Bu çalışmaya benzer olarak Gürkan’ın (2005) yapmış olduğu çalışmada da, kadınların menopoz yaşları 46.6±4.9 yaş ve ortalama menopoz süreleri 55.8±47.9 ay bulunmuştur
4.
Çalışmamıza katılan kadınların, menopoz semptomlarını değerlendirme ölçeğinden toplam alınabilecek puan ortalamasının altında kaldıkları görülmektedir. Bu sonucun, çalışmanın menopoz şikayetiyle hastaneye başvuran ve takip altında olan kadınlar üzerinde yapılmış olmasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
Çalışmada kadınların evlilik uyumu ölçeği puan ortalamasının 41.2±9.7 olarak saptanmış ve evlilik uyumunun alt sınır puanı olan 43.5’in altında yer aldığı ve kadınların uyumsuz evlilik ilişkisi içinde oldukları belirlenmiştir.
Uçanok ve Bayraktar’ın çalışmasında belirttikleri gibi, Kağıtcıbaşının (1981) kültürlerarası bir proje kapsamında 8 ülkeyi içeren çalışmasında, Türk kadınlarının %62’sinin “eşe yakın olma” birinci veya ikinci sırada bir değer olarak seçtikleri dikkate alındığında, Türk toplumunda da evlilik ilişkisinin niteliğinin klimakterik döneme ilişkin şikayetler ile baş etmede oldukça önemli rolü olduğu ileri sürülebilir10. Araştırma bulguları bu doğrultudadır.
Çalışmalar bazı kadınların, menopozu herhangi bir gerilim hissetmeden doğal bir yaşam dönemi olarak karşıladığını1,11, bazılarının ise menopozun kadını depresif, sinirli ve dağınık yapacağını, artık gerçek bir kadın olunamayacağı düşünceleri olduklarını bildirmektedir1,12. Yapılan çalışmalarda, olumlu menopozal tutumda olan kadınların menopozal yakınmalarla baş etme yeteneğinin daha fazla olduğu saptanmıştır3,13-15. Çalışmamızda menopoza yönelik olumlu tutum içinde olmanın menopozal şikayetlerin daha az yaşanmasına neden olduğu saptanmıştır.
Yapılan çalışmalarda menopoza ilişkin tutumların oluşmasında kalıp yargıların, yaşama bakış açısının, evlilik ilişkisinin, iyimser tutum içinde olmanın ve menopoz yaşantısının olduğu kadar, bireylerin kişilik özelliklerinin de önemli bir faktör olabileceği ortaya konmuştur10. Çalışmamızda, klimakterik dönemdeki uyumlu evlilik ilişkisi olan kadınların uyumsuz evlilik ilişkisine sahip olanlara göre menopoza ilişkin tutumlarının daha olumlu olduğu görülmektedir.
Çalışmamızda Varma ve ark. (2006) çalışması ile benzer olarak menopozal yakınmaların artan eğitim yılı ile azaldığı görülmüştür1. Çalışmaya katılan kadınların eğitim düzeylerinin menopozal yakınmaların azalmasında etkili olduğu belirlenmiştir. Eğitim düzeyinin artması olasılıkla menopoz dönemi ile ilgili doğru ve sağlıklı bilgilenmeyi ve anlamayı kolaylaştırıyor olabilir.
Bloch (2002) Avusturya’da yaptığı çalışmasında klimakterik kadınların %35.3’ü menopoza karşı negatif duygular, %33.3’ü pozitif duygular, %27.5’i tarafsız, %3.9 ilgisiz duygular taşıdıklarını bulmuştur. Çalışmada kadınların 1/3’i menopoza yönelik olumsuz duygular taşıdıkları ve bu durumunda toplumda menopozun tedavi görmesi gereken bir hastalık olarak algılanması ve o döneme giren kadının dayanılmaz acıları beklemeye başladığı düşünülmektedir15. Doğu Araplar üzerinde yapılan bir çalışmada menopoza olumlu yaklaşıldığı saptanmıştır. Bunun nedeninin ise doğum kontrol yöntemlerini kullanmayan bu kadınların menopoz dönemini doğurganlığın sonu olarak görüp mutlu olmasından kaynaklandığı ifade edilmektedir16. Bizim çalışmamızda da kadınların çoğunluğunun gerek vücutlarında yaşadıkları değişiklikler ve cinsellikle ilgili sorunlar gerekse doğurganlığın kaybı nedenleriyle menopoz dönemini kötü algıladıkları dikkat çekmektedir.
Çalışmada hormon replasman tedavisi kullanma durumu ile MRS puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Çalışmada hastaların geçmişte kullandıkları ilaçlar ve kullanım süreleri geriye doğru sorulmuştur. Bunun yanı sıra ilaç kullanan kadınların ilaç öncesi menopoza ilişkin semptomlarının sorgulanması, anımsama yanılgısına (recall bias) neden olabilir. Çalışma sonuçları bu doğrultuda değerlendirilmemelidir.
Sonuç ve Öneriler: Kadınların menopoz semptom değerlendirme ölçeğinin toplamından ortalama 18.0±8.7 puan almış olup yakınmaları çok fazla yaşamadıkları belirlenmiştir. Menopoz semptom değerlendirme ölçeği alt boyutlarından psikolojik şikayetlerin daha fazla yoğunlukta yaşandığı saptanmıştır. Çalışmada kadınların evlilik uyumu ölçeği puan ortalaması 41.2±9.7’dır ve uyumsuz evlilik ilişkisi içinde oldukları belirlenmiştir. Menopoza İlişkin Tutum Ölçeğinden 41.5±12.5 ortalama puan aldıkları ve kadınların olumlu menopozal tutum içinde oldukları saptanmıştır.
Araştırma sonuçlarına göre; uyumlu evlilik ilişkisi ve olumlu menopoza ilişkin tutum içinde olan klimakterik dönemdeki kadınlarda menopozal yakınmaların daha az görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca kadınların eğitim düzeylerindeki artış ve menopozu iyi algılama durumları menopozal yakınmaları olumlu yönde etkilemiştir.
Bu sonuçlar doğrultusunda;
Araştırma grubundaki kadınların yaşadıkları sorunlar ve bu sorunlara yönelik girişimlerin hizmet içi eğitim programlarıyla ebe ve hemşirelere anlatılarak öneminin kavratılması, kadınların eğitim düzeylerinin artırılması, olumlu menopozal tutum sağlamalarında kadınlara menopoza yönelik eğitim verilmesi, uyumlu evlilik ilişkisinin geliştirilmesi için sağlık çalışanları tarafından danışmanlık hizmetlerinin sağlanması önerilebilir.