[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2008, Cilt 22, Sayı 6, Sayfa(lar) 343-349
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Klimakterik Dönemdeki Evli Kadınların Eş Uyumları ve Menopoza İlişkin Tutumlarının Menopozal Yakınmalar Üzerine Etkisi
Ayden ÇOBAN1, Sevgi NEHİR1, Hülya DEMİRCİ2, Ferda ÖZBAŞARAN1, Ümit İNCEBOZ3
1Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Manisa, TÜRKİYE
2Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü, Manisa, TÜRKİYE
3Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Manisa, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Menopozal tutum, evlilik uyumu, menopozal yakınmalar
Özet
Çalışmanın amacı; klimakterik dönemindeki evli kadınların eş uyumları ve menopoza ilişkin tutumlarının menopozal yakınmalar üzerine etkisini belirlemektir.

Bu çalışma Celal Bayar Üniversitesi Lokal Etik Komitesinin onayını takiben Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu ve Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı birlikteliğinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini 01 Eylül 2004-30 Eylül 2005 tarihleri arasında CBÜ Doğum ve Kadın Hastalıkları Polikliniğine menopozal şikayetleri nedeniyle başvuran toplam 1346 hasta oluşturmuştur. Örneklem seçimi kesitsel tipte olan çalışmada 01 Kasım 2005-31 Ocak 2006 tarihleri arasında 3 aylık dönemde menopozal semptomları nedeniyle polikliniğe başvuran evli kadınlar çalışmaya alınmıştır. Bu kadınlar arasından araştırmaya katılmayı kabul eden toplam 226 evli olgu çalışmaya dahil edilmiştir. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından oluşturulan 40 soruluk anket formu, Menopoz Semptomlarını Değerlendirme Ölçeği, Evlilik Uyum Ölçeği ve Menopoza İlişkin Tutum Ölçeği kullanılmıştır.

Kadınların %41.6'sı menopoza yönelik kısmen bilgisi olduğunu, %27.4'ü menopozal yakınmalarının eşiyle olan ilişkisini olumsuz etkilediğini, %20.6'sı menopozal yakınmaları için ilaç veya bitki kullandığını, %40.3'ü menopozal yakınmalarını eşiyle paylaşmak istediğini ifade etmişlerdir. Araştırma kapsamına alınan kadınların evlilik uyum puanları (ort: 41.2±9.7) ve menopoza ilişkin tutum puanları (ort: 41.5±12.5) arttıkça menopoz semptom değerlendirme puanlarının (ort: 18.0±8.7) azaldığı belirlenmiştir.

Klimakterik dönemdeki kadınların menopozal yakınmalarını, iyi evlilik uyumu ve olumlu menapoza ilişkin tutumlarının pozitif yönde etkilediği sonucuna varılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Premenopozal, menopozal ve postmenopozal dönemleri içine alan klimakterium, kadının üreme çağından üreme sonrası çağa geçişini gösteren bir dönemdir1. Klimakterik dönem, kadınların ovarial fonksiyonlarının sona ermesiyle birlikte bazı endokronolojik ve vazomotor semptomlarla karakterize, biyolojik, psikolojik ve sosyokültürel faktörlerden etkilenmektedir2,3. Klimakterik yakınmaların boyutunu, kadınların menopoza ilişkin tutumlarının yanı sıra evlilik uyumları da etkilemektedir3.

    Menopoz yaşı ile ilgili farklı araştırma sonuçları olmasına rağmen, dünyada menopoz yaşı ortalaması 51 olarak kabul edilmektedir4. Ülkemizde ortalama menopoz yaşı 48-52 arasındadır. Menopoza girme yaşı genellikle kalıtımla belirlenir2.

    Yaşamının üçte birini menopozal dönemde geçiren kadında; vazomotor değişiklikler (gece terlemesi, sıcak basmaları ve uyku sorunları vb.), psikolojik değişiklikler (anksiyete, depresyon, huzursuzluk, cinsel ilgide azalma vb.) ve atrofik değişiklikler (vajinal atrofi, stress inkontinans ve ağrılı cinsel ilişki vb.) gibi östrojen eksikliğine bağlı birtakım değişiklikler görülebilir5. Ayrıca bu dönemdeki kadınlarda, osteoporoz ve kardiyovasküler hastalık riski de artmaktadır. Kadınların bir kısmı klimakterik dönemde ortaya çıkan değişiklikleri sorun olarak algılayıp tedavi ararken, diğerleri ortaya çıkan değişikliklerden fazla etkilenmeyerek sorun olarak algılamamaktadır4.

