sinin P100 latans ve amplitüdleri normal sınırlardaydı. (%62.5) Hastaların bulguları Tablo 2’de özetlenmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Papilödemli hastaların demografik, etyolojik, klinik ve görsel test sonuçları

    Tedavi için öncelikle etyolojiye yönelik tedavi planlandı. İİH lu hastalara diyetisyen kontrolünde kilo kaybı önerildi ve 1000 mg asetazolamid başlandı. Hastalar 4 aylık periyotlarla takip edildi, 4 ile 8 ay içinde (ort. 7 ay), 7 hastanın şikayetleri kayboldu, 6 hastada optik disk sınırları düzeldi, 6 gözde Snellen eşelinde ikişer sıra görme artışı saptandı. Tedavi öncesi ve sonrası görme keskinlikleri karşılaştırıldığında, tedavi sonrası görme keskinliğindeki düzelme istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0.023).

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Papilödem, kafa içi basınç artışına sekonder gelişen bir tablo olduğu için, öncelikle kafa içi basınç artışının sebebine yönelik değerlendirme yapılmalıdır.

    Literatürde göz kliniklerine başvuran papilödemli hastaların etyolojik değerlendirmesinde en sık sebebin İİH olduğu belirtilmektedir 3. Ülkemizden yapılan bir çalışmada Behçet hastalığının batı ülkelerine kıyasla daha sık intrakranial hipertansiyona neden olduğu 62 vakalık seride, bu oran %8 olarak bildirilmiştir 10. Bizim çalışmamızda de benzer oranda, Behçet hastalığı %7.7 oranında saptandı.

    İİH’un 20-44 yaş arasındaki fazla kilolu kadınlarda görülme riski fazladır 11. Literatürde İİH hastalarının yaş ortalaması 31 ile 33 arasında bildirilmiştir 12,13. Çalışmamızda İİH tanısı konan 8 hastanın 7 si yaşları 30 ile 42 arasında değişen, ortalaması 38±7.8 olan obez kadınlardı. Kronik ve rekürren bir hastalık olan İİH 10,13, hastalarımız bize kronik dönemde veya nüks sırasında refere edildiği için, yaş ortalaması literatürde bildirilenden yüksek bulundu.

    Hastaların en sık başvuru şikayeti baş ağrısıdır 10-16. Farklı çalışmalarda %84-94 arasında bildirilmiştir 10-12,16. Geçici görme kaybı %52-72 arasında, kafa içi gürültü şeklinde tanımlanabilen pulsatil tinnitus %38- 75 arasında, görme bulanıklığı %25-32 arasında bildirilmiştir 12,16. Bu çalışmamızda hastaların tümünde baş ağrısı şikayeti vardı (%100). İİH’lu hastalarımızın beşinde geçici görme kaybı (%62.5), üçünde görme bulanıklığı, (% 37.5), iki hastada (%25) pulsatil tinnitus şikayeti vardı. Olgu sayımız az olmasına rağmen klinik literatürle uyumluydu.

    İİH’ da tek morbidite olan görme kaybını önlemek veya geri döndürmek için erken tanı, tedavi ve yakın takip önemlidir 17-19. Papilödemin erken safhalarında görme kaybı geri dönüşümlü iken, geç safhalarda geri dönüşümü olmayan görme kayıpları gelişebilir 15. Literatürdeki %22 hastada Snellen eşeli ile görme kaybı saptanmıştır 12. Çalışmamızda da %15.6 gözde Snellen eşeli ile görme kaybı saptandı.

    Semptomların başlangıcından önceki bir yıl içinde hızlı kilo alımının görme kaybı ile ilişkisi önemlidir 12. Çalışmamızda semptomların başlangıcından önce hızlı kilo alımı hikayesi olan 4 hastamızdan 3’ünde (%75) başvuru sırasında görme kaybı vardı.

