[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2009, Cilt 23, Sayı 2, Sayfa(lar) 071-075
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Kars İli Hastane Çalışanlarında Nazal Staphylococcus Aureus Taşıyıcılığı ve Metisilin Direncinin Araştırılması
Funda KARDAŞ ÖZDEMİR1, Mitat ŞAHİN2
1Atatürk Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı, Erzurum, TÜRKİYE
2Kafkas Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Kars, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Staphylococcus aureus, nazal taşıyıcılık, metisilin direnci, sağlık çalışanları
Özet
Bu çalışmada, Kars ili sağlık çalışanlarının nazal Staphylococcus aureus ve metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) taşıyıcılığı oranlarının araştırılması amaçlandı.

Çalışma 1 Temmuz 2005 ile 30 Mart 2006 tarihleri arasında Kars Devlet Hastanesi ve Kars Doğum ve Çocuk Bakımevi'ne yapıldı. Staphylococcus aureus olarak identifiye edilen kökenlerin metisilin ve diğer bazı antibiyotiklere duyarlılığı NCCLS önerilerine göre Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile araştırıldı. Çalışma kapsamına alınan bireylerin 29'unda (%15.1) Staphylococcus aureus taşıyıcılığı saptandı. Taşıyıcı olan 29 bireyin birinde ise MRSA saptandı (tüm MRSA taşıyıcılığı %0.5).

Taşıyıcılık oranları hekimlerde %16, hekim dışı personelde %12.5 ve yardımcı personelde de %22 olarak bulundu ve nazal Staphylococcus aureus taşıyıcılığı açısından meslek grupları ve klinikler arasında istatistiksel olarak önemli farklılık bulunmadı. Antibiyotik direncine en fazla penisilin-G' de (%100) rastlandı. Mupirosin ve vankomisine karşı direnç bulunmadı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Staphylococcus aureus günümüzde hastane infeksiyonlarının önde gelen etkenlerinden biridir1-3. Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (Methicillin-Resistant Staphylococcus aureus-MRSA), Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülkenin hastanelerinde endemik durumdadır4-6. Bu kökenlerin bir hastanenin belirli bir servisinde yayılma ve sepsise neden olma potansiyelleri yüksektir. MRSA epidemilerinin bir hastanede görülmesinden sonra elimine edilmesi de oldukça zordur7,8.

    Staphylococcus aureus' a bağlı hastane infeksiyonları son yıllarda metisiline ve birçok antibiyotiğe çoklu direnç göstermesi nedeniyle giderek önemli bir sorun haline gelmiştir9. Tüm dünyada metisiline dirençli stafilokok infeksiyonlarının oranının gittikçe artması bu infeksiyonların tedavisini daha problemli hale getirmektedir. Bu nedenle özellikle hastane ortamında gelişen stafilokok infeksiyonlarının önlenmesi çok daha önemlidir5,10. Hastane kaynaklı stafilokok infeksiyonlarının gelişiminde önemli risk faktörlerinden birisi sağlık personelinin burnunda kolonize olan S. aureus bakterileridir3,11.

    Bu çalışmada Kars ili hastane çalışanlarındaki nazal Staphylococcus aureus taşıyıcılık oranının ve metisilin dirençli Staphylococcus aureus varlığının saptanması ve izole edilen S. aureus kökenlerinin antibiyotik dirençlilik durumlarının ortaya konması amaçlanmıştır. Böylece hastane çalışanlarındaki S. aureus taşıyıcılık oranlarının belirlenmesi nozokomiyal stafilokok infeksiyonlarına karşı alınması gereken önlemler ve uygulanabilecek tedavi yöntemleri hakkında değerli bilgiler vererek bu mikroorganizmaya karşı ortak korunma ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışma Temmuz 2005-Mart 2006 tarihleri arasında Kars Devlet Hastanesi ve Kars Doğum ve Çocuk Bakımevi'nin çeşitli birimlerde çalışan hekim, hekim dışı sağlık personeli (hemşire, ebe, sağlık memuru, laboratuvar teknisyeni) ve yardımcı personel (hasta bakıcı, temizlik vb. görevliler) olmak üzere 191 hastane personelinden alınan burun sürüntüsü örnekleri ile yapılmıştır. Sürüntüler her iki taraf burun konkasının 1/3'lük ön kısmından serum fizyolojikle ıslatılmış steril pamuk eküvyonlarla sağa ve sola birkaç kez çevirmek suretiyle alındı. Örnekler %7 koyun kanlı ağara ekilerek 37 ºC'de 24 saat inkübe edildi. inkübasyon sonrasında besiyerinde üreyen kolonilerden Gram boyama yapıldı. Mikroskobik incelemesinde Gram pozitif kümeler yapmış kok görünümü veren kolonilere katalaz testi uygulandı. Katalaz testi sonucu pozitif olan kökenlere Micrococcaceae ailesinin diğer üyelerinden ayırmak için bacitracin (0.04 µg) duyarlılık testi uygulandı. S. aureus'u diğer stafilokoklardan ayırmak için ise Mannitol Salt agara ekim yapıldı. 37 ºC de 24 saat inkübe edildikten sonra Mannitol Salt ağarda etrafında sarı renkte bir halo oluşturan veya besiyerinin rengini tamamen sarıya çeviren kökenler S. aureus olarak kabul edildi. Koagülaz pozitif kökenleri ayırt edebilmek amacıyla lamda ve tüpte koagülaz testi yapıldı12.