    Türk toplumunda evlilik ilişkisi, ailede alınan kararlarda söz sahibi olma ve eşten alınan sosyal desteğin klimakterik döneme ilişkin şikayetler ile baş etmede oldukça önemli rolü olduğu ileri sürülebilir. Ayrıca menopoz döneminde eş önemli bir sırdaş olarak görülmekte, anne-baba, akraba veya arkadaşla olan sırdaşlığın eşin verdiği desteği karşılamakta yeterli olmamaktadır. Evlilikteki uyum düzeyi ile menopoza ilişkin belirtiler arasındaki ilişkiyi irdeleyen çalışmalarda, menopoz dönemindeki kadınların bu döneme ilişkin şikayetleri ile baş etmede, evliliklerinin ve eşleriyle olan ilişkilerinin oldukça önemli bir rol oynadığı gösterilmiştir6,7,8.

    Klimakterik dönem, küçük bir kadın grubunu etkileyen bazı değişikliklerin olduğu bir dönem değil, aynı zamanda yakınmalar ve hastalıklar süreci ile aile ve toplumu da etkileyen sorunlu bir dönemdir3. Klimakterik dönem fizyolojik olmasına rağmen, yaşamı tehdit edici, yaşam kalitesini bozucu ve evlilik ilişkisini etkileyen patolojik olaylarla birlikte seyrettiği için sağlık çalışanları tarafından özel olarak ele alınması gereken bir dönemdir.

    Bu araştırmanın amacı; klimakterik dönemindeki evli kadınların eş uyumları ve menopoza ilişkin tutumlarının menopozal yakınmaları üzerine etkisini saptamaktır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Kesitsel tipte olan çalışma Manisa ili merkezinde, Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Doğum ve Kadın Hastalıkları Polikliniği’nde yürütülmüştür. Çalışma CBÜ Lokal Etik Komitesinin onayını takiben CBÜ Sağlık Yüksek Okulu ve Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı birlikteliğinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini 01 Eylül 2004-30 Eylül 2005 tarihleri arasında CBÜ Doğum ve Kadın Hastalıkları Polikliniğine menopozal şikayetleri nedeniyle başvuran toplam 1346 hasta, örneklemi ise, 01 Kasım 2005-31 Ocak 2006 tarihleri arasında, 3 aylık dönemde menopozal semptomları nedeniyle polikliniğe başvuran evli kadınlardan oluşmaktadır. Araştırmanın seçim kriterlerini; araştırmaya katılmayı kabul eden, araştırmanın yapıldığı tarihler arasında polikliniğe menopozal semptomları nedeniyle başvuran, FSH ölçümleri (>40 IU/L) üstünde olan ve en az bir yıldır adet görmeyen, evli kadınlar oluşturmuştur. Araştırma seçim kriterlerine uyan toplam 226 evli kadın çalışmaya dahil edilmiştir.

    Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından oluşturulan 40 soruluk anket formu, menopozal yakınmaları değerlendirmek için Menopoz Semptomlarını Değerlendirme Ölçeği- Menopause Rating Scale (MRS), eş uyumlarını ölçmek için Evlilik Uyum Ölçeği ve Menopoza İlişkin Tutum Ölçeği kullanılmıştır.

    MRS ölçeği Heinmann ve arkadaşları (2000) tarafından geliştirilen ve menopozal yakınmaları içeren toplam 11 maddeden oluşmaktadır. Her bir madde için; o hiç yok, 1: hafif, 2: orta, 3: şiddetli ve 4: çok şiddetli seçenekleri bulunmaktadır. Likert tipi ölçeğin somatik, psikolojik ve ürogenital şikayetler olmak üzere üç alt boyutu vardır. Ölçeğin geçerlik ve güvenirliği Gürkan (2005) tarafından yapılmıştır. Ölçekten alınan toplam puanın artması, bir yandan şikayetlerin şiddetindeki artışı ifade ederken, diğer yandan yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini göstermektedir. Ölçeğin tümü için iç tutarlılık katsayısı 0.84 olarak bulunmuştur4. Bu araştırma için iç tutarlılık katsayısı 0.81 olarak saptanmıştır.