    Hastanın başvuru zamanı diğer bir önemli faktördür. Bir çalışmada tanı öncesi semptomların süresi ortalama 1 ay olanlarda görme prognozunun iyi olduğu, 2.7 ay olanlarda ise sekel kaldığı bildirilmekle birlikte 17, çoğunlukla başvuru öncesinde hastanın kafa içi basıncının ne kadar süredir yüksek seyrettiğini tahmin etmek zordur 19. Geldiklerinde optik atrofi sonucu ciddi görme kaybı gelişmiş olan 3 hastamız da, semptomların başlangıcından bir yıl sonra tanı almış hastalardı.

    İİH’da lezyonun yeri optik sinirin prelaminer bölgesi olduğu için, görme alanı testinde sıklıkla optik diskle ilişkili defektler olarak bilinen, kör nokta genişlemesi, alt nazal defekt, santral ve parasantral skotomlar ile lokalize sinir lifi defektleri görülür 12,20. Periferal sinir liflerinin etkilenmesi ile görme alanında konsantrik daralma, nazal depresyon, olayın ilerlemesi ile arkuat defekt, yeterli miktarda sinir lifinin etkilenmesi sonucunda da görme keskinliğinde azalma meydana gelir 5.

    Bu çalışmada 15 gözde (%57) kör nokta genişlemesi, 2 gözde (%7) alt nazal kadran defekti, 8 gözde (%30) periferik konsantrik daralma, 3 gözde (%11) ise ileri periferik daralma olan tünel görme saptandı. Görme alanında nazal depresyonu olan iki hastada, görme keskinliği tam olmasına rağmen, VEP testinde latans uzaması tespit edildi.

    Optik sinir hastalıklarında görme keskinliği tam olmasına rağmen psikofiziksel testler bozuk kalmaktadır. Görme alanı testi sübjektif bir test olduğundan papilödemde %42 ile 87 arasında geniş bir aralıkta değişen oranda defekt bildirilmektedir 16,21. Objektif visuel testlerden olan VEP daha erken dönemde görme kaybı riskini gösterebilmesi açısından önemlidir 22.

    İHH’da görme kaybı artmış kafa içi basıncının etkisiyle basıya uğramış olan optik sinirin beslenmesinin azalması ve aksonal transporttaki blokaj sonucu meydana gelir 12,23. Bu patofizyolojik mekanizmaların öngördüğü retinanın iç katlarının disfonksiyonu, patern elektroretinografi (PERG) ve VEP ile gösterilebilir 24. İki ayrı çalışmada, kalıcı görme kaybı gelişen İHH’lu hastalarda, görme keskinliği ve görme alanında kayıp görülmeden önce VEP latansında progresif uzama olduğu, hastaların VEP ile takibinin kalıcı görme kaybını önlemede önemli olduğu bildirilmiştir 25,26.

    VEP’te latans uzamasının aksonal hasara 27, demyelinizasyona 28 ya da her iki mekanizmaya bağlı 29 oluşabilen optik sinir disfonksiyonuna bağlı olduğu bildirilmektedir. VEP değişikliklerinin tedaviyle düzelebildiği 25,26,30, VEP’in optk atrofi gelişmeden önce riskli hastalarda monitorizasyon için kullanılabileceği bildirilmiştir 24,25,29.

    Bu çalışmada uzun süredir semptomları olan üç hastanın üç gözünde latans uzaması, kronik papilödemi olan iki hastanın üç gözünde de VEP latansları üst sınırda (115 ms) saptandı. VEP latansında progresif uzama tespit edilen hastamızın takiplerinde 8 ay sonra optik sinirinde soluklaşma izlendi. Papilödemli hastalarda VEP erken dönemde normalken, kronik dönemde yüksek kafa içi basıncının etkisiyle aksonlarda oluşan harabiyet sonucunda, latans uzaması meydana gelmektedir.

    Optik siniri etkileyen birçok hastalıkta renkli görme bozulur 7,31,32. Literatürde renk levhaları ile yapılan muayenede %20 ile %30 hastada renk görme defekti saptanmıştır 4,12. FM 100 Hue testi, normal renkli görmesi olan kişileri yüksek, orta ve düşük renk ayırımı yapabilenler olarak ayırır. Ayrıca renk göeme defekti olan kişilerin defektif renk zonlarını belirler 6. FM 100 Hue testi ile daha fazla defekt saptandığı bildirilmiştir 12. Bu çalışmada Ishihara kartları ile renkli görme muayenesinde hastaların yalnız bir tanesinde renk görme defekti saptanırken, FM 100 Hue testi yapılan 24 gözden 19 unun toplam hata skoru yaşa göre yüksek bulundu.