    Elde edilen kökenlerin metisilin direnci 1 µg oxacillin diski kullanılarak Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile araştırıldı. Ayrıca izole edilen S. aureus kökenlerinde sık kullanılan bazı antibiyotiklere (gentamisin, rifampisin, eritromisin, fusidik asit, trimetoprim-sulfametoksazol, klindamisin, siprofloksasin, ofloksasin, penisilin G, vankomisin, mupirosin, tetrasiklin) duyarlılık durumları da NCCLS önerileri doğrultusunda disk difüzyon yöntemi ile araştırıldı13. Kontrol amacıyla S. aureus standart suşu (ATCC 25923) kullanıldı. İstatistiksel analizler SPSS 11.0 paket programında Ki-kare tekniği kullanılarak yapıldı14.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışmaya katılan 191 sağlık personelinin 13'ü hekim (%6.8), 128'i hekim dışı sağlık personeli (HDSP, %67) ve 50'si yardımcı personel (YP, %26.2) idi. Çalışma sonucunda 29 personel nazal S. aureus taşıyıcısı olarak tespit edilmiştir. Meslek grupları arasında nazal S. aureus taşıyıcılığı oranlarındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Çalışmaya katılan sağlık çalışanlarının meslek gruplarına göre dağılımı Tablo 1'de sunulmuştur.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hastane personelinde görevlerine göre nazal S. aureus taşıyıcılığının dağılımı

    Kliniklere göre nazal S. aureus taşıyıcılığında en yüksek oranlar ameliyathane, yoğun bakım, laboratuvar, cildiye, pediatri ve üroloji personelinde tespit edilirken, dahiliye, genel cerrahi, beyin cerrahi, doğumhane ve acil serviste nispeten daha düşük seviyelerde tespit edilmiştir. Göğüs hastalıkları ve ortopedi personelinde nazal S. aureus taşıyıcılığına rastlanmamıştır. Kliniklere göre nazal S. aureus taşıyıcılığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0.05). (Tablo 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Hastane personelinin S. aureus taşıyıcılığının kliniklere göre dağılımı

    Çalışma kapsamına alman hastane personeli çalışma sürelerine göre 0-5 yıl, 5-10 yıl, 10-15 yıl, 15-20 yıl ve 20 yıl ve üzeri olarak beş gruba ayrılarak incelenmiştir. Hastane personelinde S. aureus taşıyıcılığında çalışma sürelerine göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. (p> 0.05). (Tablo 3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Hastane personelinde S. aureus taşıyıcılığının çalışma süresine göre dağılımı

    S. aureus kökenlerinden sadece biri (%3,4) metisiline dirençli S. aureus olarak bulunmuştur. Bu MRSA kökeni aynı zamanda antibiyotiklere çoklu dirençli (Multi-Resistant) bir köken olup gentamisin, rifampisin, eritromisin, fusidik asit, trimetoprim-sulfametoksazol, klindamisin, siprofloksasin, ofloksasin ve penisilin G'ye karşı dirençli bulunurken, mupirosin, vankomisin ve tetrasikline karşı duyarlı olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen MSSA kökenlerinde ertromisine, klindamisine, tetrasikline ve oflaksosine sırasıyla; %17.8, %7.1, %46.4, ve %3.5 oranlarında orta derecede duyarlılık tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra yine MSSA' larda ertromisine, klindamisine ve tetrasikline sırasıyla; %10.5, %3.5 ve %32.1 oranlarında direnç olduğu tespit edilmiştir. MSSA kökenlerinde vankomisin ve mupirosinin yanında siprofloksasin, fusidik asit, rifampisin, gentamisin, trimetoprim-sulfametoksazol ve ofloksasine karşı direnç durumuna rastlanmamıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Stafilokoklar ilk tanımlandıkları 1881 yılından bu yana önemli infeksiyon etkenleri olmaya devam etmekte ve birbirinden farklı birçok klinik tabloya neden olmaktadır1,15,16. Staphylococcus aureus hem toplumda hem de hastanede kazanılan infeksiyonlara neden olabilmekte ve son yıllarda metisilin direncindeki artışa paralel olarak özellikle hastane kaynaklı infeksiyonlarda ciddi bir sorun teşkil etmektedir10,11.