    Evlilik uyum ölçeği, Locke ve Wallace (1959) tarafından geliştirilen 15 maddelik bir ölçektir. Hunt’ın (1978) ve Freeston ile Plechaty’nin (1997) puanlama sistemleri doğrultusunda, ölçeğin geçerlik ve güvenirliği Tutarel-Kışlak (1999) tarafından yapılmıştır. Ölçeğin evlilik problemleri olan ve olmayan eşleri anlamlı düzeyde ayırt edebildiği bulunmuştur. Evlilik uyum ölçeği, bir genel uyum sorusu, olası anlaşma alanlarını ölçen sekiz soru ile çatışma çözme, bağlılık ve iletişimi ölçen altı soruyu içermektedir. Ölçeğin iç tutarlık katsayısı 0.90 olarak bulunmuştur9. Çalışmada iç tutarlılık katsayısı 0.63 olarak bulunmuştur.

    Menopoza ilişkin tutum ölçeği, farklı yaş gruplarındaki kadınların menopoz yaşantısı ve sonrasına yönelik tutumlarını ölçmek amacıyla Uçanok tarafından 1994 yılında geliştirilmiştir. Ölçekte 2 adet olumlu, 18 adet olumsuz ifade bulunmaktadır. Olumlu ifadeler için “kesinlikle katılmıyorum” yanıtına 0 puan, “katılmıyorum” yanıtına 1 puan, “kararsızım” yanıtına 2 puan, “katılıyorum” yanıtına 3 puan, “kesinlikle katılıyorum” yanıtına 4 puan verilmektedir. Olumsuz ifadelerde ise bu puanlama ters yönde yapılmaktadır. Ölçekten alınabilecek en düşük puan sıfır en yüksek puan ise 80’dir. Ölçekten alınabilecek yüksek puan menopoza ilişkin olumlu tutumu, düşük puan ise olumsuz tutumu göstermektedir. Ortalama puanın üzerinde (40) alınan puanlar yükseldikçe tutumun daha olumlu olduğu kabul edilmektedir. Ölçeğin tümü için iç tutarlılık katsayısı 0.86 olarak saptanmış olup (10) bu çalışmada iç tutarlılık katsayısı 0.84’tür.

    Araştırmadan elde edilen verilerin analizi SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 11.0 paket programında gerçekleştirilmiştir. Verilerin değerlen-dirilmesinde; yüzde dağılımları, t testi, korelasyon analizi, kruskal wallis ve one way anova testleri kullanılmıştır. İstatistik analizler sonucunda P değeri 0.05’in altında ise anlamlı olarak kabul edilmiştir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışma grubumuza katılan kadınların sosyo-demografik özelliklerine bakıldığında, yaş ortalamasının 50.3±5.5, %51.8’inin ilkokul mezunu, %21.2’sinin yüksekokul/fakülte mezunu, eşlerinin ise %41.6’sının ilkokul mezunu olduğu, %27’sinin yüksekokul/fakülte mezunu olduğu, %70.4’ünün ev hanımı, %17.7’sinin emekli, %11.9’unun çalışıyor olduğu, %56.6’sının geliri giderine denk, %83.6’sının ailede kararlara katıldığı saptanmıştır (Tablo 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Kadınların Sosyo-demografik Özelliklerine Göre Dağılımı

    Kadınların toplam gebelik sayısı 3.8±1.9, ortalama çocuk sayısının 2.7±1.2, ilk evlenme yaş ortalamasının 20.2±3.9 ve evlilik süresinin ortalama 29.9±7.5 yıl olduğu bulunmuştur. Kadınların menopoza girme yaş ortalaması incelendiğinde; doğal menopozda 46.1±4.7, cerrahi menopozda 45.0±4.8 ve menopoz süresi 51.7±61.7 ay bulunmuştur (Tablo 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Kadınların Obstetrik ve Menopoza İlişkin Özelliklerine Göre Dağılımı

    Kadınların %41.6’sı menopoza yönelik kısmen bilgisi olduğunu, %20.6’sı menopozal şikayetleri için ilaç veya bitki kullandığını, %42.5’i menopozal şikayetlerini eşiyle paylaşmak istediğini ifade etmişlerdir (Tablo 2).

    MRS ölçeğinin toplamından alınabilecek en az puan 0 iken en fazla puan 44’dür. Katılımcılar MRS Ölçeğinin toplamından 18.0±8.7, alt boyutlarından ise: somatik şikayetler alt boyutundan 6.6±3.8 (alınabilecek alt ve üst değerler min:0 max:16), psikolojik şikayetler alt boyutundan 7.6±4.0 (alınabilecek alt ve üst değerler min:0 max:16), ürogenital şikayetler alt boyutundan 3.7±2.9 (alınabilecek alt ve üst değerler min:0 max:12) puanları aldıkları saptanmıştır.