    Görmeleri, görme alanları ve fundus muayeneleri tamamen düzelen 7 gözün kontrol renk görme testinde toplam hata skoru ortalamasının 180’ e düştüğü, bunun da istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulundu. Biz bütün bu sonuçlarla papilödemli hastalarımızda Ishihara testi ile renk görme defekti saptayamazken, FM 100 Hue testinde saptamamızı FM 100 Hue testinin sensitivite ve spesifitesinin yüksek olması ile açıklamaktayız.

    VEP testinin kliniğimizde olmaması nedeniyle Nöroloji Kliniğindeki parametrelerle yapılmış olması, hasta sayısının yetersizliği gibi kısıtlılıkları olmasına rağmen, araştırmalarımıza göre literatürde papilödemli hastaların hem FM 100 Hue testi hem VEP ile takip edildikleri başka bir çalışma bulunmaması açısından kıymetlidir. Bu konuda yapılacak olan yeni çalışmalara yol gösterici olabileceğini düşünmekteyiz.

    Sonuç olarak, papilödem, intrakranial yer kaplayan lezyon, hidrosefali, enfeksiyon gibi çeşitli ve ciddi sebeplere sekonder olabilmesi ve uzun dönemde artmış kafa içi basınç artışına ikincil olarak görme kaybı riski taşıması sebebiyle etyolojik araştırma, tedavi ve monitörizasyonu önem taşıyan bir klinik tablodur.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Trobe JD. Papilledema: The vexing issues. J Neuroophthalmol 2011; 31(2): 175-186.

    2) Atabey Ç, Kansu T. Optik disk ödemi. Nöro-Oftalmoloji, Ankara, Hacettepe Üniversites, Basımevi, 1993.

    3) Crum OM, Kilgore KP, Sharma R, et al. Etiology of Papilledema in Patients in the Eye Clinic Setting. JAMA Netw Open 2020: 3 (6): e206625.

    4) Corbett JJ, Savino PJ, Thompson HS, et al. Visual loss in pseudotumor cerebri. Follow-up of 57 patients from five to 41 years and a profile of 14 patients with permanent severe visual loss. Arch Neurol 1982; 39 (8): 461-474.

    5) Orcutt J, Page N, Sanders M. Factors affecting visual loss in benign intracranial hypertension. Ophthalmology. 1984; 91 (11): 1303-1312.

    6) Farnsworth D. The Farnsworty Munsell 100 Hue Test fort he examination of color discrimination. Macbeth 1957: 1-7.

    7) Verriest G. Further studies on acquired deficiency of color discrimination. J Opt Soc Am 1963: 185-195.

    8) Krill AE, Fishman GA. Acquired color vision defects. Trans Am Acad Ophthalmol Otolaryngol 1971; 75 (5): 1095-1111.

    9) Friedman DI, Liu GT, Digre KB. Revised diagnostic criteria for the pseudotumor cerebri syndrome in adults and children. Neurology 2013; 81: 1159-1165.

    10) Çelebisoy N, Seçil Y, Akyürekli O. Pseudotumor cerebri aetiological factors presenting fetures and prognosis in thr western part of Turkey. Acta Neurol Scand 2002; 106: 367-370.

    11) Durcan F, Corbett J, Wall M. The incidence of pseudotymor cerebri population studies in Iowa and Lousiana. Arch Neurol 1998; 45: 875-877.

    12) Wall M, George D. Idiopathic intracranial hypertension: A prospective study of 50 patients. Brain 1991; 114: 155-180.

    13) Boddie HG, Banna M, Bradley WG. "Benign" intracranial hypertension. A survey of the clinical and radiological features, and long-term prognosis. Brain 1974; 97 (2): 313-326.

    14) Ireland B, Corbett JJ, Wallace RB. The search for causes of idiopathic intracranial hypertension. A preliminary case-control study. Arch Neurol 1990; 47 (3): 315-320.