    Stafılokok infeksiyonlarının epidemiyolojisinde hastane çalışanlarının S. aureus taşıyıcısı olmasının önemi bilinmektedir10,17. Hastane personelinde S. aureus taşıyıcılığı genellikle nazal taşıyıcılık şeklindedir. Buruna yerleşen stafılokoklar personelin elleri aracılığı ile hastalarda kolonize olmakta ve infeksiyona predispozisyon varsa yaşamı tehdit eden infeksiyonlara yol açabilmektedir18. Burunda S. aureus kolonizasyonu, salgınlara yol açabilmesi, çoklu direnç gösterebilmesi ve sağaltım maliyetinin yüksek olması nedeniyle sorun oluşturmaktadır17. Hastane ortamında uzun süre yatan hastalar, doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanları genel popülasyona göre daha yüksek oranda S. aureus taşıyıcısıdırlar. Bu durum özellikle hastane ortamında yatan ve invaziv girişimlere maruz kalan her hasta için ciddi bir hastane infeksiyonu kaynağı olabilmekte, bazen de ciddi epidemik ataklara yol açabilmektedir3,19,20.

    Yapılan bu çalışmada nazal MRSA taşıyıcılık oranının daha önce yapılan birçok çalışmaya göre oldukça düşük oranlarda bulunmuştur17-19,21,22. Bunun nedeni olarak araştırmaların yapıldığı diğer hastanelerin genellikle Kars ili hastanelerinden nispeten daha büyük ölçekli oluşu, küçük ölçekli hastanelerde hasta popülasyonunun ve hastalık çeşitlerinin azlığı, kullanılan antibiyotik çeşitliliğinin daha az oluşu ve daha ciddi hastalığı olan ve uzun süreli tedavi görmesi gereken hastaların büyük sağlık merkezlerine sevk edilmesinin olabileceği düşünülmüştür.

    Yapılan çalışmaların önemli bir kısmında sağlık personeli görevlerine göre ayrılarak nazal taşıyıcılık açısından değerlendirilmiştir3,17,19,21,22. Kars yöresi hastanelerinde yapılan bu çalışmada ise hekim dışı sağlık çalışanlarının hekim ve yardımcı personele kıyasla daha az taşıyıcı oldukları saptanırken meslek grupları ile nazal S. aureus taşıyıcılık oranları arasında istatistiksel yönden anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir. Hekimlerde oranın yüksek bulunması durumu alınan numune sayısının yetersiz olmasıyla açıklanabilir. Nazal S. aureus taşıyıcılığının yardımcı personelde daha yüksek oranda saptanmasının nedeninin ise bu personellerin hastalarla teması sırasında daha az özen göstermelerinden kaynaklanabilir. Ayrıca tıbbi bilgi eksikliği ve sosyokültürel farklılıklar da bu oranı etkileyebilir.

    Bu çalışma kapsamındaki hastane çalışanlarının çalıştıkları kliniklere göre nazal S. aureus taşıyıcılığının dağılımı incelendiğinde; klinikler arasında nazal S. aureus taşıyıcılığı yönünden istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Bunun nedeninin ise her iki hastanede de klinikler arası personel rotasyonunun sık uygulanması, bir klinikte bir personelin çok uzun süre çalıştırılmaması ve kliniklerden alınan örnek sayısının azlığı olarak düşünülebilir.

    Hastane personeli çalışma sürelerine göre nazal taşıyıcılık araştırıldığında çalışma sürelerine göre nazal S. aureus taşıyıcılığı arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunamasa da, yıllara göre orantılı bir şekilde artması ve 20 yıldan daha fazla çalışanlarda düşmesi dikkat çekmektedir. Bu durum uzun süre çalışan personelin yaş vb. nedenlerle daha pasif görevlere çekilmesi olarak açıklanabilir.