    Evlilik Uyumu Ölçeği; toplam 58 puan üzerinden değerlendirilmiş, ölçeğin kesme noktasının 43,5 puan olduğu belirtilmiştir. Bu değerin altındaki puanın evlilikte uyum sorunlarına işaret ettiği bildirilmiştir. Ölçeğin değerlendirilmesinde, puanlardaki artış, aynı zamanda evlilik uyumundaki artışı ifade etmektedir9. Çalışmada kadınların evlilik uyumu ölçeği puan ortalaması 41.2±9.7 olarak saptanmıştır.

    Menopoza İlişkin Tutum Ölçeğinden 41.5±12.5 ortalama puan almışlardır. Bu puan ortalamasının, olumlu menopozal tutum alt sınır puanı olan 40’ın üzerinde yer aldığı ve kadınların olumlu menopozal tutum içinde oldukları saptanmıştır.

    Klimakterik dönemdeki kadınların evlilik uyumu ile menopozal semptomları arasındaki ilişkiye bakıldığında, negatif bir ilişkinin olduğu bulunmuştur (Tablo 3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Kadınların MRS Alt Boyutları İle Evlilik Uyumu ve Menopoza İlişkin Tutum Puan Ortalamaları Arasındaki İlişki

    Kadınların evlilik uyum puanları ile menopoza ilişkin tutum puanları arasındaki ilişkiye bakıldığında, pozitif yönde bir ilişkinin olduğu saptanmıştır (r=0.180 p=0.007, Tablo 3).

    Kadınların menopozal yakınmalarını etkileyen etmenlere bakıldığında; eğitim durumu ortaokul üzerinde olanların, çalışan kadınların, evlenme yaşı 21 ve üzerinde olanların, toplam gebelik sayısı 3 ve altında olanların, menopoz döneminin eşiyle olan ilişkisini etkilemediğini ifade edenlerin ve ailedeki kararlara katılanların menopozal yakınmalarının daha az görüldüğü saptanmıştır (Tablo 4).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 4: Kadınların Bazı Özelliklerine Göre MRS Puan Ortalamaları
    Klimakterik dönemdeki kadınların menopoz dönemini algılama durumu incelendiğinde, iyi ve kısmen iyi olarak algılayanların menopozal yakınmaları daha az yaşadıkları bunun da istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (F=9.852 P=0.000) (Tablo 4). Kadınlardan 67’si aile planlaması yöntemi kullanmadığı, 53’ü adet dönemi ağrı ve sıkıntılarından kurtulduğu için menopoz dönemini iyi olarak algıladıklarını ifade etmişlerdir. Kadınlardan 133’ü vücudundaki değişiklikler, 10’u cinsellikle ilgili sorunlar yaşadığı, 8’i ise doğurganlığını kaybettiği için menopoz dönemini kötü olarak algılamaktadır.

    Hormon replasman tedavisi kullanma durumu ile MRS puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (t=1.589 P=0.113) (Tablo 4).

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Bu çalışmaya benzer olarak Gürkan’ın (2005) yapmış olduğu çalışmada da, kadınların menopoz yaşları 46.6±4.9 yaş ve ortalama menopoz süreleri 55.8±47.9 ay bulunmuştur4.

    Çalışmamıza katılan kadınların, menopoz semptomlarını değerlendirme ölçeğinden toplam alınabilecek puan ortalamasının altında kaldıkları görülmektedir. Bu sonucun, çalışmanın menopoz şikayetiyle hastaneye başvuran ve takip altında olan kadınlar üzerinde yapılmış olmasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir.

    Çalışmada kadınların evlilik uyumu ölçeği puan ortalamasının 41.2±9.7 olarak saptanmış ve evlilik uyumunun alt sınır puanı olan 43.5’in altında yer aldığı ve kadınların uyumsuz evlilik ilişkisi içinde oldukları belirlenmiştir.