    15) Cicik E, Başarer T, Özdemir H, Toçuoğlu E, Tandır R. Psödotümör serebride görme kaybı. Türk Oftalmoloji Gazetesi 2001; 31: 569-572.

    16) Takkar A, Goyal MK, Bansal R, Lal V. Clinical and neuro-ophthalmologic predictors of visual outcome in idiopathic intracranial hypertension. Neuroophthalmology. 2018; 42(4): 201-208.

    17) Radhakrishnan K, Ahlskog JE, Cross SA, Kurland LT, O’Fallon WM. Idiopathic intracranial hypertension (pseudotumor cerebri). Descriptive epidemiology in Rochester, Minn, 1976 to 1990. Arch Neurol 1993; 50 (1): 78-80.

    18) Afonso CL, Talans A, Monteiro ML. Factors affecting visual loss and visual recovery in patients with pseudotumor cerebri syndrome. Arq Bras Oftalmol 2015; 78(3): 175-179.

    19) Radhakrishnan K, Ahlskog E, Garrity J, Kurland I. Idiopathic intracranial hypertension. Mayo Clin Proc 1994; 69: 169-180.

    20) Keltner JL, Johnson CA, Cello KE. NORDIC Idiopathic Intracranial Hypertension Study Group. Baseline visual field findings in the Idiopathic Intracranial Hypertension Treatment Trial (IIHTT). Invest Ophthalmol Vis Sci 2014; 55 (5): 3200-3207.

    21) Hatem CF, Yri HM, Sørensen AL, Wegener M, Jensen RH, Hamann S. Long-term visual outcome in a Danish population of patients with idiopathic intracranial hypertension. Acta Ophthalmol 2018; 96 (7): 719-723.

    22) Moss HE. Objective Measures of Visual Function in Papilledema. Adv Ophthalmol Optom 2016; 1 (1): 231-247.

    23) Hayreh SS. Pathogenesis of optic disc edema in raised intracranial pressure. Prog Retin Eye Res 2016; 50: 108-144.

    24) Falsini B, Tamburrelli C, Porciatti V, Anile C. Pattern electroretinograms and visual evoked potentials in idiopathic intracranial hypertension. Ophthalmologica 1992; 205 (4): 194-203.

    25) Sorensen PS, Trojaborg W, Gjerris F, Krogsaa B. Visual evoked potentials in pseudotumor cerebri. Arch Neurol 1985; 42 (2): 150-153.

    26) Krogsaa B, Soelberg Sorensen P, Seedorff HH, Trojaborg W, Gjerris F. Ophthalmologic prognosis in benign intracranial hypertension. Acta Ophthalmol Suppl 1985; 173: 62-64.

    27) Hartmann CJ, Klistorner AI, Brandt AU, et al. Axonal damage in papilledema linked to idiopathic intracranial hypertension as revealed by multifocal visual evoked potentials. Clin Neurophysiol 2015; 126 (10): 2040-2041.

    28) Kesler A, Vakhapova V, Korczyn AD, Drory VE. Visual evoked potentials in idiopathic intracranial hypertension. Clin Neurol Neurosurg 2009; 111 (5): 433-436.

    29) Kisabay A, Selcuki D, Zeybek S, Batum M. Evaluation of the patients diagnosed as idiopathic intracranial hypertension with and without papilledema visual pathways by analysis of visual evoked potential. Int J Neurosci 2021; 131 (2): 183-190.

    30) Kirkham T, Coupland S. Abnormal electroretinograms and visual evoked potentials in chronic papilledema using time-difference analysis. Can J Neurol Sci 1981; 8 (3): 243.

    31) Nichols BE, Thompson HS, Stone EM. Evaluation of a significantly shorter version of the Farnsworth-Munsell 100-hue test in patients with three different optic neuropathies. J Neuroophthalmol 1997; 17 (1): 1-6.

    32) Almog Y, Nemet A. The correlation between visual acuity and color vision as an indicator of the cause of visual loss. Am J Ophthalmol 2010; 149 (6): 1000-1004.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]