    Nazal S. aureus kökenlerinin antibiyotik duyarlılıkları irdelendiğinde vankomisin ve mupirosin direncine hem MRSA hem de MSSA kökenlerinde rastlanmamıştır. Elde edilen tüm kökenler penisilin G ye karşı % 100 dirençli bulunurken MSSA' larda da çeşitli antibiyotiklere karşı direnç ve orta düzeyde duyarlılık tespit edilmiştir. Birçok çalışmada MRSA kökenlerinde metisilin direnci ile birlikte birçok antibiyotiğe de direncin söz konusu olduğu bildirilmiştir13,23,24. Bu çalışmada elde edilen bulgular da bu sonuçları destekler niteliktedir. İzole edilen MRSA ve MSSA kökenlerindeki dirençlilik durumu ile ilgili bulguların anlam taşıyabilmesi için bu sonuçların çalışmanın yapıldığı yörede başka çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir.

    Yapılan çalışmalar özellikle risk gruplarında ve sağlık personelinde nazal S. aureus taşıyıcılarının tedavi edilmesiyle bu bakterinin yaptığı hastalıklarda önemli düzeyde azalma meydana geldiğini göstermiştir. Nazal MRSA taşıyıcılığında en etkili tedavi mupirosin olarak bilinmektedir25. Bununla birlikte Türkiye'de mupirosine direnç S. aureus için %3 olarak bildirilmektedir18. Tıbbi pratikte hastaya temastan önce ve temastan sonra ellerin yıkanması ile organizmanın yayılımı ve infeksiyonları önlenebilmektedir. İleride mupirosine de yüksek seviyede dirençli S. aureus kolonizasyonu ile karşılaşmamak için, MRSA'nın endemik olduğu hastanelerde taşıyıcıları mupirosin ile tedavi etmek yerine sağlık personelinin el yıkama ilkelerini bilinçli bir şekilde uygulamaları gerekmektedir19.

    Sonuç olarak; araştırma kapsamına alınan hastanelerde çalışan personelin burunlarında S. aureus kolonizasyonu ve nazal MRSA taşıyıcılık oranlarının çok yüksek olmadığı belirlenmiştir. Ancak, elde edilen MSSA ve MRSA kökenlerinin bazı antibiyotiklere oldukça yüksek oranlarda dirençli olduğu da tespit edilmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda; tüm sağlık çalışanlarının infeksiyon kontrol önlemlerine uyumda son derecede titiz davranmaları, nazal MRSA taşıyıcılığı için kontrol önlemlerinin artırılması, taşıyıcı personelin saptanması, eğitimi, kontrolü ve bunların daha az hasta temasını gerektiren yerlerde görevlendirilmesinin yanısıra gelişigüzel antibiyotik kullanımını önleyici politikaların geliştirilmesi önerilebilir.

    Teşekkür
    Tez çalışmasından özetlenen bu araştırma, Kafkas Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Yönetim Kurulu Başkanlığı tarafından 2005-VF-11 nolu proje ile desteklenmiştir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Noskin GA, Rubin RJ, Schentag JJ, et al. The burden of Staphylococcus aureus ınfections on hospitals in the United States: an analysis of the 2000 and 2001 nationwide inpatient sample database. Arch Intern Med 2005; 165: 1756-1761.

    2) Aravind P, Krishnan PU, Srinivasa H. Joseph V. Screening of burns unit staff of a tertiary care hospital for methicillin-resistant Staphylococcus aureus colonisation. Mcgill J Med 2000; 5: 80-84.

    3) Cespedes C, Miller M, Quagliarello B, et al. Differences between Staphylococcus aureus isolates from medical and nonmedical hospital personnel. J Clin Microbiol 2002; 40: 2594-2597.

    4) Givney R, Vickery A, Holliday A, Pegler M, Benn R. Evolution of an endemic methicillin-resistant Staphylococcus aureus population in an Australian hospital from 1967 to 1996. J Clin Microbiol 1998; 36: 552-556.

    5) Tiemersma EW, Bronzwaer S, Lyytikainen O, et al. Methicillin-Resistant Staphylococcus aureus in Europe, 1999-2002. Emerg Infect Dis 2004; 10: 1627-1634.