    Uçanok ve Bayraktar’ın çalışmasında belirttikleri gibi, Kağıtcıbaşının (1981) kültürlerarası bir proje kapsamında 8 ülkeyi içeren çalışmasında, Türk kadınlarının %62’sinin “eşe yakın olma” birinci veya ikinci sırada bir değer olarak seçtikleri dikkate alındığında, Türk toplumunda da evlilik ilişkisinin niteliğinin klimakterik döneme ilişkin şikayetler ile baş etmede oldukça önemli rolü olduğu ileri sürülebilir10. Araştırma bulguları bu doğrultudadır.

    Çalışmalar bazı kadınların, menopozu herhangi bir gerilim hissetmeden doğal bir yaşam dönemi olarak karşıladığını1,11, bazılarının ise menopozun kadını depresif, sinirli ve dağınık yapacağını, artık gerçek bir kadın olunamayacağı düşünceleri olduklarını bildirmektedir1,12. Yapılan çalışmalarda, olumlu menopozal tutumda olan kadınların menopozal yakınmalarla baş etme yeteneğinin daha fazla olduğu saptanmıştır3,13-15. Çalışmamızda menopoza yönelik olumlu tutum içinde olmanın menopozal şikayetlerin daha az yaşanmasına neden olduğu saptanmıştır.

    Yapılan çalışmalarda menopoza ilişkin tutumların oluşmasında kalıp yargıların, yaşama bakış açısının, evlilik ilişkisinin, iyimser tutum içinde olmanın ve menopoz yaşantısının olduğu kadar, bireylerin kişilik özelliklerinin de önemli bir faktör olabileceği ortaya konmuştur10. Çalışmamızda, klimakterik dönemdeki uyumlu evlilik ilişkisi olan kadınların uyumsuz evlilik ilişkisine sahip olanlara göre menopoza ilişkin tutumlarının daha olumlu olduğu görülmektedir.

    Çalışmamızda Varma ve ark. (2006) çalışması ile benzer olarak menopozal yakınmaların artan eğitim yılı ile azaldığı görülmüştür1. Çalışmaya katılan kadınların eğitim düzeylerinin menopozal yakınmaların azalmasında etkili olduğu belirlenmiştir. Eğitim düzeyinin artması olasılıkla menopoz dönemi ile ilgili doğru ve sağlıklı bilgilenmeyi ve anlamayı kolaylaştırıyor olabilir.

    Bloch (2002) Avusturya’da yaptığı çalışmasında klimakterik kadınların %35.3’ü menopoza karşı negatif duygular, %33.3’ü pozitif duygular, %27.5’i tarafsız, %3.9 ilgisiz duygular taşıdıklarını bulmuştur. Çalışmada kadınların 1/3’i menopoza yönelik olumsuz duygular taşıdıkları ve bu durumunda toplumda menopozun tedavi görmesi gereken bir hastalık olarak algılanması ve o döneme giren kadının dayanılmaz acıları beklemeye başladığı düşünülmektedir15. Doğu Araplar üzerinde yapılan bir çalışmada menopoza olumlu yaklaşıldığı saptanmıştır. Bunun nedeninin ise doğum kontrol yöntemlerini kullanmayan bu kadınların menopoz dönemini doğurganlığın sonu olarak görüp mutlu olmasından kaynaklandığı ifade edilmektedir16. Bizim çalışmamızda da kadınların çoğunluğunun gerek vücutlarında yaşadıkları değişiklikler ve cinsellikle ilgili sorunlar gerekse doğurganlığın kaybı nedenleriyle menopoz dönemini kötü algıladıkları dikkat çekmektedir.

    Çalışmada hormon replasman tedavisi kullanma durumu ile MRS puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Çalışmada hastaların geçmişte kullandıkları ilaçlar ve kullanım süreleri geriye doğru sorulmuştur. Bunun yanı sıra ilaç kullanan kadınların ilaç öncesi menopoza ilişkin semptomlarının sorgulanması, anımsama yanılgısına (recall bias) neden olabilir. Çalışma sonuçları bu doğrultuda değerlendirilmemelidir.

    Sonuç ve Öneriler: Kadınların menopoz semptom değerlendirme ölçeğinin toplamından ortalama 18.0±8.7 puan almış olup yakınmaları çok fazla yaşamadıkları belirlenmiştir. Menopoz semptom değerlendirme ölçeği alt boyutlarından psikolojik şikayetlerin daha fazla yoğunlukta yaşandığı saptanmıştır. Çalışmada kadınların evlilik uyumu ölçeği puan ortalaması 41.2±9.7’dır ve uyumsuz evlilik ilişkisi içinde oldukları belirlenmiştir. Menopoza İlişkin Tutum Ölçeğinden 41.5±12.5 ortalama puan aldıkları ve kadınların olumlu menopozal tutum içinde oldukları saptanmıştır.