    6) Voss A, Milatovic D, Wallrauch-Schwarz C, Rosdahl VT, Braveny I. Methicillin-resistant Staphylococcus aureus in Europe. Eur J Clin Microbiol Infect Dis 1994; 13: 50-55.

    7) Kotilainen P, Routamaa M, Peltonen R, et al. Elimination of Epidemic Methicillin-resistant Staphylococcus aureus from a university hospital and district institutions, Finland. Emerg Infect Dis 2003; 9: 169-174.

    8) Singh K, Gavin PJ, Vescio T, et al. Microbiologic surveillance using nasal cultures alone is suffıcient for detection of methicillin-resistant Staphylococcus aureus isolates in neonates. J Clin Microbiol 2003; 41: 2755-2757.

    9) Cookson BD, Peters B, Webster M, et al. Staff carriage of epidemic methicillin-resistant Staphylococcus aureus. J Clin Microbiol 1989; 27: 1471-1476.

    10) Kluytmans J, van Belkum A, Verbrugh H. Nasal carriage of Staphylococcus aureus: epidemiology, underlying mechanisms and associated risks. Clin Microbiol Rew 1997; 10: 505-520.

    11) Nouwen J, Boelens H, van Belkum A, Verbrugh H. Human factor in Staphylococcus aureus nasal carriage. Infect Immun 2004; 72: 6685-6688.

    12) Arda M. Temel Mikrobiyoloji. Genişletilmiş İkinci Baskı, Ankara: Medisan Yayın Serisi no 46, 2000: 294-314.

    13) National Committee for Clinical Laboratory Standards. Performance Standards for Antimicrobial Disk Susceptibility Tests; Approved Standard. Eighth Edition, NCCLS, Wayne, PA USA: NCCLS document M100-S13 (M2), 2003.

    14) Büyüköztürk Ş. Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı: İstatistik, Araştırma Deseni, SPSS Uygulamaları, Yorum. 4. Ed, Ankara: Pegema Yayıncılık, 2004: 145-155.

    15) Noble WC. Staphylococcal Diseases. In: Collier L, Balows A, Susman M, eds. Microbiology and Microbial Infections. Vol. 3. New York: Oxford University Press, 1998: 231-248

    16) Chigbu CO, Ezeronye OU. Antibiotic resistant Staphylococcus aureus in Abia State of Nigeria. Afr J Biotechnol 2003; 2): 374-378.

    17) Eriş F, Şengönül A, Demir A, Çelikten E. İki ayrı merkezde sağlık çalışanlarında nazal Staphylococcus aureus taşıyıcılığının karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2001; 15: 35-39.

    18) Durmaz B, Tekerekoğlu M, Otlu B, Taştekin N. Turgut Özal Tıp Merkezi personelinde burunda S. aureus ve metisiline dirençli Staphylococcus aureus taşıyıcılık oranı. Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1999; 6: 150-153.

    19) Öncül O, Erdemoğlu A, Özsoy MF, ve ark. Hastane personelinde nazal Staphylococcus aureus taşıyıcılığı. Klimik Dergisi 2002; 215: 74-77.

    20) Tanır G, Göl N. Antibiyotik direnci. Klimik Dergisi 1999; 12: 47-54.

    21) Çelik İ, Cihangiroğlu M, Sevim E, Çabalak M, Akbulut A. Sağlık çalışanlarının burunlarından izole edilen koagülaz pozitif ve negatif stafilokoklarda metisilin direnci ve slime pozitifliği. Fırat Tıp Dergisi 2005; 10: 123-126.

    22) Mutlu B, Güneş S, Kolaylı F, ve ark. Hastane personelinin burun kültürlerinden izole edilen stafılokok türlerinin metisilin duyarlılığı. Klimik Dergisi 2001; 14: 159-160.

    23) Aucken HM, Cookson BD, Ganner M, Johnson AP, Murchan S. A new UK strain of epidemic methicillin-ressistant Staphylococcus aureus (EMRSA-17) resistant to antibiotics. J Antimicrob Chemother 2002; 50: 171-175.

    24) Dominguez MA, Lencastre H, Linares J, Tomasz A. Spread and maintenance of a dominant methicillin-resistant Staphylococcus aureus (MRSA) clone during an outbreak of MRSA disease in a Spanish hospital. J Clin Microbiol 1994; 32: 2081-2087.

    25) Cookson, BD. The emergence of mupirocin resistance: a challenge to infection control and antibiotic prescribing practice. J Antimicrob Chemother 1998; 41: 11-18.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]