    Araştırma sonuçlarına göre; uyumlu evlilik ilişkisi ve olumlu menopoza ilişkin tutum içinde olan klimakterik dönemdeki kadınlarda menopozal yakınmaların daha az görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca kadınların eğitim düzeylerindeki artış ve menopozu iyi algılama durumları menopozal yakınmaları olumlu yönde etkilemiştir.

    Bu sonuçlar doğrultusunda;

    Araştırma grubundaki kadınların yaşadıkları sorunlar ve bu sorunlara yönelik girişimlerin hizmet içi eğitim programlarıyla ebe ve hemşirelere anlatılarak öneminin kavratılması, kadınların eğitim düzeylerinin artırılması, olumlu menopozal tutum sağlamalarında kadınlara menopoza yönelik eğitim verilmesi, uyumlu evlilik ilişkisinin geliştirilmesi için sağlık çalışanları tarafından danışmanlık hizmetlerinin sağlanması önerilebilir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Varma GS, Karadağ F, Oğuzhanoğlu NK, Özdel O, Kökten S. Menopoz: Klimakterik belirtiler ve cinsel doyum arasındaki ilişki, Yeni Symposium 2006; 44: 182-188.

    2) Menopozda neler oluyor? http://www.jinemed.com.tr/yonetici/my_documents/my_files/jine-bulten-221.pdf 06.04.2007.

    3) Tortumluoğlu G, Erci B. Klimakterik dönemdeki kadınların sağlık davranışları ve menopoza ilişkin tutumlarının menopozal yakınmalar üzerine etkisi, Atatürk Üniv. HYO Dergisi,2003; 6: 77-90.

    4) Gürkan ÖC. Menopoz semptomları değerlendirme ölçeğinin Türkçe formunun güvenirlik ve geçerliliği, Hemşirelik Forumu Dergisi, Mayıs-Haziran 2005:30-35.

    5) Schneider HPG. Heinemann LAJ. Thiele K. The menopause rating scale (MRS), cultural and linguistic translation in to english. Public Health: The Menopause Rating Scale (MRS), 10.1072/L0305326. 2002.

    6) Montero I. Ruiz I. ve Hernandez I. Social functioning as a significant factor in women's help-seeking behavior during the climacteric period. Social Psychiatry Epidemiology, 1993;28: 178-183.

    7) Koster A. Davidsen M. Climacteric complaints and their relation to menopausal development: A retrospective analysis. Maturitas, Kurpius 1993;17:155-166.

    8) Bayraktar R. Uçanok Z. Menopoza ilişkin yaklaşımların ve kültürlerarası çalışmaların gözden geçirilmesi. Aile ve Toplum Dergisi, Nisan-Haziran 2002; 5:5-12.

    9) Tutarel-Kışlak Ş. Evlilik uyumu ölçeğinin güvenirlik ve geçerlik çalışması. 3P Dergisi, 1999;7: 50-57.

    10) Uçanok Z. ve Bayraktar R. Farklı yaş gruplarındaki kadınlarda menopoza ilişkin belirtilerin, tutumların ve yaşama bakış açısının incelenmesi. 3P Dergisi: Psikoloji, Psikiyatri, Psikofarmakoloji 1996; 4:11-20.

    11) Kaur S. Walia I. Singh A. How menopause affects the lives of women in Suburban Chandigarh, İndia. Climacteric; 2004; 7: 175-180.

    12) Dennerstein L. Et al. Menopausal symptoms in Australian women. Med J Aust; 1993;159:232-236.

    13) Baştürk M ve ark. Menopoz kliniğine başvuran kadınlarda psikiyatrik değerlendirme. IV. Ulusal Konsültasyon Liyezon Psikiyatri Kongresi, 30 Ekim-1 Kasım 1996, İstanbul.

    14) Fuh JL, Wang SJ, Lu SR, Juang KD, Lee SJ. The Kinmen women health investigation (KIWI): A menopausal study of a population aged 40-54. Maturitas 2001; 39:117-124.

    15) Bloch A. Self-awerenss during the menopause, Maturitas 2002; 30;4: 61-68.

    16) Ballinger CB. Psychiatric aspects of menopause. British Journal of Psychiatry 1990:156:773-787.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]